KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Muhabbet meclisinin birinde herkes konuşurmuş, bizim baba erenler de sessizce dinlermiş. Birisi demiş ki "Ya, baba erenler, sen niye konuşmuyorsun?" Demiş ki "Ben dinliyorum." "Yok, sen bir şey bilmiyorsun, onun için konuşmuyorsun." "Bilmez olur muyum?" demiş, "Ne biliyorsun?" demiş, "Ben haddimi biliyorum." demiş. Biz de dedik ki haddimizi bilelim, üniversiteyle ilgili konuşuluyor, bunca hoca var, profesör var. Söylenmesi gerekeni çok kısaca söyledik ama tartışma bayağı uzadı.

Şimdi, yöntem konusunda bir sorun olduğu doğrudur. Sizin söylediğiniz bir ölçü ama yani Grup Başkan Vekillerinin vesaire işe olur demiş olması, dâhil olması bir ölçü ama öncesinde bir acele olduğu doğru. Vakıf üniversitesi, devlet üniversitesi, bunca üniversite, üniversitelerdeki eğitim politikası vesaire. Bizde gelenektir; böyle hepsini birden boca edip toplumsal olarak bir yöntem şeklinde tartışmayı maalesef sürdürürüz. Sistematik çalışma noktasında eksikliklerimiz vardır. Bunu sistematik bir şeye dönüştürecek olursak zaten Grup Başkan Vekillerinin üzerinde -eksikliğine rağmen- mutabık olduğu bir durum söz konusu, bu durumun Genel Kurulda da tartışması olacak elbet. İfade edilen eleştiri ve öneriler konusunda ciddi haklılık payları da var. Biraz önce sanırım Kamil Bey, Vekilim söyledi, bir üniversite hocasının karşı karşıya kaldığı durumdan söz etti. Burada da sevgili bir üniversite hocası var, İbrahim Hocam; karşı karşıya kaldığı bir durum var ve bu üniversite hocası İbrahim Hoca şahsında da barış akademisyenleri şahsında da kabul edilebilir bir şey değil, bir an önce sonuçlandırmak gerektiği kanısındayım.

Sayın Başkan, teşekkürler.