KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Ankara) - Sayın Başkan, Komisyonun değerli üyeleri, değerli arkadaşlarım, idarelerimizin değerli temsilcileri; şahsım ve Hükûmetimiz adına hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, ben 9.30'u biraz geçiyordu geldiğimde, Başkan da yoktu, hiç kimse de yoktu, salon boştu yani gecikme benden kaynaklanmadı onu belirtmek istiyorum.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Bütçe Kanunu ile 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu tasarılarını arz ediyorum.

Müsaadenizle, öncelikle Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ile başlamak istiyorum.

2015 yılı itibariyle 24'üncü yılını tamamlayan TİKA, yaptığı proje ve faaliyetlerle dış politikamızın en önemli kuruluşlarından biri hâline gelmiştir. 2002-2015 yılları arasında ülkemizin her alanda gerçekleştirdiği büyük atılımın bir yansıması olarak yurt dışında binlerce projeye imza atan TİKA, Türkiye'nin adını ve bayrağını sınırlarımızın ötesine taşımakta, Türkiye'nin kalkınma yardımlarını koordine ederek ülkemizi 5 kıtada temsil etmektedir.

Özellikle Türkiye'nin son dönemde bölgesel bir aktör hâline gelmesi, "soft power"la, yumuşak güçle öne çıkması, insani krizlerde önemli roller üstlenmesinde bu tür kurumlarımızın önemli katkıları var.

Hükûmetimiz döneminde TİKA'nın kurumsal kapasitesinin geliştirilmesine yönelik olarak yasal düzenlemeler yapılmış, insan kaynakları ve fiziksel altyapısı geliştirilmiştir.

2002 yılında TİKA'nın yurt dışındaki ofis sayısı 12 iken bugün itibarıyla 50'nin üzerindedir. 2014 yılında Hükûmetimizin izlediği dış politikaya binaen Ürdün, Bangladeş, Kamerun, Namibya, Macaristan, Romanya, Tanzanya, Çad, Meksika, Filipinler, Cezayir, Güney Sudan, Cibuti ve Kolombiya'da TİKA ofisleri açılmış. TİKA ofisinin olmadığı ülkelerde ise ilgili kamu kuruluşlarımız ile eş güdüm hâlinde faaliyet gösterilmektedir.

Türkiye'nin dünyaya erişim gücünün artmasına bağlı olarak TİKA'nın çalışma coğrafyası da genişliyor. Bu kapsamda, Sahra Altı Afrika, Latin Amerika ve Asya-Pasifik ülkeleriyle ilişkiler somut iş birliğine dayalı olarak ilerliyor.

Yine, bu kapsamda, Myanmar, Bangladeş, Sri Lanka, Vanuatu, Kiribati, Saint Lucia, Peru, Guatemala, Bolivya, Filipinler, Brezilya, Küba gibi ülkeler de TİKA'nın faaliyet alanında ülkeler içerisine girdi. Bu şekilde TİKA, bugün itibariyle 5 kıtada 150'den fazla ülkede faaliyet gerçekleştirir konuma gelmiştir.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Türk cumhuriyetleri bağımsızlıklarının 24'üncü yılını kutlarlarken kendilerine özgü başarı hikâyelerini de gözler önüne seriyorlar. Buna paralel olarak özellikle Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan gibi ekonomik olarak refaha kavuşan ülkelere yönelik ilk dönemde dar bir çerçevede uygulanan çalışmalar bugün itibarıyla yerini farklı sektörlerde muhtelif projelere bırakmış ve geniş bir iş birliği zemini oluşmuştur.

Altı yüz yılı aşkın süredir tarihî, dinî ve kültürel bağlarla bağlı olduğumuz Balkanlarda öncelikli olarak kardeşlik bağlarımızı pekiştirmeye ve kültür varlıklarımızı korumaya yönelik projeler uygulanmaktadır. Bunun yanında, idari ve sivil altyapılar ile ekonomik altyapıların geliştirilmesi kapsamında muhtelif destekler veriliyor. Bosna-Hersek ve Makedonya gibi ülkelerde üretim sektörlerinde pek çok başarılı proje hayata geçiriliyor.

TİKA, krizler sırasında hızlı hareket etme kabiliyetini göstermekte olup 2014 yılında Myanmar, Filistin, Irak ve en son Bosna-Hersek'te ortaya çıkan insani krizlere cevap vermek amacıyla bölgeye intikal eden ilk kuruluşlardan olmuştur.

TİKA 2005 yılında başlatılan "Afrika açılımı" çerçevesinde bugün Afrika'nın büyük bir bölümüne yayılan güçlü bir organizasyon yapısına kavuşmuştur. Afrika'da Tunus, Sudan, Somali, Etiyopya, Senegal, Nijer, Namibya, Kamerun, Kenya, Çad, Tanzanya, Cezayir ve Cibuti'de bulunan program koordinasyon ofisleri üzerinden faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu şekilde TİKA Afrika'da Türkiye'nin varlığından güçlü bir şekilde söz ettirmeye başlamıştır.

2011 yılında İstanbul'da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler, En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı sırasında en az gelişmiş ülkelere yönelik her yıl 200 milyon dolar kalkınma yardımı taahhüdünde bulunmuştur. 2011'de 279 milyon dolar, 2012'de 348 milyon dolar, 2013'te 280 milyon dolar ve 2014'te 209 milyon dolar yardım yapılmak suretiyle taahhüdümüz yerine getirilmiştir.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 2014 yılında TİKA Başkanlığınca gerçekleştirilen proje faaliyetlerinin sektörel dağılımı incelendiğinde ilk sırada, eğitim, sağlık, kültürel iş birliği, su ve sanitasyon gibi alt sektörleri barındıran sosyal altyapılar ve hizmetlerin yer aldığı görülmektedir. Bu Hükûmetimizin dış politikasında da insan odaklılığı temel ilke olarak benimsemesinin bir tezahürüdür.

2014 yılında TİKA'nın yapmış olduğu yardımların bölgesel dağılımına bakıldığında yüzde 28,6'yla Güney ve Orta Asya ilk sırada, yüzde 23,8'le Afrika ikinci sırada, yüzde 21,2'yle Balkanlar ve Doğu Avrupa üçüncü sırada, yüzde 21,1 ile Orta Doğu dördüncü sırada yer almaktadır.

2014 yılında TİKA iş birliği projelerinden en çok yararlananlar ise Filistin, Afganistan, Bosna Hersek ve Somali olmuştur. Uzak coğrafyalarda da TİKA'nın ciddi çalışmaları var. Butan, Endonezya, Kiribati, Malezya, Palau, Solomon Adaları, Tuvalu ve Vanuatu'ya yapılan yardımlarla da yine buralarla gönül bağı kurulmaya çalışılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, eğitim alanında TİKA'nın yaptığı çok ciddi çalışmalar var. Okul inşası, onarımı, tadilatı, tefrişatı yoluyla eğitim altyapıları oluşturulmaktadır. Bu kapsamda 2014 yılında 69 okul inşaatı ve onarımı, 134 okul donanımı tefrişatı gerçekleştirilmiştir. Birkaç örnek vermek gerekirse: Arnavutluk'ta 650 öğrenci kapasiteli Vlora Mustafa Kemal Atatürk Okulu'nun tadilatı yapılmıştır. Bosna Hersek'in Cazin şehrinde yaklaşık 1000 öğrencinin öğrenim gördüğü II. Srednja Skola Okulu'nun inşaatı tamamlanmıştır. Kosova'da Nazım Hikmet İlköğretim Okulu bünyesinde ek bir sınıf inşa edilmiş, tefrişatı, elektronik donanımı yapılmıştır. Azerbaycan'da Bakü Türk Anadolu Lisesi'nin modernizasyonu yapılmıştır. Afganistan'da Kunduz ve Cevizcan bölgelerinde bulunan liselere tefrişat desteği sağlanmıştır. Filistin'in El Halil şehrinde 14 sınıflı Filistin El Halil Türk Okulu inşa edilmiştir.

Bu okulların yanı sıra sağlık alanında da, sağlık altyapısının geliştirilmesi, personelinin daha eğitimli hâle getirilmesi, teknik donanım vesaire konularında da ciddi katkılarda bulunulmaktadır. Özelikle komşu coğrafyalarda, Balkanlarda son dönemde yaşanan birtakım sıkıntılara karşı özellikle ilaç ve aşı yardımı sağlık taramaları konusunda TİKA'nın ciddi çalışmaları var. Şu ana kadar inşa edilen hastane ve sağlık merkez sayısı 50 civarında. 110 civarında da sağlık merkezi yapıldı, bunların tefrişatı yapıldı, donanımı güçlendirildi. Eğitim alan sağlık personel sayısı yaklaşık 3 bin civarında.

2014 yılında başta Afrika ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelere 28 adet ambulans temin edildi. Pakistan'ın Pencap Eyaleti'nin Muzaffargarh vilayetinde 90 yatak kapasiteli modern bir hastane hizmete açılmıştır. Arnavutluk'ta

Tiran'ın en büyük jinekoloji hastanesinin laboratuvar malzemeleri yenilendi. Kosova Merkezi Üniversite Kliniğinden 40 uzmana eğitim verildi. Kırgızistan Sağlık Bakanlığına 3 ambulans hibe edildi. Özbekistan'ın Fergana şehrinde 105 çocuk ve gence dudak ve damak yarıkları başta olmak üzere plastik cerrahi operasyonu gerçekleştirildi.

Diğer üçüncü önemli alan su ve sanitasyon alanındaki çalışmalar özellikle Afrika'da yoğunlaşmış bu çalışmalar. Oradaki coğrafi şartlar, uzun süreli kuraklık, altyapıyla ilgili sorunlar, sosyal siyasi istikrarsızlık nedeniyle insanlar temiz suya, sağlıklı içme suyuna ulaşamıyorlar, ulaşmakta zorluk çekiyorlar. Bu yüzden kuyu açma, su şebekelerini iyileştirme gibi TİKA birtakım projeler yürütüyor. 2002-2014 arasında açılan su kuyusu sayısı 1.346'ya ulaşmış durumda. Gazze'nin değişik yerlerinde 7 adet su kuyusu açılmış. Kamerun'da, Moritanya'da, Nijer'de yine benzer şekilde su kuyuları açılmış durumda.

Yurt dışındaki kültürel mirasımızın korunması konusunda da TİKA önemli fonksiyonlar görüyor. Özellikle Balkan ülkeleri başta olmak üzere. Afrika'dan Latin Amerika'ya kadar ecdat yadigarı eserler restore ediliyor, koruma altına alınıyor, tanıtımına yönelik çalışmalar yapılıyor ve bu eserler dünya kültür mirasına yeniden kazandırılmış oluyor. Bu projelerden bazıları şunlar: Arnavutluk'ta Preze Kale Camii ve Kruja Murad Bey Camii restorasyonu, Türkmenistan'da Sultan Alparslan'ın mezar yerinin bulunması ve sahabe türbelerinin restorasyonu, Macaristan'da Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının gömülü olduğu türbenin bulunması ve restorasyonu, Filistin'de Sultan II. Abdülhamid Sebili'nin restorasyonu, Cezayir'de Keçiova Camii restorasyonu gibi birçok proje.

Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, değerler arkadaşlar; TİKA 2016 bütçesinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımına bakıldığında personel giderleri için 23,9 milyon lira, Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenen devlet primleri için 2,9 milyon lira, mal ve hizmet alımı giderleri için 14,9 milyon lira, sermaye giderleri için 2,6 milyon lira, cari transferler için 114 milyon lira ve sermaye transferleri için 21,2 milyon lira ödenek öngörülmektedir. Buna göre 2016 yılında bütçenin bir önceki yıla göre yüzde 27,3'lük bir artışla 179 milyon 610 bin lira olması öngörülmektedir.

TİKA 2016 bütçesinin harcama birimlerine göre dağılımına baktığımızda Orta Asya ve Kafkaslar bölgesinde yapılacak çalışmalar için 21,2 milyon lira, Balkanlar ve Doğu Avrupa ülkesinde yapılacak çalışmalar için 43,1 milyon lira, Orta Doğu Afrika bölgesinde yapılacak çalışmalar için 45,6 milyon lira, Doğu ve Güney Asya, Pasifik ve Latin Amerika ülkelerinde yapılacak çalışmalar için de 18,1 milyon lira, bölgesel projeler ile ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği projeleri için 13 milyon lira, insan kaynakları ve destek hizmetleri için 20 milyon, yurt dışındaki program koordinasyon ofisleri için de yaklaşık 15 milyon kaynak ayrıldığı görülecektir.

Türkiye kapasitesi ve kaynakları ölçüsünde yardım yapmakta ve pek çok coğrafya bu yardımları ulaştırmaktadır. Bunları asla bir yük olarak görmüyoruz. Ülkemizin uluslararası arenadaki saygınlığının ve görünürlüğünün artmasında bu hizmetler gerçekten önemli katkılar sağlıyor. Dostluk köprüleri oluşturuluyor. Özellikle gönül coğrafyamızın olduğu bölgelerle ilişkilerimizin daha da derinleşmesine sebep oluyor.

Değerli arkadaşlar, geleneksel donörler toplumları genelde tek tipleştirecek şekilde birtakım yardım faaliyetlerinde bulunuyorlar. Yerel özellikler muhafaza edilerek ihtiyaçlar doğrultusunda çalışmalar yürütmek asıl olandır. Bizim bu yardım çalışmalarımızda da bu yerel özellikler dikkate alınarak birtakım faaliyetler yürütülüyor. Bu özellikle Afrika'da daha anlam taşıyan bir konu. Bu bağlamda sömürünün, iklim koşullarının ve iç savaşların bir sonucu olarak Afrika'da sorunlar maalesef kronikleşmiş durumda. Uluslararası toplumun yirmi yıl önce kendi hâline terk ettiği Somali'de, 2011'de yaşanan kuraklık ve açlık felaketi sonrası ilk devreye giren ülke Türkiye olmuş, ülkemizin yardımları Somali'de bir çığır açmış ve bütün dünyanın dikkatini çekmiştir. Tabii, Afrika'ya çok farklı sebeplerle yardım elini uzatan ülkeler, birtakım kuruluşlar, STK'lar olduğunu biliyoruz. Bunların farklı amaçları olabiliyor, yeraltı kaynakları veya siyasi nüfuz mücadeleleri veya işte, misyonerlik faaliyetleri vesaire. Türkiye'nin bütün bu bölgelere şefkat ve yardım elini uzatmasının tek bir şeyi var, o da insani perspektiftir, insani duyarlılıktır.

Değerli arkadaşlar, Türkiye yükselen donör nitelemesine uygun olarak bu yıl resmî yardım miktarını artırarak 3,6 milyar dolara çıkarmıştır. 1992 yılından bu yana resmî kalkınma yardımlarını 40 kat artıran ve artırmaya devam eden Türkiye'nin çizdiği bu başarılı grafik uluslararası arenada da dikkat çekmektedir.

Resmî kalkınma yardımının gayrisafi millî hasılaya bölünmesiyle hesaplanan bin yıl hedefi gerçekleşme düzeyi 2014 yılında binde 45 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye, bu oran ile OECD Kalkınma Yardımları Komitesinde üye ülkelerin ortalaması olan binde 29'u geçmiş durumdadır.

Kalkınma iş birliğinin en önemli enstrümanlarından olan TİKA insanlığın ortak refahı için, devlet geleneğimiz, vakıf kültürümüz ve medeniyet değerlerimizden aldığı ilhamla, uluslararası işbirliğini geliştirmeye yönelik faaliyetlerine devam edecektir.

Diğer bir kurumumuz, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, 21'inci yüzyılın ihtiyaçlarını iyi analiz eden Türkiye kamu diplomasisine ve diaspora çalışmalarına daha fazla önem vermeye başlamış durumda. Bu çerçevede YTB kurulan bir kurum. Başkanlık, beş yıldır yurt dışındaki vatandaşlar, soydaş ve akraba toplulukları, uluslararası öğrenciler ile bu alanda çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşlarına yönelik çalışmalar yürütüyor, bunları destekliyor, burslar veriyor, projelerine katkıda bulunuyor, yurt dışındaki vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgileniyor. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız yabancı düşmanlığından İslamofobiya gençlik daireleri tarafından ellerinden alınan çocuklarımızdan aile birleşimindeki sıkıntılara ve eğitime kadar çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Burada vatandaşlarımızın her zaman yanında olduğumuzun, her türlü sorunlarıyla ilgilendiğimizin bir ifadesi olarak mali destek programları başlatıldı. Bu programdan bazıları ayrımcılıkla mücadele, aktif yurttaşlık ve eşit katılım, herkes için adalet, çift dilliliği teşvik, eğitim ve akademik destektir.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız daha önce oylarını gümrük kapılarında kullanabilirken Başkanlığının 2011 yılında başlattığı çalışmalarla 2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde en yakın konsoloslukta veya belirlenen tarihlerde gümrük kapılarında oylar kullanılmıştır ve yurt dışındaki vatandaşlarımızın oy kullanma oranı giderek yüzde 7'lerden 8'lerden yüzde 18'e, daha sonra 37'e, en son seçimde yüzde 45'e çıkmıştır.

YTB Yurtdışı Genç Liderler Programı yapıyor. Yurt dışında doğup büyüyen akademik eğitimlerine devam eden gençlerimize katkıda bulunuyor. Bu şekilde üç yılda 140 gencimiz bundan faydalandı. Gençlik Köprüleri Programı'yla yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin bir şekilde burayla gönül bağını devam ettirecek çalışmaları var. 2015 yılında Evliya Çelebi Gençlik Köprüleri kapsamında 9, Çanakkale 100'üncü yıl Özel Destek Programı kapsamında 20 adet proje gerçekleştirildi. 2015 yılında 1.500 öğrenci bu programlara katıldı. Yurt dışı vatandaşlar araştırma destek bursları verildi. İslamofobi çalıştayı yapıldı. Avrupa'da yükselen ayrımcılık İslamofobi raporu hazırlandı. Yurt dışı hukukçular buluşması sağlandı. Bin yıllık komşumuz Ermeniler, bir asırlık mesele demokratikleşme sürecinde yeni yaklaşımlar, "1915-2015" isimli kitap hazırlandı ve farklı dillerde yayımlandı.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'deki işlemlerinde karşılaştığı hukuki ve idari sorunlarla ilgili bir çözüm paketi hazırlandı. Burada 10 madde vardı, bunun 6'sını attığımız adımlarla gerçekleştirdik. Kanun ve kanun değişikliği gerektiren ve idari düzenleme gereken 2 başlıkta da çalışmalar sürüyor. Neler oldu? Siz de yakından takip ediyorsunuz.

Yurt dışında yaşayan vatandaşların pasaport harçlarının 100 avroya düşürülmesi, en fazla 100 avro olabilmesi, dövizli askerlik bedelinin 6 bin avrodan bin avroya düşürülmesi, yurt dışında yaşayan vatandaşların Türkiye'ye beraberlerinde getirdikleri araçların ülkemizde kalış sürelerinin iki yıla çıkarılması, yurt dışında yaşayan vatandaşların Türkiye seyahatlerinde yüzde 20 oranında aile indiriminden faydalanması, yurt dışında yaşayan vatandaşların Türkiye'de mobil cihazIarına harç ücreti ödemeksizin dört ay kullanabilmelerinin sağlanması, yine bu vatandaşlarımızın doğum yardımlarından faydalanması. Bunlar hayata geçirdiğimiz düzenlemeler.

Mali destek programlarıyla soydaş ve akraba topluluklara ilişkin projeler destekleniyor. Mevlana Kültürel Etkileşim Programı'nda 48, Gençlik Gelişim Programı'nda 13, Evliye Çelebi Programı'nda 5 proje desteklendi.

Bürokrasi akademisi çalışması, Balkan ülkeleri düşünce kuruluşları buluşması, Orta Doğu düşünce kuruluşları buluşması, Afrika düşünce kuruluşları buluşması, tüm bu bölgelerdeki düşünce kuruluşları Türkiye'ye davet edildi, bunlarla çalıştaylar yapıldı ve ilişkiler daha da geliştirildi.

Bunun yanında Vakıflar Genel Müdürlüğüyle birlikte birtakım envanter çalışmaları yapılıyor. Kırım Tatar Tarihî Eserleri Envanter Projesi, Kırım Sürgünü Sözlü Tarih Çalışması, Ahıska sürgününün belgeselleştirilmesi çalışması gibi bir dizi çalışma yine akraba topluluklarla ilgili devam ediyor.

Türkiye-Lübnan Dostluk Köprüsü: Lübnan'da Türk Varlığı ve Osmanlı Mirası Raporu hazırlandı. Filistin'le ilgili Osmanlı arşivleri belgelerinin katalog hâline getirilip uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin yanı sıra farklı dillere çevrilerek paylaşılması da planlanıyor.

Değerli Başkan, değerli Komisyon üyeleri; Türkiye'nin özellikle bir eğitim merkezi olması konusunda Türkiye Bursları uygulaması... Bu marka hâline gelen bir uygulama. 153 ülkeden 15 binden fazla uluslararası öğrenci 55 farklı şehirde 105 üniversitede öğrenim görüyor. 2014 yılında 176 ülkeden yaklaşık 82 bin başvuru alan Türkiye Bursları, 2015 yılında 182 ülkeden yaklaşık 155 bin başvuru almıştır. Maalesef, tabii, kontenjan 5 bin olduğu için 5 bin öğrenci burslandırılmıştır. Bu şekilde binlerce farklı ülkelerden öğrenciler Türkiye'ye gelmekte, bunlar da kendi ülkelerinin genelde en başarılı öğrencileri olmakta ve Türkiye'de eğitim gördükten sonra ülkelerine döndüklerinde âdeta bir Türkiye dostu olarak kamu diplomasimize de faydalı olmaktadır. Yine Türkçe eğitim çalışmaları var. TRT Kış Okulu, Osmanlı Dünyası Bahar Okulu, Uluslararası Öğrenciler Sosyal Bilimler Kongresi gibi bir dizi çalışmayı da YTB devam ettiriyor.

2011 yılından itibaren 70'in üzerinde ülkede 771 proje desteklenerek başvuru sahiplerine 72 milyon lira destek sağlandı. Toplam destek tutarı 21,3 milyon olmuştur. YTB sivil toplum destekleri de uygulanmaktadır.

2016 yılı bütçesinde 11 milyon 518 bin Türk lirası personel gideri, 1 milyon 772 bin Türk lirası Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderleri, 18 milyon 227 bin Türk lirası mal ve hizmet alımları, 213 milyon 519 bin Türk lirası cari transferler, 2 milyon 655 bin Türk lirası sermaye giderleri olmak üzere toplam 247 milyon 691 bin Türk lirası ödenek talep edilmiştir.

Sayın Başkan, değerli Komisyonu üyeleri; Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı faaliyetleri hakkında da kısaca bilgi vermek istiyorum. Misyonunu afetlere dirençli toplum oluşturma şeklinde belirleyen AFAD bu misyonu ulaşmak için sürekli gelişen ve öğrenen kurum olarak risk odaklı bütünleşik afet yönetimi sistemi kurmak, afet yönetimi standartlarını yaygınlaştırmak, afetlere hazırlık için eğitim seferberliği başlatmak, uluslararası alanda öncü kuruluş olmak yolunda önemli mesafeler kat etti. 5 kıtada 51 ülkede faaliyet gösteriyor, insani yardım yapıyor.

AFAD, yaygın olarak müdahale eksenli bir kurum olarak bilinmektedir. Ancak AFAD, felaketler başa geldiğinde müdahalede bulunma üzerine kurulu afet yönetim politikalarını geçmişte bırakmış, afetler henüz gerçekleşmeden önlemeye çalışan Afet Risk Yönetimi Sistemi'ni ülkemizde uygulamaya geçirmiştir. Zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme evrelerinden oluşan ve Bütünleşik Afet Yönetim Sistemi olarak adlandırılan modelle AFAD; afet öncesi hazırlık, planlama ve risk azaltma çalışmaları, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri, erken uyarı ve kesintisiz haberleşme projeleriyle afet zararlarını en aza indirmeye çalışmaktadır. Ülkemizi afet alanında sıfırıncı dakika hazırlıyoruz.

Türkiye Afet Müdahale Planı hazırladık. Bunun alt başlıkları hizmet grupları, koordinasyon birimleri kimin hangi rolü üstleneceği bununla ilgili Türkiye Afet Müdahale Planı, strateji belgeleri hazırlanmıştır. Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi'yle coğrafi bilgi sistemleri üzerine inşa edilmiş...

Başkanım, yalnız benim konsantrasyonum bozuluyor, bilmiyorum sizinkiler nasıl.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Bakan, biz sizden önce çok oturumda bu uyarıyı yapıyoruz.

BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Ankara) - Neyse ben yapınca belki değişir.

Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi'yle coğrafi bilgi sistemleri üzerine inşa edilmiş, erken uyarı ve tahmin yapabilen, modelleme simülasyonlarla risk yönetimi gerçekleştirebilen, afet anında tüm kaynakları etkin bir şekilde yönetebilen karar destek mekanizmalarına sahip bir sistem oluşturuyoruz. Barınma merkezlerini yönetebileceğimiz Afet Geçici Kent Yönetim Sistemi, Elektronik Yardım Dağıtım Sistemi, Mekânsal Bilgi Sistemi, Olay Komuta Sistemi, Afet Sonrası Görüntü Alma ve İşletme Sistemi gibi bir dizi sistem hayata geçirilmektedir. Deprem Erken Uyarı Ön Hasar Tahmini Projesi de başlamıştır.

Kesintisiz Ve Güvenli Haberleşme Sistemi... Bu özellikle afetlerden sonraki iletişimi sağlayabilmek açısından önemli. Afetlerden barınma ihtiyacının karşılanması için de çalışmalarımız devam ediyor. Afet ve acil durumlarda öncelikli olarak ihtiyaç duyulan çadır stokumuz artırıldı. Türk aile tipine göre 110 bin çadır stokuna ulaştık. Türkiye afetselliğine göre 15 bölgeye ayırdık. Toplam 27 lojistik merkez kurma çalışmasına başladık. Bu kapsamda 22 adet ilde depo kurulumu çalışmalarını tamamladık ve depoları işletmeye açtık.

2015 yılının on bir ayında gerçekleşen diğer müdahale faaliyetlerinden de bahsetmek istiyorum. 2015 yılın on bir ayında 1.327 afet ve acil durum olayına 6.721 personelle müdahale edilmiş, 9.068 vatandaşımız sağ olarak kurtarılmış, ölen 636 vatandaşın cenazeleri yetkililere teslim edilmiştir. Ülkemizin müdahale kapasitesini geliştirmek için 101 adet orta tonajlı arama ve kurtarma aracının malzemeleriyle birlikte alımı sağlanarak 81 il AFAD müdürlüğüne dağıtımı yapılmıştır, toplam maliyeti 48.5 milyondur.

Sayın Başkan, değerli üyeler; Türkiye Afet Yönetimi Çerçeve Belgesi hazırlanmıştır. Bütünleşik Afet Tehlike Haritalarının Hazırlanması yani bir harita üzerinde Türkiye'de yaşanabilecek bütün doğal afetler ve diğer riskleri kapsayacak şekilde, deprem haritasının güncellenmesiyle ilgili bir çalışma da yapılmaktadır. Tabii, bilimsel teknolojik gelişmeler paralelinde bunun da yenilenmesiyle ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Türkiye Afete Duyarlı Yerleşime Uygunluk Projesi, afete maruz bölgenin koordinatlandırılması, afet arşivi, Türkiye afet bilgi bankası gibi çalışmalar yürütülmektedir.

Teknolojik Afetler Yol Haritası Belgesi hazırlanmıştır.

2012'de yürürlüğe giren Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı da risk azaltma faaliyetlerimizde önemli bir yer tutmaktadır.

AFAD, ülkemizdeki en büyük ve gelişmiş 776 istasyondan oluşan deprem gözlem ağını başarıyla, 7/24 kesintisiz olarak çalıştırmaktadır. Türkiye Deprem Veri Merkezi de hayata geçirilmiştir.

Afete hazır aile, afete hazır okul, afete hazır iş yeri kapsamında binlerce, yüzbinlerce kişiye, kuruma, okula iş yerine eğitim verilmiştir.

260 binin üzerinde, biliyorsunuz, Türkiye'de kamplarımızda, geçici barınma merkezlerimizde kalan Suriyeli var, yaklaşık 270 bin. Onun dışında, yani bu 25 geçici barınma merkezinin dışında da yaklaşık 2 milyon 300 bin civarında Türkiye'nin farklı şehirlerinde Suriyeli kardeşlerimiz var. Yani toplamda, bugün itibarıyla, biyometrik kayıt sistemine giren 2 milyon 541 bin Suriyeli Türkiye'de bulunmaktadır. Bunların her türlü meselesiyle, özellikle geçici barınma merkezlerinde kalanların tüm sorunlarıyla eğitim, sağlık vesaire ilgilenilmekte, diğerlerinde önemli meseleleri sağlık, eğitim, bu konularda elimizde gelen çaba gösterilmektedir.

Afet Geçici Kent Yönetim Sistemi Birleşmiş Milletler düzeyinde birincilik ödülüne layık görülmüştür. Gerçekten, bu geçici barınma merkezleri bütün yabancı heyetler tarafından da ziyaret edilmektedir. BM standartlarının çok üstünde bir hayat kalitesi olduğuna dönük bir kabul söz konusudur. Bugüne kadar da 8 milyar dolar civarında bu Suriyeli kardeşlerimiz için bir harcama yapılmıştır.

Geçici barınma merkezlerinde kurduğumuz 15 sahra hastanesinde sağlık hizmeti veriliyor. Bugüne kadar kamp içi, kamp dışında 10 milyon 30 bin poliklinik hizmeti sunuldu. 419 bin yatan yastaya hizmet verildi, 294 bin cerrahi müdahale yapıldı. Toplamda yaklaşık 150 bin bebek Türkiye'de dünyaya geldi.

Kamplarımızdaki Suriyeli çocuk ve gençlerin eğitimi konusunda da çalışmalar var. Hem kampta kurulan eğitim imkânlarıyla -burada birtakım veriler var ama ben kabaca söyleyeyim- yaklaşık 700 bin civarında eğitim yaşında, öğrenim yaşında çocuğumuz var Suriye'den gelen. Bunların yaklaşık şu anda 290-300 bini eğitim sistemi içerisinde girmiş durumda. Bu yıl hedefimiz 460 bin ama bütün bu öğrenim yaşındaki çocukların eğitim sistemi içerisine alınmasıyla ilgili de gerçekten çok hummalı bir çalışma yürütüyoruz.

Türkiye'ye Suriye'den ve Irak'tan gelen Türkmenler var, AFAD koordinasyonunda misafir ediyoruz buradaki kardeşlerimizi de. Özellikle 9.416'sı Bayır Bucak'tan gelen, toplamda 56.757 Türkmen Türkiye'de bulunuyor. Suriye'den gelen Türkmenlerin tamamı 21.006 kişidir. Buna eki olarak 9.391 Iraklı Türkmen de AFAD barınma merkezlerinde kalıyor. Irak Türkmenlerine AFAD koordinasyonunda 225 insani yardım tırıyla gıda, çadır, hijyen gereçleri, ilaç ve tıbbi yardım malzemeleri gönderilmiştir.

AFAD ile yardım yapılan ülke konumundan dünyanın her ülkesine yardım yapan ülke konumuna geldik ve dünyanın dört bir yanında bugün AFAD insani kurtarma operasyonlarına, müdahalelerine katılmaktadır. Irak'ta yaşanan insani kriz nedeniyle, sıfır noktasında, AFAD, İnsani Yardım Dağıtım Merkezi üzerinden bugüne kadar 80 binden fazla gıda kolisi, yüzlerce ton kuru gıda, yaklaşık 9 bin çadır, 354 konteyner, 25 bin battaniye, muhtelif barınma malzemeleri, hijyen malzemeleri, bebek maması, ilaç ve tıbbi malzemelerden oluşan 760 tırlık insani yardım göndermiş -Türkmenler, Ezidiler, Kürtler, Araplar- ihtiyaç sahiplerine gönderilmiştir.

Burada 3 kamp kurduk, yani Irak içinde 3 barınma merkezi kurduk, 35 bin kişi kapasiteli. Burada hem Türkmenler hem Ezidiler, Araplar, ihtiyacı olanlar kalabiliyorlar ve 75 milyon Türk lirası burada harcama yapıldı.

Onun ötesinde, 2011 yılından beri 43,5 bin ton un yardımı Gazze'ye yapıldı, her yıl bu artarak devam ediyor. Gazze faaliyetleri için 25,8 milyon lira harcama yapılmıştır.

Türkiye kendisine sığınan milyonlarca insana insanlık ve kardeşlik onuruna yaraşır şekilde yardım ediyor ve insani yardımlarda Türkiye dünyada genelde ilk üç sıraya giriyor. Gayrisafi yurt içi hasılaya oranla birinci olabiliyor, Amerika ve İngiltere'den sonra total yardımda üçüncü sırada yer alabiliyor. 2014'te 6,5 milyar dolar civarında toplam kalkınma yardımı Türkiye'nin yani STK'lar vesaire diğerleriyle birlikte.

Mayıs ayında Türkiye'de Dünya İnsani Yardım Zirvesi yapılacak yani Birleşmiş Milletlerin lider hükûmet ve devlet başkanları düzeyinde yapacakları ilk Dünya İnsani Yardım Zirvesi inşallah 23-24 Mayıs tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilecek.

Evet, 17 Mayıs 2014 tarihli Genelge ile Soma kazazedelerine yardım kampanyası başlatılmıştı; 53,1 milyon lira destek birikmişti, bu da 301 işçi ailemizin ailelerine eşit şekilde dağıtıldı. Van depremiyle ilgili çalışmaları biliyorsunuz, burada 5 milyar civarında bir harcama yapıldı. Hem TOKİ eliyle 17.489 konut, köylerimizde de evini yapana yardım kapsamında 7.592 konut olarak, toplamında 25.081 konut inşa edilmiş oldu ve bütün bu kardeşlerimizin burada yaraları sarılmaya çalışıldı.

Bunun ötesinde bakarsak, 2016 yılıyla ilgili personel maaşları, kurumsal nitelikteki cari harcamalar için taşra teşkilatı dahil 677,9 milyon lira, temel olarak yurt içi ve yurt dışı acil yardım ödenekleri 114 milyon lira, afetlerden zarar gören hak sahiplerine borç verme ödeneği 180,2 milyon lira, konut ve yardım projeleri için ise 374.264.000 lira olmak üzere...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakan, ilave süre vereyim.

Buyurunuz.

BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Ankara) - 1 milyar 52 milyon 242 bin liralık bir bütçesi bulunmaktadır.

Vakıflar Genel Müdürlüğüyle ilgili birkaç cümle söyleyeyim. Vakıflar Genel Müdürlüğü...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Orayı biraz uzatın Sayın Bakan.

BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Ankara) - Öyle mi?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Orası öyle iki, üç dakikaya sığmaz.

BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Ankara) - Tamam, nasıl istiyorsanız, o zaman hepsini okurum bu metnin.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Okumayın da önemli yerleri söyleyin.

BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Ankara) - Evet, Vakıflar Genel Müdürlüğü tanımı, tarihimizle, bugünümüzle ve geleceğimizle ilgili olarak değerli bir gerçeği en zarif şekilde ifade etmektedir. Bu ifade; Allah rızasından başka hiçbir beklenti olmaksızın, iyilikte yarışan ecdadımızın yüzyıllara sirayet eden duyarlılıklarının, yüksek bilincin vakıf yoluyla bugüne yansıyor olmasıdır.

Vakıf yoluyla vücuda gelmiş eserlerin her biri ecdadımızın yadigârıdır. Genel Müdürlüğümüz vakıf eserlerimizi yine vakıf şuuruyla korumakta, bugünün şartları içinde yatırımlar yaparak gelirlerimizi arttırmakta, vakfiyelerde yer alan sosyal hizmetleri özenle gerçekleştirmek gayretiyle yasal sorumlulukları dâhilinde çalışmalar yapmaktadır.

Yöneticisi hayatta olmayan 52 bin mazbut vakıf var Genel Müdürlük tarafından temsil edilen. Ayrıca, soydan gelenlerce yönetilen 265 mülhak vakfın, kendi cemaatlerince yönetilen 167 cemaat vakfının ve Türk Medeni Kanunu'na göre kurulan 5.008 yeni vakfın çeşitli iş ve işlemleriyle denetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılıyor.

Karşılıksız iyilik etmek şuuru ile gittiği her yere vakıf yoluyla sayısız hizmet götüren ecdadımız; camiler, mescitler, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, imaretler, darüşşifalar, külliyeler yapmıştır. Türkiye sınırları dışında da bunlar vardır. Bunları ayağa kaldırmak, restore etmek, bu vakıf şuurunu yeniden diriltmek, ecdat yadigârı eserlere de topluluklara da sahip çıkmak, vakıf kültür varlıkları, bütün bunlara sahip çıkmak Genel Müdürlüğün görevleri arasındadır. Eski eserlerin bakımı, onarımı, restorasyonu gerçekten itinayla yürütülüyor ve buradaki yeni kuşaklarla, eski kuşaklar arasında Türkiye'deki topluluklarla özellikle Balkanlar, Orta Doğu, Osmanlı hinterlandında olan diğer topluluklar arasında dostluk köprüsü oluşturma açısından da bu önemli bir misyon görmüş oluyor.

2003-2015 yılları arasında il ve bölge ayırımı yapılmaksızın 4.500 vakıf eseri onarılmıştır. Bunlar arasında, Edirne Hasan Sezai Dergâhı, İstanbul Beşiktaş Küçük Mecidiye Camii, Edirne Büyük Sinagogu, Edirne Merkez Kazasker Salih Mescidi, Muş Merkez Ulu Camii, Malatya Arapgir Şakirpaşa Camii, Adıyaman Merkez Abuzer Gaffari Türbesi, Kocaeli Gebze Çoban Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi, Mardin Nusaybin Zeynel Abidin Camii gibi Türkiye'nin dört bir yanında bu esereler onarılmıştır, ayağa kaldırılmıştır.

Yine, Van depreminde tamamen yıkılan Merkezdeki Aşağı Norşin ve Hafıziye camilerinin yeniden inşa çalışmaları tamamlanmıştır.

Vakıfların vakfiyelerine uygun şekilde devam edebilmeleri, vakfiyede ne yazıldıysa şu anki bu vakıfların bu amaçlar çerçevesinde, bu hedeflere doğru yol yürüyebilmesi... Bu da en büyük hassasiyet gösterdiğimiz konulardan bir tanesindir.

Her ay 15 kalemden oluşan kuru gıda paketlerini bugün 80 il merkezinde 20.315 ihtiyaç sahibi aileye gönderiyoruz. Eyüp imaretinde 2 bin kişiye sıcak yemek veriliyor. 275 ton kavurma dağıtımı 2015 yılı içerisinde yapıldı. Muhtaç engelliler ve yetim çocuklara aylık veriliyor. Onun ötesinde, muhtaç kadrosu 5 bin kişi. Muhtaç kişilere 520 lira aylık ödeniyor. 2016'da muhtaç aylığı 556 lira olacak. İlk, ortaöğrenim öğrencilerine burs veriliyor; 15 bin öğrenciye 60 lira, yükseköğrenim öğrencilerine -5 bin öğrencimize burs veriliyordu, bunu 6 bine çıkaracağız- 200 lira. Yani "akar" denilen bu eserlerden meydana gelen gelirlerle bütün bu hizmetler verilmeye çalışılıyor.

Tabii, son dönemde sosyal devlet ilkesi gereği Hükûmetimiz çok önemli adımlar attı yani sağlık alanında, diğer... Sosyal devlet olarak çok fazla yardım veriyor, işte bütün bu sağlık giderleri karşılanıyor. Yani, geçmişte vakıfların yaptığı birçok şeyi bugün aslında devlet yaptığı için Vakıflar Genel Müdürlüğü de biraz zorlanıyor açıkçası. Yani, bu vakıf ruhuna uygun olarak bu faaliyetleri yapabilmek için, bunun için, Türkiye'de farklı yerlerde işte insani yardım odası meselesine odaklanıyor, dezavantajlı gurupları biraz daha desteklemeye çalışıyor veya Osmanlı hinterlandında bulunan ecdat yadigârı eserleri veya toplulukları bir şekilde nasıl ihya edebiliriz diye birtakım çalışmalara da yönelmiş durumda, kısaca bu şekilde bahsedebiliriz. Bunun ötesinde, tabii, bu bahsettiğim çerçevede, kuru gıda yardımını işte Kıbrıs'a, Makedonya'ya, Kosova'ya, Bosna'ya, birçok yere de vakıflar gönderiyor.

2016 bütçesi personel giderleri 96,2 milyon, sosyal güvenlik kurumlarına devlet prim gideri 15,9 milyon, mal ve hizmet alımı 96,6 milyon, cari transferler 36,4 milyon, sermaye giderleri 238,9 milyon lira olmak üzere, toplam 484 milyon 238 bin lira olarak öngörülmüştür.

Sayın Başkan, değerli komisyon üyeleri; uhdemizde bulunan kurumların 2016 mali yılı bütçe sunuşunun sonuna gelmiş bulunuyorum. Sözlerime son verirken idarelerimizin bütçe ve kesin hesap görüşmelerine katkılarınız ve gösterdiğiniz, göstereceğiniz ilgi için Sayın Başbakanımız, Hükûmetimiz ve şahsım adına hepinize çok teşekkür ediyorum.

Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.