KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, Bakanımızın şahsında bütün heyete saygı sunuyorum.

Şimdi, Garo Paylan'dan başka bir yaklaşım beklerseniz yanılırsınız, önce bu notu düşeyim. Ardından bir şey söyleyeyim güzel Bakanım: Cenab-ı Hak herkese nasip etmiyor, bir ifade var: "Hak bir kulu severse sevdirir muhitine, Hak bir kulu sevmezse boğar nefrete, kine."

Şimdi, bizim Ekrem Bey güzel şeyler söyledi sizin için, tanıyan herkes söylüyor. Muhalif, muvafık herkes, samimi söylüyorum, sizinle ilgili bu kanaati paylaşıyor ki iyi insansınız, güzel insansınız ve kendinizi işinize odaklamışsınız, güzel işler yaptınız. Şu pandemi döneminde sizin riyasetinizde çok özel şeyler çıkardık. Hele bugün sabahleyin verdiğiniz o müjde bütün yüreklerde bir büyük ferahlık oluşturdu. Ben biliyorum ki Cenab-ı Hak önümüzü açacak, daha da açacak, daha da güzel şeyler olacak. Bu hâl, işte Garo Paylan gibi, zihnini zifirî karanlığa teslim etmişlerin anlayacağı bir hâl değildir. Aşı sadece Türk milletine değil, sadece milletimize değil...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sataşma var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Biraz ağır bir eleştiri oldu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sataşma var, söz istiyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sataşma değil de, ağır eleştiri...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sataşma var Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Neyse tamamlasın İbrahim Bey.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bir saniye arkadaşlar, ne var bunda? Zihnini zifirî karanlığa teslim etmiş, o kadar. Ne var?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sataşma işte.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Güzel kardeşim, eğer aydınlığa teslim etse bu hakikatleri görür. Bunda hakaret ne?

Doktorum Aylin Hanım, bunda ne hakaret var?

HABİP EKSİK (Iğdır) - Sözünü geri alsın.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Sayın Paylan'ın kendisi cevap verebilir, size ne oluyor?

HABİP EKSİK (Iğdır) - İbrahim Bey sözünü geri alsın.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Garo Paylan'ın kendisi cevap verebilir, size ne oluyor?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kaldı ki biz burada konuşuyoruz karşılıklı, zaten kendisi cevap verir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İbrahim Bey, devam edin lütfen.

AYLİN CESUR (Isparta) - Sağlık üzerinden konuşalım; Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine konuşalım; sağlık konuşalım, sağlık.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Sayın Paylan, ne kadar çok avukatınız varmış?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Herkes seviyor beni.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, dinleyelim lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hiç anlamıyorum ki, hiç anlamadım.

Şimdi, arkadaşlar, bu aşı mevzusu sadece AK PARTİ iktidarını yahut bizi ilgilendirmiyor; bütün dünyayı, bütün insanlığı ilgilendiriyor. Dolayısıyla oraya dönük böyle bir karartma, bir yanlış algı oluşturmak hakikaten insanlığa dönük bir büyük hatalı davranış olur; onun için ben bunu söylüyorum. Olur mu? Tebrik etmek lazım, teşekkür etmek lazım. "Cenab-ı Hak yolunu, izini açsın." demek varken tam tersi bir algı oluşturmayı ben şahsen yakıştıramadım, doğru bulmadım. Gerçi bu hâli hep siz hayata geçiriyorsunuz; bu hâl üzere siyaset yapıyorsunuz ama bu aşı işi çok çok önemli; bunu yapmamak lazım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nerede aşı?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yakında göreceksiniz, yakında göreceksiniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sen vurulacak mısın?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tabii, elbette, elbette.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Gönüllü olacak mısın?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tabii ki en önde; hiç, hiç kuşkun olmasın, takip edelim; Allah'ın izniyle.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Gönüllü olsana.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hiç tereddüdün olmasın; biz bunu yaparız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, tamamlamamız gerekiyor bugünkü çalışmayı, yarın uzun bir gün var önümüzde.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Gönüllü arıyoruz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, ben hekim değilim ama -bir vesile yine not düşmüştüm ki- babası sağlık sektöründen emekli birisiyim ben; artı on beş yıl özel hastane işletmiş birisiyim ben. Dolayısıyla sizin camiaya çok yakınım. Olanı biteni yakından takip etmiş birisiyim.

(Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, çok müdahale oluyor, rica ediyorum; Sayın Aydemir'i dinleyelim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Mevcut hâli yani AK PARTİ dönemindeki hâli ben biliyorum, önceki hâli de biliyorum; aynelyakin takip etmişim üstelik. Dolayısıyla bir güzelleme bağlamında değil, sadece bir durum tespiti noktasında söylüyorum ki bize gıptayla yaklaşılıyor. Bunu siz de biliyorsunuz Aylin Hanım, birçok insan biliyor zaten. Şu pandemi döneminde Avrupa'dan insanlar buraya yöneldi geldiyse oraya nal toplattığımızın resmidir bu; tam tersi, oraların fersah fersah önüne geçtiğimizin fotoğrafıdır bu ve bununla iftihar etmek durumundayız hepimiz çünkü son kertede sağlık hepimizi, bütün insanlığı ilgilendiriyor. Hep altını çiziyoruz arkadaşlar: Mesela bizim Erzurum'da şehir hastanesi kuruldu, sadece Erzurumlular faydalanmıyor, civar ülkelerden gelenler var, oradan hizmet alıyorlar. Neye geliyor bu insanlar? Niteliğe geliyor, kaliteye geliyor. Peki, bunu hayata yansıtan kim olmuş? Şu kadrolar olmuş. Noksanlarımızı söyleyelim, talep edelim. Bunu talepten doğal ne var; ben bunu çok saygıyla karşılarım. Burada o neviden konuşma yapanlar da oldu. Her bütçede de söylüyoruz. Zaten bakanlarımız, bu kadro niye geliyor? Bir durum tespiti yapmaya geliyor ve bizden, hepimizden olanı biteni öğrenip noksanları da izale etmek için geliyorlar. Bunu yaptığın zaman eyvallah, al başının üstüne koy ve bereket de oradan gelir zaten, hep söylüyoruz biz ama aksi olduğu zaman olmuyor.

Şimdi Ali Bey "Tabipler Birliği yürüyor." gibi bir not düştü, adını da "Beyaz Yürüyüş" koymuşlar. İşte, güzel Bakanım, şuna kızıyorum: Yani zıddını tarif ettiğin zaman insanın canı sıkılıyor. Ya, arkadaş, Tabipler Birliğinin "sağlık" diye bir derdi hiçbir zaman olmuş mu? Hiç, zerre kadar... Tabipler Birliği bu ülkenin sağlığına dönük, insanların sıhhatine dönük ne zaman bir açıklama yapmış? Yok böyle bir şey. Sadece...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Meslektaşları ya...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Neyi olursa olsun kardeşim, meslektaşı...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yapmayın...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Olayı söylüyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, katılmayabilirsiniz ama dinleyeceksiniz fikirleri, rica ediyorum...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İtirazımız şuna kardeşim...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Hekimler seçiyor, hekimler.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben Tabipler Odasından bahsediyorum. O Tabipler Odası şunu yapacak...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ali Bey, siz fikirlerinizi ifade ederken dinlediler.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, arkadaşlar, bir saniye...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Demokrasiye saygı...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Katılmayabilirsiniz ama saygıyla dinlemek durumundasınız. Siz fikirlerinizi söylediniz, rica ediyorum...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Akşam sabah laf söylüyorsunuz Cumhurbaşkanımıza ya! Ne olmuş Tabipler Odası Başkanına söylemişse, ne var yani onda? Cumhurbaşkanımızı kim seçiyor? Cumhurbaşkanımızı kim seçiyor?

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Şahsa söylemiyor...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne oldu, birden demokratik kesildiniz ya?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Niye Cumhurbaşkanlığına...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, İbrahim Bey'e müsaade edelim lütfen.

Buyurun İbrahim Bey.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, Değerli Bakanım...

Şu fotoğrafa herkes iyi baksın arkadaşlar; bu fotoğraf şunu gösteriyor: Ellerine fırsat geçse bize söz hakkı tanımazlar, bu fotoğraf bunu gösteriyor. (Gürültüler)

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bravo!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne söylemişim kardeşim? Ben bu bunu kayda geçeceğim.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - İtiraz etmiyor musunuz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sabahtan beri ben dinliyorum, gerçekle ilgisi olmayan şeyler söyleniyor.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Biz konuştuğumuzda da bağırıp çağırıyorsunuz!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne yapıyoruz? Ne yaptık biz sana, ne yaptık kardeşim? Ne yapmışım ben? Yok böyle bir şey ya, yok böyle bir şey!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hangisi yanlış?

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - İtiraz...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Gergerlioğlu, bir de siz karışmayın lütfen. Daha yeni bitti bu müdahaleler, rica ediyorum...

Bakın az, bir iki konuşma kaldı; tamamlayacağız bugünkü mesaimizi. Hepinizden rica ediyorum...

Buyurun Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli arkadaşlar, mesela burada doktor açığına dönük notlar düşüldü. Doktor açığı var mı? Var, bu bir hakikat arkadaşlar. Biz de bunu, yeri geliyor, Bakanlığımızla görüşüyoruz, konuşuyoruz; bize de şikâyetler geliyor, serzenişler geliyor, paylaşıyoruz ama doktor açığının sebeplerine de bakmak lazım.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Doktor açığı değil, sistemsizlik.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Mesela müsebbiplerden biri CHP değil mi?

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Değil tabii.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bizim attığımız bir adımı, efendim, yüksek mahkemeye götürüp iptal ettiren CHP değil mi?

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Neyi iptal ettirmişiz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne adına atmışız biz bu adımı? İnsanlarımız hekimlerden faydalansınlar, insanlarımız sağlık hizmeti alsınlar diye yapmışız. Sonra ne olmuş arkadaşlar? Mahkemeye müracaat etmiş, iptal ettirmişsiniz.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Neyi iptal ettirmişiz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Buna rağmen dönüp bunu söylediğinizde, efendim, bunu iptal ettirdiğinizde ve sonrasında da bu serzenişlerde bulunduğunuzda sizin sözünüzün hükmü kalmıyor güzel kardeşim, ben bunları söylüyorum.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - İptal edilen ne?

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - İptal edilen nedir İbrahim Bey, öğrenebilir miyim?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bunları yapmayın arkadaşlar, bunları yapmayın.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - İptal edilen nedir?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Beni sorgulama, beni sorgulama.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bir tamamlasın İbrahim Bey, bitirmemiz lazım.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Hayır, iptal edilen nedir?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Söyler, söylemez; ne diyelim?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bizim, arkadaşlar, her alanda olduğu gibi sağlık alanında da...

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - İbrahim Bey, iptal edilen şey nedir?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Cihangir Hocam, siz de hekimsiniz, hakkı da teslim edersiniz ki özellikle sağlık alanında, bu alanda diğer sahaların çok fevkinde mesafe aldık, insanlarımıza yönelik çok daha iyi hizmet veriyoruz.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Bunları zaten söyledik biz, söyledik, bahsettik.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben, tabii, hep söylüyorum Değerli Bakanım: Görene... Köre ne? Ne yapacaksın? Görmüyorsa ben ne yapayım? Yani, mühürlüyse ne yapacaksın? Ben ne yaparım? Not düşerim. Ve Cenab-ı Hak bizim niyetimizi biliyor, kalbî hâlimizi biliyor; dolayısıyla da Allah'ın izniyle önümüz...

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Allah Allah!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Niye Erol Hocam, ne oldu? Bilmiyorum, itirazın neye?

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Konuşulan...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tabii ki konuşulur. Ne konuşacağım? Hakikatleri konuşuyorum. Samimiyetimizi bildiği için yolumuzu, izimizi açık tutuyor diyorum ve şurada yetkin bir kadro var, niye rahatsız oluyorsunuz?

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ya, neden rahatsız olayım?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Konuşmalarımızdan rahatsız oluyorsunuz kardeşim! (Gürültüler)

Arkadaşlar...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, tamamlayalım lütfen.

AYLİN CESUR (Isparta) - Teknik konuşmuyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Gerçekten Garo Paylan çok teknik konuştu, tebrik ediyorum yani!

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Plan ve Bütçe Komisyonunda herkes çok teknik, değil mi yani?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Vekilim, bütün konuşmacılar teknik konuştu; tebrik ediyorum gerçekten yani(!) Gerçekten yani özellikle Garo sırf teknik...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Aylin Hanım, "teknik" diyorsunuz ya, ben hekim değilim kardeşim. Ben sağlıktan hizmet alan birisi olarak konuşuyorum. Ben Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiyim, iktisatçıyım ben, bu zaviyeden bakıyorum. Ben sizin terminolojiyle zaten söylesem başka türlü... Bakın, bizim grup adına İsmail Bey konuştu; bizim hekimler gerekeni söylüyor zaten. Ben bu dili tercih ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlayalım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dakika ek süre veriyorum müdahalelerden dolayı.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Nejat Bey bana on dakikasını verdi ama beş dakikasını ben kullanıyorum, müsaadenizle...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Biraz hızlı toparlayabilirsek memnun olurum.

Beş dakika ekleyelim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Belli ki bu gürültüde bir şey kaynayabilir güzel Bakanım, ben bir şeyi hemen söyleyeyim, aşıya teşekkür ediyoruz, Allah razı olsun. (Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Biraz sabırlı olalım, dinleyelim arkadaşlar, tamamlamamız lazım, herkesin fikri kendisine.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, son zamanlarda bir tartışma var, zannediyorum ki bu teknik konuşmalardan bahsedenler de dile getirmediler bunu, müsaadenizle ben size sual olarak da tevcih edeyim. Efendim "molnupiravir" diye etkin bir maddesi olan antiviral ilaç var, buna dönük bir girişiminiz var mı, bunun Türkiye'ye gelmesi söz konusu mudur? Özellikle bu teknikten bahsediyorlar ya, bunu hususen size sual olarak tevcih ediyoruz çünkü cevabını çok sayıda insan bekliyor, milletimiz bekliyor, bu noktada ne düşünüyorsunuz onu bilmiyorum.

Ama bir şey söyleyeyim arkadaşlar, 2002 yılından bu yana, Değerli Bakanım, Sağlık Bakanlığımıza emek vermiş kim varsa herkese minnettarız. Ben bir Erzurumlu olarak, bir Dadaş olarak, hususen bir ismi burada kayda geçeceğim; benim hemşehrim, Dadaşlık kıvamı daha çok yüksek Recep Akdağ Bakanımız, çok emeği olmuştur bu Bakanlığa, Allah milyar kere milyar sizden de ondan da o aradaki Bakanlarımızın hepsinden, bütün kadrodan razı olsun. Bunlar, böyle beraber yürünüyor ve beraber mesafe alınıyor, bu noktaya birlikte geliniyor. Ben, inşallah bundan sonra da çok daha özel, güzel hizmetler yapacağınıza inanıyorum.

Bizim Oltu ilçemizde bir diyaliz hizmet...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hah, oraya gel!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İşte, bu ne, güzel Bakanım? Biz bunu yaparken... Yani talep et güzel kardeşim, mesela hiçbir gün Garo Paylan'dan Diyarbakır için bir talep duydunuz mu? Duyamazsınız, yok böyle bir şey, yok, Diyarbakır için bir talepleri olmaz. Ama bak ben kendi Bakanımıza diyorum ki arkadaş: Bizim Oltu ilçemizde bir diyaliz hizmet aracına ihtiyacımız var, bir müracaat var, dikkate alırsanız, bir an önce sonuçlanmasını bekliyoruz, hastalarımız var, efendim bunu özellikle ifade ediyorum.

Onun dışında fevkalade güzel bir durum var, bizim oralarda da özellikle güney ilçelerimizde efendim, kadın doğum hekimlerinin kadın olmasına dönük özel bir talep var. Tabii ki ben sınırlı olduğunu, mahdut olduğunu biliyorum doktor hekim sayısının ama yine de ben bunu özellikle burada not düşmek durumundayım güzel Bakanım, oralarda da böyle bir şey var.

Bir şey daha söyleyeyim arkadaşlar, bak, bir tespit daha yapayım, bir arkadaşımız, Değerli Bakanımıza etnik kimliğiyle ilgili bir şey yönlendirdi ve Kürtçe diline dönük bir talepte bulundu. Biz hiç kimsenin etnik kimliğini filan bilmeyiz, Bakanımız vatanseverliğin zirvesinde bir isim. "Kürt kimlikli" dediniz değil mi? Bayrağımız o bizim. Şurada aslan gibi bir Başkanımız var, eski Bakanımız, Zaza, vatanseverliğin doruklarında birisi. Şurada hepimiz öyle, hangi etnik kimlikten olursa olsun hepimiz Türk milletini tarif eden yapıdayız. Dolayısıyla yapacak başka bir şeyleri yok, sadece ayrımcılık güzel Bakanım. Dedim ya, talep yok, talep yok. Yahu kardeşim, söz almışsın ya, Iğdır için talepte bulunsana, Iğdır benim, bizim bölgemiz ya; sen başka şeylerden bahsediyorsun, hekimsin üstelik, benim kardeşimsin, yakından da tanıyorum. Bunları yapalım, bunları yaparsak kazanımlarımız artar, milletin de size dönük yüreğinde bir kapı açılır, şu anda bütün kapılar size kapalı, bilginiz olsun.

Bakanım, bütçemiz hayırlı uğurlu olsun.

Efendim saygı sunuyorum