| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Yasama Uzmanı Burak Baylan'ın, KİT Komisyonunun çalışma usul ve esasları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 09 .12.2015 |
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Sertel, daha önce söz istemişti arkadaşımız.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Değerli Başkanım, teşekkür ederim.
Şimdi, ben, arkadaşlar, Tapu Kadastroda uzun yıllar Strateji Daire Başkanlığı yaptım. Daha yeni ayrıldım, aranıza katıldım. İnşallah uyum içinde, güzel bir çalışma yapacağımızı umuyorum önümüzdeki dönemde.
Sayın Vekilimin birinci sorusunda bahsettiği konuyla ilgili bir şeye açıklık getirmek istiyorum. Sanki böyle, Sayıştayı itham eder gibi, işte, "...istediklerini ayıklıyorlar..." cümlesi var ya, yani bildiğim bir şeyi arz edeceğim, kabul edersiniz veya etmezsiniz.
Şimdi, arkadaşlar, Sayıştay üyeleri gençlerden oluşuyor daha çok, o alt denetimleri yapan, mesleğe yeni başlamış ya da işte, birkaç yıllık. Tonlarca evrak var, çok konu var. Dolayısıyla, işin içinde boğuluyorlar. Gördükleri her konuyu kayda alıyorlar. Bazen bazı kanunları, bazı yönetmelikleri, o kurumla ilgili özel bir kanunu gözden kaçırmış oluyorlar. Tuttukları, yani sanki birçok şey de buldular mı bunu böyle bir kâr sayıyormuş gibi, "Çok iyi denetledik, inceledik, daha çok konu çıkardık." gibi bir anlayışla çok ciddi bir çalışma yapıyorlar "Acaba ne yakalayabiliriz?" diye. Ben o günlerde o masanın o başında olduğum için çok iyi yaşadım bizzat bunu. Daha sonra, bu, kitap hâline getirilip ilgili kuruma gönderiliyor hiç virgülüne dokunulmadan. "Bak, sizinle ilgili yapılan incelemede şunlar, şunlar, şunlar çıkarıldı" Bir ay içinde -arz ettiler hanımefendi- cevap isteniyor kurumdan. Tabii, bunlar müfettiş zihniyetinde. Yani kurumu muhatap almıyor, oturup konuşmuyor, istişare etmiyor, yani bir şeyi buldu mu sanki -nasıl diyelim- bir şey yakalamış gibi bakıyor bazı insanlar. Tabii istisnaları da vardır, bu iş biraz da karakter, kişilik meselesi. Şimdi, o raporu tutan arkadaşlardan konu çıkıyor, ilgili başkanlık devreye giriyor. Kurum izahat yapıyor, diyor ki: "Kardeşim, tamam, bunu üstat böyle yazmış ama bizim bu işi yapmamızdaki gerekçe şundan, şundan ibarettir." Belgelendiriyor, izahat yapıyor falan. İlgili daire başkanlığı -kaçıncı daireyse kendi kurulu var zaten, 7 kişi mi bilmiyorum, birkaç kişiden oluşan- onlar bakıyor, kurumu haklı buluyorlarsa o alttaki elemanların çıkarmış o şeyleri çıkarıyorlar. Yoksa, asla kafalarına göre, işte, şunlar siyaseten yanlıştır...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben dört yıl önce Komisyon üyesiydim bir kere, zaten biliyorum ne yapıldığını...
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Mutlaka... Ben burada arz ediyorum.
Bitirmek üzereyim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Öyle bir hükümde de bulunmadım yani, bunları kafalarına göre çıkartıyorlar...
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Ben öyle algıladım, bilmiyorum. Herkes herhâlde benzer şeyler algılamıştır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bunlar olacak olan şeyler, bunlara da siz...
Neyse...
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Çünkü yanlış yere gitmesin diye ben bu ayrıntılı şeye geldim.
Daha sonra bunlar kitapçık olarak da hem Meclise hem ilgili kuruma o ilk tutulan raporlar da geliyor. Zannedersem burada da şeylerden ulaşabiliriz onlara. Zaten ilgili kurumdan da tamamını isteme yetkimiz olduğunu düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.