KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Sözlerimin başında... Bugün bizim için yoğun bir gün. Biraz önce de dile getirdim ama toplantıyı açtıktan sonra bir kez daha dile getirmek isterim ki aslında biz Sayın Bakanımız Derya Yanık Hanımefendi'yi 3 defa davet ettik fakat farklı mâniler çıktı, toplantılarımızı yapamadık; kısmet bugüneymiş. Bilindiği gibi, bugün 10.30'da Bakanımızın bir sunumu var, daha sonra da 14.00'te bizim teklifle ilgili toplantımız var. Tabii, gündem çok yoğun, ben sözü fazla uzatmayacağım. Bugün Bakanımızı dinleyeceğiz, öğleden sonra biz uzun uzadıya kendi konularımızı mütalaa edeceğiz. Dezenformasyon ve bazı kanunlarda değişiklik yapan teklifle ilgili görüşlerimizi, görüşmelerimizi demokratik olgunlukla ve müzakereci siyaset anlayışıyla dinleyeceğiz.

Öğleden sonra da ifade edeceğim ama şimdi bir kez daha belirtmek isterim ki biz bireysel özgürlükleri ve kamu düzenini, kamu güvenliğini, esenliğini birlikte ele alan bir yaklaşım içerisindeyiz. Asla yasaklamacı, sansürcü bir yaklaşımımız olmadı, olmayacak. Her zaman dile getirdim, bir kez daha dile getiriyorum: Biz evrensel hukuk normunda düzenlemelerden yana tarafız, Avrupa Birliği normlarından yanayız. Hep şunu söyledik bu meseleler konuşulurken: Dezenformasyon meselesi ve dijitalleşme meselesi siyasetin üstünde bir konudur. Bugün Bakanımız ifade edecek, özellikle Covid süreciyle beraber dijitalleşme çağının on yıl öne gelmesi ve her gün sosyal medya üzerinden yaşadığımız bir görüntü ya da bir paylaşım, aslında ne kadar büyük bir problemle karşı karşıya olduğumuzu ortaya koymaktadır.

Ben bir milletvekilli olarak değil, bir vatandaş olarak şunun farkındayım ve buna dikkatinizi çekmek isterim: Hazreti Mevlâna'nın dediği gibi "Dün dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım." Evet, dünya değişiyor, siyaset değişiyor, ekonomi değişiyor, ticaret değişiyor, hayat değişiyor ve gerçekten bu değişim çok çok önemli parametrelerle birlikte geliyor.

Ben sözlerime son vermeden önce sadece 2-3 istatistiği sizinle paylaşıp sözü Bakanımıza vereceğim. TÜİK'in Aralık 2021 tarihli çalışmasına göre, Türkiye'de 6-15 yaş arası çocuklarda internet kullanım oranı 2013 yılında yüzde 50,8 iken 2021 yılında yüzde 82,7 olmuştur. Aslında bizatihi bu rakam dahi fazla söze gerek bırakmamaktadır. Bu anlamda, değişimi hiçbir ön yargı, hiçbir ön kabule muhatap etmeden, değişim kötüdür, Türkiye kötü oluyor, dünya kötü oluyor demeden -evet, bir değişim var, bu değişimin olumlu yönleri var, olumsuz yönleri var- bizatihi yönetmek dahi çok çok önemli. Düzenli internet kullanan erkek çocuklarının oranı 2013'te yüzde 92,8 iken 2021 yılında yüzde 99'a ulaşmış değerli milletvekillerim. Kız çocuklarının oranı ise yüzde 90,7'den yüzde 98,4'e çıkmış ve ve çok net bir biçimde bu rakamlar -başka rakamlar da var- şunu ortaya koyuyor: Hepimizin dijitalleşmeyle arası çok çok iyi, hepimiz neredeyse -tırnak içinde söylüyorum- bir internet bağımlısı ve sosyal ağlar bağımlısı olmuş durumdayız. Bu rakamları birazdan uzun uzadıya soru-cevapta da konuşacağız.

Hasılıkelam, zaten yoğun gündemimiz var, çok kısa özetleyerek geçiyorum, bugün, biz -Komisyonumuza da dijital ortamlarda ve mailde de göndermiştik- çocukların internet kullanımı ve çocukların bu dijital ağlarla ilişkisi konusunda Sayın Bakanımızı dinleyeceğiz. Biz her zaman milletimizin yanındayız, emrindeyiz. Hep şunu söylemişiz: "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." ve bu noktada çocuklarımızın geleceği ülkemizin geleceğidir, milletimizin geleceğidir. Bugünün gençleri geleceğin aydınları, geleceğin bürokratları, bakanları, milletvekilleri olacaktır. Biliyorsunuz, Konfüçyüs'e atfedilen çok güzel bir söz var, daha doğrusu bir kıssa var, derler ki: "Bir yıl sonrasını düşünüyorsanız buğday ekiniz, yirmi yıl sonrasını düşünüyorsanız ağaç ekiniz ama yüzyıl sonrasını düşünüyorsanız insan yetiştiriniz." Biz de Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi "fikri hür, vicdanı hür" nesillerin yetişmesi için, parti farkı gözetmeksizin ve gerçekten gençler ortak paydasında her zaman bu konularda duyarlı olduğumuzu belirtmek isterim.

Ben dinleme nezaketi gösterdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Sayın Derya Yanık Hanımefendi'ye de davetimize icabet ettiği için tekrar teşekkür ediyoruz.

Sayın Bakanım, buyurun, söz sizin. Uygun bulursanız yirmi dakika bir söz vereceğim, uzarsa yine söz verebiliriz. Daha sonra soru-cevapla devam ederiz.

Buyurun.

Teşekkür ediyoruz.