| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4212) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 03 .03.2022 |
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum.
Değerli Başkanım, kıymetli milletvekilleri, Diyanet teşkilatımızın değerli görevlileri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Diyanet İşleri camiamız, Bakanlığımıza bağlı tüm çalışanlarımız gerçekten toplumumuz adına, nesillerimiz adına, toplumumuzun inanç akidelerinin oluşması, dinin amelî yönünün oluşması noktasında çok önemli bir görev ifa ediyorlar. Bu görevin en sağlıklı, en nitelikli şekilde ifa edilmesi adına geliştirilen bir akademinin kuruluşunu, inşallah bu kanunla gerçekleştirmiş olacağız. Kanunda emeği geçen, başta Değerli Ahmet Hocam olmak üzere, tüm vekillerimize, Diyanet teşkilatımıza da özellikle, hassaten teşekkür ediyorum.
Diyanet Akademisiyle dinî yüksek ihtisas, dinî ihtisas ve eğitim merkezlerinden oluşan bir yapı kuruluyor. Hizmet içi eğitim verecek yani imam-hatiplerimizi, müezzin-kayyumlarımızı, vaizlerimizi, Kur'an kursu öğreticilerimizi mesleğe hazırlamada güzel bir görev ifa edecek. Eski Değerli Bakanımızın ifade ettiği gibi -ben de ilahiyat fakültesi mezunuyum- bunu mesleğe hazırlık dönemi olarak görmek lazım yani yetersizliğinden ziyade çünkü ilahiyat fakültesinin ders müfredatı çok geniş çaplı.
SERKAN TOPAL (Hatay) - İki yıl sonra problem yaşayacaklar. Bunu da burada tartışacağız Sayın Vekilim.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - İlahiyat fakültesinden mezun olanlar Millî Eğitimde görev yapıyorlar, Diyanette görev yapıyorlar, farklı alanlarda görev ifa ediyorlar. O yüzden, Diyanette görev yapacak olan; minberde, mihrapta, kürsüde bizzat insanlarımızla her an, her gün, günde beş vakit, Diyanetimizin yaptığı yeni projeleriyle beş vakit sınırlarını da aşarak gençlerimizle, kadınlarımızla, çocuklarımızla, 4-6 yaşa kadar inen bir yaş grubuyla muhatap olan bir kadro var ve bu kadronun çok nitelikli olması lazım, çok hazırlıklı olması lazım. Hepimiz rastlıyoruz değişik kesimlerde, bir görevlinin ağzından çıkan bir cümle bir bölgede çok ciddi sorunlara yol açabiliyor. "Önde giden" demek "imam" aynı zamanda; mahallede de örnek alınan, takip edilen, sözü dinlenen insanlar olacaklar. Bu noktada, bu mesleğe hazırlık anlamında böyle bir yapı gerçekten gerekliydi. İnşallah, bu amaçlara matuf da hizmet eder; derdimiz, beklentimiz bu yönde.
Burada, Millî Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler gibi kurumlarla Diyanetin iş birliğini özellikle ben çok önemsiyorum bir eğitimci olarak. İmam-hatipler, müezzin-kayyumlar biliyorsunuz daha çok camilerde görev yapıyorlar, görev ifa ediyorlar; daha çok hitabetle, insanlarımızın dertleriyle ilgilenerek camilerde vesaire yerlerde bir nevi yaygın eğitim gibi görev ifa ediyorlar ama Diyanetin Kur'an kursları özellikle sınıflarda çocuklarımızın emanet edildiği mekânlar olarak gerçekten dünden bugüne çok modernleşti, çok arttı, çok iyi eğitim kurumları hâline dönüştü. Burada olaya başka bir boyut geliyor yani bir Kur'an kursu öğreticisinde bir imam-hatipten artı ilave olarak bir de pedagojik formasyon boyutu var. Orada ders idare etme dönemi başlıyor Kur'an kursu öğreticisi için. İşte, bunda çok büyük bir ihtiyaç vardı, bunu biz sahada görüyorduk. Kur'an kursu öğreticilerimizin sadece, işte, bahsi geçen sınavları geçerek göreve hemen başlamalarından ziyade o ders idare etme, öğrencilere ders verme, öğrencilere yaş gruplarına göre hangi metot, yöntem ve tekniklerle bu müfredatı işleyecekler; bunu öğrenecek, belki bu hizmet içi eğitim veya mesleğe başlama hazırlık sürecinde bunun da uygulamalarını alacaklar. Bu yüzden, Millî Eğitimle iş birliği çok önemli. Pedagojik formasyon... Millî Eğitim kadrolarıyla birlikte yapılan örnek modeller başladı Diyanet camiasında. Bu model ne? "Hafızlık eğitim merkezleri" dediğimiz hafızlık imam-hatip ortaokulları esasında bu iş birliğinin somut bir örneği şu anda. Orada yapılan protokollerle okulda Millî Eğitimin öğretmenleri bir okulun nasıl idare edilmesi gerekiyorsa idaresini ele alıyorlar, öğretmenlerimiz orada ders veriyor, aynı zamanda, aynı binalarda Kur'an eğitim merkezi, hafızlık eğitim merkezi de var, orada da Kur'an kursu öğreticilerimiz görev yapıyorlar ama tabii, daha henüz uygulama aşamasında. Kaç yıldır var, ne zaman başladı bilmiyorum; üç dört yıl oldu herhâlde, güzel modeller ortaya çıktı. Millî Eğitim ile Diyanetimizin özellikle Kur'an eğitimi alanında yapılacak faaliyetlerde iş birliğini artırmaları gerekiyor.
Şimdi, 4-6 yaş boyutu da var. Bundan rahatsızlıklar ifade edildi kamuoyunda. Ben buna katılmıyorum. Bu çok önemli bir aşama bizim için çünkü bu yaş grubuna yönelik kontrolsüz bir şekilde yapılan Kur'an eğitimini, Kur'an'a hazırlık eğitimlerini devlet bu sayede kontrol altına aldı. Artı, bu merkezlerin pedagojik açıdan o yaş grubundaki çocuklarımıza Kur'an eğitimi verirken nasıl verilmeli... İşte, burada okul öncesi eğitmenlerinin bu kurumlarımızda çalıştırılmasının da önünün açılması gerekiyor. Bu iş birlikleriyle şu anda 200 bine ulaştı.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Öğrenci sayısı mı?
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Öğrenci sayısı.
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Peki, pedagojik formasyonu olmayanlar mı ders verdi?
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Hayır. Diyanet okul öncesi mezunlarını çalıştırıyor. Bu iş birliği artırılmalı, takviye artırılmalı, bu model geliştirilmeli bu yaş grubu için. O yüzden, bunu görmezden gelemeyiz. Sayı 200 bine ulaştı, toplum talep ediyor. Eski cami altlarında, çok kötü ortamlarda olan mekânlardan -mahallerinizde vardır, görüyorsunuzdur- anaokullarımızda nasıl ise ortam o yaş çocuklarımız için, şu anda cami altlarında oluşan mekânlar ferah bir şekilde, en modern okul öncesi eğitim kurumunda bulunması gereken bütün eğitim teçhizatlarıyla donatılarak; şu anda çok güzel mekânlara, mahallelerde ekstra ilave mekânlarla...
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Okul öncesi niye açılmıyor?
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Efendim?
YILDIRIM KAYA (Ankara) - Okul öncesi eğitim niye yok?
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Bakın, burada 4-6 yaş Kur'an kurslarının olması gereken formatını söylüyorum yani bu yaş grubuna biz kanunen bunu açıyorsak bunun güçlendirilmesi gerekiyor. Bu manada, kapsamı çok büyük Diyanet İşleri Başkanlığımızın eğitim hizmeti verecek kadrosunun. 4 yaşından başlıyor, 80 yaşındaki ninemize kadar evinde gidip Kur'an eğitimi verinceye kadar büyük bir süreçte; âdeta o beşikten mezara kadar eğitim modeli çerçevesinde hem yaygın eğitim hem örgün eğitim anlamında da Milli Eğitimle işbirliği protokolleriyle. Buradaki şeyimiz çok değerli, Milli Eğitime vurgu yapıyorsunuz.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Burada muallak ama muallak.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Buna söylüyorum, muallakta değil. Bakın burada yazıyor, Diyanet Akademisi; muallak değil.
SERKAN TOPAL (Hatay) - "Yapabilir." diyor ama yapabilir, "Yapabilir." diyor.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Diyanet Akademisi, Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, lisans düzeyinde dini eğitim veren yükseköğretim kurumları; bunlarla yapacak zaten.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Yapacak demiyor, "Yapabilir." diyor.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Ya, bunlarla yapıyor zaten üniversitelerden geliyor.
SERKAN TOPAL (Hatay) - "-ebilmek" var, "-ebilmek" fiili var.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Nasıl? Ya, bu eğitimlere eğitim fakültelerinden hocalar geliyor.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Kanunda "-ecek" vardır, "-ebilmek" yoktur.
BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Şimdi, karşılıklı tartışma..
Serkan Bey, lütfen...
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Ben bitireyim, yorum yapma, bak "yapılır" diyor burada.
BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Sayın Akif Bey, toparlayarak bağlarsanız sözünüzü.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Benim vurgu yapmak istediğim budur, bu çok değerlidir ve önemlidir. Buradaki Milli Eğitim vurgusu da önemlidir yani çocuklarımıza...
SERKAN TOPAL (Hatay) - Kanunda "-ecek" vardır.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Ya bir konuşayım.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Kanunda "-ecek" vardır, "-ebilmek" yoktur.
BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Evet, Akif Bey, tamamlayın siz.
Serkan Bey, sakin, sakin...
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Bu yüzden bu çalışmayı tebrik ediyorum. "Akademi" sözüne itirazlar oldu farklı bir kelime, tedrisat olabilir Diyanete, bu manada "Diyanet Akademisi" yerine böyle istişareyle bulunabilecek, bizim kültürümüze özgü bir isim; bu "tedrisat merkezî" olabilir, farklı bir isim olabilir, ona da vurgu yapıldı; ona da katılıyorum. Hocam bunu en iyi şekilde çözebilir diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.