| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın, çocukların internet kullanımı ve dijital ağlarla ilişkisi ve Bakanlık olarak yürüttükleri çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 01 .06.2022 |
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, hoş geldiniz. Teşekkür ederiz sunum için ve verdiğiniz bilgiler için.
Tabii, detaylı bir rapor var, onu da inşallah baştan sona inceleme imkânı bulursak, belki sorulacak sorular daha da artabilir.
Medya dilinin öneminden bahsettiniz, kadın ve çocuk temsilinin öneminden. Biraz evvel de eskilerden de bahsedildi, 1980'lerden, 1990'lardan. Ben o günden bugüne hâlâ internet ortamında gazeteleri incelediğimde bazen korkarım -eğer yurt dışındaysam- arkadan geçen birisi görürse oradaki fotoğrafları, benim ne okuduğumu da anlamayacak; ilk sayfalarda o kadın görüntüleri, birçok gazete şimdi bunu kaldırdı ama farklı kadın fotoğrafları, farklı haber içerikleriyle -bunlar tabii eskiden daha fazlaydı şimdi azalmış olduğunu görüyoruz- medyadaki kadın ve çocuk temsilinin, mahremiyetin önemini tekrar tekrar anlıyoruz.
Dijital mecralarda özellikle hedef gösterileceği zaman kadınların ve çocukların daha "dijital zorbalık" başlığı altında ya da eleştiri olarak başlayıp ondan sonra dijital taciz şekline dönen hâllerle muhatap olduğunu da görüyoruz. Bununla alakalı yapılan çalışmalar var "dijital okuryazarlık" dediniz siz "Bakanlık bünyesinde, hatta kurumlar bünyesinde bunu yapıyoruz." dediniz, çok çok kıymetli. Bunun sebebiyle alakalı acaba böyle bir psikolojik, sosyopsikolojik bir araştırma var mı, gerekçeleri nelerdir? Neden biz toplumda hâlâ on yıllardır kadınların ve çocukların hedef olmasına engel olamıyoruz? Önceki dönemde de böyleydi, şimdi de aynı şekilde.
Vakaların çokluğundan bahsedildi biraz evvel, ben daha fazla vakanın artık kayıt altına alındığını, onun için bizim vakalardan haberdar oluşumuzun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda, İçişleri Bakanlığımızla ve farklı bakanlıklarımızla ortaklaşa yaptığınız çalışma neticesinde acil durumda hepimizin telefonunda yüklü olan KADES uygulamasının da çok kıymetli olduğunu düşünüyorum, bu noktada Bakanlığınızın katkıları çok kıymetli.
Dijital şiddet, dijital ayrımcılık, bunlar siyasetüstü meseleler. Bir bakanlığımızın -biraz evvel Tuncay Bey söyledi- yani bakanlıkların siyaseti bu konuda eğitmesi, Meclisi eğitmesi gibi bir şey söz konusu olamaz, bizim kendimizi eğitmemiz lazım. Nerede olumsuz bir şey varsa buna karşı durmamız lazım, sadece karşı cenahtan değil ama kendi bulunduğumuz... Bunu birey olarak yaptığımı, arkadaşlarımın da öyle olduğunu düşünüyorum. Bunu biz yaparsak eğer bunu hep beraber yenebiliriz. Bu çağda bu konuları konuşmamak lazım artık ama hep beraber bir yerden başlamak lazım.
Sevgievlerinden bahsedildi; sevgievlerini arzu ettiğim kadar değil ama sıklıkla ziyaret eden birisi olarak daha önce kurumlarda kalan çocukların ruh hâli ile sevgievlerinde kalan evlatların ruh hâlini, aradaki farkı yakından görme fırsatımız oluyor. Bunlar, aslında, çok büyük, yapılan, gelinmiş olunan, insana ve devlet koruması altındaki evlatlarımıza verilen kıymet açısından gelinmiş, katedilmiş olan mesafeyi bize gösteriyor. Bunun için de sizin şahsınızda ben bütün Bakanlık çalışanlarına teşekkür etmek istiyorum.
Teşekkür ederim, sağ olun.