KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Öncelikle teklif sahibi milletvekilleri olarak hem bir sağlıkçı hem de kadın milletvekili olarak Sağlık Komisyonunda bu yapılan görüşmenin, teklifi önerimizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Toplumumuzda çok önemli bir sorun, tüm dünyanın sorunu şiddet. Özeline baktığımız zaman kadına yönelik şiddet ve sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddet, elzem, çözülmesi gereken ve tedbirler alınması gereken iki konu. Öncelikle bir sağlık çalışanı, eczacı olarak sağlık hizmet sunucularımıza; bütün hekimlerimize, tüm çalışanlarımıza, eczacılarımıza, diş doktorlarımıza, hemşire, ebe, teknisyenlerimize pandemi dönemindeki vermiş oldukları hizmetlere canıgönülden teşekkür ediyorum. Kahraman sağlık çalışanlarını da saygıyla selamlıyorum. Sağlık hizmeti sunucuları içerisinde olan bütün meslek grubundaki sağlıkçılarımıza yönelik şiddetin ortadan kaldırılması adına atılan çok önemli bir adım, katalog suçlar kapsamına CMK 100'de yapılan değişiklikle birlikte, sağlık çalışanlarımıza yönelik alınacak olan tedbirin kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçunun konusunun sağlık hizmeti olması durumunda verilecek cezanın belirli bir oranda artırılması öngörülmekte. Dolayısıyla sağlık hizmet sunucularımıza yapılan şiddetin ortadan kaldırılması ve cezalarının da caydırıcı hâle getirilmesini çok önemli görüyorum. Bu vesileyle Sağlık Komisyon Başkanımız kıymetli Recep Akdağ Bakanıma -Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sağlıkta yapmış olduğumuz reformlarda- bütün sağlık çalışanlarımıza, şimdiki Bakanımız da dâhil olmak üzere görev yapan bakanlarıma çok teşekkür ediyorum. Biz sağlıkta da birçok alanda da reform yaptık. Fiziki şartların tamamlanması, şehir hastaneleri, bütün hastanelerimizin yapılması çok önemli. Bunun içerisini doldurmak adına da 1 milyon 200 bin sağlık çalışanımızın var olduğunu bilerek fiziki şartları iyileştirmek, Sosyal Güvenlik Kurumunu inşa etmek, bütün hastaneleri birleştirmek adına önemli adımlar atıldı ve reforma imza atan başta Recep Akdağ Bakanım olmak üzere bütün emeği geçenlere ben teşekkür ediyorum. Biz kez daha sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddetin caydırıcı cezalarla katalog suçlar içerisine alınmasını da önemli gördüğümü ifade ediyorum.

Kadına yönelik şiddetle alakalı, biraz evvel, saat 11.00'de itibaren Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonundaydık, Kıymetli Selva Başkanım burada devam ederken biz de yan tarafta, KEFEK'te kadına yönelik şiddeti konuştuk. Bununla ilgili olarak öncelikle şunu söylemek gerekir: Türkiye Cumhuriyeti devletinde kadına yönelik şiddetle mücadele bir devlet politikası hâline gelmiştir. Buna, 2000 yılından itibaren Anayasa'mız başta olmak üzere Türk Ceza Kanunu'nda, Türk Medeni Kanunu'nda, İş Kanunu'nda, Borçlar Kanunu'nda yapmış olduğumuz düzenlemelerle kadının statüsünün güçlendirilmesi, karar mekanizmalarında yer alması; "ama"sız, "fakat"sız, "lakin"siz, çiftte standartçı dilden uzak bir şekilde kadına yönelik şiddetle mücadeleye topyekûn bir destekle yirmi yıldır yapmış olduğumuz yasal düzenlemelerle ve idari alanlarla çok ciddi destekler verildi. Bu konuda da Sayın Cumhurbaşkanımızın ilk günden itibaren kadınlarımızı önce kendi aralarında eşitleyerek sonrasında da kadın-erkek fırsat eşitliğini sağlayarak kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda vermiş olduğu desteği çok önemli görüyoruz. Yirmi yıllık süreçte çok önemli yasal düzenlemeler yapıldı. Bu yasal düzenlemeleri, 2004-2010'da Anayasa'mızdaki değişiklik ve düzenlemeler başta olmak üzere, 2005 yılında Töre Saikiyle İşlenen Cinayetlerin Araştırılması Komisyonu sonrası 2006 yılındaki Başbakanlık genelgesini özellikle kadına yönelik şiddetle mücadelenin bir devlet politikası hâline gelmesi adına çok önemli görüyorum. Dolayısıyla, hiçbir şiddeti tek bir hukuki metine indirgeyemeyiz. Bunu Avrupa Konseyi Sözleşmesi için de diğer hukuki metinler için de söylüyorum ama bizim öncelikle kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin, çok önemli üst politika belgelerimiz, Anayasamız ve yasal düzenlemelerimiz var. İdari yapılarımız: Aile Bakanlığını kurmuş olmamız, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunu kurmuş olmamız ve arkasından ŞÖNİM'lerin, konukevlerinin kurulmuş olması; İçişleri Bakanlığında Aile içi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Şube Müdürlüklerinin tüm Türkiye'de, ilçelerde kurulmuş olması; Adalet Bakanlığında adli görüşme odalarının oluşturulması ve yine Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığının kurulması; Aile Bakanlığımızın bünyesindeki ŞÖNİM ve konukevlerinin varlığı kadına yönelik şiddetle mücadelede idari yapılarımızın da güçlü olduğunu göstermekte. Yargı ayağında hukuki düzenlemeleri, mevzuatsal düzenlemeleri çok güçlü yaptık ama uygulamadan kaynaklanan aksaklıklar olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle, yaklaşık bir sene önce Meclisimizde, Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonunu kurduk ve bu Komisyonu kurmamızla birlikte yaklaşık bir yıllık çalışmanın ürünü olarak araştırma raporumuzu Meclis Genel Kurulumuza indirdik çok hızlı bir şekilde ve Meclis Genel Kurulunda da konuşuldu. Özellikle, Komisyon raporumuza vurgu yapmamın en önemli sebebi şu: Sayın milletvekilleri konuşurken "Bu metin sarayın metni." gibi bir tabir kullandılar. Arkadaşlar, bu metin için kadın milletvekillerimizi, Araştırma Komisyonumuzu ve Komisyonumuzda çalışmış olduğumuz yaklaşık 100'e yakın kamu kurum ve kuruluşlarını dinledik; Aile Bakanımızı, Adalet Bakanımızı, İçişleri Bakanımızı, Millî Eğitim Bakanımızı dinledik, şiddetle ilgili olarak yürütmedeki tüm bakanlarımızı en üst seviyede dinledik; kamu kurum ve kuruluşlarımızla birlikte Diyaneti, YÖK'ü, yüksek yargı erkini, bununla birlikte baroları, meslek odalarını, sivil toplum örgütlerini dinledik ve yapmış olduğumuz bu görüşmelerin neticesinde de çok önemli tespitlerde bulunduk ve tespitlerimizi 17 madde altında topladık. Bunlardan 1'incisi farkındalık ve zihniyet dönüşümü. Bu farkındalık ve zihniyet dönüşümü için topyekûn bir mücadeleye ihtiyacımız var. Bu topyekûn mücadeleyi yapabilmek adına da yasamanın uygulamadan kaynaklanan aksaklıkları değiştirmek üzere mevzuatsal değişiklik yapmasına dair önerilerimiz var. İşte, bu önerilerimiz içerisinde, toplumda cezasızlık algısı yaratan, iyi hâl indirimi başta olmak üzere, ısrarlı takip ve kadına yönelik suçların nitelikli hâller içerisine alınması bizim tespit ve önerilerimiz içerisindeydi. Önceki Adalet Bakanımız, şimdiki Adalet Bakanımız, yapmış olduğumuz görüşmelerin neticesinde de oluşturulan metinleri, teklifleri çok kıymetli görüyoruz. Dolayısıyla, bu metin, Sayın Cumhurbaşkanımızın yirmi yıllık kadına yönelik şiddetle mücadeledeki ortaya koymuş olduğu zihniyetin tezahürüdür ve yirmi yıldır biz bu konuda mücadele ediyoruz.

Şimdi, araştırma raporumuzun teklifleri ile Sayın Bakanımızın yapmış olduğu, önceki Anayasa Komisyonu Başkanlığı esnasındaki kanaatleri de dâhil olmak üzere, bu metnin içerisinde teklifi sunan milletvekili arkadaşlarımızla birlikte hazırlanmış bir metindir. Bu vesileyle, bu metin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin metnidir ve bu konuda destek veren bütün milletvekili arkadaşlarımıza da raporun hayata geçmesinde katkıda bulunan kıymetli Adalet Bakanıma da desteğini esirgemeyen Cumhurbaşkanımıza da çok teşekkür ediyorum.

Bir cümle, Sayın Başkanım, kadına yönelik şiddet sadece Türkiye'de değil tüm dünyada var ama maalesef, biraz evvel konuşan milletvekili, bölge tarif ederek "Bu bölgede şiddet var." dedi. Evet, tarif ettiğiniz bölgede şiddet var; 9 yaşındaki, 10 yaşındaki, 15 yaşındaki kızlarımız, çocuklarımız dağa kaçırılıyor, tecavüze uğruyor, cinsel istismara maruz kalıyor ve en büyük şiddet, oradaki Diyarbakır Annelerimize yapılıyor, oradaki çocuklarımıza yapılıyor. Bu şiddeti görmezden gelerek terör örgütünün vurmuş olduğu şehitlerimizi, onların bize emanetlerini, annelerini, eşlerini göz ardı ederek Türkiye Cumhuriyeti devletinde, böyle, sizin söylemiş olduğunuz gibi bir bölge yok. Türkiye Cumhuriyeti devleti 7 bölgeden oluşur ve bu bölgelerin içerisinde de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımızla birlikte, bütün unsurlarımızla birlikte huzurlu bir ülke için güvenlik tedbirlerimizle, kolluk kuvvetlerimizle, aynı zamanda sosyoekonomik ve kültürel faaliyetlerimizle mücadelemize devam ederiz. Devletin şefkat eli milletimizle birlikte ama devletin yumruğu terör örgütleriyle, çocuklarımızı çocuk yaşta dağa kaçıran teröristlere karşı kullanılır; benim özellikle altını çizerek söylemek istediğim, kadına yönelik şiddetle mücadele ederken cinsel istismara maruz kalan, dağa kaçırılan çocuklarımız için de bu Komisyonun, Sağlık Komisyonu başta olmak üzere, Komisyondaki milletvekili arkadaşlarımızın gündeme getirmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kıymetli Başkanım, sağlık çalışanlarımıza, emek çekenlerimize ve Komisyon üyelerimize, teklifi sunan milletvekili arkadaşlarımıza ben bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum.

Sağ olun Sayın Başkanım.