MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlar, Değerli Türkiye Barolar Birliği Başkanımız, Türkiye'nin değişik yerlerindeki değerli baro başkanlarımız, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyeleri ve basın mensubu arkadaşlar; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

Değerli Başkanım, İç Tüzük'ümüzün 35'inci maddesi diyor ki: "Komisyonlar, kendilerine havale edilen kanun tekliflerini aynen veya değiştirerek kabul veya reddedebilirler; birbirleriyle ilgili gördüklerini birleştirerek görüşebilirler." Sizin Komisyonunuza yani Türkiye Büyük Millet Meclisine verilip Komisyonunuza havale edilen -şu anda, gayet rahat- 10 tane Avukatlık Kanunu'yla ilgili teklifim var. Kısa ve öz, bir tanesi; avukatların işlerini şu anda yanlarında çalışan sekreterleri yapıyor, bunun gayet rahat avukatlar tarafından yapılabilmesi amacıyla verdiğimiz kanun teklifi var.

İkincisi, avukatların baro nakliyle ilgili alınan nakil ücretleri var, bunların alınmaması, hazineden alınmasıyla ilgili kanun teklifi var. Üçüncüsü, avukatlık stajıyla bağdaşmayan maddeler arasında işkence, eziyet, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, uyuşturucu ve uyuşturucu madde imali ve ticareti suçlarının avukatlığa engel suçlar arasına eklenmesi amacıyla kanun teklifimiz var; bunlar sizin Komisyonunuzda.

Yine, bir başka kanun teklifimiz, amme alacaklarının tahsiliyle ilgili davalarda -avukatlar lehine- maktu ücretivekâlet veriliyor. Bu büyük bir mağduriyet oluşturmakta, bunun nispi bir ücret olarak alınması gerekmektedir; bununla ilgili kanun teklifimiz var.

Ve avukatlık sınavıyla ilgili -evet, geçti, bununla ilgili orada tam açıklayıcı- yılda bir sefer... Bu bence mağduriyete yol açacak. Bunun en azından yılda 2 sefer yapılmasıyla ilgili kanun teklifimiz var.

Yine, aynı şekilde, Sayın Özkaya, en fazla yaşanan sorunlardan... Üstadım, aslında en fazla yaşanan sorunlar avukatlık ücret sözleşmesinden kaynaklanan ücretivekâletle ilgili. Avukat ile müvekkili arasında yapılan ücretivekâlet sözleşmesinin ilam niteliğinde belge olarak kabul edilmesine ilişkin kanun teklifimiz var.

Yine, aynı şekilde -evet, geçmişte biz bunu vermişiz- devletin staj yapan avukat arkadaşlarımıza bir ücret ödemesiyle ilgili, bununla ilgili teklifimiz var.

Yine, aynı şekilde, sınava ilişkin kurallar var.

Bununla ilgili olarak, avukatlık ruhsatnamesiyle ilgili, bedelinin yine devlet tarafından ödenmesiyle ilgili bir kanun teklifimiz var.

Staj kredilerini ödeyemeyen stajyer avukat arkadaşlarımızın borcunun faiz ve gecikme zammıyla birlikte devlet tarafından karşılanmasıyla ilgili bir kanun teklifimiz var. Bunların mevcut olan, görüşülmekte olan bu kanunla ilgili direkt bağlantıları var.

Yine, geçen gün bir tane daha verdik, onun da yine sizin Komisyonda olması gerekir. Nasıl -iş yerlerinde- iş yerini ilk olarak açan bir serbest meslek erbabı bir yıla kadar gelir vergisinden ve stopajdan muafsa avukat arkadaşlarımızın da ilk bürolarını açtıkları zaman beş yıl boyunca bir, stopajdan muaf olması gerekir; iki, gelir vergisinden muaf olması gerekir. Yani bunlar direkt bu kanunla ilintili.

Gelelim ara buluculukla ilgili meseleye, ne var? 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olan arkadaşlarımız yapıyor bu işi. Peki, avukat olmadığı hâlde kamu görevlisi olan insanlar bunu yapıyor. Peki, bunu yapıyor ama asli işi ne? 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olan bir kişi ek bir iş yapabilir mi? Kanunen yasak ama ne yapmışız biz? Ara buluculuğa bunu vermişiz. Şimdi, bana yapılan yoğun hakaretler nedeniyle, cumhuriyet savcılıklarında görevli olan personel, mesai saati içerisinde beni arıyor: "Sayın Vekilim, size hakaret yapılmış, ara buluculukla ilgili ben sizi arıyorum..."

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Uzlaştırma, uzlaştırma...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - "...uzlaşmaya var mısınız?" diyor. Uzlaştırıcı olarak beni arıyor; ya arkadaş, bu adam cumhuriyet savcılığında görevli veya mahkeme kaleminde görevli; işini bırakmış, orada asli görevi, olması gereken işi yapmıyor, uzlaştırmacı olarak beni arıyor, bu işi yapıyor. Benim sizden istirhamım, bununla ilgili de kanun teklifimiz var, ne olur yani bu uzlaştırmacılığı avukatlar dışında kamu görevlilerine vermeyin, yazık ediyoruz. Yani hakikaten istenilen amaç doğrultusunda gitmiyor. Hatta matbu gelen mektuplar var; matbu mektup, kimin tarafından bana hakaret edilmiş belirtilmeden fotokopi çekilerek gönderiliyor. Bu, mesleğin kalitesini düşürüyor.

Son cümlelerle bitiriyorum, ben sabrınıza da teşekkür ediyorum. Mesela burada şu deniliyor: "Adli yardım bürosuyla ilgili, yargı mercilerinin talebi üzerine yapılacak görevlendirmenin Türkiye Barolar Birliği tarafından oluşturulan elektronik bilişim sistemi üzerinden o ildeki avukatlar arasında eşitlik gözetilerek..." Yani eğer bu 2 baro arasında yapılıyorsa, bu Anayasa'mızın ölçülülük, orantılılık ilkesine aykırılık teşkil eder. Buna "nispi eşitlik" belki denilebilir ise; eğer mutlaka bunda ısrar ediliyorsa, eğer mutlak surette yapılması söyleniyorsa buna nispi eşitlik getirmek lazım çünkü aksi takdirde orantılılık ilkesine aykırılık teşkil eder.

Son cümlelerim Başkanım. Şimdi arkadaşlar, yeni bir devrimmiş gibi "Biz kamu görevlilerine stajını yapma imkânı getiriyoruz." diyoruz ya, deniliyor ya, aslında bu var. Nerede var? Kamu görevlileri bunu yapıyordu zaten. Nerede yapıyordu, neye dayanarak yapılıyordu? 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 108'inci maddesinde beş yıllık hizmet yılını tamamlamış olan kamu görevlisinin zaten bir yıl ücretsiz izne ayrılma hakkı vardı. Arkadaşlarımız bugüne kadar ayrılıyorlardı, bundan istifade ederek stajını bitiriyorlardı zaten. Yani onun için aslında bu bir yenilik değil, bir devrim değil.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Ama kurumun takdirine bağlıydı, takdir olmadan...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli üstadım, bunu yapıyorlardı, yapan dünya kadar arkadaşımız da var. Eğer gerçekten iyileştirmek istiyorsak benim gerek Sayın Komisyon Başkanımız sizden gerek Sayın Grup Başkan Vekili arkadaşımızdan gerek kanun teklifinde emeği geçen arkadaşlara da istirhamımız şu: Ne olur bunu alt komisyona gönderin, mutfakta bu pişsin ve hakikaten rahmetli Sulhi Dönmezer'in dediği gibi, kanun yaparken ileri vadeli, halıyı örerken nasıl ince ilmikler atıyorsak, o muntazam, düzgün halı oluyorsa aynı ilmiklerle, kanun yaparken de alt komisyona gönderip öğretim üyeleri çağırmak lazım, baro temsilcilerini çağırmak lazım...

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Teşekkür ederiz Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani bunun üzerine, buna hassasiyet gösterilmesini ve alt komisyona gönderilmesini talep ediyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.