ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Şimdi, tabii, değerli milletvekillerimizin hassasiyetine elbette hep beraber katılıyoruz. Bizim orman arazilerinin alanlarının herhangi bir şekilde bir imar yapılaşmasına açılmasını kimse arzu etmez, öyle bir şeyimiz de olamaz. Bununla ilgili de çok ciddi yaptırımları, çok ciddi, etkin cezaları da getirmiş bir siyasi yapıyız, onu da ifade etmek isterim.

Buradaki alan, tabii, klasik bir orman alanının yağmalanması veya yakılması veya imara açılmasıyla ilgili olan bir şey asla değildir. Bir defa, burada, hazinenin 6831 sayılı Orman Kanunu'nun ek 16'ncı maddesi kapsamında yapılan bir işlem var. Bu işlem nedir? Bu, bu mahiyette, üzerinde yerleşim alanı hâline gelmiş yerin, Orman Genel Müdürlüğüne tahsis etmek suretiyle 2 katını ağaçlandırıyor. Yani, bu dediğimiz yerin, 6831 sayılı Yasa'da önce uygulamasına bakmak lazım. Yani yerleşim yeri olacak, bu yerleşim yeri 28/4/2018 tarihinden önce bu mahiyeti arz edecek bir tespit raporlarına girecek ve hazineyle bu takasın yapılması ve 2 katının da ağaçlandırılmış olması gerekiyor. Şimdi, sıradan bir farklı orman yapılanmasına müdahaleyi burada konuşmuyoruz ve yine, 6292 sayılı Kanun'umuz orman köylülerini kalkındırmayı desteklemeyle ilgili bir durum. Şimdi Bakan Yardımcımız verdi, bu alanlarda yer alan yapı adedi tespit edilmiş, 3.218 tane yapı var bu dediğimiz yerlerde. İzmir, İstanbul, Kocaeli, Manisa; bu yerlerde 3.218 yapı var. Toplam 1 milyon 156 bin 790 metrekare ve bu düzenlemeden yararlanacak vatandaşımızın, orman köylümüzün bu mahiyetteki sayısı da 10 bin. Peki, buradaki toplam yapı adediyle beraber ortalama metrekare alanlara ne verilecek mahiyeti? 250 ile 400 metrekare arasında.

Yani, iş tamamen teknik ve özel bir hukuk ilişkisini gerektiriyor. Asla bir orman alanına, herhangi bir şekilde yasa dışı bir faaliyet alanı olarak birilerinin imar yapılaşmasına imkân verecek hiçbir durum yoktur ve kanun maddemiz tamamen kamu yarar ilkesi kapsamındaki vatandaşlarımızın bu taleplerini yerine getirecektir.

Arz ediyoruz.