KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarımız ve Bakanlığımızın çok değerli bürokratları; hoş geldiniz diyorum.

Başkanım, müsaade ederseniz ben de 2 cezaevini anlatıp daha sonra genel bir değerlendirme yapmak istiyorum zamandan tasarruf etmek adına.

Evet, Komisyon üyeleri olarak tüm parti temsilcilerimiz bir birliktelik içerisinde ve hiçbir sıkıntı çıkarmadan tüm parti temsilcilerimizin de bulunduğu ortamda 7-8 Kasım 2021 tarihlerinde Bünyan Kayseri Cezaevinde incelemede bulunduğu; burada kapalı cezaevinde kuruma girişte detaylı aramanın insan onuruna aykırı olduğu; yapılan aramada direnildiği zaman da kaba kuvvet kullanıldığı; bazılarına Covid-19 aşısının talep edildikten iki ay sonra yapıldığı; kurumda diş doktorunun bulunmadığı; yine diş hekimlerine götürüldüklerinde tedavinin yeterli olmadığı ve ünite kapasitesinin yetersiz olduğu; sıcak su sorunu yaşanmadığı, yemeklerin çok kötü, yağlı olduğu, zaman zaman yemekleri dökmek zorunda kaldıkları; doktor tarafından kendisine diyet yemeği verilenlerin reçeteye uygun diyet yemeği alamadığı, ortak yayında televizyon kanalının yetersiz olduğu; ülke satında yasaklı olmayan bazı gazetelerin talep edilmesine rağmen kendilerine verilmediği; başka illerdeki kurumlara nakil taleplerinin kabul edilmediği, telefonla görüşme hakkının 2 defa, onar dakika kullandırıldı ancak telefon görüşünün saatinde yapılmaması durumunda bunların kendisine hak kaybı olarak kullandırıldığı, kapalı görüşlerin bir saat olarak kullanıldığı, bunun dokuzda başladığı, özellikle şehir dışından gelenlerin saat dokuza yetişemediğinden bu görüşte hak kaybına uğradığının kendisine belirtildiği; yine ailelerin gönderdiği posta pullarının kendine verilmediği; Covid-19 salgınından kaynaklı karantina koğuşlarının çok kalabalık olduğu, koğuş içerisinde bulunan kırık sandalyelerin kurum idaresinden değiştirilmesinin talep edildiği hâlde değiştirilmediği; Bakanlığa yazılan yazılara cevap verilmediği; koğuşlarda arama esnasında eşyaların yere atıldığı tespiti yapılmıştır.

Bünyan Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kuruma ilk girişte psikolojik ya da fiziksel bir şiddete uğramadıkları; kuruma ilk girişte yapılan aramanın iç çamaşırları çıkarılmadan yapıldığı; kurumda yirmi dört saat sıcak su bulunduğu; yeterli ve yenilebilir yemeklerin bulunduğu; kurum listesinde bulunan 24 adet televizyon kanalının yetersiz olduğu, çocukların genellikle film ve müzik kanallarını talep ettiği; her gün ya da açık zamanlarda kapalı spor salonunda bir saat spor yapma imkânlarının kullandırıldığı şeklinde tespitlerimiz vardır.

Yine Bünyan 1 Numaralı T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda genel olarak kuruma girişte psikolojik yahut fiziksel şiddete maruz kalınmadığı ve ilk girişte aramanın usulüne uygun yapıldığı tespiti yapılmıştır. Diş hekimine hiç çıkarılmadıkları, revire çıkmanın çok zor olduğu, çıkıldığı takdirde de üstünkörü bir muayene yapıldığı tespiti yapılmıştır. Soğuk suya erişim konusunda sıkıntı yaşanmadığı ancak sıcak suyun yeterli olmadığı; yemeklerin yağlı olduğu, besleyici olmadığı; on beş günde bir kırk beş dakika kadar spora çıkarıldıkları; 24 adet televizyon kanalının yetersiz olduğu, daha fazla kanal istedikleri; yine kısa dalga radyo verildiği için TRT FM dışında başka bir radyoyu dinleyemedikleri; istenilen gazeteleri almakta sorun yaşandığı; telefon görüşü haklarının haftada iki gün ve onar dakika olarak kullanıldığı; kapalı görüşlerin bir saat kadar yaptırıldığı ancak kapalı görüş alanına giderken yolda geçen sürenin süreye dâhil edilmediği; görüşe giderken, koğuştan çıkarken veya koğuşa girmeden önce ayakkabıların mutlaka çıkartılması zorunluluğu olduğu; koğuş değişikliği taleplerinin yerine getirilmediği; Covid-19 salgını nedeniyle kapalı olan görüşlerin açık görüş hâlinde başlaması -ki bu gerçekleşti, bir ay oldu zannediyorum, açık görüşlerden şu anda ikiye 1 şeklinde devam ediyor- şeklinde tespitlerimiz olmuştur.

Bünyan 2 Numaralı T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bir grup hükümlü tarafından kuruma girişte psikolojik yahut fiziksel şiddete uğramadıklarını; kuruma ilk girişte yapılan detaylı aramanın usulüne uygun yapıldığını; bir başka grup hükümlü ve tutuklu tarafından ise girişte detaylı arama yapılmasına rıza gösterilmemesi nedeniyle kurum personeli tarafından darbedildiklerini; kelepçeli muayene uygulaması nedeniyle zaman zaman hastaneye sevkten vazgeçildiğini; kurum idaresine verilen dilekçelere çok geç cevap verildiğini; ayda 2 defa bir ila bir buçuk saat arasında spora çıkarıldıklarını; yine birer defa, ayda 2 defa birer saat kapalı görüş yapıldığı, görüşlerden yine dokuz-on arasında yapılanların özellikle şehir dışından, uzak şehirden gelen kişilerin yetişmesinde zorluk yaşandığını, bu nedenle bu görüşmenin zayi olduğunu; radyoların kısa dalga olmasından dolayı yabancı dildeki yayınları dinleyemediklerini; koğuş havalandırması üzerinde bulunan fan sistemlerinin kaldırılması gerektiğini; kar yağdığı zaman tellerin üzerinin kaplanması nedeniyle hava almakta ve gökyüzünü görmekte güçlük yaşadıklarını; kantin fiyatlarının çok pahalı olduğunu, denetimli serbestlik taleplerinin haksız yere reddedildiğini, kurumda bulunan kimi hükümlü ve tutuklulara ayrımcılık yapıldığını; sıcak ve soğuk suya ulaşmada zaman zaman problemler yaşandığını; başka illere bulunulan nakil taleplerinin yerine getirilmediğini; spor, sohbet odalarının ve atölyelerin açılmadığından birtakım haklarını da kullanamadıklarını beyan etmişlerdir.

Yine, diğer cezaevi tespitimize geçersek. 12-13 Kasım 2021 tarihlerinde Tarsus Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna ziyaretimizi gerçekleştirdik. Burada -yine diğer cezaevinde, Bünyan Cezaevinde de yaşamıştık- kendilerine verilen kararların yargı kararlarına aykırı olduğu, yanlış olduğu söylendi ya da yeniden yargılanma talepleriyle ilgili bazı talepleri geldi. Ancak, bunun, yine her zaman söylediğimiz gibi, Anayasa'nın 138'inci maddesi gereğince bizim Komisyonumuzun görevi dışında olduğu kendilerine beyan edildi. Yargılamanın bizim dışımızda gerçekleştiği ancak bizim burada bulunan hükümlü ve tutukluların sorunları ve problemleriyle ilgili tespit yaptığımızı kendilerine dile getirdik.

Yine, Tarsus 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bazı hükümlüler tarafından kuruma ilk girişte psikolojik ve fiziksel şiddet uygulanmadığı; detaylı aramanın yapılmadığı; iç çamaşırlarının çıkarılmadığı; bazı hükümlüler tarafından ise ilk girişte detaylı arama yapılmasına izin verilmediği için kendilerinin darbedildiği; bazı hükümlü ve tutuklular tarafından kuruma ilk girişte zorla tek tip saç tıraşı yapıldığı; sayımlarda tek sıraya geçme zorunluluğunun uygulandığı, zaman zaman da bu konuda darbedildiği ve ters kelepçe yapılıp, süngerli oda denilen odaya götürüldükleri; soğuk suyun zaman zaman kesilmekle beraber ciddi bir sorun yaşanmadığı ancak suyun içilemediği; yemeklerin çok kötü olduğu ve temiz olmadığı, hep aynı yemeklerin verildiği; telefon haklarının sadece yirmi dakika olarak kullandırıldığı ve bu haklarını haftada 2 defa onar dakika kullanmak istedikleri ancak bunun yerine getirilemediği; yine, kapalı görüşlerin otuz ila kırk dakika arasında yaptırıldığı; yolda geçen zamanın bu sürenin içinde sayıldığı; bazı hükümlüler ve tutuklular tarafından istedikleri gazetenin verilmediği; televizyon izleyemediklerini; kişi başına 8 kitap alabildiklerini; sabahları bahçede, akşamları da koğuş içerisinde sayım yapıldığı; sayımların koğuş içinde yapılmasını istedikleri tespit edilmiştir. Revirden ve genel olarak, aldığı sağlık hizmetlerinden memnun olduklarını ancak revire çıkma taleplerinin çok geç yerine getirildiği; ailelerine yakın illerdeki ceza infaz kurumlarına nakil taleplerinin yerine getirilmediği; özellikle, burada, hepimizin, bütün milletvekili arkadaşlarımızın dikkatini çeken bir tespitimiz oldu; temizlik için verilen çekpasların saplarının çok kısa olduğu ve temizlik yapmakta zorlandıkları yani çok eğilmek zorunda kaldıkları tespiti yapıldı. Özellikle çekpasın çok küçük olduğundan çok ciddi bir şikâyet geldi. Kantinde bazı ürün çeşitlerinin az olduğu; su bidonlarını doldurup halter yaptıklarını ancak zaman içerisinde aramalarda bu su bidonlarının kendilerinden alınıp gönderildiği ve bu nedenle spor yapamadıklarını; koğuş kapısının altının kumaşla kapatılması gerektiği, soğuk geldiğinden dolayı; iki haftada bir spora çıkarıldıkları; çocukları olan hükümlü ve tutukluların hafta sonu görüş yaptırılmadığı; müdür görüşüne çıkamadıkları; kurum idarecilerine ulaşmakta zorluk yaşadıkları...

Tarsus 3 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, yine, aynı şekilde bazı hükümlüler tarafından kendilerine hiçbir şekilde fiziki ya da psikolojik şiddet uygulanmadığını; detaylı aramanın usulüne uygun yapıldığı ancak bazı hükümlüler tarafından ise kendilerinden detaylı arama istendiğinde darbedildiklerini beyan ettiler. Sıcak suyun çok ılık aktığı, yazın sadece soğuk su verildiği, sık sık soğuk su kesintisi yaşandığı; öğle yemeklerinin iyi olduğu, kahvaltı ve akşam yemeklerinin çok kötü olduğu; kantinin çok pahalı olduğu, ürün çeşidinin az olduğu; kurumda televizyon kanalının yetersiz olduğu; bir de çeşitli sınavlar için Tarsus'tan Mersin'e götürüldükleri, sınav dönüşünde tekrar karantina koğuşuna alındıkları için orada sınava gitmek istemediklerini beyan ettiler. Burada bir sıkıntı yaşandığını ve masrafların devlet tarafından karşılanmasını -kendilerinden talep edildiğini- söylediler. Koğuşta sabit 8 kitap bulundurulduğu, on beş günde bir değişim hakkı verildiği; kapalı görüşlerin kırk beş dakika yapıldığı; tek seferde yirmi dakika telefon hakkının kullandırıldığı; Tarsus'un yazları çok sıcak olmasından dolayı klima taleplerinin olduğu; koğuşta dört vantilatörün yeterli olmadığı; ücretini ödeyerek klima taktırmak istediklerini ancak buna izin verilmediğini; infaz koruma memurlarının zaman zaman kaba olduğu, görevlilere iletişim teknikleri dersi verilmesi gerektiği talebi de iletildi. Mahkemeler tarafından vasi atanma sürecinin çok uzun olduğu; kurum dışına hastaneye gidildiğinde giden kişi hastane dönüşü tekrar karantinaya alındığından ve karantina koğuşlarının çok kötü olduğundan hastaneye sevk istemediklerini; bazı dışarıdan gelen kolilerde bulunan resim malzemelerinin verilmediği, resim yapma malzemeleri; bazı hükümlülerin hiç okula gitmediği, okuma yazmayı öğrenme sonrasında eğitime devam etme hususunda da kendisine yardım edilmediği...

Yine, Tarsus 1 No.lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda, kuruma ilk girişte psikolojik ve fiziksel şiddet uygulanmadığı; yapılan detaylı aramada da çamaşırların usulüne uygun çıkarıldığını ancak örtü verilmediği; 2018'den beri, düzenli su verilmediği; yemeklerde çeşitlilik bulunmadığı; öğlen yemeklerinin nispeten iyi olduğu ancak akşam yemeklerinin kötü olduğu; okula giden çocukların hafta sonu görüşüne izin verilmediği; ailelerin, ceza infaz kurumu dışındaki dilekçelerinin alınmadığı, onlarla ilgili nakil taleplerinin yerine getirilmediği; yine, DGS, YDS ve ALES gibi ÖSYM'nin yaptığı sınavların merkezinin Mersin olması nedeniyle son iki senedir müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen hükümlülerin bu sınavlara götürülmediği; karantina koğuşunun çok kötü olduğu; kanalların yeterli olmadığı ve kantinde ürün çeşitlerinin olmadığı şeklinde bir tespitimiz olmuştur.

Tarsus Çocuk ve Gençlik Kapalı İnfaz Kurumunda, ilk girişte fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulanmadığı; yapılan detaylı aramada iç çamaşırlarının çıkarıldığı ve örtü verildiği; kurum görevlilerinin kendilerine iyi davrandığı; yemeklerin kötü ve tatsız olduğu ve yeterli olmadığı, sıcak suyun bir gün verilip bir gün verilmediği, bu nedenle vücudunda kaşıntılar oluştuğu, yargılamanın çok yavaş yapıldığı, televizyon kanallarının az olduğu, kurum dışına çıkarırken kelepçeli götürüldüğü... Burada da değişik bir talep geldi bize, akşam yatışın saat 23.00, sabah kalkışın saat 07.00 olarak uygulandığı, genç çocukların sabah biraz daha geç kalkmak istediklerini, sabah 07.00 kalkışını çok erken bulduklarını beyan ettiler.

Tarsus Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda da bazı hükümlüler tarafından söylenenleri yine, psikolojik şiddet uygulanmadığı, detaylı aramada iç çamaşırlarının çıkarılmadığı, bir hükümlü tarafından ise detaylamanın kendisini çok rahatsız ettiği, bazı hükümlü ve tutuklular tarafından da detaylı aramayı kabul etmedikleri için darbedildikleri, soğuk suyun sık sık kesildiği, kurumdan dışarıya hastaneye gidildiği zaman tek kişilik karantina odasına alındığı, yemeklerin yetersiz ve temiz olmadığı, protein ihtiyacını karşılamadığı, kantinde istedikleri ürünleri bulamadıkları, kanalların yetersiz olduğu... Spor salonuna badminton ekipmanı talep edilmiş bu Kadın İnfaz Kurumunda. Kapalı görüşlerin kırk ila altmış dakika arasında yapıldığı, revirde doktor bulunmadığı, sık sık doktor değişikliğinden tutukluların öykülerinin takip edilmediği, talep ettikleri bazı gazetelerin verilmediği, idare ve gözlem kuruluna çıkıldığı zaman da zaman zaman siyasi içerikli sorular sorulduğu, bu nedenle iyi hâlin kullandırılmadığı şeklinde şikâyetler gelmiştir.

Bu iki tespitten sonra bir değerlendirme yapmak gerekirse yine raporumuzda belirttiğimiz üzere, infaza hâkim olan temel ilkeleri bazı Anayasa kararları ve Anayasa maddeleriyle sık dile getirdikten sonra -fazla zaman kaybetmemek adına kısa geçiyorum- bu kapsamda devletin temel organlarının, tüm organlarının temel hak ve özgürlüklere saygı duyması gerektiği, bir mahkeme kararı neticesinde özgürlüklerinden mahkûm bırakılsalar dahi hükümlü ve tutukluların temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahip oldukları ancak ceza infaz kurumunda bulunmanın doğal sonucu olarak suçun önlenmesi, ceza infaz kurumunun güvenliği, düzen ve disiplin sağlanmasına yönelik gerekliliklere bağlı olarak sahip olunan haklar bakımından sınırlamaya tabi tutulabilecekleri, bu durumda dahi sınırlamanın zorunlu bir ihtiyaca karşılık gelmesi ve müdahale ile ulaşılmak istenen amaç arasında orantılılık olması gerektiği, aksi takdirde demokratik toplum düzeninin gereklerinin ihlal edileceği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Bunu da biz raporumuzda bir tavsiye olarak Bakanlığımıza iletiyoruz.

Yine, arama ve sayım hususunda, insan onuru ve haysiyetine saygı ve utanma duygusunun ihlal edilmemesi esas prensip kabul edilmeli, buna göre sayım yapılmalı kanaatinde Komisyonumuz. Her türlü sayımda hükümlü ve tutukluların rahatsız olmayacağı usullerin de geliştirilmesini talep ediyoruz çünkü koğuşlar arasında kimisinin ayağa kaldırılması, kimisinin ayakkabısının çıkarılması, kimisinin spor kıyafetlerle değil normal kıyafetlerle sayıma çıkması şeklinde tespitler görülmüştür.

Yine, muayene, tedavi ve hastaneye sevk hususunda Anayasa ve ilgili Anayasa Mahkemesi kararları tespitinden sonra geçen toplantımızda da belirttiğimiz gibi, Sağlık Bakanlığınca bin hükümlü, tutukluya karşılık 1 doktor karşılanması nedeniyle... Bu sayının da bir an önce artırılması yani sayının düşürülmesi, bin hükümlü, tutukluya değil, daha az sayıda hükümlüye hitap edecek doktor sayısının bulunması ve özellikle de diş tedavisi konusunda biraz daha hassas davranılması, diş ünitelerinin artırılması tavsiyemizdir.

Kendi istekleriyle nakil hususunda da yine Covid-19 sürecinde bazı zaruretler gereği bu gerçekleştirilememiştir. Yine, geçen toplantımızda Bakanlığımızın belirttiği gibi, yüzde 50'ye yakın bir şey gerçekleştirilmiştir ama bunun biraz daha artırılması, kendi isteğiyle ve bedelini kendi ödeyerek nakil taleplerinin karşılanmasını tavsiye olarak sunuyoruz.

Beslenme hususunda, yine besleyici olmadığı, yeterli olmadığı hususu istihkaklarla ilgili bir sıkıntıydı, zannediyoruz bu rakam artırıldı; bundan dolayı teşekkür ediyoruz.

Telefonla haberleşme hususunda, Covid-19 döneminde geliştirilen yani kapalı görüş yapılamaması nedeniyle, açık görüş yapılmaması nedeniyle telefonla haberleşmenin yirmi dakikaya çıkarılmasının devam ettirilmesi, gerekirse bu hükümlü ve tutuklulara onar dakikalar halinde 2 görüş olarak devam ettirilmesi tavsiyemizdir.

Yine, süreli, süresiz yayınlardan faydalanma, yararlanma anlamında Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde güvenlik ve içerideki düzeni sağlamak anlamında bazı yasaklar getirilebileceği ama yasaklanmayan yayınların da müstehcen olmayan, haber, yazı, fotoğraf bulunmayan ve amacına ulaşmayı zorlaştırmayan talepleri bulunan yayınların da bu nitelikler dışındaki yayınların da kendilerine verilmesi bizim tavsiyemizdir.

Yine, radyo, televizyon yayınlarından kanal sayısının yetersiz olması nedeniyle yararlandırılmamasının çözümü olarak kanal sayısının artırılması, dilekçe hakkının kullandırılması ve verilen dilekçelere mutlaka cevap verilmesi, en kısa zamanda dönülmesi.

Bir önemli husus da iyi hâl değerlendirilmesi yapılması hususunda özellikle Covid-19 döneminde biliyoruz ki atölyeler açılamadığı için iyi hâl değerlendirmeleri gerçekleştirilemedi ama bu konuda farklı bir uygulamayla belki iyi hâl değerlendirmelerinin de yapılması gerektiği kanaatindeyiz.

Yine, infaz koruma memurları hakkında da tespitlerimiz olmuştur hükümlü ve tutuklular dışında, onların da taleplerini burada dile getirdik. Bakanlığımız bu konuda çalışıyor, bu konuda da en kısa zamanda infaz koruma memurlarımızın durumlarının iyileştirilmesi hususu inşallah gerçekleştirilecektir.

Son olarak da özellikle şunu belirtmekte fayda görüyorum: Öncelikle Komisyonumuzda bulunan tüm milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum, tüm partilerdeki tüm milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Gerçekten siyasi kimliklerimizi bir kenara bırakarak oradaki bir olguyu, tespiti yerine getirmek amacıyla orada bulunduk ve hepimiz de aynı amaca adapte olduğumuz için önemli olan insan hak ve onurunun korunmasıydı. Bu nedenle tüm vekillerimize çok teşekkür ediyorum. Bu konuda Bakanlığımız temsilcisi Mehmet Bey'e de çok teşekkür ediyorum ve tüm yasama uzmanlarımıza da gerçekten -güzel raporladılar- çok teşekkür ediyorum.

Ancak şunu da tespit etmekte fayda görüyorum: Özellikle bazı terör koğuşlarında bazı dezenformasyonlar gördük. Nedir bunlar? Mesela aynı cezaevinde bir kısım koğuşlar "Yemekler çok iyi, yeterli besleniyoruz." demişken özellikle bir kısım terör koğuşlarında yemeklerin yetersiz ve kötü olduğu yönünde...

Yine, mesela Enis Bey de bunu tespit etmiştir, bir cezaevinde bir mahkûm, yine, terör mahkûmu kendisinin infaz koruma memuru tarafından taciz edildiğini iddia etmiştir ama özellikle Komisyonumuz bu şahısla görüşmemiz gerektiği, olayın ne olduğunu görmemiz gerektiği hususunda bir birliktelikle bu mahkûmla bire bir görüştüğümüzde kendisinin yanlış anladığını, aslında normal bir arama yaptığını, hiçbir şekilde taciz hissetmediğini orada beyan etmiştir ama bize gelen dilekçede ciddi manada bir taciz iddiasında bulunmuştur.

Yine, özellikle şunu da belirtmekte fayda görüyorum: Gittiğimiz cezaevlerine önceden tarih belirtiyoruz ama cezaevine girdikten sonra özellikle içerideki hangi koğuşa gireceğimizi, hangi koğuşlarda tespit yapacağımızı -buradaki milletvekili arkadaşlarımız da orada olayda şahittir- rastgele tespit ediyoruz ve özellikle de orada bulunan tüm vekillerimize rastgele bir koğuş söylemesini rica ederek, parti ayrımı yapmaksızın her vekilimizden bir koğuş tespit etmesini isteyerek -önlerine çünkü listeler geliyor- rastgele koğuşlara girerek bu tespitleri yaptığımızı da özellikle vurgulamak istiyorum.

Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.