BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Evet.

BAŞKAN - Buyurun.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biraz önce Değerli Genel Müdür Yardımcısı Hanımefendinin -Dışişlerinden- değerlendirmelerini dinlerken...

BAŞKAN - Sayın Gülsun Erkul, değil mi hanımefendi, doğru?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI KONSOLOSLUK İŞLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI GÜLSUN ERKUL - Evet efendim.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayın Erkul'un Millî Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığının bir istişaresi sonucunda önümüze gelen tasarı çalışmasının gerçekleştiği ve bu tasarı hâlinde bize kriterlerinin belirlenerek kanun yapma çalışmasının ilk aşamasının tamamlandığını dile getirdiniz. Sözleriniz bu şekildeydi değil mi, yanlış algılamadım, anlamadım?

Ama, siz bu çalışmayı yapıp tasarı hâlinde bize, Meclise geldikten sonraki günlerde, biz de bu teklif nereden geldi, İbrahim Bey bu teklifi nereden nereye, nasıl verdi diye biraz önce konuşurken şöyle bir konuyla ilgili haberlere baktım. Biz aslında galiba burada boşuna da çalışıyoruz, Komisyonda boşuna burada nefes tüketerek birtakım fikirleri ortaya koyuyoruz. AKP'nin İstanbul Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu... Yani biz tali komisyon başlıkları çalıştıramıyoruz ama farklı komisyon başkanları bizim önümüze gelen bir tasarıyla ilgili fikir beyan edip, ilgili konuyla alakalı olarak Başbakana "Bizim verdiğimiz sözleri yapılan tasarı karşılamıyor. Bu tasarıyı değiştirin ve bu tasarı değişmiş hâliyle sözümüz yerine gelir." diye bir mektup yazıyor ve her ne hikmetse bundan günler önce "Bu tasarı 5 Ocakta Komisyon toplantısında düzeltilecek müjdesini veriyorum." diye bir beyanda bulunuyor. Yani, biz burada geliyoruz, tasarıyı konuşuyoruz, tasarının içeriği üzerine çalışıyoruz, "Neler yapılmıştır?" diyoruz. Dışişleri ve Millî Savunma Bakanlıkları bunu konuşuyor ama sonra farklı bir komisyonun başkanı bir değerlendirmeyi ileterek bugün içinde -dün için aslında- müjdesini vererek "Değişecektir." diye bunu tanımlıyor. Yani, nasıl bir çalışmadır, nasıl bir anlayıştır, buradaki emek sarf edenlere nasıl bir bakış açısıdır, çok net karşımızda duruyor diye düşünüyorum aslında.

Bakın, burada yapılan çalışmalar açısından rakamlar, rakamların büyümesi, güven... Biraz önce Süreyya Bey güvenle ilgili çok doğru bulduğunu ve Meclisin ve buradaki komisyonların yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın vatandaşlık veya toplum olarak vatandaşlık noktasında olması gereken gönüllülüğü artırmak için araştırmaların yapılması gerektiğini söyledi de ben size küçücük bir örnek vereyim: 2005 yılında bu Meclis çatısı altında bir komisyon oluştu ve bu komisyon bir rapor yayınladı. Ağırlıklı olarak yurt dışında yaşayan ve parasını belli "holding" adı altındaki şirketlere yatıran vatandaşlarımızın düştüğü mağduriyeti araştırma komisyonuydu bu komisyon ve hem bizim CHP olarak hem de AKP'nin sonradan eklediği teklifiyle beraber araştırma komisyonu kurulmuş bütün bu biraz önce saydığınız vatandaşlıklarının, tercihini sorguladığınız ülkelerde çalışmalar yapılmıştı ve komisyon raporu sonunda AKP ve CHP'li üyelerin kendi ek yorumları olmasına rağmen ortak bir metin çıkmış ve o metin içinde de hukuki düzenlemeler, denetimin genişletilmesi ve takip adı altında bir rapor çıkmıştı; sonuç raporu.

Bundan bir hafta önce, hepiniz gazetelerde okumuşsunuzdur, bir otelin hisselerini satmaktan dolayı adı her zaman siyaset gündemine ve Türkiye gündemine gelmiş olan yine bu holdinglerden birinin sahibi "Jet Fadıl" lakaplı Fadıl Akgündüz ile ilgili gelişme. O raporun içerisinde "Evet, hatalı işlem yapılmıştır, bununla ilgili denetim ve bundan sonraki süreç takibi yapılması gerekir." diyen AKP'li milletvekilleri de vardı. Bir ülkede bağın ve devamlılığın sağlanması için en önemli konulardan biri de güvendir. İşte, sizin iktidarınız döneminde tespit edilip hiçbir şey yapılmayıp yine mağdurların oluşturulduğu bir sonuca geldiğimizin çok açık bir örneği bu. Yani yurt dışındaki vatandaşlarımızın mağduriyetleri sadece bu konuyla ilgili olmadı tabi ki. Para sıkıntısı oldu "Gelin para yatırın Merkez Bankasına." denildi vergilendirmeden dolayı peşlerinde vergi elemanları dolaştı; orada mağdur oldular. Kazançları -korkularıyla beraber- ellerinden alınacak diye sigortayla ilgili pek çok başlıkta sıkıntıları oldu.

O yüzden burada da yapılan düzenlemelerde; bir, altını çizmek istiyorum, Meclisin Komisyonunu, Plan ve Bütçeyi dışa koyarak tali komisyonun bile vakit bulamadığı bir yerde farklı bir komisyon başkanının 5 Ocak için müjde vererek bizim yapacağımız çalışmayı dile getirmesini ben bu Komisyonun hükmi şahsiyetine yapılmış en büyük hakaret olduğunun kayıtlara geçmesini istiyorum.

Teşekkür ediyorum.