KOMİSYON KONUŞMASI

TURAN YALDIR (Aksaray) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada benden önce birçok hatip Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesi üzerinde değerlendirmeler yaptı. Ben ise çamura batmış Türk futbolunu konuşacağım. Türk futbolu, yıllardır saha dışındaki kirli ellerin gölgesi altında. Adil ve dürüst mücadele yerini masabaşında alınan kararlara ve art niyetli hakem yönetimlerine bırakmış durumda. Futbol sahada oynanır. Ama bizde ne yazık ki üçüncü sınıf dünya ülkeleri misali maçları yöneten hakemlerin kararları maçın sonucunu belirliyor. Türkiye'de futbol kulüplerinin resmî değeri harcama giderleriyle beraber 1,5 milyar euroya, futbol baronlarının desteklediği, bazı imtiyazlı kulüplerin gayriresmî harcamalarıyla birlikte toplam değer 2 milyar euroya yaklaşmışken, bir sezonda 5 milyonu aşan biletli seyircinin takip ettiği maçlar, 3 milyona yakın yayıncı kuruluş abonesi, bir o kadar kaçak yayınla maçları takip eden seyirciyle Türkiye'de futbol böylesine büyük bir bütçe ve milyonlarca futbolseverin tutkusu olmuşken Türk futbolunun kaderi senelerdir art niyetli kişilerin iki dudağının arasında. Federasyon yönetimleri değişiyor ama sistem değişmiyor. Bu düzen yalnızca bir takımın değil, tüm futbolseverlerin hakkına ihanet ediyor. Seyirci sahada adil bir mücadele görmek istiyor, masabaşı oyunlarını değil.

Öyle bir çark kurulmuş ki sorsak futbolseverlerinden kulüplerine, futbolcusundan siyasetçisine herkes şikâyetçi ama bu organize kötülüğe "Dur!" diyebilen ve gücü yeten yok. Dışarıdaki kirli düzenin sahaya yansıdığını görmekteyiz. Doksan dakikalık bir müsabakada topun sahada yalnızca kırk dakika civarı kaldığı maçları düşündüğümüzde, bu durum taraftarları daha da hayal kırıklığına uğratıyor. Türk futbolseverler bu tür bir kalitesizliği asla hak etmiyor. Türk futbolunun temizlenmesi için bazı adımlar ivedilikle atılmalıdır.

Bir Türk milliyetçisi olarak utanarak ifade etmek isterim ki yabancı hakem uygulaması derhâl hayata geçirilmeli ve uluslararası standartlara sahip, bağımsız ve tarafsız hakemlerin maçlarda görev alması sağlanmalıdır. Bu, Türk futbolunda adaletin sağlanması açısından kritik bir adımdır.

Hakemlerin hileye karışmaması için caydırıcı cezalar belirlenmeli, hileli ve art niyetli kararları devamlılık arz eden hakemlere adli soruşturma yolu açılmalı ve verdikleri kötü kararlar adli siciline işlemelidir, bir daha asla görev alamayacakları şekilde ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Bu hem sahada adaletin sağlanmasını hem de seyircinin güveninin yeniden kazanılmasını sağlayacaktır. Hakem düdüğü astırılmış ya da mevcutta hakemliğe devam edip art niyetli kararlarla sürekliliği arz eden hakemlerin mal varlıkları araştırılmalı, anormal artışlar tespit edilen hakemlerle ilgili hukuki süreçler başlatılmalı ve sonrakilerin aynı kötülüğe bulaşmaması için ibretlik hukuki kararlar verilmelidir. Hakemler üzerinde kulüplerin veya federasyonun etkisini en aza indirecek bağımsız bir hakem kurulu oluşturulmalıdır. Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri benimsenmelidir. Hakemlerin kararlarını açıkladıkları bir platform oluşturulmalı, bu platformda verilen kararların gerekçeleri tartışılmalı ve kamuoyuna sunulmalıdır. Sporun tüm paydaşlarının yer aldığı bir komite kurulmalı; kulüpler, akademisyenler, antrenörler ve saygın yorumcular bu komitede yer alarak futbolun yönetimi konusunda ortak bir anlayış geliştirmelidir. Bu öneriler Türk futbolunun geleceği için kritik adımlardır. Futbolun adaletle yönetilmesi sadece bir spor dalı için değil, tüm topluma örnek olacak bir değerler bütünü için gereklidir.

Teşekkür ediyorum.