| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu ve 40 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4018) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 16 .12.2021 |
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) -Çok değerli Başkanım, çok değerli Komisyon üyesi milletvekillerimiz ve Komisyonumuza gelen milletvekillerimiz, çok değerli Bakan Yardımcılarımız; hepinizi uzun bir görüşme maratonundan sonra saygıyla selamlıyorum.
Yaklaşık üç saattir konuşmacı arkadaşlar kanun üzerinde... Tabii ki burada üç saat içerisinde yapılan konuşmalarda genel siyaset, genel politika, ülkenin ekonomik durumu vesaire üzerinde birçok konuşma yapıldı. Üç saat içerisinde yaklaşık yarım saat bütün konuşmacıları toplasan şu anda çıkarmakta olduğumuz, çıkarmak için burada toplandığımız teklif üzerinde görüşlerini verdiler, sundular.
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - İki saat boş mu konuştuk?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Yok, genel siyaset ve ekonomi durumu üzerinden konuşulduğunu ifade ettim Yasinciğim zaten, boş demedim.
Biz burada kanun yapacağız ve Sanayi Komisyonu olarak da gerçekten, çoğu zaman ittifaken ülkemizin, memleketimizin hayrına çok kanunları birlikte çıkardık, müşterek çalıştık, hatta bazen Komisyona gelmeden önce de çalıştığımız zamanlar var; güzel başarılar yaptık. Fakat kanunlar nereden ortaya çıkar? On yıl önce, yirmi yıl önce yapılmış kanunlarda mutlaka günün ihtiyaçlarına göre değişiklikler gerekir, günün ihtiyaçlarına uyarlamak, dünyada ekonominin, özgürlüklerin, adaletin vesaire gittiği yerlerde uyarlamak gerekir bunları. Bu kanun da bunlardan bir tanesi.
Şimdi, limanlar özelleştirilirken o gün Türkiye'nin ekonomik büyüklüğüyle, yatırım kapasitesiyle, dünyadaki ticaret hacmiyle 36 milyar dolar olan ihracatın 216 milyar dolarların üzerine çıkması o gün çok fazla hesap edilemezdi belki. Şimdi...
KADİM DURMAZ (Tokat) - Bir liman şehri milletvekili olarak buradaki ihtiyacı söyle.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Bu anlam da Kadim Ağabey, ben Samsun Limanı özelleştirilirken özelleştirmeye teklif veren konsorsiyumun içerisindeydim, bunu da söyleyeyim; o ruhu da çok iyi biliyorum limancılığı da, hatta buradaki herkesten daha iyi bildiğimi düşünüyorum. Hâlâ içindeyim, aktif olarak çalışıyorum. Bunlar ihtiyaçlardan doğan o günkü özelleştirmelerdi. Hiç kimse şunu söylemesin. "Efendim, eğer o gün kiralama süresi ya da işletme hakkının devredilmesi otuz altı yıl değil de kırk dokuz yıl öngörülseydi o günkü fiyatlar yukarıya çıkacaktı, daha fazla fiyat alacaktık." Kimse bunu beklemesin, o günkü şartlarda dünya konjonktüründe ve Türkiye ekonomik şartlarında asla ve kata böyle bir beklenti yoktu. Bugün, bunu geriye doğru yorulmayabilirsiniz, bugünkü şartlarla bunu yorumlayabilirsin. Bunu, şunun için söylüyorum: Geçmişteki bu özelleştirme mantığını biz yerden yere vurmayalım, doğru bir özelleştirme yapıldı, kapasiteleri artırıldı ve bugün şunu görüyoruz: Bütün arkadaşlar Çin'i örnek vermeye çalıştılar burada, özellikle de Yasin Bey Çin'in dünyadaki limanlar üzerindeki baskısını ifade etmeye çalıştı. Evet, Çin ülkesinin menfaatleri için doğru bir model uygulamıştır. Çin bir ileriye daha gitti, şunu da yaptı: Dünya Ticaret Örgütünün navlun desteği dediğimiz desteğe ceza yazmasından sonra Çin kendisi "line" şirketlerini kurdu ve bunun karşılığında da dünyanın birçok lokasyonunda ya liman kiraladı ya liman inşası yaparak ekonomisini ayağa kaldırmaya çalıştı. Biz elimizdeki mevcut limanların kapasitesini artırmak, fonksiyonunu çoğaltmak ve yanında birçok liman inşaatı daha yaptık 2006'dan sonra. Bunlarda Tahsin Bey'in şehri Derince Körfez'deki liman buna bir örnektir, Samsun'da yapılan 2 tane liman buna örnektir, Giresun Limanı'nın kapasitesinin artırılması buna bir örnektir.
Şimdi ben size rakamlar söyleyeceğim. Tabii, yerden yere vurduğumuz az önce "Özelleştirmelerde yatırımlar ne oldu, ne gitti? diye konuşuyoruz. Mersin'de PSA, eskiden "MIP" diye geçen bu liman daha sonra birkaç hissesi satılarak değiştirildi. Kaç milyon dolara satıldı? 755 milyon dolara. Peki, bu firma bugüne kadar buraya ne kadar yatırım yaptı? 327 milyon dolar yatırım yaptı.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sevgili Fuat Bey, bugünkü satışların niyeti sizin dediğiniz gibi falan değil.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Geliyorum, ama Kadim Ağabey geliyorum oraya, lütfen...
KADİM DURMAZ (Tokat) - Günü kurtarmak kurban olduğum, günü.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Ağabey, geliyorum size, geliyorum size Ağabey.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ne karşılığında bunları yapıyorsunuz?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Örnek veriyorum, İskenderun Limanı 2 liman arasındaki aynı aks üzerinde bulunan bir liman daha -İskenderun Limanı'nı söylüyorum- 372 milyon dolara satıldı. Şu ana kadar gerçekleşen yatırım miktarı nedir biliyor musunuz? 1 milyar 116 milyon dolar, yapılan yatırım miktarından bahsediyorum. Benim şehrimi sordunuz Kadim Ağabey; Ceynak Limanı -ki ihalesine girdiğim bir limandan konuşuyorum, bunların hepsi Devlet Demiryollarına ait olan limanlardır bu arada, bunu da söyleyeyim- 125 milyon dolara satılan limana şu ana kadar 37 milyon dolar yatırım yapıldı ve Samsun Limanı'ndan 1 adet konteyner yüklemesi, sevkiyatı ya da ithalatı dahi yapılmazken bugün, Samsun Limanı neredeyse 15 Teu konteyner elleçleme kapasitesine ulaşan bir liman oldu.
Şimdi, buradan geliyorum sonuca, çok uzatmayacağım; diğer maddeler üzerinde de yeterince konuşmalar yapıldı. Biz daha önce yine süre uzatımlarıyla ilgili bir karar almışız, birkaç yıl içerisindeki ihtiyaçtan doğduğu için. Özellikle turizm amaçlı yat, marina limanları; bunların da bir kısmı Denizcilik İşletmelerinde olan limanlardı. O günkü konjonktürel şartlarda Kimse bunlara karşı çıkmadı. Niye? Turizm açısından Türkiye'nin ihtiyacı olduğu için. Şimdi, aynı, çıkartmış olduğumuz kanun çerçevesinde diyoruz ki: Dünyada ticaretin değiştiği, lojistiğin çok hızlı geliştiği ve önem arz ettiği, tedarik zincirlerinin kopma noktasına geldiği, üretimin durduğu dönemde biz, Türkiye olarak buradan güçlü çıkmamız lazım. Yatırımcı, liman yatırımcısı önünü görmeli ve buna göre ya limanında büyütme işlemlerini yapmalı ya da kapasitelerini, makinelerini, linçlerini, endeksleme materyallerini vesaire değiştirerek daha hızlı hareket etmesi gerekir. Bunu derken, şuraya da ilave ediyoruz: -Belki önerge gelecek birazdan- Bu şirketlerin, bu limanların süresini uzatırken ihale günündeki değeri üzerinden değerleme yapılmayacak arkadaşlar. Onların az önce verdiğim 1 milyar 127 milyon dolarlık yaptığı yatırım ve katma değeri, bugünkü değeri üzerinden kiralama bedeli belirlenecek. Bunu kim belirleyecek? -Herhâlde bana kimse itiraz etmez- Dünya da ilk 5'e girmiş değerleme şirketleri yani burada da bir yanlışlık algılanmasını istemeyiz. "SPK lisanslı" denilirken SPK lisansı gayrimenkul değerlendirme şirketleri değil -SPK'dan herkesin lisansı var ama- bir makine, bir fabrika, bir kaynağı değerlendirme şirketlerinin de değerlendireceği bir değerleme şirketi verecek bu raporu. Bugünkü değeri üzerinden, kapasite artırımı üzerinden, yapılan yatırımların o tesise katmış olduğu katma değer üzerinden bu değerlendirmeler yapılacak. Bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için bunları söylüyorum. Dolayısıyla Türkiye, pandemi döneminde yakaladığı ihracat fırsatlarını kendi lehine kullanmak istiyor. Dünyanın gitmiş olduğu noktayı değerlendirmek istiyor. Ben size bir örnek daha vereyim; şu anda Türkiye'de liman işletmeciliği yapan özel bir şirketin -yine Tahsin Ağabey'in bölgesinde- dünyada 24 ülkede farklı limanları var, 24 ülkede. Ve "CMA" dediğimiz CMA'nın, Fransız şirketinin de bu Türkiye Liman İşletmelerinin de yüzde 24 ortağıdır arkadaşlar. Yüzde 24'ü bir Türk şirketinindir. Dünyanın da 24 limanında 24 ülkesinde -en son İtalya limanıyla pazarlık hâlindeler- liman işletmeciliği yapıyor. Şimdi, buna kaldırıp "Katar sermayesi, Birleşik Arap Emirlikleri sermayesi falan." demenin bir anlamı yok ki; işte, MIP limanı kimin kontrolünde, kimin ortaklığındadır belli. Onun için şunu söylüyoruz: Bu kanunun içeriği gerçekten ülkemizin önünü açacak ama asla ve kata burada bugünkü değerinin altında bir kiralama bedeli olmayacak bir kanun maddesi olduğu için ben buna "evet" diyorum. Kaldı ki, yarın, bu değerlendirme sonucunda işletmecinin burayı alıp almayacağı da belli değil. Belki kiralama bedeli fazla gelecek, almayacak. Kiralama bedelinin düşük geldiği yerde "Sadece biz bu raporu tuttuk, SPK lisanslı firmalar bu değerlendirmeyi yaptılar, biz bunu vereceğiz, buradan kira süresini uzatacağız gibi bir anlamı da yok." Eğer yanılıyorsam, Özelleştirme İdaresi Başkan Vekili de bizi lütfen düzeltsin, notlarını alsın burada. Özelleştirme Yüksek Kurulu buna nihai bir karar verecek, ÖYK verecek burada.
Şimdi, konuşmaların arasında bir "bazı limanlar" ibaresi geçiyor dediler ki "Kanun maddesi niye düzgün değil?" denildi. Bu imtiyaz bazı sağlanacak, bazılarına sağlamayacakmış gibi bir konuşma ortaya çıktı. Kanun metni net olarak burada görülüyor. Devletin elindeki ya da Deniz İşletmeciliğinin elindeki bütün limanlar özelleşmedi, işte, İzmir Alsancak Limanı hâlâ Devlet Demiryollarının bünyesinde duran bir liman. Onun için "özelleşen bazı limanlar" diye bu maddenin içerisine dercedilmiş, burada da bir kafa karışıklığı yok, burada net her şey, her şey burada da nettir diyorum arkadaşlar ve tekrar başka konulara da girmek istemiyorum.
Dünyadaki limanların sürelerinin uzatılması, hangi ülkede kaç yıl uzatıldı, hangi tarihlerde uzatıldı vesaire birçok doküman da var elimizde. Bunlara da girmek istemiyorum. Konuşmamın kâfi geldiğini düşünüyorum, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum, iyi akşamlar diliyorum.