| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yunus Alkaç ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Hüseyin Şık'ın, hükümlülerin değerlendirilmesi ve iyi hâlin belirlenmesi konusu hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 24 .02.2022 |
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Sayın Başkanım, değerli Komisyon üyelerimiz, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü ve bürokrat arkadaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, ben hukukçu olmadığım için sorularım biraz farklı gelebilir. Ben yıllarca bulunduğum ortamda hep şunu duyardım: "On beş yıl yemiş, on yıl sonra çıkar." Demek ki o zaman aslında böyle bir şey yokmuş. Ben de hep şöyle bilirdim: İşte, cezanın üçte 2'si yatılır, çıkılır. O zaman şunu mu anlıyoruz: Aslında böyle bir şey yok, kararlar sonucu üçte 2 yatar yani iyi hâli yoksa on beş yılı yatacak yani böyle mi, doğrusu bu mudur? Yani değerlendirmelerde hep negatif negatif çıkarsa...
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Anlaşıldı mı? Ya, toplumda şöyle bir algı var: Yarısını yatar, çıkar ama o çıkarılanla kasıt, aslında ceza infaz sistemi devam ediyor açık cezaevi olmasa bile denetimli serbestlik ve koşullu salıvermeyle. Dolayısıyla, bu, toplumda daha az cezalandırma ya da yaptırımın azlığıyla ilgili bir algı üretiyor ve daha da ötesinde, otomatik olarak matematiksel bir sonuçmuş gibi değerlendirilince de bu daha da pekişiyor.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Evet yani böyle bir şey yok o zaman.
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Şimdi, bu yeni yönetmelikle beraber, yeni uygulamayla beraber belli aşamaları var ve bu farklılık ortaya çıkarıyor.
Buyurun.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.
Şimdi, bu anlattığınız iyi hâl uygulamalarına müebbet, ağırlaştırılmış müebbet dâhil midir, değil midir? Onu öğrenmek istiyorum. Mesela, tecavüz etmiş, öldürmüş, ağırlaştırılmış müebbet yemiş veya terörden... Şimdi, ağırlaştırılmış müebbetin de farklılıklarını görüyorum. Bir adli suçtan ağırlaştırılmış müebbet var, bir de terörden var, bunlar farklı mı? Bir de şöyle bir şeyle karşılaştım: İlk Silivri Cezaevine gittiğimiz zaman, özel bir muhabbet esnasında, adli bir koğuşta gencin birisi baş başayken şöyle bir cümle sarf etti bana: "Ben uyuşturucudan yatıyorum, birkaç yılım var -veya bir iki yıl- çıkınca yine yapacağım. Mecburum çünkü kimse bana iş vermez, ben uyuşturucudan sabıkalıyım." Acaba, şimdi, kanunen iş yerlerinin -yüzde 2 midir, yüzde 3 müdür- mahkûm çalıştırma şartını biliyoruz ama bu yeterli olmuyor. Acaba -bu da suistimal edilmemek şartıyla, adam mesela işe girmek için girer, bir yıl yatar bile, o da ayrı mesele- beş yıl, on yıl bunun bir çalışması yapılıp mahkûmların işe yerleştirilmesiyle ilgili bir birim açılabilir mi, böyle bir yasa çıkarabilir miyiz veya var mı? Yani on beş yıl yattı, çıktı; bu adam ne yapacak, hangi işe girecek? Dünya bile değişiyor, konjonktür değişiyor, bir mesleği varsa o mesleğin kuralları bile değişiyor. Hani, bu insanların dışarıda ekmek yemesi için, hayatlarını idame ettirebilmesi için böyle bir yerleştirme tarzı... Mesela, yetimhanelerdeki -yetimhane de demeyeyim de çocuklarımız diyelim- Aile Bakanlığına bağlı yetim bu çocuklarımız 18 yaşını geçtikleri zaman bir memur olarak işlere yerleştiriliyorlar. Böyle bir kanunu çıkardık ve çok da iyi oldu, mağdur olmuyorlar, sokakta kalmıyorlar. Böyle bir şeyi mahkûmlarımız için yaparsak ne olur? Tabii, o zaman işsiz gençlerimiz ne der, o da ayrı mesele. Hani bunun için bir yirmi yıl kriteri getirilebilir, hani o zaman işsizler de sesini çıkarmaz diye düşünüyorum Sayın Bakanım.
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Sanırım, bu, Ceza ve Tevkifevlerinin konusu değil siyasetin konusu. Onu biz ayrıca konuşalım tabii ki; doğru söylüyorsunuz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Ha, bir yirmi yıl koyalım, hani şu an iki yıl olsa adam diyecek: "Ya, ben mezun olmuşum, mühendisim olmuşum, işe girememişim, iki yıl hapis yatmış, işe girmiş." O hoş olmaz ama...
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Burada şöyle de bir sonuç ortaya çıkıyor: Yani bir şekilde suç işlemiş, infaz edilmiş bir insana iş konusunda pozitif ayrımcılık yapıyormuşuz gibi bir netice de hasıl oluyor.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - İşte, bir yirmi yıl kriteri koysak...
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Yani onları eşit şartlarda yarıştırmak lazım. Tabii, burada esas önemli olan, bence, iş konusunda o adli sicil kaydı meselesi var ve arşiv kaydı meselesi var, bunun üzerinden bir çalışma yapılabilir mi, o ayrı bir konu tabii ki. Diğer sistemler bu konuda nasıl bir çalışma yapmışlar bakmak lazım, mukayeseli hukukta bakmak lazım.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Avrupa'ya bir bakmak lazım. Sizden bir de bir şey istemiştim.
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Sonuç itibarıyla şöyle bir şey sormak lazım: Yani hakikaten, dediğiniz gibi, infazını çekmiş bir suçluyla ilgili bir iş imkânı, zaten şu anda belli kriterler arasında çalıştırma zorunluluğu var.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Tabii, yüzde 2, yüzde 3 falan var öyle bir şey.
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Bu bile bir pozitif ayrımcılıktır ama bunu tüm sisteme sirayet ettirmek ne kadar adaletli, objektif olabilir, tartışılacak konular bunlar, biraz hukukun dışındaki konular zaten insan haklarının dışındaki de bir konu aynı zamanda.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Çünkü topluma kazandıralım diyoruz, ama adamı atıyoruz dışarı, nasıl topluma kazandıracağız?
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Bu ayrı bir konu yani bunu konuşabiliriz, tartışabiliriz ama bunu tartışacak taraflar burası değil, bu ayrı bir konu. Yani bunu her şekilde tartışabiliriz, o ayrı bir konu. Ama dediğim gibi, burada işte mukayeseli hukuka bakmak lazım, değerlendirmek lazım.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Peki, teşekkür ederim.
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Başkanım, söylemek istediğiniz bir şey...
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Bir de bir şey söyleyeceğim. Geçen hafta, bir geldiğinizde şey demiştim yani mesela cezaevinden çıktıktan sonra elimizde örnekler var mı, istatistiki bilgiler var mı iyileştirme konusunda yani bir Alkatraz kuşçularımız var mı bizim kendilerini yetiştirmiş?
Teşekkür ediyorum.