KOMİSYON KONUŞMASI

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Değerli Başkanım, Komisyon üyelerimiz, değerli ceza ve tevkifevleri genel müdür yardımcılarımız, değerli bürokrat arkadaşlarımız; herkesi saygıyla selamlıyorum.

Ben değişik bir konuda konuşmak istiyorum: Yaklaşık üç buçuk yıldır cezaevlerini ziyaret ediyoruz, sorunlar üç aşağı beş yukarı cezaevinden cezaevine farklılaşsa da işte yemektir, sıcak sudur, çıplak aramadır, kelepçeli muayenedir; çözüm bulunanlar oldu veya bulunmaya devam edenler oldu. Ben bir şeyi merak ediyorum: Şimdi, az önce Hakan Başkan bir cümle kurdu, cezaevlerinin insan onuruna uygun olması gerektiğini, hayata döndüklerinde de maddi, manevi olarak hayata hazır olmaları gerektiğini söyledi; hepimizin de muradı budur. Şimdi, üç buçuk yıldır -bir psikiyatr değilim ama gözlemlerim var- terör koğuşlarına giriyoruz -bu fark etmez, sağdır ,soldur, işte PKK'dır, FETÖ'dür, DEAŞ'tır, DHKP-C'dir veya adli koğuşlardır- hiç kimsenin düşüncesinde milim bir fark görmedim. Adam, cezaevinde yirmi sekiz yıl yatmış, işte üç gün önce çıkan bir gazete, kendi görüşüne uygun bir gazete adını söylüyor "Niye gelmedi?" diyor. Şimdi, bu insanların, uzun süre kalanların büyük çoğunluğu, yargılanmış, hüküm giymiş, yirmi beş yıl, yirmi sekiz yıl kalanlar var. En son ya Kayseri'ydi ya Tarsus'tu bir hanım kız, bin yıl ceza yemiş ama bunu gülerek anlatabiliyordu. Bu konuda Avrupa'da, Amerika'da ne tip çalışmalar yapılmış veya bizim ülkemizde böyle bir çalışma var mı, bu tip kitaplar yayınlanmış mı? Adli koğuşlar için de bu geçerli yani belki basit bir suçtan içeri girmiş ama koğuştakilerle geliştirdiği diyalog sonucu çok daha farklı suç işleyecek potansiyele erişmiş oluyor. Gene, terör suçluları da öyle, mesela bir DEAŞ koğuşuna giriyorum, herkeste aynı tip sakal, aynı tip giyim veya bir PKK koğuşuna giriyoruz, hep aynı söylem, aynı cümleler. Yani bu insanlar aynı şekilde hayatlarını devam ettireceklerse, aynı düşüncelerde kalacaklarsa veya hatta daha da bilenip daha da sertleşeceklerse o zaman bu cezaevlerinde iyileştirmeler nasıl oluyor? Mesela DHKP-C militanları var, Silivri'deydi zannedersem, bütün koğuş, çocukların ve yaşlıların uyuyamadığını söyledi, gece yarılarına kadar hatta hiç durmadan her saat eylem yapıldığını söylediler ki genelde de 2 kişi, 2 kişi kalıyorlar. Ben merak ediyorum, dünyada bu konuda nasıl çalışmalar yapılıyor, aydınlatırsanız sevinirim veya bir çalışma yapıp bir dahaki toplantıda da bana bildirirseniz mutlu olurum.

Bu Kayseri Cezaeviyle ilgili, bu tacizle ilgili benim de özel notlarım var yani herkesle ilgili özel notum var, oradaki hanımın, hani kadın personel tarafından tacize uğradığını iddia eden hanımın, daha sonra "Hayır, arama sırasında özel bölgeme dokundu." diye bir beyanını da not almıştım.

Teşekkür ediyorum.