KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Başkanım, çok kıymetli milletvekili arkadaşlarım; evet, hiçbir şey olmadıysa bile bir şey oldu, bana da sıra geldi.

Aslında, o kadar çok sataşma var ki her sataşmayı varsayarak söz hakkımı kullanacak olursam Sayın Başkanım, herhâlde bir yirmi dakika bana hak tanımanız gerekiyor.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Yedi dakikada toparlayalım Sayın Yavuz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Peki, dikkat edeceğim ben de yedi dakikada bitirmek için. Duruma göre o sataşma hakkını da kullanmak istiyorum açıkçası.

Şimdi, arkadaşlar, çok tekrara düşmeyeceğim, o yedi dakikalık imkânı da kullanmak niyetinde değilim ama elimden geldiği kadar, biraz daha belli noktaların iyi anlaşılmasına katkı sağlamak üzere bir kısım açıklamalarda bulunmak istiyorum.

Özellikle Mustafa Tuncer Milletvekilimiz "insan olan" diye başladı, sonra "vicdanı olan" diye devam etti yani "İnsan olan buna imza atmaz." Sonra da "Hani ben 'vicdanı olan...'"

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Oradaki amacımı da bilmen gerek yani.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Tamam, öyle anlayalım.

Ben de diyorum ki insaflı olan, vicdanlı olan, topyekûn en azından, en azından topyekûn buna böyle karşı çıkmaz. En azından insaflı ve vicdanı olan hiç kimse "Millet yararına burada ne var?" demez. Neden? Şimdi birkaç tane örnek vereyim ben size; bu, millet yararına mı, değil mi konuşalım. Mesela 2019 seçimlerinde tam 500 bin kişi ortalama her seçimde havuza düşüyor ve seçmen olamıyor. Şimdi, bu 500 bin kişiye seçmen hakkını yeniden vermek ve hiç kimsenin seçmen hakkını yok etmeme anlamında o imkânı ortaya koymak milletin yararına bir şey değil midir?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Onu yalnız getirseydiniz ya.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - O zaman bunların da hakkını verin.

Devam ediyorum. Geçen seçimlerde -tam sayı vermek istiyorum size- bir yerden bir yere naklolurken ya itiraz edildiği için ya da şüpheli görüldüğünden dolayı vesaire resen YSK karar vererek usulsüz olduğu tespit edilmesi sebebiyle dondurulan seçmen sayısı 88.916. Biz şimdi diyoruz ki hiç kimse seçmen kaydı, usulsüz seçmen nakli sebebiyle dondurulan hiç kimsenin seçmen hakkı ortadan kalkmasın. Sizce bu, milletin yararına bir şey değil mi?

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Ölüleri de mezarından kaldırmıyorsanız sıkıntı yok.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Şimdi, biz diyoruz ki... Mesela İstanbul'dan örnek vereyim, az sonra bir iki örnek daha vermek istiyorum, tartışma çok açılmasın diye dikkatli vereceğim örnekleri, İstanbul'dan örnek vereyim: Ortalama her ay İstanbul'dan başka illere giden seçmen sayısı 20-25 bindir. Yahu, bir ay 135-136 bine çıkıyorsa bu önemsiz bir şey midir sizin gözünüzde?

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Ordu'ya yığdığınız ne oldu 2014 seçimlerinde?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Dikkat edelim, ben o tarihten bahsetmiyorum Sayın Başkanım, Sayın Milletvekilim. Ben o tarihten bahsetmiyorum.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Değerli Başkan, "Ordu" demiyorum.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bir dakika Mustafa Bey...

Bak, Başkanım, eğer bunlar olursa her biri için bir beş dakika ilave etmeni istiyorum çünkü burada en az 15 kez adım telaffuz edildi.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Doğru.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bak, "Doğru." diyor.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Siz de o kadar ünlü olmasaydınız.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Teşekkür ederim.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Vallahi o sözlere ben olsaydım katlanırdım.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Eyvallah. Katlandım, hiç gocunduğumu gördünüz mü? Tamam, çok güzel, hiç problem yok, sözüme de öyle başladım. "No problem."

Şimdi, biz orada ne diyoruz mesela? Bu milletin hayrına mı, değil mi, sizin insafınıza bırakıyoruz. Biz diyoruz ki orada...

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Kıymetli Başkanım, İstanbul'dan gidenlerin çoğu -aralıkta gidip de ocakta- İller Bankasından daha fazla para almak için değil mi? Bunu keşke düzenleseniz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ya, yeter ama! Ya kardeşim, ya Mustafa Bey...

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Tuncer, gecenin bu saatinde, lütfen...

Değerli arkadaşlar, hatibin sözünü kesmeyelim.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ya Mustafa Bey, dönerim o sizin sözlerinize tekrar, ben de sizin konuştuğunuz gibi ağır konuşurum, bu akşama yakışmaz.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Ben ağır konuşmadım. Rica ederim...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ama "insan olan"la başladın ya, üstüne kitap yazılır, burada bir sürü hakaret ifadeleri ağzımızdan çıkar ama buranın mehabetine bir halel getirmek istemiyorum.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Hayır, rahmetli Burhan Kuzu'dan bahsettim ben.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Onun için sabret, ben de muradımı, maksadımı ifade etmeye çalışayım. Sabret. Biz nasıl sabrettiysek, bizim gülümsememize bile tahammül edemedin ama şimdi oradan durmadan benim sözümü kesiyorsun. Bu nasıl insaf yani?

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Söz kesmiyorum, destek veriyorum. Vallahi destek veriyorum.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Müsaade eder misin. Yok, müsaade edersen devam edeceğim, etmezsen Sayın Başkan, bir şekilde benim konuşma ortamımı uygun hâle getirsin.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Sevgili Başkanım, bilgi paylaşmayınca bilgi değildir.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Devam ediyorum.

Mahalli idareler seçimlerinde seçmen güncellemeleri, bir yıl önceki seçmen kütüğü üzerinden güncelleme işlemi yapılsın dedik. Siz diyorsunuz ki: "Altı ay olsa." Olsun. O da düşünülebilir. Ama muradımız ne? Ya, bakın, aslında sizin bizi takdir etmeniz lazım. Normal zamanlarda Hocam, beyan yetiyor. Bakın, siz de muztarip olmuşsunuz ara ara. Beyan yetiyor. Diyoruz ki beyan yetmesin. Yüksek Seçim Kurulu, ilçe seçim kurulları bir makbuz istesin, bir kira kontratı istesin. Ya, biz buradan neresinde yanlış yapmışız bunun?

Mustafa Bey, cevap verme. Yeter ama ya! Yani vücut dilinden cevap vereceğini anladım; lütfen, cevap verme.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Ha böyle dönüyorum o zaman.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Şimdi, o kadar çok şey var ki... Ya, uzatsam olmayacak, uzatmasam o da olmuyor ama öyle yanlış şeyler telaffuz edildi ki burada... Başkanım, az uzarsa müsaade et. Bakın, "yedi dakika" "hemşehrim" dedin, orada hemen üstüne koydun. Biz de aynı partiliyiz, "Aynı partiliyiz." de, bizim de biraz bu konuşma süremizi uzat.

Devam ediyorum. Şimdi, bakın, o kadar yanlış şeyler var ki burada.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Başkan, aynı partiliye müsamaha geçilmez ama hemşehrililik ayrı.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Mesela... Saliha Sera Hanım olsaydı iyi olurdu ama çıktı. Birkaç noktaya, o ve başka arkadaşlara cevap vermek istiyorum. "Mühürsüz oylar" dedi mesela ya da dedi ki "Ya, burada sadece grubu bulunan partiler mi burada bulunacak?" Ya, Sera Hanım'ın grubu mu var burada? Yani kendi söylüyor.

ERKAN BAŞ (İstanbul) - "Seçime girme hakkı olmayanları bile davet edelim." dedi.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ya, geçelim. Bakın, onu demedi.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ama onu kastetti.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ya, Sayın Başkanım, kastetti değil ya, etmeyin ya.

ERKAN BAŞ (İstanbul) - Siz devam edin, buyurun.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Yani bakın, sizin yüzünüzden konuşmamı 3-4 kat daha fazla hâle getireceğim.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Vallaha sustum.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hocam, tebrik ediyorum.

Sera Hanım dedi ki: "Ya, bu seçim kanunlarını konuşurken niye burada daha fazla parti yok? Sadece grubu bulunan partiler var." Hocam, böyle dedi, niye itiraz ediyorsunuz?

MURAT EMİR (Ankara) - "Sadece milletvekili olan" dedi.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Milletvekili olan partiler.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Devam ediyorum.

Hâlbuki Mecliste şu anda 14 parti temsil ediliyor, 14 parti Mecliste temsil ediliyor.

NAZIR CİHANGİR İSLAM (İstanbul) - Komisyona giremiyor ki.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Niye giremiyor ya? Milletvekili olan buraya geliyor. Ben de bu Komisyonun üyesi değilim. Ne alakası var Hocam? Etmeyin, eylemeyin. Yani sanki bizde hakikaten bu işlerin çok dışından geliyoruz. 14 parti burada temsil ediliyor. Dolayısıyla 14 milletvekili 14 partide var. 14 parti burada temsil edilebilir, gelip buraya katkı sunabilirdi. Dolayısıyla böyle değil bu işler. Biraz insaflı ve vicdanlı olacağız.

Mühürlü oylar...

ERKAN BAŞ (İstanbul) - Siz diyorsunuz ki "Önümüzdeki dönem daha fazla olacak."

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Nasıl?

ERKAN BAŞ (İstanbul) - Bu teklifle "Önümüzdeki dönem daha fazla olacak." diyorsunuz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Onu millet belirler, ben bilmem.

ERKAN BAŞ (İstanbul) - Siz diyorsunuz, amacınız bu ama. Gerekçede o yazıyor.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bak, bizim amacımız ne biliyor musun? Erkan Bey, bizim amacımız daha hakkaniyete uygun bir sistem kurgulayalım, milletin oyu boşa gitmesin, seçmen hakkı kaybedilmesin, hiçbir seçmen dondurulmasın, havuza düşerek... Hatta Kemal Kılıçdaroğlu Bey de aynı şeyi yaşadı, değil mi? Kemal Kılıçdaroğlu da seçmen olamadı. Biz Kemal Kılıçdaroğlu'nu da kurtarmış oluyoruz. Niye o kadar itiraz ediyorsunuz yani?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Nereden kurtardınız, anlayamadım.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Ya, FETÖ'cü polisleri görevlendirdiniz, götürdünüz, orada sandıktan düşürdünüz. Ya, söyletmeyin, o zaman iyiydi ilişkileriniz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Dolayısıyla, diyoruz ki ne Kemal Kılıçdaroğlu ne de o 500 bin kişi ne de o 90 bin dondurulan kişi ne de Mahmut Tanal Bey'in dediği 18 yaşına girdiği için seçmen olamayacak noktasındaki eleştirisi söz konusu olmayacak. Biz bütün seçmenlerin seçmen hakkının yitirilmediği bir sistem kurguluyoruz. Ne var bunda? Neresi bunun milletin aleyhine? Nasıl diyebiliriz ki biz milletin yararına bir şey yok?

Neyse, ben çok daha fazla uzatmak istemiyorum. Ne yaptıysak biz...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kanunun ana fikri bu muydu?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Uzatayım.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Bu kanunun ana fikri bu mu size göre?

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Arkamdan konuşmayın, geldim Yavuz Bey.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Başkanım...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - En az eleştirilenlere cevap veriyorsunuz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Tamam, talep var, devam edelim, çok güzel.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - En az eleştirilenlere cevap verin ki cevap vermiş olmayın.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Peki, tamam, talep var, ben hepsini not aldım. Talep var, devam etmek istiyorum.

Hoş geldiniz Sera Hanım.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Devam edebilirsiniz, savunabilirsiniz. Yüzde 7 baraj zorunluluk mu mesela?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Evet.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Savunun. Anayasa'nın 67'nci maddesinin 95 yılında olduğunu söyledim, niye olduğunu söyledim. Siz onun üstüne savunun, hadi!

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Vallahi Başkanım, ben bu konulara girmek istiyorum ama lütfen bana bu anlamda, zaman anlamında sınırlama getirmeyin.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Hayır, AK PARTİ'nin seçim işlerine bakıyorsunuz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Söylüyorum.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yüzde 7 barajını savunun, biz de izleyelim.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Müsaade edin, ya, müsaade edin.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ali İhsan Bey, bir soru soracağım: 20 milletvekili olan bir partinin Meclise girmesini neden engelliyorsunuz?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Böyle bir usul varsa sor.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Arkadaşlar, soru-cevap yapmıyoruz.

Sayın milletvekilleri...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Çoktandır komisyon toplantılarına girmedim, yeni usul bu şekildeyse böyle devam edin.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Yavuz...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Yavuz konuşabilir, biz onu bekliyoruz.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Yavuz, bir saniye.

Değerli arkadaşlar, soru-cevap diye bir sisteme girmedik. Böyle bir sistem, usul de yok Komisyonumuzda. Sizden...

LEVENT GÖK (Ankara) - Ali İhsan Bey de tahrik ediyor ama ya bu şekilde.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Hayır, Ali İhsan Bey tahrik etmiyor. Ali İhsan Bey gayet güzel bir şekilde Sayın Başkanım, gayet veciz ve gayet net bir şekilde...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kanunun ana fikrini anlayamamış Ali İhsan Bey.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Çok iyi ya!

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Bakın, bu cümle bile yanlış Sayın Aydoğan.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yanlış olan ne? Orada tarif ederken bir sıkıntı var.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Yok, şu anda bakın sizin yaptığınız cümle bile yanlış. O, kanun teklif edenlerden birisi.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - E, tamam o zaman, doğru yerden bize anlatsın.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Dolayısıyla... O zaman dinleyelim sadece, lütfen...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Yani Sera Hanım'ın dediği gibi iki buçuk yıl çalışmadık ama ben de Hayati Başkanımın başkanlığını yaptığı partide...

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Kimse kesmesin lütfen lafını, kimse müdahale etmesin.

Sayın Yavuz, buyurun devam edin. Sürenizi on dakika daha kullanabilirsiniz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - ...uzun uzun çalıştık, yeteri kadar çalıştık. Ben de bu kanunun ruhunu biliyorum, niye getirdiğimizi biliyorum. Bu kanunun ruhu nedir, ben açıklamak istiyorum.

Milletin lehine olacak olan noktalarda daha çok sistemi rahatlatalım, seçmen hakkı ortadan kalkmasın, milletin oyu gerçekten murat ettiği yere tam gitsin.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - On bir dakikadır aynı maddeyi anlatıyorsunuz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - E, peki, müsaade et ama ya. Ya, kardeşim, bir sağdan bir soldan geliyorsunuz, ne yapayım ben yani. Şimdi, bir de Sera Hanım geldi, bir de oradan o gelirse yandık.

Şimdi, ben toparlamak istiyorum. Baraj noktasında, ittifak süreçleriyle barajın sıfırlandığını anlatmaya gerek ama biz barajı yüzde 10'dan barajı yüzde 7'ye indirdik.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Düşürmediniz, artırdınız.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bir eğilim süreci içerisine girdik. Gelecek dönemlerde daha fazlası tartışılabilir, konuşulabilir ama "Yüzde 10 kalsaydı daha mı iyiydi?" diye size sormak istiyorum. Milletvekillerinin dağılımının direkt partiler üzerinden olmasının kime zararı var? Yahu, hakikaten Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlar söylesin, Cumhuriyet Halk Partisine zararı var mı? Merak ediyorum, zararı var mı?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Bize bu kanunun zararı yok ama biz millet adına düşünüyoruz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Millet diyor ki: "Ben oyumu Saadet'e veriyorum, ona yazılsın." Millet diyor ki: "Ben oyumu MHP'ye veriyorum, ona yazılsın. AK PARTİ'ye veriyorum, ona yazılsın." Kime veriyorsa oyunu ona göre hesap edilerek milletvekili ayrılıyor. Dolayısıyla....

ERKAN BAŞ (İstanbul) - O zaman sıfır baraj olması lazım.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sıfır baraj koyun, yazılsın.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Zaten ittifakın içine girenler için sıfır baraj oluyor.

Ben, daha fazla devam etmek istemiyorum buna. Çünkü bir şekilde sonuç alalım, maddeler üzerinde gerekirse konuşuruz ama bir şey söyleyerek bitireyim.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Yine benden söyleme.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Yok. Aslında, Sera Hanım üzerinden söyleyecektim, ondan da feragat ediyorum.

Bakınız, İstanbul'da olup bitenle ilgili sadece örnek vermek istiyorum.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Bana söyle, benim orada...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Az müsaade edin. Bakın, olmuyor Sayın Milletvekilim; yakışmıyor Sayın Milletvekilim. Ben burada...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - İstanbul'u konuşursanız her şey olur.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Milletvekilim, yakışmıyor. Niye yakışmıyor?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Siz kendinize yakıştırdınız mı seçimi tekrarlamayı?

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Aydoğan, lütfen ama...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Milletvekilim, bakın, siz gerginleşirseniz ben sizin iki katınız gerginleşirim. Dolayısıyla...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Olalım zaten yeterince gerdiniz memleketi.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Milletvekilim, ben burada -on saat, kaç saat bilmiyorum- konuşulurken hiç kimsenin sözünü kesmedim. Eğer birisi derse ki "Ali İhsan Yavuz..." On kez de laf attınız bana. Bir kez olsun "Sözümü kestiniz, söz kestiniz, hakaret ettiniz ağır konuştunuz." derseniz ben her birinizden özür dileyeceğim. O zaman, lütfen ben de saygı istiyorum, lütfen.

Bakın, burada hiç kimseye on kez sataşma olmadı, herkes sataşma yaptı. Neredeyse Candan Hanım'dan Serra Hanım'a, Mustafa Bey'e varıncaya kadar. En azından...

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - "Sataşma"yla kastınız ne? Sizin söylediğiniz şeyleri söyledik. Söylemediğiniz bir şeyi söylemedik.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Tamam, çok güzel. Kabul ediyorum, hiç kesmedim, bir şey yapmadım. Dolayısıyla ben de aynı saygıyı bekliyorum. Sayın Milletvekilim, rica ediyorum...

Konu İstanbul değil ama açıldığı için bir örnekle geçiştirmek istiyorum ben de. Ben, aslında, "Hiçbir şey olmadıysa bile bir şey oldu." demedim ama ne dedim? Bakın, dedim ki "Hiçbir şey olmadıysa şayet 28 bin oy ne oldu da nasıl oldu da 13 bine düştü?" Aynı şey mi şimdi bu? Şimdi, size soruyorum: Yüzde 5'i sayıldığı hâlde 28 binden 13 bine düştüğüne göre... İtirazınız var mı, düştü değil mi? O zaman bir usulsüzlük ve bir hırsızlık var ortada.

YUNUS EMRE (İstanbul) - Hayır, hayır...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Beni ağır konuşturmayın, bir dakika. Beni ağır konuşturmayın.

MURAT EMİR (Ankara) - Ağır konuş kardeşim ya. İstanbul'u konuşacaksak beş gün konuşuruz burada, haddini bil. Şu tür suçlar bitsin diye uğraşıyoruz burada. İstanbul'u mu açıyorsun şimdi sen!

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ben bunu konuşmak istemezdim.

MURAT EMİR (Ankara) - Konuş kardeşim, konuş o zaman sabaha kadar. Niye yenilediniz İstanbul'u? Nasıl yüzümüze bakacaksınız şimdi, hiç mi utanmıyorsunuz? Elimizden seçim çaldınız! Sonra da "Beyefendi beyefendi dinleyiniz." Olur mu böyle bir şey ya!

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bakın, ben size şunu söyleyeyim... Bakınız, ben bunların hepsiyle ilgili konuşurum merak etmeyin, hiç endişe etmeyin. Bakınız, ben vicdanlara seslenerek şunu diyorum, vicdanlara seslenerek...

YUNUS EMRE (İstanbul) - Vicdansızlık yapıyorsunuz.

MURAT EMİR (Ankara) - Vicdanın varsa İstanbul seçimini buraya getirme!

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Vicdanlara seslenerek şunu söylüyorum: Vicdansızlık yapma Hocam.

YUNUS EMRE (İstanbul) - Vicdansızlığı siz yapıyorsunuz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hocam, vicdansızlık yapma.

YUNUS EMRE (İstanbul) - Vicdansızlığı siz yapıyorsunuz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hocam, beni ağır konuşturma.

MURAT EMİR (Ankara) - Konuş kardeşim, ne ağır konuşacaksın sen ya! Ağır konuşacakmış...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bakınız, ben sadece, ben sadece... Ben...

MURAT EMİR (Ankara) - Var mı böyle bir şey?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bak, Hocam, ben... Hocam, bak, orada burada...

(Gürültüler)

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hocam, burada, sizden en az 10 kişi "Hırsızlık yapılıyor." dedi.

YUNUS EMRE (İstanbul) - Tamam, biz de söyledik, hırsızlık yapıldı.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hocam, ilk sizinkiler söyledi, Hocam sizinkiler söyledi. Hocam, sizinkiler söyledi.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın milletvekilleri... Sayın milletvekilleri...

(Gürültüler)

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bize gelince onları söyleyeceksiniz, biz size söylemeyeceğiz, öyle yok.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın milletvekilleri... Sayın milletvekilleri...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Başkan... Bakın, orada en az 10 kişiden duyum aldım, en az 10 kişi bizi hırsızlık tanımıyla suçladı. Ben bunu söylemezsem eksik kalır.

MURAT EMİR (Ankara) - Kaç tane Kurul Başkanını yargıladınız?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hayır, Başkanım, ben devam edeceğim.

MURAT EMİR (Ankara) - Kaç tane komisyon başkanı yargılandı ve ceza aldı?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ben sesimi düşürüyorum.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Emir, lütfen...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Geri çekiliyorum, bir örnekle bitiriyorum.

MURAT EMİR (Ankara) - Almadı tabii, ben de biliyorum.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Milletvekili, sesimi düşürüyorum.

MURAT EMİR (Ankara) - Seçim çalmak için yaptınız, bunu siz yaptınız.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Çünkü bize o hakaretlerle gelindi.

MURAT EMİR (Ankara) - Evet.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bu tabiri onun için kullandım.

YUNUS EMRE (İstanbul) - Yanlış tezlerle geliyorsunuz, mahcup olacaksınız, hiç kusura bakmayın.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hocam, o seni ilgilendirmez. Benim mahcup olup olmamam, benim mahcup olup olmamam sizi ilgilendirmez.

YUNUS EMRE (İstanbul) - Siz kendi partinize bakın.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hiç ilgilendirmez.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Emre, Sayın Emre, Hocam, lütfen...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ben geri çekiliyorum, ses tonumu düşürüyorum.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Emre, lütfen.... Sayın Emre lütfen...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bak, Hocam, ben geri çekiliyorum, ses tonumu düşürüyorum. Bir örnek veriyorum: Bu arada, örnek sizinle ilgili değil, baştan söyleyeyim, kimseyi rahatsız etmeyecek. Rica ediyorum, geri çekiliyorum, ses tonumu düşürüyorum ve buradaki sükûneti sağlama anlamında taviz veriyorum. Ve sizinle olmayan ama ortada olan bir probleme dokunarak değinerek bitiriyorum.

İstanbul sürecinde bir hâkim çıkıyor, İlçe Seçim Kurulu hâkimi. Hiçbir arkadaşımızdan buna dönük bir eleştiri görmedik, bir beyan görmedik. Bak, açık açık söylüyorum, bir İlçe Seçim Kurulu hâkimi çıktı, dedi ki: "298 sayılı Yasa'nın 31'inci maddesine göre -31'inci madde mülga, hepimiz hukukçuyuz- ben şu işlemi tesis ediyorum." Yani yasama Meclisinin yerine geçerek kanun koydu âdeta, koymaya çalıştı ve biz bunu açıkça belgeleriyle, ismiyle ortaya koyduk.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Maddi gerçeği...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sabreder misin ağabey.

Dolayısıyla, bunu biz hiç söylemeyecek miyiz? Bir, diyoruz ki bakın...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - İstanbul'u ne için iptal ettiniz Ali İhsan?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Arkadaşlar, Sayın Milletvekilim, biz bunları konuşamazsak...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Ne için iptal edildi ya? Bundan önce hiçbir...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hocam, yeni bir tartışma konusu açma.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Hocam, hukuk karşısında bir anlamı yok.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Tiryaki... Arkadaşlar...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - İstanbul seçimlerinin iptal edilmesinin nedenleri bunlar değil sadece memur üyeler...

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Tiryaki.... Ruştu Bey...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hocam, buyurun siz konuşun.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Tiryaki...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Milletvekilim, siz konuşun. Siz konuşun, buyurun açın mikrofonu.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Yüksek Seçim Kurulu bunları kabul etmedi.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hayır, siz konuşun, siz konuşun.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Yüksek Seçim Kurulu kabul etmedi.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ya, Sayın Başkanım, ben mi konuşuyorum, Sayın Milletvekilimiz mi konuşuyor? Böyle bir şey olabilir mi?

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Yüksek Seçim Kurulu kabul etmedi ya!

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Tiryaki... Lütfen, değerli arkadaşlar...

Değerli arkadaşlar, bakın, sabahtan beri, sabahtan beri...

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Konuyu başka yere çekiyor.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Tuncer, lütfen...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ben burada sadece...

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sabahtan beri arkadaşlar, çok güzel bir şekilde... Pardon...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Mahkeme kararı var.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Tiryaki, bakın, benim sözümü de kesiyorsunuz.

Sabahtan beri çok güzel bir şekilde çalışmalarımızı iyi bir noktaya getirdik. Sizden istirham ediyorum... Kanunu hazırlayan milletvekillerimizden biriyim. Dolayısıyla, bırakın, burada konuşulanlarla ilgili olarak meramını ifade etsin, belli sorulara da cevap versin. Zaten şimdiye kadar sataşma yapmamış olsaydınız, konuşmasını tamamlamış olacaktı. Onun için...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Buyurun.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ben devam ediyorum.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Vallahi, Başkanım, Ali İhsan Başkan herkese sataştı, biz hiç sataşmadık, o herkese sataştı.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Peki, buyurun, devam edin Sayın Yavuz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Devam ediyorum.

Bu mesele bizim derdimiz olmayacak mı? Biz milletvekiliysek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleriysek yani bu bizim aleyhimize sizin lehinize, sizin lehinize bizim aleyhimize fark eder mi? Bu, şimdi size yarar, döner daha sonra sizi vurmaz mı ya da bize yarar, döner bizi vurmaz mı? Şimdi, bu meseleler önemsiz meseleler mi diye bir örnek vermek istedim. Dolayısıyla, ben orada bana sataşmanızın gereği olarak -İstanbul'u- azcık, parantez içi kadar bir bilgi aktarmak istedim. Aslında o kavramı kullanmak da istemezdim ama buradan o kadar fazla sayıda arkadaşımız o ifadeyi bize dönük kullandı ki yani gerçekten tahrik oldum diyebilirim. Birbirimize karşı bunu kullanmamıza gerek olmadığını düşünüyorum.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Hukukta tahrik yok.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Eğer bir yerde bir yanlış olduysa sistem anlamında işlemeyen bir şey varsa hepimizin el birliği içinde o sistemi daha iyi işleyen hâle getirmek gibi bir sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum. Biz, bütün bu kanun çalışmasını kurgularken daha iyi işleyen bir sistem olsun, daha şaibesiz, daha güvenlikli bir kurgu oluşsun diye uğraş verdik; niyetimiz bu, meramımız bu, maksadımız bu ama o sizin bana atfettiğiniz sözle bitirmek istiyorum. Hiçbir şey olmasa bile yine bir şey olacak ve AK PARTİ yine birinci olacak, CHP yine yerinde sayacak.

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Çok yanlış bir örnek oldu Başkan. Hile mi yapacağız diyorsunuz?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hiçbir şey olmasa bile bir şey olacak ve yine tarih tekerrür edecek.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Yine böyle olacak herhâlde İstanbul seçimleri gibi.

MURAT EMİR (Ankara) - Çalacaksınız yani.

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Teşbihte hata oldu. Teşbihte hata yaptınız bence düzeltin, AKP çalacak gibi oldu.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ben tüm Komisyon üyelerini tekrar...

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Ne demek "Çalacaksınız." neyi çaldık, neyi çaldık?

ZEYNEP GÜL YILMAZ (Mersin) - Her şeyi söylüyorsunuz...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Bakın, bakın tamamlamadım. Başkanım, Başkanım... Siz, bize dönüp "çalma" ifadesini on kez kullandınız da benim oraya dönüp bir kez kullanmam sizi o kadar niye rahatsız ediyor? Ediyorsa lütfen siz de kullanmayın, ben de yüz bin kez geri alayım. Bakın, bize on kez kullandınız. Sayın Başkanım, on kez kullandılar, biz bir kez kullandığımızda nasıl rahatsız oluyorlarsa o zaman bize de biraz insaflı davranın, vallahi ben de hiçbir zaman kullanmayayım ondan sonra. Bu, rahatsız edici bir şey tabii ama bize dönüp de bunu böyle empati yapın ve böyle düşünün, sırf bunun için kullandım. Yoksa başka hiçbir meramım ve maksadım yok, tarzıma da çok uygun değil açıkçası, çok da hoş değil yer yer ama bazen de bu hakaret ifadeleri bizi burada daralttı. Zorumuzdan güldük Sera Hanım, biliyor musunuz. Çünkü hiçbirimizin birimize hakaret etme hakkı ve yetkisi olmadığını düşünüyorum. Hepimiz meramımızı gayet tabii anlatabilir insanlarız.

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Ben size hakaret mi ettim?

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Hepiniz de çokça söz aldı hatta bazı arkadaşlarımız...

(Uğultular)

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ya Sayın Başkanım, ben bitirmedim. Bazı arkadaşlarımız iki tur attı...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın Başkan, yarım saattir konuştu "Bitirmedim." diyor, böyle bir şey yok yani. Burada biz Komisyon Üyesi olarak on beş dakika konuştuk, çok uzattınız.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Yavuz, toparlayalım.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ama siz istediniz uzatmamı ve ben...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Hayır, biz istemedik.

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Bitirelim Sayın Yavuz.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Ben tamamlıyorum.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Böyle bir usul yok yani yedi dakikadır...

BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Yavuz, bitirelim, evet tamamlayalım.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Başkanım, ben tamamlıyorum ama empati yapmamızın önemine işaret ederek bir kez daha bitiriyorum. İki tur atan arkadaşlar var, saatlerce âdeta konuşan arkadaşlarımız var. Sabırla dinledik, biz de o sabırdan biraz istiyoruz.

İnşallah, bu kanun çalışması hayırlara vesile olur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.