| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4364) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .04.2022 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Türkiye Barolar Birliğinin Değerli Başkanı, Baro Başkanlarımız, Yargıtaydan ve diğer kurumlardan gelen değerli temsilciler; ben de hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Ben Genel Kurulda da konuşmuştum, siz alınmıştınız ama burada da söyleyeyim; AK PARTİ'nin şanssızlığı hukukçuları, şanssızlığı hukukçuları gerçekten.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Şanssızlığı mı, şansı mı?
MUSTAFA ARSLAN (Tokat) - AK PARTİ'ye geç o zaman(!)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Evet, şanssızlığı.
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Vermeyiz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Davet etmişlerdi de Genel Başkanınız davet etmişti zamanında da onu ayrıca konuşuruz.
Şunu söyleyeceğim: Yani; gerçekten, böyle bir yasayı, hepsi baro üyesi olan bu avukatlar, ya, nasıl rıza gösterir, buraya getirir gerçekten? Yani ortalama bir anlayış, hukuk, akıl böyle bir yasaya gerek duymaz veya Türkiye Barolar Birliği istişare eder, konuşur. Tamam, belki sizin tercihinizle seçilmedi Türkiye Barolar Birliğinin bu yönetimi ama diyalog kanalları açık gerçekten; neden bunu yapmazsınız ve 160 bin avukatın karşısında 4 bin avukat için böyle bir düzenleme getirirsiniz? Bakın, yani 150 bin avukatı otomatik olarak karşınıza alıyorsunuz yani bu, siyaseten de akılcı değil. 83 baroyu karşınıza alıyorsunuz, 81 baroyu otomatikman yani sizi destekleyen baroları da karşınıza alıyorsunuz. Yani diyelim ki 50 baro bir yerde, 30 baro bir yerde ama 30 baroyu da bu düzenlemeyle karşınıza alıyorsunuz. O nedenle ben söylüyorum; yani realiteden, rasyonel olmaktan yoksun böyle bir yasa.
Niye çoklu baroyu getirdiniz? Vicdanınıza soruyorum. Hepiniz de biliyorsunuz; bir adamı orada tutmak için getirdiniz yani orada Türkiye Barolar Birliği Başkanı olsun diye getirdiniz. Hem delege yapısını değiştirdiniz hem de "Çoklu baroyla belki üç beş tane baro kurarız, onlara da dörder delege verirsek yirmi yapar." diye matematik oyunları yaptınız; tutmadı. Barolar, kurultay delegeleri bu sağduyuyu gösterdiler ve bu operasyona karşı çıktılar. Yani bu nedenle getirdiniz gerçekten. Ben Genel Kurulda da söylemiştim; bu devletin en temiz çocuğu için getirdiniz yani ve onun için getirdiniz, şimdi tutmadı, seçtiremediniz. Şimdi, yavaş yavaş bunu geri çekeceğinize yani bu baroların, avukatlık mesleğinin bütün onuruna, bağımsızlığına, tarafsızlığına, adil yargılama ilkelerine aykırı olan bu düzenlemeyi geri çekeceğinize, şimdi gerçekten akıldan yoksun başka bir düzenlemeyi getiriyorsunuz.
Ortalama bir avukata sorsanız yani sizden yana olan, sizin mensubunuz olan baro başkanlarına sorsanız "Vallahi, buna ihtiyaç yok." derler yani sonuç itibarıyla. Bu kadar da kopmuşsunuz kendi tabanınızdan, mesele biraz da bu; kendi tabanınızdan, kendi örgütlerinizden, kendi meslek örgütlerinizden, size yakın meslek örgütlerinden kopmuşsunuz, kimseyle diyalog kurmuyorsunuz. Bakın, ben o nedenle hep söylüyorum yani AK PARTİ'nin yirmi yılda geldiği nokta bu nokta işte. Yani Sayın Erdoğan'ın eşit gözle konuşacağı kimse kalmamış etrafınızda, siz de ona benziyorsunuz yavaş yavaş. Ya, açıp bir baro başkanına sormuyorsunuz; açın, bir baro başkanına sorun ya "Gerçekten ne düşünüyorsunuz?" diye. 30-35 tane baro başkanı var, onlardan birisine sorun. Adalet Komisyonunun üyelerinin tümü bir baronun üyeleri, kendi baro başkanlarına sorsunlar yani mutlaka, vali baro başkanı değil, "Ne düşünüyorsun?" diye sorsunlar. 2 baro başkanı yani İstanbul ve Ankara 2 No.lu Baro Başkanlarının böyle bir talebi de yokmuş, bugün duyduk. Barolar Birliği Başkanı gerçekten çok esaslı bir biçimde açıkladı bütün gerekçeleri. Yani yönetmelikle düzenlenecek bir meseleyi neden buraya getirdiniz, neden yasayla düzenlediniz? Neden 83 baroyla diyologla çözebileceğimiz bir meseleyi bir yasal düzenlemeyle yapmak zorunda kalırız? Neden?
Bakın, söyleyeyim; bize büyük imkân verdiniz gerçekten 2 No.lu Baroyla. Açık söyleyeyim; bu iktidar değişecek yani ilk sandıkta değişecek. Niye imkân verdiniz? Bakın, biz, helalleşeceğiz ama aynı zamanda hesaplaşacağız. Geçmiş insanı takip eder, geçmiş unutulmaz, insanı takip eder. Bütün bu yasal düzenlemeler de insanı takip eder; kim getirmiş, nasıl getirmiş, ne yapılmış. İnsanı takip eder geçmiş, bunlara tümüyle bakılır. Bakın, 2 No.lu Baro üyeleri kimlerdir? Çağlayan Adliyesinde, Ankara Adliyesinde hangi yargıçlarla, hangi ilişkileri vardır? Basarsın UYAP'a, tümünü çıkarırsın. Bakın, basarsın UYAP'a, hangi kurumlar 2 No.lu Baro üyeleri dışında kimlerle sözleşme yapmamış anlarsın. Bunlara, avukatlara bu kötülüğü yapmayacaktınız gerçekten, kendi çevrenize bu kötülüğü yapmayacaktınız. O nedenle söylüyorum, AK PARTİ'nin şanssızlığı hukukçuları. Şimdi, böyle bir yasa...
Gerçekten gerekçesini ortaya koyun ya. Yani sizin iktidarınız bu kadar çok rant ve kaynak dağıtırken avukatların 72 milyonuna mı ihtiyacınız var veya 2 No.lu Baroya aktaracağız 4 milyona mı ihtiyacımız var? O avukatlar bu kadar çok ilişki içerisindeyken bu adli yardımdan alınacak paralara mı ihtiyaçları var? İstedikleri kurumla sözleşme yapıyorlar, istedikleri kurumla, istedikleri yargıçla istedikleri ilişkiyi kuruyorlar. Bakın, ben avukatlığımdan ve baro başkanlığımdan daha çok, şu anda -iddia ediyorum- bütün milletvekillerinden daha fazla adliyelere gidiyorum, duruşmaları izliyorum, cezaevlerine gidiyorum. Ya, yargı çökmüş, çürümüş, avukatlık mesleğini çökertmişsiniz. Yani sonuç itibarıyla, bu meslek, avukatlık mesleği, savunma mesleği adalet bakımından, hepimizin ihtiyacı olan adalet bakımından son derece hayati ama bunu çökerttiniz, yargıyı çökerttiniz. İstanbul Adliyesinin her yerinden, Ankara Adliyesinin her yerinden rüşvet kokuları geliyor, her yerinden.
Ya, bakın, daha yeni, bu hafta başında, yanı başımızda Sincan Adliyesinde Kobani davasını izledim; başından beri de gitmeye çalışıyorum. Ya, o davada dokuz ay başkanlık yapan başkan, iddianameyi kabul eden başkan çete üyesi çıktı, çete üyesi ya, adliyede çete üyesi çıktı, itirafçı oldu, "Evet, ben çete üyesiyim. Biz bu adliyenin içerisinde böyle kirli ilişkilerin içerisine bulaştık." dedi. Adam dokuz ay boyunca ağır ceza mahkemesinin, o davanın başkanlığını yaptı ki ağır ceza mahkemesi başkanlıklarını saymıyorum. Ya, bunların peşine düşelim biz beraber. Ama siz neyin peşindesiniz?
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Toparlayalım.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Hakikaten neyin peşindesiniz? Bak, bunu açık açık söylüyorum, isim de veriyorum, dava ismi veriyorum, hâkim ismi veriyorum: Bahtiyar Çolak. İtirafçı sanık olmuş, işte, şüpheli falan filan değil, kendisi itiraf ettiği için burada söylüyorum, yoksa "Şüpheden sanık faydalanır, herkes masumdur." falan ilkeleri var, bilmem ne var ama kendisi itirafçı olmuş yani.
Bakın, böyle çürümüş adliyeler, böyle çürümüş. Bu, çürümüşlükten kurtarmaz. 2 No.lu Baro da bu çürümüşlüğe hizmet ediyor. Şimdi, siz bu çürümüşlüğü daha da derinleştirmek istiyorsunuz. Yazık, gerçekten kendinize yazık ediyorsunuz. O nedenle söylüyorum... Türkiye Barolar Birliği Başkanımız burada önemli bir öneride bulundu. Baro başkanları toplantısı yapılmış; 83 baro başkanının ortak bir irade göstermesi bizim burada göstereceğimiz iradeden çok daha önemlidir, 83 baro başkanının gösterdiği irade; onlara saygılı olalım. Onların oyuyla geldik buraya, hepimiz o baroların mensuplarıyız; onlara saygılı olalım, o 83 baro başkanının iradesine saygılı olalım. En azından bir nefes almak için, sizlerin de geçmişe bakmanız için yani üç beş gün, bu yasa nasıl geldi ona bakmak için alt komisyona gönderelim. Bu yasa, böyle, hani, bugün çıkmış, yarın çıkmış, bir hafta sonra çıkmış çok acil bir şey değil; önümüzdeki hafta bir daha değerlendiririz. Yani o yüzden, sizi makule, sağduyuya ve hakkaniyete davet ediyorum.
Ayrıca, İzmir Barosu Başkanı burada -15 baro başkanı vardı burada-sonuçta, İzmir Barosu Türkiye'nin 3'üncü büyük barosudur; iki dakikalık bir söz istemişti. Yani buraya kadar İzmir'den gelmiş, sonuçta, sizin nezaket gösterip ona iki dakikalık söz vermemenizi de ben Parlamentonun adabı bakımından çok uygun bulmadığımı kayıtlara geçmesi bakımından ifade ediyorum.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Öncesinde konuştuk.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Teşekkür ederim.