DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, bu maddeye yapacağımız itirazlara şöyle cevap verilecektir, beklentim o: "Nesi var bunun? Dünyada da bu böyle. Dubai Finans Merkezi'nde de bu böyle, Astana Finans Merkezi'nde de bu böyle; dolayısıyla bunun dünyada uygulaması var." denilecek. Doğru yani şu anda bu teklifteki yapılan düzenlemeler üç aşağı beş yukarı gerek Astana gerekse Dubai'deki finans merkezi diye yapılan düzenlemelerin belli ölçüde kopyası. Bunu da kınamıyorum yani dünyada böyle bir şey yapılacaksa yapılmış tecrübeler var oralardan da yararlanılır ama bunun özü yanlış diyorum ben.

Şimdi, Yüksek Planlama Kurulunun 29/9/2009 tarihli İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Strateji Belgesi açıklandığında ben görev başındaydım. Benim ve o gün görev başında olan bürokrat arkadaşların beklentisi şuydu: Biz de artık medeni dünyada yerimizi alacağız inşallah, üzerimize düşen vazifeyi, görevi yapacağız; Londra'nın döviz piyasasından, New York'un sermaye piyasasından, Tokyo'nun Samuray piyasasından bir miktar pay alacağız, biz de ülkemize görünmeyen kalemlerde döviz girdisi sağlayacağız ve dolayısıyla da biz de dünyanın belki merkezinde olan, nereden, hangi ülkeye gidersen üç saat, dört saat içerisinde birçok ülkeye ulaşılabilen İstanbul'a da bir finans merkezi yapacağız. Bunun için de enerjimiz vesairemiz vardı. Şimdi, bu strateji belgesinin ekinde aşağı yukarı 72 tane eylem var. Eylemlerle ilgili olarak verilen tarihlerin çoğu da 2010 ve 2011'de sonuçlandırılacak. Ayıbımız şu ki hepimiz bundan sorumluyuz, biz bunların hiçbirisini gerçekleştiremedik ve bugün Türk lirasını kendi ekonomimizden kovduk, resmen ekonomimizden kovduk Türk lirasını. Türk lirasının itibarını yerle bir ettik ve bu maddeyle, bu düzenlemeyle de biz Türk lirasını ezeyim ezim eziyoruz, üzerine çıktık tepiniyoruz -kusura bakmayın, tabirimi mazur görün- aynen böyle yapıyoruz. Hukuk öyle, diğer konular da öyle. Dolayısıyla bence... Ben bir madde değişikliği önergesi verdim, sonuna da eklenecek. Benim şeyim şu: Bu yasayı bence geri çekin, şu Yüksek Planlama Kurulu kararında öngörülenleri çalışalım, iki senede yerine getirelim; Londra, Paris, Tokyo nasıl finans merkeziyse biz de öyle finans merkezi olalım ve bu tür aşağılayıcı tavizlerden de vazgeçelim derim.