MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, milletvekillerimiz, çok Değerli Bakan Yardımcılarım, TİM Başkanımız, kamu kuruluşlarının çok kıymetli temsilcileri, değerli basın mensuplarımız; hepinizi saygı, sevgi ve hürmetle selamlıyorum.

Verdiğimiz teklifle, Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nde yer alan 12 maddeyle çeşitli konulara ilişkin 5 farklı kanunda değişiklik yapılması öngörülmektedir.

Bu kanun teklifimizdeki düzenlemeleri kısaca sizlere arz etmek istiyorum: Uluslararası ticaretin en önemli parçalarından olan fuarlar tüm sektörlerin önde gelen firmaları ve girişimciler için bir buluşma noktası hâline gelmiştir. Buralarda yeni kontaklar, projeler, iş birlikleri ve bilginin paylaşılması ve yayılması için ortak bir platform oluşturulmaktadır. Aynı zamanda fuarın organize edildiği bölgede ulaşım, konaklama, alışveriş, yeme içme, nakliye gibi sektörlere katma değer yaratacak, bölge ve ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayacaktır. Fuarların ekonomilere olan katkıları ve ilgili sektörlere sağladıkları sayısız faydalar bu sektörün endüstri ve kalkınmada ne derece kritik bir yeri olduğunu gözler önüne sermektedir. Belediye Gelirleri Kanunu'nda yapılan bu düzenlemeyle ülkemizde gerçekleştirilen fuarların düzenlendiği iç alanlarda yapılan ilan ve reklamların ilan ve reklam vergisinden muaf tutulması amaçlanmaktadır ki bildiğiniz üzere son dönemlerde de fuarlarda belediyelerin yaptığı uygulamalarda, fuar alanlarında birtakım sıkıntıların ortaya çıktığı hepinizin malumudur; o yüzden bu değişikliğin uygun olduğunu düşünüyoruz.

3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'nun 1'inci maddesinde -bu 2'nci madde için söylüyorum- serbest bölgelerin ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla kurulacağı düzenlenmiştir. Hâlihazırda arazisi hazinenin özel mülkiyetinde bulunan bazı serbest bölgelerimizde yüzde 100'e yakın doluluğa ulaşılmış olup dolayısıyla bu bölgelerde faaliyet göstermek isteyen yatırımcıların taleplerinde karşılama problemi yaşanmaktadır. Faaliyet ruhsatının süresi dolan veya iptal edilen kullanıcıların, kullanımında olan üstyapıların tahliye edilmemesi hâlinde bu üstyapıların kullanım hakkının yeni yatırımcılara veya mevcut kullanıcılara verilmesi mümkün olamamaktadır. Üstyapıdan çıkarılamayan malların üzerinde haciz bulunması hâlinde ise borçlu veya alacaklı tarafından icra yoluyla satış talep edilmediği sürece bu mallar süresiz olarak bu üstyapıda bekletilmektedir. Serbest Bölgeler Kanunu'nda yapılan düzenlemeyle, hazinenin özel mülkiyetinde bulunan serbest bölgelerimizde üstyapıların kullanımının etkinleştirilmesinde buna katkı sağlaması adına atıl kalmasının önüne geçilmesi ve yeni yatırımcı taleplerinin karşılanabilmesine imkân sağlaması amacıyla, faaliyet ruhsatı iptal edilen ya da süresi dolan kiracı kullanıcıların üstyapıda bulunan mallarının tahliyesi için bir aydan az, altı aydan fazla olmamak kaydıyla süre verilmesi ve bu süre sonunda tahliyesi gerçekleştirilemeyen malların idarece tasfiye edilmesi öngörülmektedir. Yine, ihracatımızı ve oradaki faaliyet alanlarımızın darlığından dolayı kullanımı rahatlatacak bir madde.

3'üncü maddemizde, Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'da yapılan düzenlemeyle ihracatçı birliklerin genel kurullarınca iflas eden, ölen, ticareti terk eden ve son beş yılda ihracat yapmayan üyelerin borçlarının terkin edilmesi öngörülmektedir. İhracatçı birliklerine yıllık aidat borcu bulunan 141.567 adet üyeden sadece 33.910 tanesi aktif durumdadır. İhracatçı birliklerinin yıllık aidat borcu bulunan üyelerden birçoğunun ticareti terk etmiş olduğu, alacağının tahsili için yapılan girişimlerin çok uzun sürdüğü, takip masraflarının alacaktan daha fazla bir hâle dönüştüğü bir durum birlikler açısından çözümlenemeyen bir sorun hâline gelmiştir. Düzenlemeyle hem mevcut borçlar hem de ileride oluşabilecek benzer mahiyetlerdeki borçlarla ilgili yaşanacak sıkıntıların önüne geçilmesi öngörülmektedir.

Aynı kanunda yaptığımız düzenlemeyle ihracatçı birliklerinin Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcılıklarına otuz gün içerisinde atama yapılmaması hâlinde Ticaret Bakanlığınca resen atama yapılabilmesi öngörülmektedir. Bu düzenlemeyle, mevcut kadroda yaşanan boşluk nedeniyle oluşabilecek aksaklıkların önüne geçilmesi de öngörülmektedir, hedeflenmektedir. Yine, aynı kanunda yapılan düzenlemeyle ihracatçı birliklerinin yedek akçelerine aktarılan tutarın, Ticaret Bakanlığınca belirlenecek miktarının İhracatı Geliştirme AŞ sermayesine eklenmesi de öngörülmektedir. Böylelikle, ihracatçılarımıza sürekli ve etkin bir şekilde hizmet verilmesi amaçlanmaktadır. Bir başka düzenlemede de Ticaret Bakanlığında tahsisli İstanbul'daki bazı hazine taşınmazlarının TİM'e devredilmesini öngörüyoruz.

8'inci maddemizde, yatırım kararları alınırken sürdürülebilir risklere ve fırsatlara ilişkin kaliteli ve karşılaştırılabilir bilgiye ulaşılması günümüzde çok önemli bir hâle gelmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nda yapılan düzenlemeyle UFRS sürdürülebilirlik açıklama standartları vasıtasıyla yatırımcıların işletme değerini belirlemesi, işletmelerin çevresel, sosyal ve kurumsal yönetime ilişkin sorunlara nasıl karşılık verdiğinin anlaşılması ve yatırım kararı alınırken sürdürülebilirliğe ilişkin ihtiyaca uygun bilgiye ulaşılması amacıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumuna, Uluslararası Muhasebe Standartları Vakfı tarafından yayımlanan standartlara uygun düzenleme yapma yetkisi verilecektir.

Dünya genelinde insanlar -bu maddemiz helal akreditasyonla ilgili 9, 10 da- dinî inançları veya uyguladıkları diyetlerin bir gereği olarak besin değeri yüksek, temiz ve hijyenik koşullarda uygun olarak hazırlanmış, sağlıklı gıdaları talep etmekte veya tüketecekleri gıdaya dahi bilinçli yaklaşmaktadırlar. Ülkemizde helal alanında akreditasyon hizmeti sunmaya kanunen yetkili tek kamu organı Helal Akreditasyon Kurumudur. Kanun teklifinde yapılması öngörülen düzenlemeyle ülkemizde gönüllülük esasına göre yürütülen helal uygunluk değerlendirme faaliyetlerinin yine bu şekilde devam etmesi ancak bu faaliyetlerin helal akreditasyon güvencesi altına alınması suretiyle hem tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi hem de kamu refahına katkı sunulması hedeflenmekte, piyasadaki güvenilir olmayan helal belgelerin dolaşımının engellenmesi amaçlanmaktadır.

Teklifimizin genel açıklaması bu şekildedir. İnşallah hayırlı olmasını diliyorum. Teklifimize katkı sağlayacak Komisyon üyelerimize şimdiden teşekkür ediyorum.

Arz ederim Başkanım.