DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Tam bir "kendim ettim kendim buldum" durumuyla karşı karşıyayız. Yanlış yönetim ve maalesef o yanlışta ısrar bizi bu noktaya getirdi. Sağı solu, onu bunu suçlamaya vesaireye hiç gerek yok. Bu politika bizatihi istenilerek uygulandı, tercih bu yönde kullanıldı ve bizi bu noktaya getirdi. Dolayısıyla, bu saatten sonra dökülen sütün üstüne bakıp da göz yaşı dökmenin, ağlamanın falan bir anlamı yok. Elimizde bir sorun var, bu sorun çözülecek. Dolayısıyla çözüm için de böyle bir düzenleme getirildi. Şimdi, bu düzenlemeden başka ne yapılabilir? O da çok fazla bir ipucu vermiyor. Zaman kazanmak için sabah söylediğimi bir kere daha tekrar etmek istemiyorum. Bu düzenleme Anayasa'nın 73'üncü ve 2'nci maddesindeki "hukuk devleti" ilkelerine aykırı; bu bir. Gerekçesini sabahleyin söyledim ve tutanaklara da girdi.

İkincisi: Özel tertip devlet iç borçlanma senetlerinin ihracı burada durumu değiştirmiyor. Bu likit olmayan bir durumdu, herhâlde bankacılık sistemi buna karşı çıktı. Dolayısıyla, bunun yerine devletimiz borçlanacak. Şu anda geldiğimiz noktada devletin on yıllık borçlanma maliyeti yüzde 17'den yüzde 25'e çıkmış durumda. Dolayısıyla, bu borçlanma maliyetinin yükünü de bundan sonraki gerek Türk lirasında bulunan gerekse bankalarda döviz tevdiat hesabı sahibi yurttaşlarımızın tavırları belirleyecektir. Döviz tevdiat hesabındaki yurttaşlarımız hesaplarını bozarlar, Türk lirasına dönerler ve bunu götürürler, yatırırlarsa bir maliyet var, bozmazlarsa da olduğu gibi mevcut hesaplarının üzerinde dururlarsa da bir maliyet var. Dolayısıyla, burada çok önemli belirsizlikler var. Sayın Kuşoğlu "Bunun maliyetini niye buraya yazmadınız?" falan dedi. Sayın Kuşoğlu, benim anlayabildiğim kadarıyla bunu buraya... Neye mal olacağı şu anda bilinmiyor çünkü bireylerin davranışlarının ne yönde olacağını biz bilmiyoruz. Kaç milyar dolar döviz tevdiat hesabı bozulacak ve hangi vadeye yatırılacak, oradaki faizler ne olacak? Dolayısıyla, bundan sonraki döviz kurundaki gelişmeler ne olacak? Bütün bunlar bilinmiyor, çok büyük belirsizlikler var; bunlar önümüzdeki dönemde bizim karşımıza çıkacaklar. Umarım kurda istikrar sağlanır, çok fazla ileriye gitmez ve oradan da çok fazla bir yük gelmez. Dolayısıyla da kamunun üzerine yük gelmemesini temenni ederim fakat görünen o ki bugünden itibaren kimsenin ileriye yönelik olarak söyleyebileceği bir söz yok. Bugün itibarıyla, mesela, siz, bu yasayı getiren kişi olarak bize, ne kadar döviz tevdiat hesabının çözüldüğünü, ne kadar Türk lirasının dövize eş hesaba geçtiğini, oradan şu ana kadar kurun üzerinden gelen yükün ne olduğunu, vesairesini... Bir projeksiyon falan yapmak da mümkün değil, o da görünmüyor; dolayısıyla bunun ucu açık bir durum. Bence burada yapılması gereken tek şey, bundan sonra güven artırıcı önlemlere yönelmek. Dolayısıyla Sayın Kuşoğlu'nun dediği gibi, bankalardan ve diğer kurumlardan istenilen her türlü bilgiyi almak demek. Devlet istediği bilgiyi ihtiyaç duyduğu zaman alır ve almalıdır ve hakkıdır fakat doğru zamanda, doğru söz, doğru söylemle bu yapılmazsa faydasından ziyade zarar getirir. O nedenle, bundan sonra herkesin bin düşünüp bir kere konuşması lazım ve toplumla iletişimi kurarken de bunlara dikkat etmesi lazım. Şu anda bu söylenenlerin önemli bir kısmı iletişim açısından son derece mahzurlu ve zararlı ve dolayısıyla da güven telkin etmiyor. Bunu da sizinle paylaşmış olayım.

Onun dışında, dediğim gibi, belirsizlik var, bu belirsizliği minimuma indirecek tedbirlerin alınması lazım; alınabilecek tedbir de... Güven artırıcı unsurlardan başka bir çözüm yolu yok. Bir yola girildi. Bu düzenlemenin bir iyi tarafı şu: Çıkış stratejisi koyulmuş yani vade konulmuş "Şu vadeye kadar şunu yapacağım." diyor. Demek ki arkasında bir beklenti var ki o vadeye kadar kurda istikrar sağlanacak, insanlar, toplum iyi gelişmeyi satın alacak ve dolayısıyla biz bu yılın sonunda bu sistemden çıkacağız, ekonomi tekrar TL'ye dönecek, dolarize olmaktan çıkacak.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir yıl uzatma yetkisi var ama.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Yılmaz, tamamlar mısınız.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Böyle bir beklenti zayıf beklenti. Bu bir yıl daha uzatılıyor. Dolayısıyla, mümkün olduğu kadar bu programın başarılı olabilmesi için bunun maliyetinden kaçış yok, her hâlde bu maliyeti bu toplum yüklenecek ve dolayısıyla da "Kendim ettim, kendim buldum." sorunu bu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Vebali büyük, vebali boynunuza.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Vebali büyük.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.