KOMİSYON KONUŞMASI

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben, aslında, genel değerlendirme yapacağım maddeden çok, fırsat bulamadım Genel Kurula gitmekten. Şöyle: Şimdi, dün geç saatlere kadar kadın ve sağlıkçılara yönelik şiddetle ilgili yasa teklifi, bugün Genel Kurulda Seçim Yasası derken koştururken gerçekten kanunu inceleyemedim, çok da yoğunum, şurada biraz bakabildim, bir de konuyla ilgili arkadaşlarıma biraz fikirlerini sordum, göz attığım kadarıyla bazı şeyler söylemek istiyorum.

Şimdi, spor önemli, tabii dünyada da ekonomik pastanın büyük bir kısmını da kapsıyor aynı zamanda ama biz, biraz o millî yönüyle, duygusal yönüyle, birleştirici yönüyle de yoğun olarak ilgilenmeliyiz diye düşünüyorum ve bugün ülkemiz açısından baktığımızda, maalesef, konjonktürel olarak bazen tabii bir bakıyorsunuz millî maçlar yediden yetmişe herkes tarafından takip edilip aynı ortak duyguyla, ruhla paylaşılırken bakıyorsunuz, son günlerde olduğu gibi millî maç olduğundan çoğu zaman insanların haberinin bile olmadığı dönemler oluyor ve sporda da başarının hiçbir zaman tesadüf olmadığı bilinen bir gerçek. Bu anlamda, bu kanun teklifiyle yapılmak istenen şey doğru ama ne kadar yapılacak onu da göreceğiz ama böyle alelacele yapıldığı sürece de her zaman eksiklik olacaktır. Kanunun cezai boyutları da çok fazla, teknik yönden iyice ele alınıp irdelenmesi gerekir diye düşünüyorum.

Şimdi, tabii, spora siyasetin bulaşmaması çok önemli, çünkü spor, dediğimiz gibi, aynı zamanda, birleştirici bir faaliyet ama teklifin genel olarak içeriğine baktığımız zaman Bakanlığa çok fazla yetki verildiğini görüyoruz, federasyonların Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulması yetkisi verilmesi Meclisin yetkisini elinden almaktır bir yandan, bunu da doğru bulmuyoruz.

Yine, menajerlikle ilgili sadece futbol konusunda düzenleme yapılıyor, oysa genel olarak bütün spor alanlarıyla ilgili ilkesel bir düzenleme yapılması, voleybol, basketbol gibi dalları da kapsayacak bir yasal düzenleme olması daha doğru olurdu.

Yine, burada şöyle bir şey söyleniyor: Menajerlikte bazı sözleşme şartlarının geçerlilik şartı olması sporcular aleyhine sonuçlar doğurabilir, sözleşme özgürlüğünü kısıtlayacak bir sonuca sebebiyet verebilir. Burada, demin, meslektaşımız da söyledi, dedi ki: "Biz spor yönünü Dernekler Kanunu'ndan çıkarıyoruz ama diğer hükümlerle ilgili Dernekler Kanunu uygulanacak." Şimdi, burada amaç kolaylaştırmak mı değil mi? Yani Dernekler Kanunu'na göre bildirimde bulunduğunuz anda kurulmuş oluyor, oysa burada bir tescil, işte Bakanlığa çok fazla yetki veren bir süreç getiriliyor ve aşırı yetki veriliyor denetim konusunda da.

Yine, şirketleşme öne çıkıyor, bununla ilgili şöyle bir şey var, neden anonim şirket? Sporun ticarileşmesi konusunda yasayla bunun desteklenmesi, öne çıkarılması tartışılabilir sadece anonim şirket olarak öngörülmesi, limitet şirketlerin bu konuda yetkili kılınmaması ne kadar doğru tartışmak lazım enine boyuna.

Doping konusunda eksiklik var yani bir yasa çıkarıyoruz madem dopingle mücadele ajansı da düzenlenebilirdi bu teklifle.

Yine, disiplinle ilgili -32'nci maddeydi herhâlde- ortak bir düzenleme öngörülüyor ve Bakanlığa bu konuda yönetmelik çıkarma yetkisi veriliyor. Şimdi, tahkim kurulunda da AİHM kararlarına atıfta bulunmuşsunuz, demişsiniz ki: "AİHM kararlarına göre bu tahkim kurulunun düzenlenmesi gerekiyor." Evet, AİHM ne diyor? Ortada eğer bir cezai sonuç varsa, bir yaptırım söz konusuysa o bir ceza yargılamasıdır, siz bunun adına disiplin de diyebilirsiniz, tahkim de diyebilirsiniz, başka bir şey de diyebilirsiniz ama ortada bir yargılama söz konusuysa da orada adil yargılama ilkelerinin devreye girmesi gerekiyor yani tarafsızlık, bağımsızlık, eşitlik, silahların eşitliği gibi bütün o ilkelerin, insan haklarıyla ilgili sözleşmelerde yer alan ilkelerin devreye girmesi gerekiyor. Bu nedenle de bu, yönetmelikle düzenlenecek bir alan değildir değerli milletvekilleri. Yönetmelikle, yaptırımlar, eylemler, tanımlar düzenlenemez disiplinle ilgili yani bu cezai konuları içeren hususlarla ilgili, kanunla düzenlenmesi gerekir.

Bir eksiklik olduğu söylendi, aslında bu konuda çalışan arkadaşlarımız tarafından. Başkan adaylığıyla ilgili veya diğer kurullara seçimlerle ilgili tabii, belli koşullar öngörülüyor, işte "yüz kızartıcı suçlar" diye tanımladığımız bazı suçlarla ilgili kişilerin üyelikleri sona eriyor. Burada şike ve teşvik primi konusunda bir eksiklik söz konusu yani bununla ilgili olarak ceza almış kişilerin de üyeliklerinin sona ermesi söz konusu olmalı.

Yine, sahadan gelen taleplerden bir tanesi şu: Amatör sporcuların lisanslarıyla ilgili yapılacak tescillerde bir ücret alınıyor ve çoğu zaman bunu insanlar karşılayamıyorlar ve o spor kulübünün başkanı çoğu zaman üstlenmek zorunda kalıyor. Amatör sporcularla ilgili lisanslarda bu ücretlerin kaldırılması konuşulabilir.

Tabii ki ben bir kadın olarak kadın meselesine de değinmek istiyorum. Şimdi, öyle bir şey var ki sporda, kadın bir süje olarak görülmüyor maalesef yani ben şunu biliyorum: 2010'daydı galiba -tam yılını hatırlamıyorum ama- Bursaspora seyircisiz oynama cezası verildiğinde biz gitmiştik yani kadınlar gitmişti maçı izlemeye yani bizim seyirci olarak görülmememiz gibi bir trajik durum söz konusuydu ve onu yaşamıştık. Hani seyircisiz ama kadınlar orada, kadınlar seyirci değil çünkü, öyle görülüyor.

Sporda da özellikle son dönemde yüzümüzü ağartan kadın voleybol takımımız gibi takımlar da söz konusu olmuşken kadınların bu anlamda spora teşvik edilmesi, yönlendirilmesi daha da öne çıkmışken federasyon ve kurullara -"cinsiyet kotası" diyelim, siz onu "kadın kotası" algılayın isterseniz- cinsiyet kotası getirilmesi de belki bu alanda kadınların da önünü açacaktır ve önemlidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yerleşmesi için ve sporda da bunun yerleşmesi için gereklidir diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.