KOMİSYON KONUŞMASI

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Sayın Başkanı, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısını, sayın grupları ve huzurda bulunan bütün arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Cumhurbaşkanı hükûmet sistemi ne anlama geliyor? "Cumhurbaşkanı hükûmet sistemi" denince halkımızın, kamuoyunun aklına neler geliyor, bunu sizlerle paylaşmak isterim. Cumhurbaşkanı hükûmet sistemi demek; en büyük insan, en büyük siyasetçi, en büyük cumhurbaşkanı, en büyük milletvekili, en büyük yargıç, en büyük savcı, en büyük asker, en büyük komutan, en büyük paşa, en büyük imam, en büyük akademisyen, en büyük ekonomist, en büyük öğretmen, en büyük futbolcu, en büyük teknik direktör, en büyük ekonomi yazarı, en büyük rektör ve en büyük gazeteci, netice itibarıyla her şeyin en büyüğü! Cumhurbaşkanı hükûmet sistemi denilince yasama, yürütme ve yargının bir kişinin elinde toplandığı ve bu kişinin de günlük hezeyanları, günlük düşüncesi ve o anda yaşamış olduğu saik neyse...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, "hezeyan" kelimesi doğru değil. Temiz bir dil kullanmaya davet ediyorum, eleştirilerinize temiz bir dille devam ettirin lütfen.

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Bakın, çok kısa örnekler vereyim: Yasama ne hâle getirildi? Yasama âdeta sarayın paspası hâline getirildi. Türkiye Büyük Millet Meclisini oluşturan milletvekillerinin sadece bir işlevi var, saraydan gelen yasa tasarılarına el kaldır el indir şeklinde; bunun dışında herhangi bir işlevi var mı soruyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sen kendi işlevine bak! Sen kendi işlevine bak!

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Dağdan gelen emirleri...

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Yargı ne hâle geldi? Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde yargı, AK PARTİ Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kişilerden, kurumlardan intikam alma aracı hâline geldi. Neydi bu? En başta Demirtaş'ta kan davası güttü, bu kan davasında Demirtaş'tan intikam almak için mahkemeleri bir silah olarak kullandı, Demirtaş şu an cezaevinde. Yine aynı Cumhurbaşkanı Ahmet Altan'a yönelik yapmış olduğu siyasi intikam duygularını... Mahkemeleri silah hâline getirerek Ahmet Altan'dan intikam aldı. Son olarak da Osman Kavala'ya duymuş olduğu kin ve nefretten dolayı mahkemeleri âdeta kendisinin kan davalısı olduğu birinden intikam alma aracı hâline getirdi. Yine, yerel seçimlerde kendisine muazzam bir yenilgi yaşatan partimiz HDP'ye yönelik Kobane kumpas davası ve Anayasa Mahkemesinde açılan kapatma davasıyla partimiz ve partililerimizden intikam alma saikleriyle hareket etmektedir. İşte, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yargıyı getirmiş olduğu hâl budur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, maalesef ki uygulamalarında gelinen noktada muazzam bir ekonomik kriz yaşattı. Bu ekonomik kriz neticesinde vatandaşa, halka önerilen reçete şu: Kuru soğan, ekmek, ayda iki kilo et yerine yarım kilo et "Sebze ve meyve yemeyin, turfanda yetiştirilen sebze ve meyveler sağlığa zararlı olduğu için asla ve kata yemeyin." İşte, sizin ekonominin çözümüne sunmuş olduğunuz önerileriniz bunlar; maalesef, böyle.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - O terörü bitireceğiz, rahat ol sen; seni de kurtaracağız.

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Sayın grup, bu nedir, bu? Bunu bilen var mı?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - O terörü bitireceğiz.

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Bu "Hermes" marka bir çanta, bedeli 50 bin dolar, Türk parası karşılığı 600 bin TL. Bu parayla 212 emekçinin asgari ücreti karşılanıyor, asgari ücreti; bunu zihinlerinize yazın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Son cümlelerinizi alalım lütfen.

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - AKP Grubu, bu meyve nedir, bu meyve? Bu ejder meyveli "smoothie." Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, saraya her gün bu meyveden kaç tane alınıyor? Bu meyvenin tanesi 60 TL; önerimiz, bundan sonra bu sayının düşürülmesi yönünde olacaktır. Bunların hepsi haramdır...