KOMİSYON KONUŞMASI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Şimdi, tabii, öncelikle otuz sekiz buçuk yıl Dışişleri Bakanlığında görev yaptım. Asala terörüne de 40 şehit vermiş bir kurumdan geliyorum. Bir sürü arkadaşlarımızı yerden kaldırdık bu terörle mücadelede. Şimdi, burada sizin ifade ettiğiniz tabloya bakıldığında başka bir tablo daha var ve bu iki tablo arasında aslında belki bir bağlantı kurabilirsek bunun çözümünde de mesafe katedebiliriz.

Şimdi, terörle mücadelede biliyorsunuz bir İrlanda örneği var. İrlanda'da terör örgütü IRA vardı ve bir de siyasi parti vardı. Siyasi parti ve IRA terör örgütü masada hep birlikte yer alması tercih edildi ve sonuna kadar da öyle oldu ama buradaki siyasi parti önemli bir rol oynadı ve milletin seçtiği parti olarak rol ifa ederken terör örgütünün de silah bırakmasını sağlayan unsur oldu ve IRA bırakmama niyetine girdiğinde o milletten aldığı güçle IRA'yı silah bırakmaya zorlattı ve sonunda bu silahlar bırakıldı, çimentoya gömüldü ve ondan sonra da İrlanda'daki barış sağlanabildi. Şimdi, bunu Türkiye'ye uyguladığımız zaman bir defa şu tabiri ben doğru bulmuyorum. Parmaklar tetikten çekilsin. Bir taraftaki parmaklar devletin parmağı ve devlet, ülkenin güvenliğini sağlama mecburiyetindedir ve ülkenin güvenliğini sağlayan güçlerin parmağıyla teröristin parmağını aynı parmak olarak telakki etmek ben şahsen doğru bulmuyorum.

İkincisi: Burada HDP'ye önemli bir rol düşüyor. HDP eğer İrlanda örneğinde olduğu gibi terör örgütüne silah bırakma yolunda baskı uygulayabilir ve bunu başarabilirse zaten kesilmiş olan sürecin devam etmemesi için de bir neden yok. Buradaki tek şart o zaman yerine getirilemeyen şarttır, silahların bırakılması. Silahların bırakılması gerçekleşmediği için ve gerçekleşeceğine dair de bir ortada daha önceden öyle bir beklenti oluşmuş olmasına rağmen geleceğe yönelik siyasi beyanlar böyle olmadığı için maalesef çok önemli bir noktasına geldiğimiz bu çözüm süreci, barış süreci bugünkü noktaya doğru geri döndü. Devletin arzusu Türkiye'de bir tek kurşun sıkılmasın, her insan mutlu olsun, bütün ülkenin vatandaşları, etnik kökenine bakılmaksızın, dinî inancına bakılmaksızın, yaşam biçimine bakılmaksızın bu ülkenin gerçek vatandaşları olsun. El birliğiyle cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümüne gidelim ama eğer bir grup Türkiye'de Türk askerlerine, Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenlik güçlerine karşı bir saldırı niyeti içindeyse ve demin karşı çıktığınız hendekler ve barikatlar şehirlerde bu güvenlik güçleri olsun, insanları normal yaşamından uzaklaştırmak için kuruluyorsa burada sadece devlete değil HDP'ye çok önemli bir rol düşüyor. Eğer bunu başarabilirseniz terör örgütünün üzerinde gücünüzü gösterip silah bırakmasını sağlayabilirseniz geleceğe birlikte güvenle bakacağımız bir ortam oluşacak.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Sayın Bakanım, müsaade olursa bir hususu düzeltmek istiyorum.

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Tabii.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Kendim de bu sürecin tanıklarından bir tanesiyim. Cumhuriyet tarihinin en önemli gelişmesiydi 2013-2014. Bir kez daha söylüyorum, cumhuriyet tarihinin en önemli meselesiydi. Avrupa Birliğine dâhiliyetimizden daha fazla bu toplumu uçuracak, geleceğe taşıyacak, refah seviyesini yükseltecek değerler zenginliğini büyütecek bir gelişme yaşandı. Sayın Bakanım, bu gelişmeyle silah bırakılıyordu. Silah niye bırakılmadı? Savaş niye başladı? 7 Haziran seçimlerinden dolayı. Seçim sonuçlarından dolayı. Seçime kurban edildi barış ve şu anda biz bunu yaşıyoruz Sayın Bakan. Tek başına iktidar, şu anda tek başına iktidar. Hadi şimdi, el ele verelim, biz değil beraber başarabiliriz. Sadece AKP, HDP de değil, CHP'yle birlikte, MHP'yle birlikte, bu ülkenin tüm yurttaşlarıyla birlikte gerçekten birlikte yaşam, eşitçe yaşam, özgürce yaşam, Sayın Bakan, bunlar mümkündür. Ben niye bu kadar ısrarlıyım? Çünkü her bir ölüm bizi uzaklaştırıyor masadan. Bizi birlikte yaşamdan uzaklaştırıyor Sayın Bakanım, birlikte yaşamaktan uzaklaştırıyor.

Hakikaten Suriyelileşiyoruz, Cizre toplarla dövülüyor Esad'ın yaptığı gibi. Sur'da yerleşim birimi kalmayacak ve yarın öbür gün -coğrafyayı biliyorum ben- insanlara tak edecek. Hayatında siyasete bulaşmamış sivil insanlar silahlanacak Sayın Bakan. O zaman kimse durduramayacak, biz de durduramayacağız, kimseyi tanımayacaklar ve o zaman kaos olacak. Onun için hakkınızı helal edin yani biliyorum sanki her şey sizin elinizde ben sizden istiyormuşum gibi bir algı da doğmasın ama nerede yapacağız bunu, kime söyleyeceğiz bunu. Bu da bir fırsat benim için. Belki bu beyanlarımı Bakanlar Kuruluna, belki Sayın Başbakana, belki Sayın Cumhurbaşkanına götürmüş olursunuz, artık bıçak kemiğe dayandı, neredeyse aştı Sayın Bakanım. Bu itibarla da gelin, bir kez daha...

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Değerli Başkanım, tabii, burası bir özgür bir platform, herkes görüşünü dile getirmeli ama sizin çizdiğiniz tabloyla sonuca doğru gidersek belki yanlış sonuçlara da varabiliriz. Başka bir tablo daha var, o da sizin tam tersinizi düşünen ve gerçekten esas sizden beklenti de ikinci tablonun yerine getirilmesi. Yani terör örgütünün oradaki mevcudiyetini önleyemezsek ve de bu kadar şehitler verdiğimiz bir ortam devam ederse öbür tablo da bu. Ama 7 Haziran seçimlerinin bir sonucu derseniz ben 7 Haziran seçimlerinden sonra Hükûmetteydim, görevimi de bir HDP'li Bakana devretmiş bir Bakanım ama gerçekten bu haksızlık olur çünkü 7 Haziran seçimlerinden çok önce başlamış bir süreçten bahsediyoruz. Tabii, burada biz bu sorunu çözemeyiz ama siz görüşlerinizi dile getirdiniz, ben tekrar ediyorum: HDP olarak size çok önemli bir görev düşüyor, eğer bu rolü üstlenebilirseniz ve bu sorunun çözümü için en önemli unsur olan terör örgütünün silah bırakmasını sağlayabilirseniz, o zaman bütün bu söyledikleriniz zaten konuşuluyor olmayacak. Size de çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Birbirimizi anladığımızı tahmin ediyorum ama...