| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğünün (TPAO) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 10 .05.2022 |
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Teşekkür ediyorum.
Ben de öncelikle, yeni dönemin hayırlı olmasını diliyorum başta sayın milletvekillerimize, Komisyon uzmanımıza ve Komisyon çalışmalarımıza. Bu süreçte yalandan, riyadan uzak, tamamıyla teknik bakış açısıyla olaylara bakarak tabii, vicdanı da elden bırakmadan herkesin olayları yorumlamasını diliyorum.
Sayın Genel Müdürüm, siz ve yönetiminiz de Komisyonumuza öncelikle hoş geldiniz.
Ben, kısaca, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının neden çok kıymetli, çok değerli bir kurum olduğunu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Geçen yıl itibarıyla Sayın Enerji Bakanımızın açıkladığı bir rakam vardı "Türkiye'nin 2021 yılında enerji ithalat faturası 55 milyar dolar olarak gerçekleşti." diye ifade etti. Bu 55 milyar dolarlık enerji faturamızın çok önemli bir kısmını, hatta neredeyse tamamını petrol, doğal gaz ve kömür oluşturmakta. Bakınız, 55 milyar dolarlık bu rakamın ne kadar büyük bir rakam olduğunu, ben, 2022 yılı bakanlıklar bütçesi üzerinden bir örnekle açıklamak istiyorum. 2022 yılında Sağlık Bakanlığımızın bütçesi 8 milyar dolar, İçişleri Bakanlığımızın bütçesi de yaklaşık 8 milyar dolar; Millî Savunma Bakanlığımızın bütçesinin 5,5 milyar dolar olduğunu düşünürsek 55 milyar dolarlık bir ithalatın Türkiye'ye ne kadar önemli bir yük getirdiğini hepimiz görmekteyiz ve Türkiye, özellikle doğal gazda yüzde 99'a yakın, petrolde ise yüzde 93 seviyelerinde dışarıya bağımlı bir ülke. Sayın Genel Başkanımızın bağımlılıkla ilgili çok güzel bir ifadesi vardı, "Her türlü bağımlılık bağımsızlığın zehridir." diye bir ifadesi vardı. Bu manada, bu yönüyle baktığınız zaman Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olması ve bu kadar yüksek oranda dışa bağımlı olması, gerçekten de özellikle dış politikada özgün bir şekilde kendimizi ifade etmeyle ilgili kimi zaman problemler ve sıkıntılar doğurmakta. Bakınız, bugün, Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan bu savaştan dolayı, Avrupa'nın enerjide Rusya'ya bağımlılığının Avrupa ülkelerine ne tür bir sıkıntı doğurduğunu hepimiz görmekteyiz. Amerika Birleşik Devletleri'nin "Yaptırımlar uygulayalım." demesine rağmen bugün birçok Avrupa devletinin enerjide Rusya'yla bir eş güdüm hâlinde olması ve Rusya'ya muhtaç olmasından dolayı yaptırımlar noktasında özgür bir şekilde bir karar alamıyorlar. Dolayısıyla Türkiye'yi, Allah izin verirse, enerjide dışa bağımlılıktan kurtaracak olan kadronun da bizler, sizler olduğuna inanıyoruz. Bu uğurda da çok önemli bir vazife üstlendiğinizi yine kurumu yakinen takip eden bir kardeşiniz, bir milletvekili olarak biliyorum. Özellikle "2023 yılında Türkiye'nin petrol üretimini 100 bin varile ulaştıracağız." hedefi bu manada çok önemli bir hedefti, inşallah, önümüzdeki yıl bu hedefi tuttururuz diyorum. Onun yanında, millî enerji hamlesiyle birlikte derin denizlerde sondaj yapma kabiliyetine Türk devletinin kavuşmuş olmasını, derin denizlerde sondajı bir adım öteye götürüp bir keşif yapmamız; onu da bir adım öteye götürüp keşif yaptığımız doğal gazı inşallah önümüzdeki dönem Filyos Limanı'na getirip Türkiye'nin millî boru hattına entegre edileceğini de çok iyi bilmekteyiz.
Sayın Genel Müdürüm, ben de biraz önce Sayın Mevlüt Karakaya'nın ve Tamer ağabeyin ifade ettiği gibi, bu sondaj maliyetleriyle ilgili Türkiye'nin lehine olan düşüşün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Siz bize rakamlarla biraz önce burada mukayese ettiniz, dünya ortalaması 246 milyon dolarken şu an Türkiye'de 33 milyon dolar seviyesinde bir sondaj maliyetinin olduğunu ifade ettiniz. Ben, bu düşük sondaj maliyetlerinin, önümüzdeki dönemde Türkiye'ye, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı aracılığıyla önemli bir fırsat doğuracağını düşünüyorum özellikle Karadeniz'de, Romanya'da. Biz, Romanya devletinin de geçmişte bizlerin yaptığı gibi, yabancı enerji firmalarıyla Karadeniz'de, derin denizlerde sondaj faaliyeti yaptığını biliyoruz ancak muhtemelen önümüzdeki süreçte, Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler veya dünyanın herhangi bir ülkesinde, inşallah, bu maliyetlerle birlikte, biz Türkiye Petrollerinin başka bir ülke adına da doğal gaz arama çalışmaları yaptığını inşallah göreceğiz diye ümit ediyorum. Daha önce benzerini biz "British Petroleum'un falanca ülke adına yaptığı aramalar" diye haberlerde görürdük veya Shell'in, Exxon Mobil'in başka ülkeler adına denizlerde yapmış olduğu arama faaliyetlerini hep görür ve imrenirdik. İnşallah, bu maliyetler bizi de o yöne doğru taşıyacaktır diye inanıyoruz.
Son olarak, Sayın Genel Müdürüm, Enerji Komisyonundan Meclis Genel Kuruluna gelen bir kanun teklifi için Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili olarak bir konuşma yapmıştım, o konuşma esnasında da Türkiye Petrollerine yönelik çok haksız ithamlar vardı. O ithamlara, bu memleketin bir evladı olarak, Türkiye'yi enerjide dışa bağımlılıktan kurtaracak millî bir kurumumuzu savunma içgüdüsüyle çıkıp Meclis kürsüsünde, siyasi partilerin milletvekillerinin kurumla ilgili yapmış olduğu eleştirilere cevap vermiştim. Bir siyasi parti milletvekili Fatih sondaj gemisinin hurda olduğunu ifade etmişti, ben de Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili olarak "'Hurda' dediğiniz sondaj gemisiyle biz Karadeniz'de onlarca sondaj yaptık." diye bir cevap vermiştim.
Yine, bir milletvekilinin "Türkiye denizlerde yayılmacı politikalar izliyor." cümlesine "Bu sözünüz ancak Yunanistan'ı, Atina'yı, Avrupa'yı memnun eder." diye çıkıp Meclis kürsüsünden ona da bir cevap vermiştim.
Daha sonra da yine kurumla ilgili çokça eleştirilen bir husus vardı, o da "Türkiye, Karadeniz'de doğal gaz bulmadı, Cumhurbaşkanı Türk milletini oyalıyor." sözü vardı. Bunun üzerine, kurumu takip eden, Sakarya gaz sahasındaki keşifleri takip eden biri olarak çıkıp şunları ifade ettim: Birincisi, Filyos Limanı'na 170 kilometre açıkta, Sakarya gaz sahasında önce bir sismik çalışma yapıldı, doğal gazın yeri belirlendi. Daha sonra, Fatih sondaj gemimiz bu konuma gidip doğal gazın olduğu yere sondajla ulaştı. Ulaşılan gaz çeşitli testlere tabi tutulup daha sonra Fatih sondaj gemisinin üzerinde temsilî olarak da yakıldı ve Türkiye Petrolleri 170 kilometre açıktaki bu gazın Filyos Limanı'na gelmesiyle ilgili de Schlumberger firmasıyla bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma neydi? Deniz tabanındaki gazın tabandan borularla karaya gelmesi. Türkiye'de bu teknik özelliğe sahip bir firma olmadığından dolayı ve uluslararası enerji alanında çok yetkin bir firma olduğundan dolayı iş muhtemelen bu şirkete verilmiş dedim. Benim bu konuşmamdan bir gün sonra Meclis kürsüsüne çıkan KİT Komisyonu üyesi Sayın Gaydalı benim bu konuşmamı referans olarak gösterip "Bakınız, görüyor musunuz? MHP Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, Türkiye Petrollerinin Amerikalı bir şirkete 1,9 milyar dolarlık bir iş verdiğini, iş pasladığını ifade etti." dedi. Ben ertesi gün tutanaklardan bunu okudum ama üzülerek okudum çünkü kendisinin teknik bir insan olduğunu ben biliyordum ama bu Komisyonda bazı milletvekilleri gibi onun da teknik olarak bu olaylara yaklaşmadığını, tamamıyla siyaseten yaklaştığını Meclis Genel Kurulundaki tutanakları okuyunca anlamış oldum.
Şimdi, öncelikle, o gün Genel Kurulda ben buna bir cevap veremedim ama burada tutanaklara geçmesi açısından bugün bunun cevabını vermek istiyorum. Elbette ki deniz tabanı üretim sistemleri, deniz tabanı iletimi ile boru hatları, kordon hatları, akış hatları gibi bu çok önemli teknik bilgi gerektiren işlerin de inşallah bir gün Türk firmaları tarafından yapılacağını hep beraber göreceğiz. Daha önce nasıl derin denizlerde sondaj faaliyetlerini yabancı firmalara yaptırıyor ve bugün artık o yabancı firmaları denizlerimizden uzaklaştırdık, kendi yerli ve millî firmamız Türkiye Petrolleriyle biz bu aramaları yapıyorsak ben inanıyorum ki bu deniz tabanına boru serme işini de önümüzdeki yıllarda bizim Türk firmalarımız öğrenecek ama o firmalar bunu öğrenene kadar da bizim bu işi bir bilene yaptırmamız lazımdı ve Türkiye Petrolleri de alanında çok yetkin bir firmayla böyle bir anlaşma yapmış.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Son bir dakika.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Evet, Sayın Başkanım.
Bu anlaşmayı da Türkiye Petrolleri kapalı kapılar arkasında yapmamış, kendi sosyal medyasında da bu anlaşmayı zaten paylaştı. Dolayısıyla burada bir gizli bilgi yok. Sayın Gaydalı'nın neden oraya kafasını taktığını da bir türlü anlamış değilim. Ben de bugün tutanaklara girsin diye bunu ifade ettim. İnşallah, bu Amerikalı şirkete bugün bu işin verilmesine hüzünlenen Sayın Gaydalı yarın yerli bir firmamız bu işi yaptığı zaman da çıkıp onlara bir çamur atmaz diye de aynı zamanda temenni ediyorum.
Son olarak, Sayın Başkanım, özellikle, derin denizlerdeki doğal gaz aramalarında -dünya genelinde de öyle- nehirlerin denize döküldüğü deltalarda doğal gaz kaynaklarının çoğunlukta olduğunu biliyoruz. Bugün Tuna'nın Karadeniz'e döküldüğü o delta üzerinde, aynı zamanda bizim de Sakarya havzamızın da o deltanın üzerine geldiğini varsayarsak, yine Mısır'ın Doğu Akdeniz'de bulduğu doğal gazın Nil Deltası üzerinde, İsrail'in Doğu Akdeniz'de bulduğu doğal gazın Nil Deltası üzerinde olduğunu da düşünürsek bu manada bizim, Lübnan'dan doğan, Suriye'yi dolaşan, daha sonra Hatay üzerinden Akdeniz'e boşalan Asi Nehri ile Adana'da İskenderun Körfezi'ne dökülen Ceyhan Nehri'nin oluşturduğu bu deltada bir sismik çalışma yaptık mı? Bununla ilgili de bize isterseniz yazılı, isterseniz sözlü... Çünkü o bölgede de inşallah -Doğu Akdeniz'in bir parçası- hem Adana Milletvekilimiz hem bizler Türk milletine bir müjde olacağını düşünüyoruz. Bu konuda yapılan bir çalışma varsa bizi de bilgilendirirseniz çok memnun olurum diyorum.
Ben, tekrar, faaliyetlerinizin milletimize, devletimize hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan diliyor, sizlere ve yönetiminize de başarılar diliyorum.