KOMİSYON KONUŞMASI

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Çok teşekkür ederim Başkanım.

Anlayışınız için de teşekkür ederim.

Çok değerli Komisyon üyelerimiz, Gökan Bey de bahsetti. Bu bir torba yasa çünkü çok farklı kanunda değişiklik öngörüyor, 14 kanunda değişiklikler var. Müsilajdan başlıyor ama 1'inci madde bizim için son derece önemli. Yani tek adama öyle bir yetki veriliyor ki suyun idaresi yetkisi veriliyor. Yani Cumhurbaşkanı -bizim gördüğümüz, anladığımız şu- isterse istediği barajdaki bir suyu çiftçinin kullanımından alıp başka bir sektöre hatta sanayiye dahi verebilir. Biz bunun duyumunu ve bilgilerini önceden almıştık. Nereden almıştık? Bizde bir Çakmak Barajı var, Uzunköprü Çakmak Barajı, iki kısımdan oluşuyor, toplam 560 bin dekar alana su götürecek, su son derece önemli. İkinci kısmın hiçbir şekilde çalışması yapılmadı, birinci kısmın da bu sene yüzde 22'si tamamlanıyor. Devlet Su İşleri Bölge Müdürü bir toplantıda diyor ki: "Bu su Çerkezköy ve Çorlu'daki sanayi tesislerine gidebilir." Ben de soru önergesi verdim, doğru dürüst bir cevap gelmedi. Bu, yerel gazetelere yansıdı, sonrasında yalanlama oldu ama şimdi anlıyoruz ki yasa teklifiyle bu geliyor. Yani orada siz, sulama amaçlı bir baraj yapıyorsunuz, o barajı çiftçiler dört gözle bekliyor ama Cumhurbaşkanı istediği zaman suyu alacak, başka yere getirecek. Ya arkadaşlar, gıda krizinden bahsediyoruz, dünyada buğdayın tonu 150 dolardan 450 dolara çıkmış. Bakın, Hindistan'dan 50 bin ton buğday alabilmek için sıraya giriyoruz, bozuk buğday çıkıyor, vazgeçiyorlar. Dünyada RusyaUkrayna savaşı var, Ukrayna gemilerini gönderemiyor, ciddi anlamda bir ulaşım sorunu var. Arjantin'de, Brezilya'da 530 dolarlara çıkmış. Su son derece önemli, dünyada da Türkiye'de de suyun yüzde 70'i tarımsal amaçla kullanılır. Yani biz, su kaynaklarımızı... Devlet Su İşleri diye güzide bir kuruluş yapmışız, zaten siz o kuruluşu ciddi anlamda baltaladınız ama bırakın da bu Çakmak Barajı'nın sularını Uzunköprü, Meriç, Havsa, Keşan'daki üreticiler kullansın yani o zaman, bu barajlar bir bölgeye yapıldıysa o bölgenin kullanımına açılsın. Şu olabilirdi: Bu bir torba yasa teklifi, bu torba yasa teklifinin içerisine ikinci ürüne nasıl su vereceğiz, su kaynaklarını nasıl geliştireceğiz diye bir madde eklerdiniz, bunu tartışırdık. Siz, var olan suyu başka amaçla kullanma yönünde buraya getiriyorsunuz. Biz hangi kültürden geliyoruz, siz hangi kültürden geliyorsunuz? Siz, her şeyi paraya çevirmeye çalışıyorsunuz; biz de toprak işleyenin, su kullananın kültüründen geliyoruz. Dolayısıyla o bölgeye yapılmış bir baraj, o bölgeye yapılmış bir gölet, hatta hayvan sulama göleti varsa bırakın, orada kalsın. O kaynakları nasıl geliştiririz onu konuşmamız gerekirdi, böyle bir teklif maddesi gelmesi gerekirdi, bu barajları nasıl çabuklaştırabiliriz, nasıl kaynak bulabiliriz, nasıl finansman bulabiliriz, bunu konuşmamız gerekirdi ama sizin anlayışınızı daha geçtiğimiz yılda biz anladık. Dünya kuraklıktan kırılırken, Türkiye kuraklıktan kırılırken siz sulama ekipmanları desteğini 300 milyondan 150 milyon liraya düşürdünüz. Yani siz, bu teklifi bence yanlış yere de getirdiniz; Tarım Komisyonunda bunlar hiç görüşülmedi, Tarım Komisyonuna gelmedi zaten. Ya, ben, Tarım Komisyonu üyesiyim, doğru dürüst teklifler buraya niye gelmez? Desteklemelerle ilgili bir madde var, tamam, çok güzel bir madde, destekliyoruz ama Tarım Komisyonuna gelsin. Hangi üretici, hangi destekleri kaçırdı, beyanname veremedi, ÇKS'sini dolduramadı; bunlar niye bizim Komisyonumuza gelmez? Çiftçiyi niye yok sayıyorsunuz?

Bakın, seçimler yaklaşıyor. Siz, çiftçiyi yok saydığınız sürece çiftçi de sizi yok sayacaktır, bunu görüyoruz. Doğru dürüst destek vermiyorsunuz, desteklerden sürekli kısıyorsunuz, bir sonraki senenin desteğini bu seneye vermeye çalışıyorsunuz ama dünya gün geçtikçe kuraklığa gidiyor. Ayçiçeği yağı gemileri yandaş medyanın televizyonlarında gösteriliyor; hâlbuki o gemilerdeki ayçiçek yağı Türkiye'nin bir buçuk günlük ihtiyacı. Buna yönelik bir planlama yaptınız mı? Yani suyu ayçiçeği üretiminde kullanalım ki yağ açığımızı kapatalım, böyle bir şey yok. Küresel iklim değişikliği var, bu zaten yasa teklifinde de her yerde de yazıyor. "Müsilaj var." diyorsunuz, "Küresel iklim değişikliği var." diyorsunuz, "Suyu doğru kullanalım." diyorsunuz ama Cumhurbaşkanına yetkiyi veriyorsunuz, suyu istediği yere alacak. Ben, burasını kestim, şuraya verdim. Bu olmaz arkadaşlar, biz bunu geliştirelim. Yani biz, burada üretimi nasıl arttıralım, ikinci üründe nasıl destekleme yaparız diyorsunuz ama çiftçi ikinci ürün üretmeye kalktığında mazot, gübre desteği yok, sadece prim desteği var, onu da bir sene sonra alıyor. Yani desteği, bir sene sonra alan çiftçi niye eksin? Yani mazotunu, gübresini alsın. Zaten mazot gübre fiyatları ciddi anlamda uçtu. Siz anladığım kadarıyla suyu kim fazla para verirse oraya göndereceksiniz. Bir gıda krizi var, ben şimdiden uyarmak istiyorum. Çiftçi suya ulaşamadığı için yer altına dalıyor, hem elektrik parası ödüyor hem yer altı su kaynaklarımız gidiyor arkadaşlar. Eskiden 10 metreden, 20 metreden su çıkarken şimdi, 500 metrelerden, 400 metrelerden su çıkıyor.

Son olarak da şunu söylüyorum vaktimi iyi kullanmak için: Torbada az önce Karayolları da geçti, Karayolları geçmişken bizim Keşan-Enez kara yolumuz 2021'de tamamlanacaktı, "ölüm yolu" olarak adlandırıyoruz. Söylüyoruz ki: "Bu yol 2021'de bitecekti, hâlâ bir çivi çakılmadı, kazaların sorumlusu sizsiniz." dedik bundan bir ay önce. Evet, on beş gün önce ölümlü bir kaza oldu. Çünkü yaz nüfusu ile kış nüfusu arasında çok fark var; kış nüfusu 5 bin olan ilçemizin yaz nüfusu 150 bin.

Teşekkür ediyorum.