| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4031) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .12.2021 |
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, ben görüşümü tekrar edeceğim. Sayın Elitaş, Komisyon üyesi olmayan milletvekili olarak gelip burada söz isteyebilir, konuşma yapabilir, elbetteki milletvekili olarak doğal hakkıdır. Ama Sayın Elitaş'ın konuşma üslubu Komisyona bir şeyi empoze etme şeklindeydi yani "Bunu biz yapıyoruz, grup olarak karar verdik, biz yapıyoruz."
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Takdire bırakıyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Elitaş, siz de biliyorsunuz ki -yıllarca Komisyonda da görev yaptınız, beraber görev yaptık- elbette grup yönlendirir kendi arkadaşlarını, grup sözcünüze söylersiniz "Böyle bir önerge vereceğiz." Grup sözcünüz ve buradaki ilgili arkadaşlar da önergeyi imzalar, verirler, onlar savunur. Her şeyi hazırlayıp organize ettikten sonra Komisyon takdir ederse, daha doğrusu emir kipiyle konuşur gibi konuştuktan sonra "Böyle hazırladık, planladık, yaptık, ettik." Sonra "Komisyon takdir ederse." demeniz şık değil, doğru bir şey değil bu, bunu savunmayın. Yani bunu doğru bulan arkadaşlarımızın doğru bulmasına da şahsen üzülüyorum, böyle bir usul yok, böyle bir üslup yok.
İkincisi, Sayın Başkan; burası teknik Komisyon. Ben teknik olarak bu Komisyonun çalışmalarına katkı vermek için geliyorum. Komisyon üyesi değilim ama önemli gördüğüm tekliflerde -ki çoğunlukla hepsi önemli oluyor- geliyorum, burada katkı vermeye çalışıyorum. Şimdi, beş dakika süre veriyorsunuz. Şimdi, bana ilave bir süre verdiniz ama sürekli ışığım yanıp sönüyor ve sürekli "Bitirin." şeklinde bir psikolojik baskı uyguladığınız için yani istediğim gibi konuşamadım. Baktım, Sayın Elitaş'a hemen kesintisiz ikinci bir üç dakikayı verdiniz, doğru bir şey yaptınız. Doğru, verin aslında ama ona gösterdiğiniz bu toleransı Komisyon üyesi olmayan diğer muhalefet milletvekillerine göstermezseniz tutumunuz tartışılır Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, teşekkür ediyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bir saniye bitmedi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun ama bakın ben şu anda size ekstradan bir söz verdim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bir saniye, Sayın Başkan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Usul hakkında üyelerimiz dışında hiç kimseye söz verme yetkim yok.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Usul değil.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Böyle bir mevzuatımız da yok. Lütfen...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bakın, beni, Sayın Başkan...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama "Bir teknik soru soracağım." dediniz, ben de söz verdim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bir saniye, aynı şeye geliyoruz yine Sayın Başkan.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ya, usul hakkında sadece üyelerimiz konuşabiliyor...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Beni ilgilendiren bir konuda...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu benim belirlediğim bir konu değil.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Efendim, Komisyon üyesi olmayan bir kişiyi ilgilendiren bir konuda Komisyon üyesi olmayan kişi de konuşabilir. Şimdi, Sayın Elitaş bir daha söz istedi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bizim İç Tüzük'ümüze göre, kurallarımıza göre usul hakkında sadece üyelerimize söz verebiliyoruz. Bu, benim belirlediğim bir kural değil, bu...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Komisyon Başkanı, lütfen, parlamento hukukunu tetkik edin, lütfen parlamento hukukunu tetkik edin, eğer Komisyon üyesini ilgilendiren bir husus tartışma mevzusu ise...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir sataşma varsa eyvallah, ona bir şey demiyoruz yani, öyle bir şey yok.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ama bir dakika, Sayın Başkan, müsaade edin.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Zaten de söz verdim.
Buyurun, buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ama sürekli siz sözümü kesiyorsunuz.
Şimdi, Sayın Elitaş...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Hamzaçebi, isterseniz hiç kimseye söz vermeyelim, sadece siz konuşun; böylece devam edelim. Yani bunu mu yapalım?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, ayıp ediyorsunuz, yakışmıyor size.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun lütfen, buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sürekli konuşmamı kesiyorsunuz. Bakın, Sayın Elitaş ikinci kere söz istedi, verdiniz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sürelere uyarsak böyle bir şey olmaz. Lütfen...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - İkinci kere hangi nedenle söz verdiniz?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkan, on dakika oldu ya, yeter artık.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bir saniye...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İzah edeyim, bana soruyor. Bir saniye, söyleyeyim ben.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bir saniye, efendim, verin, ben herkesin...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bütün grubu ilgilendiren...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Yılmaz, bir saniye, konuşayım efendim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - ...bütün konuşmacıları ilgilendiren...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bir saniye, müsaade edin, bitireyim ama.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Soru sorduğunuz için ben cevap veriyorum ama.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ama bir saniye, bitireyim efendim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun bitirin, buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Elitaş'a ikinci kere söz verdiniz. Söz verin, ben herkesin olabildiğince çok konuşmasından yanayım. Ama Elitaş'a ikinci kez, tereddütsüz hemen beş dakika... Saati aştınız burada. Aynı şeyi bana verdiniz ve bana hemen yine müdahale etmeye başladınız.
Son sözlerim şunlar: Bakın, bu teklif 13 madde; eğer siz beş dakika, beş dakika gidecekseniz, benim konuşmayı düşünmediğim maddeler de var, hepsinde beni konuşmaya mecbur edeceksiniz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hakkınızdır, konuşursunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bunlara gerek var mı?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yani konuşmak isterseniz hakkınızdır.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bunlara gerek var mı? Yani ilgi duyduğum maddede, teknik katkı koyacağım maddede beş dakikayı biraz aşarak konuşsam bunda ne mahsur var, ne mahsur var Sayın Yılmaz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bakın, Sayın Hamzaçebi, o tür şeyleri zaten bir anlayış içinde yürütüyoruz yani burada arkadaşlarımız da şahit.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Değil, yürümüyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama yoğun bir gündemimiz var...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Orayla buraya farklı muamele yapıyorsunuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hiç öyle bir şey yok.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bakanlık yapmış bir kişisiniz...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hayır, hayır, bakın bunu izah edeyim...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - ...sizi severim sayarım ama size ben bunları, bu davranışı uygun bulmadım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok, bakın, aynı şeyi... Diyelim ki bu taraftan bir başka vekil arkadaşımız olsa onları da uyarıyorum. Burada, Sayın Mustafa Elitaş, bakın...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Grup Başkan Vekili olduğu için uyarmıyorsunuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok, ondan değil, şundan dolayı yaptık: Sayın Mustafa Elitaş bütün grubu ilgilendiren, bundan sonraki konuşmaların seyrine etki edebilecek bir bilgilendirme yapmak için geldi. Bu bilgilendirmenin sağlıklı olması için de ben kendisine müsaade ettim. Olay bundan ibaret yani.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, parlamento hukuku kitaplarını biraz okumanızı tavsiye ediyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yoksa bu tarafa farklı muamele, şuraya farklı muamele yapmadım, yapmam da.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Okumanızı tavsiye ediyorum.