KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkanım, çok ilerleyen bir saatteyiz, bir tartışma açmak noktasında değil benim söyleyeceklerim. Yani bugünden beri "Kanun teklif sahiplerinin, sizlerin, Sayın Başkanların yapmış olduğu konuşmaları hiçbir şekilde anlamadık." veyahut da yani ağza almak istemiyorum ben de "İçerik noktasında gerekçesini duymadık." "Hiçbir şey yoktu." gibi ifadelerin uygun olmadığı kanaatindeyiz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Anlatılmadı Sayın Bülbül.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Burada, teklifin gerekçesi de efendime söyleyeyim, neden buna ihtiyaç duyulduğu da izah edildi.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Siz yoktunuz, izah edilmedi, izah edilmedi.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bunları kamuoyu layıkıyla mutlaka değerlendirecektir fakat bizim anlamadığımız bir husus var yani mantığım bunu çözemiyor. Şimdi, mesela en kıdemli hâkim belli bir kişidir bir ilde, bu tespit edilebilecek birisidir ve eğer etki altına alınma gibi bir iddianız varsa, burada bu belirlilikten dolayı etki altına alma ihtimali asıl bunun için söz konusu olabilecekken, konuşulabilecekken birinci sınıf hâkimler, birinci sınıfa ayrılanlar ve birinci sınıf hâkimler arasından bunun kura usulüyle belirlenecek olması, bu noktada oluşabilecek etki altına ve baskı altına alma girişimlerini engelleme veya sonuçsuz bırakmaya yönelik olarak çok daha etkili, çok daha isabetli bir formül olarak değerlendirilebilir.

Şimdi, ben şöyle düşünüyorum: Yani bugün teklif edilen şey kura usulü değil de en kıdemli hâkimin burada il seçim kurulu başkanı olacağı gibi bir teklifimiz olsaydı, ben çok iyi biliyorum ki burada "Mutlaka kura usulüyle belirlenmelidir." diye bir muhalefet sesini duyacaktık. Şimdi, bunun bizler tarafından bu şekilde öngörülmüş olması, teklif edilmiş olması karşısında, sizler, bu bütün 81 ilde bilinen eğer iktidarın elinde diyorsanız, iktidarın da çok iyi bildiği, ismen de tespit edebileceği bu kişiler üzerinden -efendime söyleyeyim- bütün demokrasiyi, seçimleri, özgürlükleri sadece bunlara bağlıyor olmanız açıkçası beni şaşırtıyor. Anlayamadığım husus -sizin anlayamadığınız gibi- bizim de anlayamadığımız husus bu.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ben de size çok şaşırdım gerçekten.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Yani kuraya ne olabilir, ne karışabilir? Yani burada, bu ihtimal A şahsı da çıkabilir, B şahsı da çıkabilir. Herkesin bir dünya görüşü vardır fakat liyakat esastır ve bu liyakatin nasıl temin edildiği de bellidir. Ayrıca, Yargıtay, Danıştay üyelerinin tespitinde de kıdem değil, birinci sınıf hâkimler arasından bunun tespit edilmesi gibi bir koşul var. Yani biz üst yargımızı oluştururken de kriter aldığımız bir meselede, seçim kurullarımızı oluştururken aynı kriterle hareket etmemizde beis olabilir mi arkadaşlar?

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Kura mı çekiyorsunuz?

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Hayır, kura değil.

Siz birinci sınıfa ayrılmayı, birinci sınıf hâkim olmayı yetersiz görüyorsunuz ya liyakat açısından.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Birinci sınıf hâkim olmayı yetersiz görmüyoruz, kurayı doğru görmüyoruz. Eğer kurayı doğru görüyorsanız...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Efendim, "en kıdemli" yerine... Bugünden beri yapılan konuşmalarda "en kıdemli" yerine yapılan tercihin sanki liyakatten uzak, hiçbir tecrübe ve birikim sahibi olmayan hâkimler tarafından bu işin gördürüleceği konusunda bir algının oluşturulması son derece haksız bir yaklaşımdır.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Liyakatlileri görevden alıyorsun ya, liyakatlileri görevden alıyorsun. Görevden alıyorsun.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Dolayısıyla, siz söylerken bile "On sene, on beş sene tecrübesi olsun." diye bir kriter getirildi, biliyorsunuz. Netice itibarıyla "birinci sınıf hâkim" demek, aynı zamanda bu "tecrübe" kriterini de yerine getirmek demek. Dolayısıyla buradan, tekeden süt sağmaya çalışıyorsunuz ama o sütün çıkmayacağını da bilmeniz lazım diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.