KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım çok teşekkür ediyorum.

Ben, Uğur Bey kardeşime teşekkür için söz aldım. Bir emek veriyor, bir gayret sarf ediyor. En

başından beri, bu Komisyonda görev aldığından beri çok velut, çok üretken bir hâlde çalışıyor, sağ

olsun. Tabii ki sadece ona değil, Bakan Yardımcılarımız var, burada bürokratlarımız var hepsi çok

hususi gayret sarf ediyorlar ve bir şey yaparken vatan, millet adına yapıyoruz. Naci Bey benim

kardeşim, çok da değer veriyorum, seviyorum, hemşehrim de, burada olması da beni çok mutlu etti. Bu

vesileyle, hayırlı uğurlu olsun, tekraren hoş geldi, lezzet katacak inşallah; ancak ifadelerinde mesela

"İyi niyetinizden şüphe ediyorum." gibi bir kavram kullandı. Nasıl iyi niyetimizden şüphe edilebilir?

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Bu maddeleri hazırlayan merciden bahsediyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biziz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, şöyle Naci Bey: Biz burada, 20 Aralıkta bir kanun

görüşmesi yapıyorduk, bir yasa...

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sizi tenzih ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yo yo, onunla değil, şimdi ben bir şeye bağlayacağım.

Sabahleyin geldik akşama doğru kurlar, döviz kuru -dolar bağlamında söylüyorum- 18 lira gibi

bir rakama çıktı. Sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın aldığı kararları açıklamasıyla beraber, biz buradan

giderken Sayın Başkanımız da özel not düştü ki "Bir bereket hasıl oldu." diye, 12 liraya kadar düştü.

Bu neyi ifade ediyor? İşte, burada iktisatçı bir Başkanımız var hem de bu işin hakikaten allamesi

diyebileceğimiz nitelikte birisi. Yüzü olmasa daha güzel şeyler söylerim. Şimdi, hiçbir iktisadi kod

yani cari olan, şu anda mevcut olan hiçbir kod doları 18 liraya çıkaracak şekilde değildir. Niye olmuş

kardeşim? Biz bunu soruyoruz ve diyoruz ki: Suni bir hâl var burada. Yani ekonomi kırılgan bundan kaynaklandı falan değil, bir yönelme var. Kaldı ki biz 2018'de hep beraber milletvekili seçildik, geldik

buraya 24 Haziranda. Ağustosta bir hâlle muhatap olduk, neydi o? Müthiş kurlar üzerinden bize

yönelindi. Sonra o zamanki Amerika'nın Başkanı çıktı, açık açık şunu söyledi: "Biz yaptık bunu."

dedi. "Türkiye ekonomisini alaşağı edebilmek için biz yaptık bunu." dedi, açık söyledi. Bize düşen

nedir? Bütün iktidarıyla, muhalefetiyle... Ben sizin iyi niyetinizden asla şüphe etmem, biliyorum

ki beraber yaşıyoruz burada. Dolayısıyla, sıkıntılı bir hâl varsa hepimiz için çare olacak. Öyleyse

yapmamız gereken nedir? Bunları tahlil etmek. Kim yöneliyor? Bu yönelmeyi nasıl kırarız? İşte burada

bir hemşehrimiz var Bakan Yardımcısı, bu işlerde hem birikimi yüksek hem de hassasiyetini biliyorum.

Yani iyi niyet bağlamında söylüyorum ki herkes iyi niyetli, hepimiz bir gayret koyuyoruz. Mesela...

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Yanlış anladınız.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yo yo, Naci Bey tamam, siz...

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sizi, heyetinizi kastetmedim. Bu maddeler

milletvekilleri tarafından yapılmıyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teklifi ben hazırlıyorum Sayın Vekilim.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - İmza atıyorsunuz beyefendi ya.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değil değil, Naci Bey. Hazırlama süreçlerini bir gün nasip

olsun... Naci Bey, bir gün o çalışma sürecine beraber gidelim.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Cemal Bey örneğini de o yüzden verdim.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ama o daha büyük bir hakaret. Ya, Uğur Bey'e hakarettir o.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İbrahim Bey, mesela "nas-Anayasa" kıyaslaması yapmış.

Böyle bir şey olur mu kardeşim? Biz elbette ki inançlı bir toplumuz. Hepimizi, bireysel olarak sizi

de ben biliyorum, ailenizi biliyorum, burada Bakan Beyi... Garo mesela, Müslüman değil ama onun

hassasiyetini de ben biliyorum inanç noktasında, hep beraberiz. Yani Cumhurbaşkanımız bir hassasiyet

koyuyor "Ben bunu önceliyorum." diyor. Eyvallah, ben de öyle, aynen öyle. Ve "sünnetullah" kavramına

iman ediyoruz biz yani Cenab-ı Hakk'ın bir tespit bağlamında koyduğu kayıt eğer bir Cumhurbaşkanı

tarafından başüstü ediliyorsa hepimiz tarafından saygıdeğer bulunmalı ama bu, şu anlamına gelmiyor:

Anayasa'yı ihlal edelim. Kim eder bunu? Anayasa var. Varit olan Anayasa'ya hepimiz zaten uymak

durumundayız Yüksel Başkanım, öyle değil mi? Bu bizi bağlıyor, zaten burada var oluşumuzun asıl

zemini, kaidesi de Anayasa'dır. Öyleyse kimse Anayasa'yı ihlal etmek gibi bir yaklaşım içerisinde

olmaz başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere.

Şimdi göreceğiz. Mesela, İbrahim Bey -burada yıllardır kanun yapıyoruz- her geldiğinde "Şu,

Anayasa'ya aykırı..." Sonradan Anayasa Mahkemesi görüşüyor bunları, hiç de öyle bir şey çıkmıyor

orta yere. Yani efendim, bir işin profesörü olmak, dersini vermek pratiğe geldiğinde hakikati yahut da

sizi haklı çıkarmayı orta yere koymuyor, koymadığını da gördük.

Hasılı şunu söylemek istiyorum: Elbette ki Sayın Kuşoğlu'na her zaman söyledik; Sayın Şener'e,

elbette birikimlerine, buradaki bütün heyete... Kardeşlerim, hepsi, buraya... Süleyman Bey öyle,

Emine Hanım öyle. İşte, Erol Hocam profesör, bu işlerde ders veren...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayın.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Herkes ama herkes katkı sunuyor. Cemal ağabey, işin

uzmanı... İsim sayamıyorum artık bizimkilerden...

Şunu söylemek istiyorum ki başta Uğur Aydemir kardeşim olmak üzere hepimiz ama hepimiz

burada bir çalışma yaparken, siz de dâhil katkı sunarken önce vatan diyoruz, önce millet diyoruz,

memleketin müreffeh hâlde yaşaması için gayret ediyoruz.

Ben tekraren hayırlı uğurlu olsun diyorum. Uğur Bey, senin canını yerim.

Teşekkür ediyorum.