KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Ben teşekkür ediyorum.

Tabii, o konuyla ilgili ben de bir araştırma yaptım, arkadaşlarımla da görüştüm. Biraz evvel de söylediğim gibi, bu detay arama konusunda mukavemet gösterenler, rıza göstermeyenler konusunda elbette bir icbar söz konusu olacak, hukuki şartlar ve ölçülülük ilkesi çerçevesinde ama bu istismara açık bir alan, onun için Genel Müdürümüze bunu ifade ettim. Yani bu konuda herhâlde ya bir düzenleme veyahut başka bir şey olması lazım çünkü bu istismar edilecek anladığım kadarıyla. Hatta galiba İbrahim Bey söyledi, Enis Bey "Bu, şehvet içerikli bir dokunma mı?" falan diye sormuşsunuz galiba, doğru mu bayana?

KADRİ ENİS BERBEROĞLU (İstanbul) - Ben hatırlamadım.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Öyle olmadığını da ifade etmiş galiba.

FATMA KURTULAN (Mersin) - "Cinsel organıma dokundu." dedi.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - "Özel bölgeme dokundu." dedi.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - "Özel bölgeme..."

Anladım. Şimdi, bakın...

KADRİ ENİS BERBEROĞLU (İstanbul) - Bir müsaade edin de anlatayım.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Tabii, buyurun.

KADRİ ENİS BERBEROĞLU (İstanbul) - Komisyona gelen şikâyetlerden seçtim onu ben. Başkana ilettim, Alt Komisyon Başkanımız uygun gördü, bu hanımefendiyle görüştük. Diyaloğu hatırlamıyorum ama hanımefendinin iddiasını, kendisinin savunmasında, işte Fatma Vekilimin de söylediği gibi, çok güçlü olmadığını hatırlıyorum. Yani ondan sonra, işte, Oya Hanım bir not tutmuş, onu hatırlamıyorum ama o mealde bir şey olabilir demek istedim.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Benim her şeyi yazma huyum var.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Ben de hatırlıyorum, aynen öyle dedi.

KADRİ ENİS BERBEROĞLU (İstanbul) - O mealde bir şey, oldu.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Anlaşıldı, tamam.

KADRİ ENİS BERBEROĞLU (İstanbul) - Dolayısıyla mesela rapora yansıdı mı çok hatırlamıyorum ama benim kişisel notlarımda yok.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Tamam, anlaşıldı.

Bu konuda tabii ki cezaevi görevlilerinin psikolojik durumu, duygu durumu falan gibi konularda herhâlde araştırma yapmak da gerekebilir. Bu sadece bir istismar olarak değil, gerçekten başka yönden de bir hastalık olarak da söz konusu olabilir. Yani onun için cezaevi personelinin de hem psikolojik ve duygu durumunun ve diğer ruhi durumlarının bence tespiti gerekir diye düşünüyorum ben.

Şimdi, bu gözlem kurullarıyla ilgili hemen hemen bütün arkadaşlarımız Sezgin Bey de Fatma Hanım da İbrahim Yurdunuseven Başkanımız da ifade ettiler; şartlı tahliyeye mâni olan durumla alakalı Sayın Genel Müdürüm. Şimdi, anladığım kadarıyla Covid döneminde bu hükümlü ya da tutukluların gözlem kurullarının değerlendireceği faaliyet alanlarına ilişkin, o alanlar açılmadığından Covid nedeniyle, bu değerlendirmelerin yapılamadığı ve dolayısıyla da şartlı tahliye imkânının hasıl olmadığı konusunda bir fikir var. Anlatabildim mi? Anladınız değil mi?

CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRÜ YUNUS ALKAÇ - Anladım.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Sonuçta, gözlem kurullarının onların ilgi gösterdikleri faaliyet alanlarında, açılan faaliyet alanlarında -işte, kitap okuma, işe katılma, şu bu gibi- onlarla ilgili bir puanlama sistemi var anladığım kadarıyla. Şimdi, Covid nedeniyle bu faaliyet alanları açılmadığı için, puanlama sistemi de esas alınamadığı için, bence, Covid nedeniyle ihmal edilen ya da yapılamayan bu konunun bir alternatifinin olması ve gözlem kurullarının bu şekilde bir değerlendirmeye tabi tutarak bu konuyu göz önüne alması gerekecek bir mekanizmanın geliştirilmesi gerekiyor.

CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRÜ YUNUS ALKAÇ - Var.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Var mı? Tamam, onları sonra vereceksiniz.

Bir de tabii, ziyaret ettiğimiz cezaevlerinden sonraki aşamada neler yapıldığı, iyileştirmeler olup olmadığı konusu var. Bunun bir örneğini yaptık biz arkadaşlar Sincan Cezaeviyle ilgili. Sincan Cezaevine gitmiştik orada birtakım havalandırma sistemleri, soğuk, ısı teçhizatı, diğer konularla ilgili olarak. Sonra ikinci kez gittiğimizde bütün bunların gerçekten iyileştirildiğini ve bu sorunların ortadan kalktığını gördük. Bu doğru bir şey. Dediğim gibi, imkânımız olsa, bütün arkadaşlarımız her gün ayrı bir yerde cezaevine gitmiş olsalar. O zaman, İbrahim Bey, zaman zaman gittiğimiz cezaevlerine, yakın yerlerindeki cezaevlerine, daha önceden gidilmiş olanlara da bir gidelim, onları da tekrardan ziyaret edelim. Ama gerçekten, arkadaşlar, cezaevlerinden gelen çok dilekçe var. Bu dilekçelere göre arkadaşlarımız toparlıyorlar hangilerine gidelim, nasıl gidelim diye. Malum yani biz aynı zamanda siyasetçiyiz, hafta sonunu memleketimizde geçiriyoruz, hafta içerisini Mecliste geçiyoruz, Komisyonda, burada çalışıyoruz, bir de bunun yanı sıra diğer alternatif meseleler; tabii, hepimizin bir araya gelip ortaklaşamadığı... Biz ortaklaşa çalışmak istiyoruz yani hepimiz katılsın oraya. Onların o mazeretlerini de esas aldığımız için gerçekleştirme zor oluyor bazen. Anlaşıldı, bu konuda da gerekeni yapalım.

Şimdi, söz sırası Erol Bey'de.

Arkadaşlar, yavaş yavaş toparlayalım, hayli zamanımız geçti, zaten maksat da hasıl oldu. Kifayetimüzakere teklifimizi de sunacağız bundan sonra.

Buyurun.