KOMİSYON KONUŞMASI

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli Başkanım, topa ben de girmek zorunda kaldım.

Olağanüstü günlerden geçiyoruz; bu, doğru. Sadece Türkiye değil, dünya olağanüstü günler yaşıyor. Yanı başımızda iki güçlü komşumuz savaş hâlinde; insanlar ölüyor, çocuklar ölüyor. İki yıl süren bir pandemi sürecinden çıkmak üzereyiz, aslında tam da çıkmış değiliz. Söylediklerinizin hepsi bir bütünün doğru parçaları, tek başına doğru değil ama doğrunun parçaları. Tabii ki aynı dünyada yaşadığımız için hepimiz etkileniyoruz.

Aslında, geçtiğimiz üç ay içinde dış ticaret açığımız büyük bir miktara ulaştı, büyük bir açık verdi. Biz ihracatta rekor kırıyoruz ama ithalatta da rekor kırıyoruz; bu bir gerçek. Sebeplerini sayarsak, 10 tane sebep sayarım, siz de sayarsınız. 180 dolar civarında olan doğal gazın 1.000 metreküpü 2 bin dolara çıktı. Türkiye, devlet olarak doğal gaza yüzde 80 civarında bir sübvansiyon vermesine rağmen, bu, hane halkının bütçesini etkiliyor ama en önemlisi de Türkiye Cumhuriyeti'nin ödemeler dengesini etkiliyor dış ticaret açığıyla beraber. Son üç yıldır turizmden istediğimiz geliri elde edemedik; bu, doğru. Bütün dünya etkileniyor ama biz biraz daha fazla etkileniyoruz çünkü öğrenilmiş bir kapitalizm mi yoksa merkezi ekonomi mi, ne idiği belirsiz "karma ekonomik sistem" diye bir sistemle, Türkiye, yıllardan beri bu ekonomiyi düzeltmeye ya da zenginleşmeye çalıştı ama bizimle yola çıkan hatta bizden daha geride olan savaş görmüş ülkeler bile ekonomide, kalkınmada, zenginleşmede bizi kat kat geçtiler. En güzel örneği Güney Kore ya da sürekli ilişkimiz olan Almanya, Fransa gibi ülkeler, bunlar savaş gördü İkinci Dünya Harbi'nde.

Biz, aslında, bir doğrunun parçalarını tartışıyoruz ve hepimiz aslında doğru söylüyoruz fakat bazen de birbirimizi incitici şekilde meseleye yaklaştığımız için tartışmalar büyüyor. Ben tartışmaları büyütmek istemiyorum. Türkiye, aralık ayından itibaren yeni bir para politikasına başladı, şu anda da bu yürüyor. Siz diyorsunuz ki: "Bu çok yanlış." Yani elbette ki muhalefet "Yanlış." diyecek. Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili -Allah selametini versin- Engin Altay Bey dedi ki: "Siz dünyanın en doğru işini de yapsanız bizim size 'Aferin.' diyecek hâlimiz yok." Aslında bir gerçeği ifade etti. Muhalefet lazımdır ancak Hükûmet de diyor ki: "Ben bu politikayı uyguluyorum, sonuçlarına katlanacağım." Hâlbuki biz de siz de aynı iktisat politikalarını okudu. İktisat hocasısınız, ben de işletme eğitim gördüm, iktisat eğitimi gördüm aynı zamanda, işletme doktorası yaptım, iş hayatını da gördük. Bize öğretilmiş olan nedir? Efendim, dövizin alternatifi faizdir. Faiz, döviz, kur, borsa, işte, tahvil; bu üçgen arasında hep gittik ama Türkiye, yıllardan beri bir türlü bu cari açığı kapatamadı. İthalatla büyüdü Türkiye, AK PARTİ'nin ilk yıllarında da öyle oldu. Düşük döviz, düşük faiz -doğru- kalkınma oranımız yüksek oldu ama ithalatla büyüdük. Bir de her yıl nüfusumuza 1-1,5 milyon insan katıldı. Çevremizdeki savaşlar, Irak krizi, körfez krizi... İki körfez krizinin de bedelini Türkiye ödedi. Ardından, Libya krizi, Suriye krizi, göç krizi, efendim, 2009'da Amerika'daki "mortgage" krizi; hep bunlar bizi etkiledi ama nedense hep biz dayak yiyoruz, Türkiye dayak yiyor. Fakat, Türkiye içeride de dünyanın en katil en -nasıl söyleyeyim- acımasız terör örgütleriyle savaşıyor. Türkiye, PKK'yla kırk yıllık bir fiilî savaş yürütüyor. Bütün bunları ortaya koyduğumuzda bazen kendimize acımasızca, Garo'nun ifadesiyle "vicdansızca" demeyeyim ama acımasız bir şekilde kendi kendimizi dövüyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz doldu, birkaç cümleyle toparlayın lütfen.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Değerli arkadaşlar, sürem doldu, akademik bir tartışmaya girmek istiyorum. Kanun maddesiyle ilgili bu 11'nci maddede de bir önergemiz var "ve/veya" diye ifade şeyi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Gerekçeyi yazmamışsınız.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Gerekçeyi... Bir düzeltmedir, redaksiyondur bu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Aslında redaksiyon da alınabilirdi ama sağlam olsun diye bu şekilde yapıldı.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Madde açık olduğu için gerekçeye gerek yok.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Tabii, kanun teklifinin tenkit edebileceğiniz çok yönü var ama bu bir zaruretten doğmuştur, özellikle Bankacılık Kanunu'yla ilgili TMSF'nin getirdiği. Neticede, bunları konuşuruz. Sürem yetmediği için, Hocam, Erol Hocam, kusura bakmayın.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Estağfurullah.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ben de hocalıktan kaynaklanan eski günlerimi hatırlıyorum, hemen topa giriyorum ama...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hocalar olarak ayrıca sohbet edin inşallah.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ben hayırlı olmasını diliyorum.