ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Evet, Değerli Başkanım, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'ndaki düzenlemeler kapsamının içerisinde, özellikle Vergi Usul Kanunu'nun 359'uncu maddesiyle ilgili olarak 1999 yılındaki düzenleme, daha sonra 2008 yılında ceza alt ve üst sınırlarının yeniden düzenlenmesiyle beraber uygulama değişikliğine gidilmiş. Özellikle, Yargıtay Ceza Hukuk Genel Kurulunun 2002 tarihi itibarıyla vermiş olduğu bir karar var ki bu çok ciddi manada mağduriyetlere ve ceza ve suç dengesi arasındaki bazı olumsuzluklara da sebebiyet verdiğinden dolayı uzun zamandır gerek yerel mahkemelerde gerek istinaf mahkemesinde gerekse de Yargıtayda ciddi manada dosyaların ya bozularak veya ceza konusunda ciddi bir farklılıkların oluşmasına sebebiyet veren durumların olduğu ortaya çıktı. Özellikle, yeni teknolojik gelişmelerle beraber e-beyanname, e-fatura ve yine Maliye Bakanlığımızın belli uygulamaları açısından 2000'li yıllarda, 1999'dan sonraki aşamada meydana gelen birçok davanın, özellikle denetim raporlarının geriye dönük beş yıldan sonraki aşamalar içerisinde en fazla ortaya çıkan, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun vermiş olduğu "her bir takvim yılı için farklı ceza" uygulanmasına yönelik içtihadından sonra ciddi bir suç ve ceza dengesi arasında bir bozukluğun meydana geldiği ortaya çıktı. Günümüzde hem Türk Ceza Kanunu'ndaki diğer suçlarla ceza dengesinin sağlanması hem de hakkaniyete uygun cezalandırmanın ve gerçek kişiler üzerinde bunun uygulanması açısından bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Bir de esas -bu, 5'inci maddeyle de bağlantılıdır- mevcut bu tür denetim raporlarından sonra cumhuriyet başsavcılıklarının yapmış olduğu soruşturmalarda bu olaylara karışan farklı faillerin de ortaya çıkması hâlinde bir denetim raporuna yeniden ihtiyaç duyuluyordu, bunu da ortadan kaldıracak, mevcut Yargıtay Ceza Genel Kurulunun vermiş olduğu kararındaki bu ceza dengesizliğini de ortadan kaldıracak hem de bu zincirleme suç kapsamı içerisinde değerlendireceğimiz gerçek fail üzerindeki hem uygulamalarda ceza dengesini sağlaması hem de en önemli konu olarak pişmanlık derecesini de ortaya koyabilecek ve hem de devletin vergi kaybını da ortadan kaldıracak bir düzenlemeyi ortaya koymaya çalıştık. Şu ana kadar da tabii, gerek yerel mahkemelerde gerek istinaf mahkemesinde gerekse de Yargıtayda bekleyen bu manada çok ciddi dosyalar var. Bunların da en azından...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kaç tane?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Şu anda Yargıtay 11. Ceza Dairesi bu konuda yetkin ve görevlendirilmiş ceza dairesi. Verilen bilgiler ışığında 11 bin civarında bir ceza dosyasının bu kapsam içerisinde beklediğini biliyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Mağduriyet nedir buradaki, hapis yatanlar mı var?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Buradaki mağduriyet, birincisi şu: Mevcut beş yıllık geriye dönük denetimden sonra ortaya çıkacak hususlarda aranan ceza miktarı üç yıl ile beş yıl arasında diyoruz. Şimdi, bunu "üç yıl ve beş yıl arasında" her bir takvim yılına uyguladığımızda ve her bir takvim yılında bir belgeye rastlanıldığı durum içerisinde denetim raporuyla beraber cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunuyorsunuz. Cumhuriyet başsavcılığı da burada soruşturmasını yapıyor ve kovuşturma safahatıyla beraber iddianamesini hazırlıyor ve ilgili mahkemede davasını açıyor. Her bir takvim yılı için ayrı ceza takdiri dediğimiz hususiyet de beş yıllık denetim içerisinde ortaya üç yıl ya da beş yıl arasında baktığımızda, alt sınırı yaptığımızda bir mükellefin geriye dönük olarak da on beş yıl gibi cezayla karşı karşıya kalması söz konusu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kaç kişi hapiste bununla ilgili?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Şu ana kadar tahmin ediyorum cezaevinde 600 civarında -şu andaki son hazırladığımız- üç ay önceki dönemde 615 civarında bir mahkûmiyetin söz konusu olduğu ama bunların birçoğunun bu Covid izinleriyle beraber...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Binlerce dava var bu konuda, 420 bin dava var.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Dava... Esas önemli olan buradaki mahkûmiyetle ilgili hususlar değil, şu andaki yerel mahkemeler, daha sonraki istinaf. Tahmin ediyorum, Yargıtayda 11 bin civarında, istinafta 35 bin civarında, yerel mahkemede yine 30 bin civarında.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güler, 4,5,6 birbiriyle alakalı, sizden onların da izahatlarını birlikte alalım; birlikte görüşelim, ayrı ayrı oylarız. Arkadaşlarımıza gerekli süreyi veririm ben çünkü birbiriyle alakalı. Okunmasını istiyor musunuz? İstiyorsanız okutabilirim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yok yok, ne yapacağız ki?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamam 4,5,6'yı siz açıklama olarak yaparsanız ben arkadaşlarıma rahat süre vereceğim.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Evet, Başkanım, 4'üncü maddeyle bizim hem Türk Ceza Kanunu'muz içerisinde diğer suçlarda da uygulandığı üzere etkin pişmanlık hükümlerinin getirilmesi ve yine bu olayın özü itibarıyla, özelliği itibarıyla etkin pişmanlıkla beraber zincirleme suç kapsamı içerisinde değerlendirilmesi hususunu gündemimize alıyoruz suç-ceza dengesini mevcut diğer suçlarla beraber belli bir dengeye ve kıstasa oturtmak için.

5'inci madde, dediğim gibi, geriye dönük beş yıllık denetim raporları içerisinde sonradan soruşturma safahatında cumhuriyet başsavcılıklarının aynı olaylara ilişkin olarak farklı faillerin ortaya çıkması hâlinde mevcut şu andaki kanuni düzenlememizde onu soruşturma konusu yapma imkânı bulunmuyordu, yeniden bir denetleme raporuna ihtiyaç duyuyordu. Şimdi, burada eğer ihtiyaç olması hâlinde farklı faillerin de bu soruşturma safahatında ortaya çıkmasıyla beraber bu soruşturmayla bağlı olmak üzere yine cumhuriyet savcılığında herhangi bir denetleme raporuna ihtiyaç duymaksızın buradaki mevcut soruşturma kapsamında davayı açabilme imkânı getirmiş oluyoruz.

Burada, 6'ncı maddemizde ise mevcut bu düzenlemenin vergi ziyaı ve kaybını ortadan kaldıracak hususları dercediyoruz. Bu kapsam içerisinde bir dava söz konusu ise açılan bu davalarda feragat denklemi içerisinde bir kademelendirme getirmiş oluyoruz.

Yine, temyiz ve istinaf yolu incelemesinde bulunan dosyalardan mevcut bu kanuni düzenlemeyle beraber ceza hukukunun genel prensibi gereği lehe olan düzenleme hususlarının değerlendirilmek suretiyle mevcut şu andaki istinaf ve Yargıtay sürecinde bulunan dosyalara da birer bozma kararı verilmek suretiyle yerel mahkemelerde de yine bu 4'üncü madde içerisinde geliştirmiş olduğumuz genel ceza denklemi içerindeki uygulamaların bir bütünlük arz etmesi hususu da 6'ncı maddede yer almış oluyor. Bu yönüyle beraber bir beklenti de doğmuştu. Belki milletvekillerimizi arayan soran, ciddi mana takip eden vatandaşlarımız da vardır; bu ihtiyaç da bu yönüyle de giderilmiş olacak.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, teşekkür ederim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Adalet Komisyonunda görüşmemiz gereken bir şey değil mi?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Haklısınız, Adalet Komisyonunda görüşülmesinde... Ancak şöyle bir durum var: Torba yasa teklifi içerisinde, Vergi Usul Kanunu içerisinde bir bütünlük arz edeceği için...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, tali komisyon olarak geldi, tali komisyon olarak görüşülmeliydi.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ama şu yönüyle biz telafi etmiş olabiliriz: Adalet Komisyonundaki 4 arkadaşla beraber gerçekten, ciddi manada bütün yerel mahkeme safahatını, istinaf safahatını, Yargıtay safahatını ve çok ciddi sayıda çok dosyaları incelemek suretiyle bu düzenlemeyi hazırladık. Hakikaten, bu, bürokrat arkadaşlarımızla beraber, Adalet Komisyonuna gelebilirdi yani farklı bir... Sadece bu yönüyle 3 maddelik bir paket olarak hazırladık normalde biz yani yürütme ve yürürlük maddesiyle beraber 5-6 maddelik bir teklif olarak geldi ama sonradan bu torba yasa teklifinin içerisinde değerlendirilmesini uygun gördük bu manada ki savunma ve hazırlık safahatıyla ilgili de biz, kendimiz -imza sahipleriyle de bir olarak- Plan ve Bütçe Komisyon üyelerimizi de detaylı bilgilendireceğimizi düşündük. Ama bir tercih olarak olabilirdi, doğru diyorsunuz yani.