| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 06 .11.2014 |
İLKNUR DENİZLİ (İzmir) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, 2015 yılı bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah az sonra oylayacağız. Ve, 2015'te o bütçeyi hayırlısıyla kullanmayı nasip etsin diyorum, öncelikli olarak bunu ifade ediyorum.
Sayın Bakanım, bizim için çok önemlisiniz. Şundan dolayı: Çünkü siz devletin vicdanını temsil eden bir Bakanlığın başındasınız. Biz, bu toplumda yaşayan herkes ola ki vicdanımızı kaybettik, devlet vicdanını kaybetmez çünkü devletin vicdanının, Sayın Bakanım, kuralları var. Biz unutabiliriz bir süre geçtikten sonra ama siz unutmuyorsunuz ve hayat içinde sürekli olarak o vicdan bir şekilde sizin Bakanlığınızın çatısı altında hayatiyetini devam ettiriyor.
Ve, ben şunu ifade etmek istiyorum: Çok doğru ve çok güzel işler yaptınız bugüne kadar. Eksikliklerimiz var mıdır? Mutlaka vardır çünkü toplumda canı acıyan kim varsa galiba sizin Bakanlığınızla ilgili, az önce değerli arkadaşımın bahsettiği pek çok konu da dâhil olmak üzere.
Apartmanın boşluğunda bulunan bebeği ben televizyonda görebilirim ama -siyasetçi olarak, tabii ki, hassasiyetim itibarıyla hiç unutmayabilirim ama- pek çoğumuz ertesi gün kalktığımızda o bebeği unutabiliriz. Ama siz unutmuyorsunuz ve unutmamanız gerekiyor çünkü artık çok ciddi bir sorumluluk olarak o bize emanet edilmiş, bu ülkeye emanet edilmiş bir bebek demektir. Ve, ben sizin o emaneti hakkıyla yerine getirdiğinize inanıyorum. Bir kere bunun için size teşekkür ediyorum, bakış açınız için.
Burada arkadaşlarımız çok değerli katkılarda bulundular. Bence hepsinin sizin tarafınızdan değerlendirileceğini düşünüyorum ama bu konuyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Elli yıl içinde neredeyse köy, kent nüfusu bire bir değişmiş bir ülkede yaşıyoruz. Elli yıl önce konuştuğumuz pek çok şey bugün anlamını yitirdi, bugün bambaşka şeyler konuşuyoruz. Bu ülke çok hızlı bir biçimde değişiyor, çok hızlı bir biçimde de dönüşüyor. Bundan on beş yıl önce belki boşanmaları konuşmuyorduk ama bugün boşanmalardan bahsediyoruz. Yirmi yıl önce kadının iş gücüne katılımı bu kadar bizim meselemiz değildi ya da girişimci kadınlar meselesi dediğimiz şey bu kadar gündemimizde değildi ama bugün çok farklı şeyler gündemimizde ya da dediğim gibi, geçmişte gündemimizde olan bir sürü şeyi konuşmuyoruz. Kadına şiddet meselesinde de bu dediğim konu bence çok önemli.
Şimdi, özellikle bu Komisyondaki arkadaşlarımızın bu şiddet konusundaki hassasiyetlerini gerçekten takdirle karşılıyorum ve diyorum ki: Keşke, buradaki hassasiyet toplumun tüm tabanlarında, tüm katmanlarında aynı şekilde hissedilebilse çünkü ben şunu biliyorum ki kanunların önünde başka bir şey var, o da herhâlde bizim genlerimize işlemiş gelenekler, görenekler, bazen töre, bazen âdetler. Yine hep birlikte biliyoruz ki -bu salondaki arkadaşlarımı, özellikle erkek arkadaşlarımı tenzih ediyorum- bu ülkede yaşan erkekler uyguluyor bu şiddeti, başka bir yerden gelmiyor bunlar. Onun için, bizim, iktidarıyla muhalefetiyle hepimizin bu konudaki hassasiyetimizi bir şekilde toplumun bütün katmanlarına iletebiliyor olmamız gerekiyor ve bunun sadece bir siyasetçi sorumluluğu olmaması gerekiyor. Bu ülkede ne kadar sivil toplum örgütü varsa ben onların da sorumluluğu olduğunu düşünüyorum kadına karşı şiddetle ilgili mücadele etmede. Ya da az önce arkadaşlarımızın bahsettiği uyuşturucu -siz de konuyla ilgili açıklamalarda bulundunuz- ceza verebiliriz, kanunlar koyabiliriz ama görünen odur ki toplum buna, bir seferberlik hâlinde eğer "Biz bu işe karşı duruyoruz." demezse burada adım atmamız çok zor, burada ilerlememiz gerçekten çok zor. Hep birlikte hani, bir seferberlik hâlinde biz demeliyiz ki: "Biz şiddete karşıyız." Biz uyuşturucuyla mücadelede el ele, iktidar, muhalefet, sivil toplum örgütü, hangi sesi duyulabilecek kitle varsa el birliğiyle, kol kola bu mücadeleyi yapmak zorundayız diye düşünüyorum.
Bu, iş gücüyle ilgili özellikle bir şey söylemek istiyorum. Bakın, dedim ki: Çok ciddi bir göç yaşıyoruz. Evet, çok ciddi bir göç yaşadık biz ve köyde elinde bir becerisi olan kadın kente geldiğinde artık o beceriler hiçbir işe yaramadı. Tarlarda çalışan kadın artık bir beceri sahibi değildi. Tarlada çalışan kadın kente geldiğinde eğer çalışıyorsa kocasının eline bakan ve bir şekilde evinin içine hapsolan kadın hâline dönüştü. Bizim burada çok ciddi önlemler aldığımızı, çok ciddi çalışmalar yaptığımızı biliyorum çünkü yapmamız gereken ne? O kadına yeni bir beceri kazandırmak ama burada başka bir problem çıkıyor karşımıza: "Eğitim" dediğimiz çok ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyoruz ama atmamız gereken adımlar olduğu açık. Burada özellikle iş gücüne katılımda son yıllarda önemli mesafeler alsak da bu ülkeyi kalkındırmamızın, 2023 hedeflerine ulaşmamızın yolu ve yöntemi o iş gücüne katılımı çok daha yukarılara çekebiliyor olmaktan geçiyor. Bununla ilgili olarak her anlamıyla projelerin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum ve bu anlamıyla attığınız her adımda da özellikle kadınlarımızın da sizin arkanızda olmasını, diğer bakanlıklarımızın da bu koordinasyon içinde çalışıp buralarda bu ülkenin hak ettiği ekonomik seviyeye ulaşmak için hep birlikte doğru bir strateji çerçevesinde atılacak adımlarla sonuca ulaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Bugüne kadar çok doğru adımlar attık ama yapacak daha çok şeyimiz var. Dediğim gibi, toplum canlı bir organizma, her gün yeni problemlerle karşılaşıyoruz. Bugün bonzaiyi konuşuyoruz, dün başka bir şey konuşuyorduk. Her yeni duruma karşı sizin yeni planlar, yeni stratejiler geliştirmeniz gereken bir büyük organizasyonunuz var. Allah yardımcınız olsun diyorum. Biz her zaman buradayız; iktidar, muhalefet hepimiz elimizden geldiğince bu sorunlarda el birliğiyle adım atacağız diyorum.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.