AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Ben de üniversitede güç sistemleri analizi dersi veren bir hoca olarak TEİAŞ konusunu çok önemli buluyorum; burada çok ciddi durmamız lazım, çok hassas bir konu.

Kısaca özetlemem gerekirse, elektrik bir yerde üretiliyor, sonra iletiliyor, sonra da dağıtılıyor. Şimdi, biz, iletim kısmından bahsediyoruz. Dağıtım kısmında, şehirlerdeki dağıtıcı firmaların yüzde 100'ü özelleştirilmiş durumda; üretimin de -yanlış bilmiyorsam- yüzde 80'i özelleştirilmiş durumda ama iletim devletin elinde, TEİAŞ'ın elinde. TEİAŞ şirket statüsünde ama kâr amacı gütmeyen bir şirket statüsünde ve şirket, istediği fiyatı belirleyemiyor, EPDK tarafından tarifeler belirleniyor çünkü TEİAŞ istediği fiyatı belirlerse o zaman elektriği istediği fiyattan dağıtım şirketlerine satar, istediği kârı da eder çünkü rakip yok, tekel durumunda. TEİAŞ, çok büyük bir organizasyon, Avrupa'da en büyük iletim hattına sahip, 70 bin kilometre iletim hattı var. Eğer iletim hattının etrafındaki 50 metre veya 100 metrelik alanın TEİAŞ'a tahsisli olduğunu düşünürseniz, kontrol ettiği alan Lüksemburg'un 2 katı, Bilecik ili kadar -artık neyle karşılaştırırsanız- yani Avrupa ölçeğinde çok değerli bir alanı kontrol ediyor. Peki, biz bunu halka verdik, tamam, özelleştirmedik, sermayeyi tabana yaydık, halka verdik. Halk niye alsın bunu, ben bunu anlamış değilim, niye alsın? Ancak temettü dağıtabilirsiniz belki ama bu temettü de nasıl olur? Elindeki mal varlığını satarak olur. Şimdi, elindeki mal varlığını satarak olursa işte burada "Zamanlama manidar." sözü önem kazanıyor yani bütün bu mal varlığının devri... TEİAŞ'ın TEK'ten ayrılması 1994 yılında yani kaç yıl geçmiş aradan, şimdi mi hatırlandı bunlar? Demek ki burada başka bir niyet var. Biz, açıkçası, bunun altında başka bir niyet arıyoruz; bugün bunu Sayın Bakana da söyledim. Sayın Bakan dedi ki: "Siz de partiniz olarak özelleştirme taraftarısınız." Ya, biz, iletim hattını özelleştirmeyi hiçbir yerde söylemiyoruz parti olarak. Dolayısıyla olay bu kadar basit değil benim gördüğüm kadarıyla, sermayeyi halka yaymak değil; bunun altında başka bir şeyler var. Oradan belki kaynakları bir şekilde TEİAŞ'a verip, onu da satarak yahut paraya çevirerek temettü dağıtma imkânı olabilir. Eğer o olmayacaksa, elektrik fiyatları artırılarak kâr payı dağıtılacaksa sahip olan kişilere; o zaman bu, haksızlık. Siz şimdi 80 milyondan para toplayacaksınız, sonra da oraya yatırım yapan insanlara parayı vereceksiniz; bu, haksızlık; adil bir durum değil. Dolayısıyla bu iş çok ciddi bir şey. Biz, parti olarak bunun kavgasını sonuna kadar vereceğiz, her yerde de bunu söyleyeceğiz. Bu, Türk halkına atılacak en büyük kazıklardan biri olacak. TEİAŞ'a ben proje de yaptım, çok iyi tanıyorum. TEİAŞ düzgün çalışan bir kurum. Yani bunun gerekçesi nedir? TEİAŞ'ta neyi eksik gördünüz de sermayesini halka yayıyorsunuz? Nesini yanlış yaptı? Elektriği yönetemiyor mu? Daha iyi yöneten birilerini mi getireceksiniz?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yönetmek gibi bir zorunluluğu da var.

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Yani gerekçesi sağlam değil, zamanlaması sağlam değil; dolayısıyla kafamızda çok büyük soru işaretleri var. Bu konu, hakikaten çok önemli bir konu. Bu konuda sayın milletvekillerimizin de, içinde birazcık vatan sevgisi olan insanların da bu işe karşı çıkacaklarını düşünüyorum samimi olarak.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Ayhan Bey, teşekkür ederim.

Şimdi...

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Hocam, çalışanlar niye itiraz etmiyor, onu merak ediyorum?

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Ediyorlar, ediyorlar.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ediyorlar mı?

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Ediyorlar.