KOMİSYON KONUŞMASI

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Fikret Hocam, senin bir doktor olman hasebiyle senin şahsını seviyoruz ama şöyle, inan, senin cümlelerini de sevmiyoruz çünkü doğru cümle kullanmıyorsun. Şöyle arz edeyim, bakın...

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sataşmadan söz istiyorum Sayın Başkanım.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Öz güvene bakar mısın, öz güvene.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Eyvallah, benim hakkımı da Fikret Bey'e verin, sıkıntı yok Sayın Başkanım.

Şimdi, bakın, biz, yaklaşık olarak dört yıldır burada Plan ve Bütçe Komisyonunda beraberiz. Sizin bir hekim olmanız hasebiyle ilk geldiğiniz gün de -ben çok iyi hatırlıyorum, o zaman da yine Halil Bey vardı, Sayın Bakanımız vardı- yok "İstifa et." dediniz "İşte, şehir hastanelerinde şunlar oldu, şu kadar maliyet oldu, siz bu kadar ne kaçırdınız, bu kadar paraları kimlere verdiniz?" Kapalı alanları çıkardınız. Sayın Bakanım sizi çağırdı özel, sizinle de konuştu, ondan sonra oturuverdiniz.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Ekrem Bey "Oturuverdiniz." filan kabul etmiyorum.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şunu arz edeyim, lütfen, ben istirham ediyorum.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Benim vermiş olduğum hesapların hepsi Bakanlığın vermiş olduğu hesaplar.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şöyle, bak şöyle: Şimdi, şehir hastanelerine karşı çıkabilirsiniz ama pandemiyle birlikte -inanın, bunu Avrupa'da da söylüyorum- bakın, ramazan öncesi biz Avrupa'ya gittik -bütün samimiyetimle söylüyorum, burada kesinlikle siyaset yapmıyorum- bizim görüştüğümüz 3 fabrikatör adam vardı ve birisi de sağlıkla ilgiliydi, biz oturduk toplantı yaptık, adam şunu söyledi, dedi ki: "Ya, biz Almanya olarak, sizin, devletinizde bu sağlık hizmetlerini ve pandemiyle ilgili neler yaptığınızı, onların projelerini istedik." Bakan Yardımcımız burada, eski milletvekilimiz. Bakın, bir devlet sanayi konusunda müthiş gelişmiş, yazılım konusunda müthiş gelişmiş ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin kendi sisteminde pandemide ne almak istediğini, nasıl yaptığını, bizim Sağlık Bakanıyla ilgili bilgi istedi ve kendilerine verildi.

Şunu söyleyeyim -biraz önce Sayın Cinisli de söyledi- Erzurum'la ilgili: Bakın, ben Ağrı Milletvekiliyim. İlk dönemde de Recep Bey o zaman Sağlık Bakanımızdı, sevkler konusunda, ben gittim kendisiyle konuştum, şu anda da öyle "Doktor." diyorsunuz, bakın, Halil Bey burada. Ya, Ağrı'da bakın, ilk kez bizim bütün doktor kadrolarımız dolu, ilk kez bize çocuk kardiyolojisi geldi şimdi. Çocuk nefrolojisi istedik, Türkiye'de yeni şey olduğu için, bizim il skalasına göre, yani nüfus skalasına göre gelemiyor; şimdi sözleşmeli getirdiler. Geçen hafta da bizde kadın doğum sıkıntısı oldu, ben Sayın Bakanımızla cep telefonuyla görüştüm, o gün de Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Yassıada'ya gidiyorlardı, 2 kere telefonla konuştum.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Çok memnun oldum ama çocuk kardiyolojisi bizden Trabzon'a gidiyor.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şunu arz edeyim, bak, değerli ağabeyim, şöyle: Belli dönemlerde -bak, ben personelciyim- siz doktor atamalarını tık tık tık yaparsınız ama şahıs gittiği zaman -istifa ediyor, mazereti çıkıyor, eş durumu vesaire- bir sürü sıkıntılar çıkıyor, ondan sonra istifalar peş peşe geliyor. Elbette ki bu devlet, neresi sıkıntılı ise oraya sevkini yapabilir -Ağrı da öyle, Van da öyle- bizim mesela o lokasyonlara. Şimdi, ben Ağrı'da, Erzurum'a geldiği zaman her gün Bakanı mı arayayım "Ya, benim kardeşim veya benim teyzem, halam niye her gün oraya geliyor?" Ama sistem Türkiye'de oturdu. Aksaklıklar olabilir mi? Olabilir ya, dünyanın her tarafında var yani ama şöyle: Ya, bu bizim devletimiz...

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sistem oturduysa niye yurt dışına çıkıyor hekimler, nasıl oturdu?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şöyle, bak, Fikretciğim: Fikrini söyle. Bak, şimdi, dedin ki: "40'tan 13'e indiniz, hayaliniz suya düşecek." Ya, benim hayalim niye suya düşsün? Bak, şunu söyledin: "Ağrı'da Bütün şeyler iptal oluyor." İptal olduğu filan yok kardeşim. Yani geçen seneden beri bütün Avrupa'da nasıl fiyat yükselmeleri olduysa -enerjiden dolayı, diğer konularda- bizde nasıl fiyat yükseldiyse Amerika'da da öyle, Almanya'da da öyle, İngiltere'de de öyle.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Öyle değil, öyle değil; ona inandıramazsın kimseyi.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hocam, şöyle, bakın...

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Almanya'daki millî gelir Türkiye'de öyle değil. Türkiye'den gidiyor hekimler. Sistem oturmuş falan değil, sistem çökmüş.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Değerli Hocam, sevgili Başkanım, değerli ağabeyim; bütün dünyadaki enflasyon rakamlarına bakın, enerjide yükselmelerine bakın; her tarafta öyle.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, anlaşmak zorunda değilsiniz, herkesin farklı fikri olabilir.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Başkanım, sataşma var, ben söz istiyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sataşma değil, anlaşmak zorunda değilsiniz, farklı fikirler olabilir.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ama şöyle: Şimdi, geliyorsun, diyorsun ki: SGK binasını...

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sataşma var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Farklı fikirler olabilir, bir sataşma söz konusu değil.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Öyle değil.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bir müsaade eder misiniz? Bir müsaade edin.

Değerli Başkanım...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Birisi dışarıdan, ikisi içeriden ya...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, Başkanım, bir müsaade et.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hani farklı fikirler istiyorduk arkadaşlar? Katılmayabilirsiniz ama sabırla dinleyeceksiniz.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şimdi, 1930'larda yapılan, 1920'lerde yapılan bir SGK binası, ondan sonra Numune Hastanesi... Şimdi, Hocam diyor ki: "Niye yıkılıyor?"

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsanız sevinirim.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, Allah aşkına, oraya gittiğinizde, yemin ediyorum, bana sanki hapishaneye giriyormuşum gibi geliyor. Şimdi, şehir hastanesine gittiğin zaman, ya, pırıl pırıl, beş yıldızlı bir otel.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Doktor yok içinde.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, Fikretçiğim, gel, ben senin elinden tutup götürüvereyim, nasıl, doktor var mı yok mu, sana göstereyim. Gittiğin zaman, var ya, bak, danışmadan içeriye girdiğinde biri geliyor, diyor ki: "Efendim, hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim?" Seni istediğin bölüme kadar götürebiliyor. Sen eskiden nasıl gidiyordun, biliyor musun? Bir kapıcı geliyordu orada...

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Randevu alamıyorlar.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bir dakika... Bak, bir kapıcı geliyordu, kapatıyordu sürgüyü. Şöyle kalındı o sürgü, biliyor musun? Yemin ediyorum, buzlu camların arkasından hiçbir şey gözükmüyordu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ekrem Bey, çok aştık süreyi.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ben kadın doğum şeylerini biliyorum, sabaha kadar dayak atarlardı. Ya, şu anda, hamdolsun... Bak, doğumlar bile şu anda televizyonlarda izleniyor. Siz gittiğiniz zaman beş yıldızlı otel, bak, 2 yataklı, tek yataklı... Ya, daha ne istiyorsun?

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Ekrem ağabey, sen film mi seyrettin?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Gel, Ağrı'da ben seni bir gezdirivereyim.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Nerede? Film mi izliyorsun sen?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Vallaha, o filmi sana sormak lazım.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Neresi burası ya? Doğumu televizyondan izliyor; var mı böyle bir şey İsmail Bey, doktorsunuz?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Dolayısıyla ben sana şunu söyleyeyim: Bak...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ek sürenizi çok aştınız.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şehir hastaneleri, ya, sizin bunlara sahip çıkmanız lazım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Çelebi, çok teşekkür ediyorum.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Peki.

İsmail ağabey, yasamızın hayırlı olmasını temenni ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın İbrahim Aydemir...

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, sataşma var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sataşma yok, farklı fikir var. Burası farklı fikirlerin konuşulduğu bir yer.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Hayır, bir saniye... Ama tutanağa geçirmem lazım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Her farklı fikre "sataşma" dersek olmaz.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Ama Sayın Bakanın beni çağırdığını söyledi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Size gayet samimi ifadeleri oldu.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Hayır, tutanağa geçireyim bunu efendim.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Bakan size bilgi verdi ya. Ben de oradaydım, Plan ve Bütçede, Bakan da size bilgi verdi ya.