OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi madde 4'e giriş de çok güzel. "İhracatçı Birlikleri Ticaret Bakanlığıyla sıkı bir bağ içindedir." Doğru, çok kurumsal bir yapı, çok uzun yıllardan beri devam ediyor, ben de çok yakından takip ediyordum üniversitedeyken. İGEME'ye sürekli giderdim, raporlarını okurdum. Türkiye'deki ihracatın gelişimine çok büyük katkıları olmuştur İhracatçı Birliklerinin, TİM'in, İhracatçılar Meclisinin. Yani aslında özerk bir yapı yani Türkiye'de üretilen tüm ürünlerin üretimine, geliştirilmesine, tanıtımına çok ciddi katkıları olmuştur. Madem bu kadar deneyimli bir kurumsunuz sizin içinizde hiç deneyimli eleman yok mu da dışarıdan birilerini atamaya kalkıyorsunuz. Ama böyle, ben böyle anlıyorum. Şu an 2 tane diye başlanır buna, bunun yolu açılır böyle bir madde geçtikten sonra. Eğer iyi niyetliyseniz bu maddeyi çekin, kendi içinizden atamanızı yapın yani kurumun içerisine siyaset sokmayın. Şu an için siyaset giriyor. Nasıl üniversitelerde seçimler gitti, eski milletvekillerinin hepsi rektör oldu bir yerlere, bu da buna benziyor. Yani üniversitelerin özerkliği gitti, şimdi TİM'in de özerkliği gidecek. "Siyasetçi değiliz." diyorsunuz ama o zaman içinize siyasetçi sokmayın yani bu bizim için de geçerli, şu anki siyasetçiler için de.

İFFET POLAT (İstanbul) - Geçmişte rektör olan CHP'de siyaset yapan bir sürü....

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Şimdi "bir sürü, bir sürü" demeyin yani iyi niyet nedir? Bunun burada olmaması lazım. Yani bakın, şimdi siz yeni kurulan bir kurum olsanız, elemanınız olmasa, ihracatçınız olmasa, deneyimli bürokratınız, yetişmiş elemanınız olmasa olabilir, geçiş süreci olabilir, dersiniz ki: "Ya, geçiş sürecindeyiz, yeni kurulduk, biz daha küçüğüz. Biraz daha deneyim kazanmamız için başka kurumlardan hatta transfer yapmamız gerekir." Ama siz yani 70-80 yıllık bir kurumsunuz, güzide bir kurumsunuz, özerksiniz, özerkliğinizi kendi kendinize kaybetmek istiyorsunuz. Bu kadar siyasi baskı olmaması gerek diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.