KOMİSYON KONUŞMASI

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, başlangıçtan bu yana, sabah saat 11.00'den bu yana ara ara yaptığınız değerlendirmelerde Meclis İçtüzüğü'ne atıfta bulunuyorsunuz, bu doğru bir yaklaşım. Şu doğru yaklaşıma da dikkat edecek nezakette ve olgunlukta olduğunuzu düşünüyorum: Çokça açık ve net bir taraflılık ve tartışma ifade ediyorsunuz. Elbette bir partiye ait olmak hasebiyle taraflılığınız söz konusu olabilir ancak tartışmalar sırasında çokça taraflılık belirtip konuşmacıyla tartışmaya girmeseniz daha olumlu bir seyir olur diye düşünmekteyim Sayın Başkan.

Şimdi, buradaki, 6'ncı maddedeki düzenlemeler ve "kariyer basamakları" denilen şey... Mesela bu, öğretmen yetiştirme programına nasıl yayılacak ya da böyle bir hazırlık var mı? Ya da Sayın Başkan, öğretmen öğrencisine sormuş, demiş ki: "Evladım, 6 kere 6 kaç eder?" Çocuk cevap vermiş, demiş ki: "79." Öğretmen demiş ki: "Evladım, 6 kere 6; 36 eder, bilemedin 37, bilemedin 38; bu 79 nereden çıktı?" Şimdi, Sevgili Başkan, aslında bu yasa 3 maddede, bilemedin 4 maddede, bilemedin 5 maddede yapılırdı; bu 12 madde nereden çıktı? Yani sizin bakış açınızla sahiden 5 maddede biterdi bu.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Kemal Bey, daha önceki konuşmalarınızda -diğer arkadaşlar da söyledi- "Şu niye yok, bu niye yok? Başka şeyleri de zikredin." diye söylediler, o zaman daha da çoğaltmış olacağız.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Başkanım, anlamadım.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Hayır, daha önce yapılan eleştirilerde de dediler ki: "Bu kanun teklifinde şurası niye yok, burası niye yok?" Biz 12'yle yetinmişiz, sizinkileri dikkate alsak herhâlde o zaman daha fazla olacak.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Hayır, hayır; ben sizinkinden söz ediyorum, yoksa bizimkisi 12 maddeye de sığmaz yani. O nedenle...

NAZIM MAVİŞ (Sinop) - 79 diyelim.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - 79, evet.

Şimdi, yasanın içerik itibarıyla, kavramsal olarak, yönerge olarak, tanım olarak, ifade olarak... Zaten bir yasada... Şimdi, burada Anayasa hukukçuları var, hukukçular var, çok deneyimli arkadaşlar var; onların yanında hukuk üzerine ahkâm kesmek biraz haddini aşmak olur ama yine de belirtmek lazım. Şimdi, söz konusu hukuk olduğunda bir şey, sağa sola çekilen, elastik hâle gelen ya da herkesin istediği gibi yorumladığı bir şey olma niteliğini haiz olamaz; daha açık ve net olmalı. Bakınız, siz veya başka bir iktidar, Türkiye'de şu ana kadar meydana gelen siyasal etik veya etiksizlik açısından her iktidarın bu yasa veya bir başka yasayı ihlal etme, kullanma, deforme etme gibi bir potansiyeli maalesef, ne üzücüdür ki vardır. O nedenle, sizin döneminizde de bu çokça oldu.

Şimdi, biraz önce Yıldırım Bey kendilerine randevu verilmediğinden söz etti. Genel Başkanınıza verilmedi, sana nasıl randevu verilsin? (Gülüşmeler)

YILDIRIM KAYA (Ankara) - O ayıp da vermeyenlerin.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Dolayısıyla, tekrarlıyorum Sayın Başkan: Burada, bu yasa içerisinde anlaşılmayan şeyler var, muğlak şeyler var ve biraz önce Sayın Koncuk'un da ifade ettiği gibi, sendika başkanı arkadaşlar ısrarla ve inatla üzerinde mutabık oldukları şeyleri söylüyorlar. Birincisi, yasanın ruhuna; ikincisi, içeriğine; üçüncüsü, öğretmenlik mesleğine dair tanım ve yaklaşımlara; dördüncüsü, öğretmenlere tanıdığı ya da tanımadığı haklara açık ve net itirazları varken bizim bu konuda, sendikaların huzurunda mutabıkmışız, hiçbir sorun yokmuş gibi davranmamız, öğretmenliğe açıktan yapılmış bir eziyettir.

Teşekkür ediyorum.