BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar ve basın mensupları; herkese saygılar sunuyorum.

Sayın Bakan, bu 21 maddelik Hükûmet tasarısı -ilgili 9 maddesini çektik- Sayın Başbakanın imzasıyla gelmiş, sizin de imzanız var, bütün Hükûmet üyelerinin de imzası var altında, dün konuştuk. Bir torba kanun, bir kere olmaması gerekiyordu, Sayın Başbakanın sözü var, olmaması gerekiyordu. Sizin üç aylık eylem planında bir eylem maddeniz var "Bundan sonra getirilecek bütün kanunlarda etki analizi yapılacaktır." diye, yine etki analizi yok, bu 3'üncü torbamız, bunda da yok, bu konularla ilgili olarak da yok.

Bakın, bir devlet ciddiyeti vardır. Yani, burada her konuyu görüşüyoruz. Makro kararları sonuçta Hükûmet alacaktır ama burada aldığımız, yaptığımız işlerle ilgili olarak Dışişleri Bakanlığının bir çalışması varsa, bu çalışma sonucu Millî Savunma Bakanlığı böyle bir tasarrufta bulunuyorsa bu raporu bilmemiz lazım. O raporun başka etkileri de vardır, sadece dövizli askerlikle ilgili değil ya da askerlik bedelinin ödenip ödenmemesiyle ilgili değil, başka boyutları da vardır. Neden bu kadar vatandaşımız vatandaşlıktan çıkıyor? Başka boyutları da vardır, bunları da konuşabilmemiz, onlarla ilgili de tedbir alabilmemiz lazım.

Askerlikle ilgili olarak da kuşkusuz sadece bu değildir, başka yönleri de vardır, onları da bilmemiz lazım. Şimdi, genel gerekçeye bakın -zaten dün anlattım tekrar etmeyeyim ama- bu madde gerekçesine bakın, biraz önce siz bir gerekçe söylediniz, mantıklıydı kabul ediyorum ama bakın, bununla ilgili olarak sizin söylediğiniz gerekçeyle bu tasarının gerekçesi arasında hiçbir bağlantı yok. Tasarının gerekçesinde "Türkiye'deki askerlik hizmetini yerine getirmiş olmaları için ödemeleri gereken 6 bin avro veya karşılığı konvertibl döviz miktarını ödemede yaşadıkları zorlukların önüne geçilebilmesi amaçlanmaktadır." Hâlbuki sizin ifadeniz para değildi, vatandaşlarımızın vatandaşlığımızı kaybetmemeleri gerekçesiydi, parayla ilgili değil yani bu gayriciddi olarak hazırlanıyor, getiriliyor, görüşmeler sırasında da bir gayriciddilik yaşıyoruz, rahatsız oluyoruz, bunun böyle olmaması lazım.

Tali komisyon meselesi... Sayın Başkanım, tali komisyonlara nasıl yazı gönderiyorsunuz bilmiyorum ama onların ifadeleri, tali komisyon başkanlarının ifadeleri "Bize 'birkaç saat içerisinde cevap verilmesi, acele kaydıyla cevap verilmesi' şeklinde yazılar geliyor, bizim anlık olarak toplamamız komisyonları, karar vermemiz mümkün değil." diyorlar. Çok acele, hemen gün içerisinde cevap vermelerini istiyorsunuz, tabii ki cevap veremezler, toplanamazlar komisyonlar, bu şekilde sıkıntı bildirdiler.

İlgili burada birçok kanun var, çok farklı konular var Sayın Bakanım. Bunlarla ilgili olarak burada olması gereken meslek kuruluşlarının temsilcileri mesela maden kanunu görüşeceğiz, madenlerle ilgili bir kişi yok, dün çağrılmamıştı, bugün geldi mi bilmiyorum. Çağırdınız mı acaba maden sendikalarını, işçi, işveren sendikalarından bu konuları bilen birilerini? Daha önce de biz bu maden kanununu görüştük.

BAŞKAN - Hem dün de çağrıldı, bugün de çağrıldı ama gelen var mı şu an bilmiyorum. Yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kim çağrıldı acaba? Maden Mühendisleri Odası ve sendikalar...

BAŞKAN - Maden Mühendisleri Odası da çağrıldı, sendika da çağrıldı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, konuları alt komisyona götürelim, orada tartışalım detaylı olarak diyoruz, o da yok, tali komisyonlardan gelen uzmanlık bilgileri yok, Dışişleri Bakanlığının bir raporundan söz ediliyor, o da yok. Bu şekilde kanun yapmamız mümkün değil, siz benim bildiğim ciddi bir kişisiniz, Bakansınız, bu konuların ciddiyetle ele alınması lazım, Hükûmetin bu konulara önem vermesi lazım. Türkiye Büyük Millet Meclisi yüce bir Parlamento ise bir ağırlığının olması lazım, bizim ağırlığımızın olabilmesi için bunun olması lazım, buraya değer vermemiz lazım. Çok üzülüyoruz, bu şekilde yürümüyor işler. Hakikaten oturuyoruz gece yarılarına kadar çalışıyoruz, öyle geliyoruz biz buraya ama karşılığında hiçbir şey göremiyoruz. Ne bürokrasinin getirdiği bir şey ve ne Sayın Bakanların, ne de burada yönetimde bunların daha iyi tartışılıp görüşülmesi için gereken ortamın sağlanmadığını görüyoruz, çok üzülüyoruz. Öncelikle tabii bu iktidarın sorunudur, sizin bunu sağlayabilir olmanız lazım.

Şimdi, diyorum ki Sayın Başkanım, şu Dışişlerinin raporunu bir Dışişleri yetkilisi gelsin, bu raporu anlatsın. Konunun farklı boyutları da var, madem bu kadar vatandaşımız, biraz önce Murat Bey'in verdiği notta belirtilen konularla ilgili olarak başka sıkıntılar da vardır muhakkak, onları da bilelim, ona göre bir tedbir alalım. Torba kanun, onlarla ilgili yapılması gerekenleri de yapalım hep beraber. Konunun askerlik boyutuyla ilgili olarak da farklı yönleri var, onları da görelim, onlarla ilgili de tedbir alalım.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, sizin bu talebinizi haklı görerek Sayın Dışişleri Bakanı Özel Kalemini arattırarak acilen buraya konuyla ilgili üst düzey bir bürokrat arkadaşın gelmesini talep ettim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ettik mi?

BAŞKAN - Şimdi ismi bildirecekler, zaten oylamayı yapmayacağım, bu tartışmalar bittikten sonra maddeyi atlayacağız, ondan sonra gene Dışişleri bürokrasisinden de gerekli bilgiyi aldıktan sonra tekrar maddeyi gündeme alacağım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Ama söz taleplerini de şu an karşılayarak gidiyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Peki.