KOMİSYON KONUŞMASI

NİYAZİ NEFİ KARA (Antalya) - Kıbrıs konusu, sanırım, müzakerelerde en önemli maddelerden bir tanesi, önümüzde hep dikilecek, aslında baştan da belliydi herhâlde ve bence bugün Doğu Akdeniz'de başlayan savaşın da bir parçası Kıbrıs müzakereleri ve Doğu Akdeniz'in güvenliği. Bu konuda nedir Türkiye'nin düşüncesi? Acaba Kıbrıs'la ilgili müzakerelerde bakışımız nedir? Çünkü, farklı sesler geliyor, bir su gönderdik ama onu da "Özelleştirme nedeniyle keseriz." gibi garip bir şey oldu, tam bir Türkiye işi. Bölgede doğal gaz yatakları tespiti, İsrail, Mısır, Rusya vesaire birçok ülkenin ortak anlaşmaları var ama bir yüzyılın olayı tabii ki Doğu Akdeniz sorunu. Biliyorsunuz, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bölgenin coğrafyasını değiştiren bir ülkeyiz hem Kıbrıs konusunda hem de Hatay. Böyle bir süreç var ama kimsenin de kabullenemediği, kabullenemeyeceği çünkü gerek Rusya'dan, Azerbaycan'dan gerek Katar'dan ya da Irak'tan, İran'dan, nereden dersek, bütün enerji kaynaklarının ulaşım alanı Doğu Akdeniz bölgesi ve tam da üçüncü dünya savaşının önündeyiz. Bu konuda Kıbrıs'ta yürütülen müzakerelerde Türkiye'nin tutumu nedir? Bunu biraz daha açarsanız sevinirim, çok önemli.

Bir diğer sorun: Ben de bir hekimim, o yüzden Suriyeliler konusunda -daha önce Bakanlığımıza da ilettik- çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız. Bırakın 3 milyar euroyu, 300 milyar euro da verseler bize anca bu gelen insanlara bir yaşam alanı oluşturabiliriz. Belki esnafımız ya da bölge insanımız birçok yerde iş konusunda ucuz iş gücü olarak şu anda sesini çıkarmıyor ama 200 bin Suriyelinin Türkiye'de doğduğunu şu anda önümüze koyduğumuzda, önümüzdeki... Ama kayıt dışı çok, kayıt dışı verebilseniz keşke... Türkiye'de resmî rakamlar 2,5; 2 milyon 300-400 diyor ama 4 milyona yakın da bir Suriyelinin olduğu söyleniyor çünkü sınırlarımızı -biliyorsunuz- kontrol edemiyoruz ya da etmiyoruz, bilemiyorum. Bu konuda ciddi sıkıntı var ve bugün dahi bize o kadar parayı verseler, her şeyi verseler on yılda toparlayabileceğimiz bir konu çünkü sağlık ciddi bir tehdit altında çünkü bunların yeterince aşılarının yapıldığını düşünmüyoruz. Bölgeden gelen raporlarda, bölgede çalışan tabip odalarıyla bizatihi görüşmelerimiz var, ciddi sıkıntılarımız var. İşsizlik önümüzdeki en büyük sıkıntılardan biri olacak ve Avrupa'nın bu konuda samimiyeti konusunda düşünceniz nedir? Bu geri kabul anlaşmasını, bildiğimiz kadarıyla, çok önceden Türkiye kabul etseydi vizeler kalkacaktı diye düşünüyoruz çünkü Suriyeli göçmenleri kapsıyor sanırım, asıl olayın şeyi orada. Acaba hazirandan sonraki göçleri mi kapsıyor? Bundan sonra gidiş gelişlerde acaba Avrupa sağlıklı olanlarını alacak, geri kalanını Türkiye'ye mi gönderecek? Türkiye'yi bir köle pazarı hâline mi getirecekler? Bu konuda samimi midirler? Gerçekten, arkadaşım dedi ama dört yıl olduğu için diyorum, misafir mi olur dört yıl, artık ev sahibi ve bu topraklarda doğmuş çocuklar oldu. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz samimi bir şekilde Suriye'de barış olması ve Suriyelilerin Suriye'de yaşamasının sağlanmasını söylediğimizde iktidar partisi farklı yorumladılar, "O insanları oraya mı göndereceksiniz?" gibi çarpıttılar ama biz gerçekten barışı savunuyoruz. Barışla beraber bu ülkeden gitmek isteyen Suriyeli insanlarımızın da oraya, o kardeşlerimizin kendi topraklarında özgürce yaşamasını sağlamak için Avrupa bize bu konuda gerçekten samimi destek veriyor mu? Bu konuda ayrıntılı bilgi alabilirsek çok sevinirim.

Teşekkür ederim.