KOMİSYON KONUŞMASI

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Teşekkür ederim Başkanım.

Önce, TİGEM yönetimine şükranlarımı sunuyorum, güzel bilgiler verdiler, katılımcı bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum.

TİGEM, bir okul gibidir aslında TİGEM'de çalışmanın Bakanlık nezdinde bir şans olduğunu düşünüyorum, orada görev alanların çok başarılı hizmetler yaptığına da şahit oluyoruz. Temennim şu: Eskiden olduğu gibi, tarım kesiminde işe başlayan mühendis arkadaşlarımızın TİGEM'de göreve başlatılıp, burada o bilgi birikimlerini ve tecrübelerini artırarak diğer kurumlarda, diğer birimlerde değerlendirilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum; eski uygulamanın devam etmesini temenni ediyorum.

Bir konuya daha değinmek istiyorum: Aslında konu, TİGEM'i dolayısıyla ilgilendiriyor ama bunu da açıklamak zorundayım, şunun için açıklamak zorundayım: Anlatacağım konuları değişik ortamlarda dile getirdim, özellikle İklim Değişikliği Komisyonunda da dile getirdim fakat bu konularla ilgili bir değişim olmadığı için, hâlâ yapılan yanlışlıkların devam ettiğini düşündüğümden dolayı burada dile getirmek durumundayım, bunu sizlere aktarmak istiyorum.

TİGEM Yönetim Kurulu üyesi, aynı zamanda Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey aramızda, hoş geldin Bekir Bey. Genel Müdürlük görevine 2017 yılından bu yana devam ediyor, yaklaşık beş yıldan bu yana "Orman Genel Müdürlüğü" gibi Türkiye'nin çok önemli bir kuruluşunun başında görev yapıyor.

Şimdi bu dönemde neler yaşandığını kısaca aktarmak istiyorum: Bu dönemde odun üretimi rekor seviyeye ulaştı yani ağaç kesimi, vatandaşın anlayacağı şekilde. 2017 yılında 18,5 milyon metreküp olan odun üretimi, önce 2020 yılında 28,5 milyon metreküpe çıkarıldı, 2021 yılında yani geçen yıl da 35 milyon metreküpü aştı yani bu artış yüzde 100, dört beş yıl içerisinde odun üretimi yüzde 100 arttı. Bu rakama, geçen yıl yanan rekor orman yangınlarından elde edilen odun üretimi de dâhil değil, onun ne kadar olduğunu Sayın Genel Müdür bilir. Ülkemiz ormanlarının sadece yüzde 40'ında üretim yapılıyor, hepsinde yapılamıyor. Odun üretimi, hektarda yüzde 40'ında yapıldığı için ülkemizde 4 metreküpü aşıyor, hâlbuki dünya ortalaması 0,8 metreküp; Avrupa ortalaması 2,5; Kanada -ki ormanların yoğun olduğu bir yer- 0,47; Rusya 1,1 metreküp civarında üretim yapıyor ama biz onlardan fazla üretim yapıyoruz. Bu haliyle dünyada odun üretiminden ve ormanlarımızın yıllık servet artışından fazla üretim yapılmaktadır yani ağaç kesilerek rekorlara koşulmaktadır. Küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ve dünyanın en önemli yutak alanlarından olan ormanlarımız için maalesef küresel iklim değişikliğiyle ilgili yeterince bir politika geliştirilememiş ve klasik statükocu ormancılık faaliyetlerinin devam ettiğine de şahit oluyoruz. Nitekim, küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerin başında gelen İç Anadolu Bölgesi'nde bile ve yüzde 150 meylin üzerindeki ormanlarda "doğal gençleştirme" adı altında tıraşlama kesimi yapılmaktadır. Bu ve benzeri alanlarda başarılı olması mümkün olmayan doğal gençleştirmeyle doğal orman alanlarımızın yok olmasının önü açılmaktadır. Böylece bunun, bölgelerin çoraklaşmasını ve erozyonu tetiklemesi söz konusudur.

Aynı şekilde, özellikle küresel iklim değişikliğinden kaynaklanan ani ve yoğun yağan yağmurlardan oluşacak sel afetlerinden koruyacak olan alanlar da yine ormanlardır. Maalesef, bu önemli husus da dikkate alınmayarak bu tür tehlike arz eden havzalarda bile yoğun ağaç kesilerek odun üretimi yapılmaktadır. Bu üretimle ormanlar, su tutma özelliğini önemli oranda kaybettiği için özellikle Karadeniz Bölgesi'nde büyük sel felaketleri yaşanmıştır, geçen yıl Kastamonu Bozkurt'ta yaşanan sel felaketinde görüldüğü gibi. Ormanlardaki odun üretiminden elde edilen tomruk ve odunlar selle birlikte Bozkurt'ta sürüklenerek köprüleri, menfezleri tıkayarak ve baraj oluşturarak asrın en büyük felaketlerine sebep olmuştur.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Vekilim, toparlayalım mı?

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Toparlıyorum.

Binlerce metreküp tomruk, denize sürüklenmiştir.

Orman alanlarında artık anıt özelliğini taşıyan ağaç da kalmamıştır. Geçen yıl Mersin'de asırlık yüzlerce anıt ağaç, ardıç ağaç kesilerek âdeta bir doğa katliamı yaşanmıştır.

Bir konu daha var: Biyokütle enerji santrallerinde ormanlarda kesilen ağaçların kökleri çıkarılarak yakılmasına izin verilmektedir. Bu kökler, ekosistemin bir parçasıdır ve ormanlardaki erozyonu önlemekte önemli fonksiyonları olduğu için göz ardı edilmektedir. Orman Genel Müdürlüğünün ağaç işleme sektörünün ihtiyaçlarını gidermek gibi bir görevi olmamalıdır. Bu sektörün ihtiyaçlarını ormanlar zorlanarak karşılanmasına karşılık, sektör, ürünlerini büyük oranda yurt dışına ihraç ettiği için, özellikle yerli mobilya sektörü, ihtiyacı olan hammaddesini karşılamakta zorlanmıştır.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Vekilim, bunları Plan ve Bütçede söyleseniz...

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Bereket, girişimlerimizle, bu ürünlerde tomruk ve kereste ihtiyacını karşılama getirilmiştir.

Orman ürünleri tüm dünyada stratejik bir ürün olarak kabul edildiği için hem üretimi kısıtlanmış hem de yurt dışına ihracatında kısıtlamalara gidilmiştir. Ülkemizde maalesef bu durumun tersine bir yol izlendiği görülmüştür. Ülkemizde ormanları koruma alanlarımız dünya ortalamasının çok altındadır. Özellik arz eden bir orman alanının koruma statüsüne kavuşturulmasına Orman Genel Müdürlüğü izin vermezken, aynı duyarlılığı maden iznini verirken göstermemektedir. Eskiden, orman teşkilatı ormanları orman köylüsünden korurken, artık orman köylüleri ormanlardaki aşırı ağaç kesiminden dolayı orman teşkilatından ormanları korumak için ciddi mücadele vermektedir.

Malumunuz, orman yangınları bir afettir, orman yangınlarıyla mücadelede liyakat, tecrübe, heyecan, araç gereç ve hazırlık son derece önemlidir. Büyüyen her yangında geç müdahalenin önemli olduğu unutulmamalıdır. Elbette küresel iklim değişimi ve meteorolojik olaylar da yangının büyümesine vesile olmaktadır ama hiçbir mazeret geçen yıl yaşanan, tarihimizin en büyük yangınlarının mazereti olamaz. Nitekim, bizzat şahit olduğum bir yangına, bir saatten daha uzun sürede müdahale edildiği için yangın büyümüş ve kontrol altına alındığı düşünüldükten sonra dahi tekrar yangın alevlenerek yanan alan kadar orman alanı yanarak yaklaşık bin hektar orman kül olmuştur. Bu rekor orman yangınlarının yaşanmasının ve diğer bahsettiğim konuların, TİGEM Yönetim Kurulu üyesi olan Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey'in beş yıldır görevde olduğu dönem de olduğunu da özellikle hatırlatmak istiyorum.

Komisyonumuzu saygıyla selamlıyorum.