AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Ben her zaman kısa konuşurum Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.

Hoş geldiniz diyorum basınımızın değerli temsilcileri, çok memnun oldum sizlerle tanışmaktan.

Bu sayede sizlerden basınla ilgili problemleri birinci elden duymuş olduk. Burada öncelik vermemiz gereken konu: Biz nasıl bir toplumda yaşamak istiyoruz? Daha doğrusu çocuklarımız nasıl bir toplumda yaşasınlar? Hakikaten önceden çizilmiş, katı kurallara sahip, "Şu yasak, bu yasak." denilen bir toplumda mı yaşamasını istiyoruz? Yani bunu sadece bizim çocuklarımız için söylemiyorum; bütün herkes için söylüyorum. Ben şahsen çocuklarımın demokratik, çok sesli, çok özgürlükçü bir ortamda yaşamasını tercih ederim, dolayısıyla böyle yasaklara ağırlık veren bir toplumda yaşamalarını istemem. Sinan Bey konuşmasında hep yasaklara ve yaptırımlara ağırlık verdi, ben onu biraz yadırgadım basın temsilcisi olarak. Aslında, biz nasıl önümüzü açabiliriz, özgürlükleri nasıl sağlayabiliriz? Tabii ki kontrolsüz bir şey olmayacak ama burada toplumun bilinçlendirilmesi de lazım.

Bakın, benim çocuklarım televizyon izlemiyorlar ama her şeyden haberdarlar. Benden de daha iyi biliyorlar ve bir paylaşım yapıldığı zaman bu paylaşımın doğru mu yanlış mı olduğunu benden daha iyi takdir ediyorlar. Hakikaten bu mezenformasyon konusu aslında bence önemli bir konu değil, daha önce medyada Mahir Bey "Yeni yasada yer bulacak." falan dedi ama pek çok şeyi biz de bilerek veya bilmeyerek paylaşıyoruz. Burada niyet önemli olması lazım ve toplumun bilinçli olması lazım. Eğitimimizin bu konuda biraz daha artırılması lazım; toplumu bilinçlendirelim.

Şimdi, vali bey örneğini verdi Nuri Bey, vali beye soru soran kişi vali beyi övseydi, vali bey onun kim olduğunu merak edecek miydi acaba?