SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

25'inci madde değişikliğiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 114'üncü maddesinde değişiklik yapılıyor. İcra ve İflas Kanunu'nun 114 ve 126'ncı maddeleri kapsamında taşınır, taşınmaz satışlarının gazete yoluyla ilan edilip edilmeyeceğinin takdir yetkisi anılan 114'üncü madde uyarınca ilgili icra memurluklarının tasarrufuna bırakılmış oluyor. İcra memurları tarafından da ifa edilen bu yetkiden kaynaklanan uygulamalardaki farklılıkların giderilmesi, bu ilanların internet haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla maddeye eklemeler yapılıyor. Bu doğrultuda satışa konu mallar için yapılacak ilanın kapsamını belirlemek üzere eşik değerler getirilmekte ve böylece satışı yapılacak mala rağbetin artması, değerinin altında satış yapılmasının önüne geçilmesi, şeffaflığın sağlanması maksadıyla etkin bir şekilde duyuru müessesesi kurulması amaçlanıyor. Diğer taraftan vatandaşların icra, ihale, tebligat ve personel alımlarına ilişkin ilanlara tek merkezden kolayca ulaşabildiği Basın İlan Kurumu İlan portalında da ücretsiz yayın yapılması sağlanmakta. Son olarak, ilan bedellerinin yıllık olarak Adalet Bakanlığınca üretici fiyat artış oranları doğrultusunda artırılması düzenlenmektedir.

Arkadaşlar, son bir yıldan beri gayrimenkul fiyatlarındaki artış artık o kadar yükseldi ki yani geçen yıl 500 bin lira olan gayrimenkul, şu anda 1,5 trilyon ya da 2 trilyona yükseldi. Yani bu belirlenen bedellere göre biz eğer bu satışların ilanlarını yapmaya kalkarsak, bu durumda yerel basına vereceğimiz bir gayrimenkul bulunamayacak yani hepsi 50 binden yukarı olan basın ve ulusal basın ya da internet sitelerine gidecek. O zaman "yerel basın" diye bir şey kalmayacak.

Yerel basın, özellikle biz siyasetçiler için siyaset yaptığımız alan, vatandaşa ulaşabildiğimiz en büyük alanlardan birisi. Biz kendi alanımızı eğer yok etmeye kalkarsak o zaman -basın özgürlüğüne yönelik eleştirilerimiz zaten var- binlerce iş yapan, işçi çalıştıran, istihdam sağlayan yerel basını bitiririz, buna dikkat etmemiz gerekiyor. Yani internet haber sitelerini desteklemek lazım, tamam, ancak 25, 26 ve 27'nci maddelere baktığımız zaman, bu desteği, yazılı basını, özellikle mahallî gazetelerin ilanlarını keserek yapmak -yani bu düzenlemeyle- anlaşılır bir durum değil.

Yani arkadaşlar, bakıyoruz, şimdi, ben de üç ayda bir adalet raporu bastırıyorum, geçen seneki maliyetlere göre bu seneki maliyetler döviz kuru arttığından dolayı çok yüksek. 400 dolardan bin dolara çıktı kâğıt, kur 7 liradan 17 küsur liraya çıktı. Yani bu nedenle yerel basını desteklememiz gerekiyor. Bu desteği nasıl yapacağız? Onların elindeki imkânları alıp da başka yerlere tam anlamıyla verme değil, dengeli bir çalışmayla yapacağız. Bu, Anayasa'da açık. Anayasa'da 28'inci maddedeki basın hürriyeti, daha sonra, süreli ve süresiz yayın hakkıyla ilgili maddeler... "Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik şartlar koyamaz." diyor. Yani bu çerçevede gelirlerini vergi olarak veriyor, yasalara uyuyor, istihdamda etkileri var. Yerel basını mutlaka korumamız gerekiyor. Bu maddenin Genel Kurula kadar daha farklı bir şekilde düzenlenip bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ederim.