MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, 7'nci maddede "Haczedilmiş ancak muhafaza altına alınmamış mallar satış talebi üzerine muhafaza altına alınır veya ihale alıcısına teslime hazır hâle getirilir, aksi takdirde satış yapılamaz." Bu cümle, benim bir menkul malı, satışını talep ettiğim zaman mutlak suretle muhafazayı gerçekleştirme şartına bağlıyor yani "Mahmut Tanal, sen bu menkul malın satışını istiyorsan muhafaza altına alacaksın, ondan sonra satışını yapacağız." Doğru mu?

MUSTAFA ARSLAN (Tokat) - Doğru.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ben böyle anladım.

Şimdi, arkadaşlar, burada menkul mal borçlunun evinde; ben bunu mahallinde satış yapacağım, konutunda satış yapacağım veya iş yerinde satış yapacağım yani niçin biz vatandaşı... Zaten borçlu ödeyemiyor, oradaki mal belki bir televizyon, bir buzdolabı vesairesi; kıymetsiz, çok değersiz bir şey yani buna muhafaza masrafı yaparak daha fazla bir külfet yüklüyoruz. Burada bence, bu şartı bırakın da alacaklı ile borçlu isterse muhafaza altına alır, satışı istemezse yapmaz. Ha, eğer sizin muradınız şuysa: Arkadaş, satış yapılır mal ortada bulunmaz; e, zaten mal ortada yoksa satış yapılmaz. Ha, diyebilirsiniz ki: Efendim, satış yapıldı; e, kesinleşti, teslime gittik, malı yerinde bulamadık. E, yediemin suistimali var, bununla ilgili cezaları ağırlaştırabiliriz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Mahmut Bey...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bitiriyorum dostum.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Gerektiği gibi teslim edilmiyor...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani mümkünse benim sizden istirhamım: Bu madde bence ekonomik de değil, kanunun ruhuyla da bağdaşmıyor, hele, liberal hukuk sistemi açısından hiç bağdaşan bir şey değil ve burada alacaklı ile borçluyu bence sürekli tartışır hâle getirmek toplumda barış düzenimizi bozacak olan bir şey. Ya, bırakın... Mesela, burada bugüne kadar bu sorunla ilgili Bakanlık olarak size kaç olay yansıdı? En azından bu istatistiği verin, bu kanuna ihtiyaç var mı yok mu ona göre bence daha net olur.

Teşekkür ediyorum.