| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d)Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 25 .11.2021 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Değerli Bakan Yardımcıları, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanımıza yaptığı kapsamlı sunum için teşekkür ediyorum.
İnsanlık iki yıldır bir felaketle kesintisiz ve kıyasıya boğuşmaktadır. Covid-19 salgını dünya genelinde tekrar tırmanışa geçmiş, vaka ve vefat sayısı artmaktadır. Ülkeler yeniden kısıtlama tedbirlerini devreye almaktadır. Bütün ülkeler salgına karşı büyük uğraşlar vermektedir. Türkiye güçlü sağlık altyapısı, yetkin ve fedakâr sağlık ordusu, etkin yönetim şekli ve akılcı politikalarıyla dünyada pandemi sürecini başarılı bir şekilde yönetmede öne çıkan ülkelerden biri olmuştur.
Pandemiyle birlikte dünyada aralarında güçlü ekonomiye sahip ülkelerin de olduğu birçok ülkenin sağlık hizmetleri sistemi çökmüş, sağlık altyapısı yetersiz kalmış, hastaneler yatak yetersizliğinden dolayı yeni hasta kabul edemez duruma gelmiş, hastalar hastane kapılarında ve koridorlarında çaresiz kalmış, hastane ve morglarda yer kalmadığından halk cenazeleri sokaklarda bırakmak zorunda kalmış, cenazelerin kamyonlarla taşındığı ve dozerlerle toplu defnedildiği acıklı ve hazin olaylar yaşanmıştır.
Ülkemizde bu olayların hiçbirinin yaşanmamış olması bile Türkiye'nin salgınla mücadeledeki başarısını net bir biçimde göstermektedir. Türkiye, salgına yönelik zamanında, isabetli ve etkili önlemler almıştır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde 2020 yılı Ocak ayında bir operasyon merkezi kurulmuştur. YÖK, Bakanlık yöneticileri ve ilgili uzmanlık alanlarında öğretim üyelerinin yer aldığı Bilim Kurulu oluşturularak ölümcül virüsün gelişmesi sıcak takibe alınmıştır. İllerde pandemi koordinasyon kurulları ve operasyon merkezleriyle hızlı, etkin ve sürekli güncellenen kararlar ve tedbirler aracılığıyla pandemiyle mücadeleye devam edilmektedir. Hastalığın bulaşmasına engel olmaya çalışmak, risk altındaki temaslı kişilere hızlıca ulaşmak amacıyla Filyasyon ve İzolasyon Takip Sistemi geliştirilmiştir. Evde takibi yapılan vakalar dâhil, tüm vakalar ile temaslılar ve risk grubunda olan kişiler saha ekipleri ve aile hekimliği birimleri tarafından takip edilmektedir. Sağlık bilişim sistemleri üzerinden tüm süreci kontrol edebilmek için Hayat Eve Sığar uygulaması vatandaşların hizmetine sunulmuştur. Bu uygulamayla üretilen kodla bireysel bazlı bilgilendirme ve takip sağlanmaktadır. E-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi üzerinden vatandaşlar kendilerine dair tüm sağlık hizmetlerine yönelik işlemleri izleyebilmektedir. Hekimlerin ve sağlık personelinin, vatandaşların aşılanma sürecini kolay ve hızlı bir şekilde takip edebilecekleri "Aşıla" isimli mobil uygulama devreye alınmıştır. Aşı uygulamalarının Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nde randevulu şekilde verilebilmesi sağlanmıştır. İkametten ayrılma kısıtlaması olan kişilerin aile hekimleriyle sesli, görüntülü görüşme yoluyla irtibata geçmeleri, tedavilerinin düzenlenmesi ve tedavi için belirlenen ilaçların reçetelendirilmesi suretiyle temel sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Sağlık hizmet sunumuna yönelik kişisel koruyucu ekipman, laboratuvar ve numune alım malzemeleri ve diğer malzemelerin yanı sıra endikasyonu olan tüm hastalara tedavide gerekli ilaçlar temin edilmektedir. Tanı laboratuvarı sayısı 2021 yılı Eylül ayı itibarıyla 498'e yükselmiştir. Türkiye'nin tamamı yerli ilk COVID-19 PCR tanı kiti ve ventilatörü yurt içinde ve yurt dışında tüm insanlığın hizmetine sunulmuştur.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı, yerli aşı ve ilaç çalışmalarına yönelik verdiği bilimsel ve mali destekler, sağladığı koordinasyon ve işbirlikleriyle ülkemizin sağlık alanındaki yerlileşmesine önemli bir katkı sunmaktadır.
Sayın Bakanım, Covid-19 inaktif aşımız Turkovac'ın bugün itibarıyla acil kullanım onayına müracaat edildiğine dair müjdeniz hepimizi sevindirmiştir. Millî aşımız Turkovac'ı geliştiren ve milletimizi gururlandıran proje lideri Profesör Doktor Aykut Özdarendeli Hocamıza ve ekibine, Erciyes Üniversitemize ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımıza teşekkür ediyor, kendilerini kutluyoruz.
Ülkemizde şu ana kadar hem sağlık hizmetleri hem gıda ve temizlik maddeleri tedariki hem de kamu güvenliği bakımından kayda değer bir meseleyle karşılaşılmamıştır. Sağlık malzemeleri konusunda, Türkiye, kendi ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra tüm imkânlarıyla diğer ülkelerin de yanında olmuştur.
Hastanelerimizde yatak sayısı, yoğun bakım ünitesi, teşhis ve tedavi konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmamıştır. Pandeminin başlangıcından itibaren yatak kapasitesi 13.271 artırılmıştır. 1.008'er yataklı, tamamı tek kişilik ve istenildiğinde yoğun bakım yatağına dönüştürülebilen odalardan oluşan 2 acil durum hastanesi kırk beş gün gibi kısa bir sürede tamamlanarak hizmete sunulmuştur.
Konya'da yapımı tamamlanan şehir hastanemiz geçen yıl hizmete açılmıştır. Konya'mızı şehir hastanesine kavuşturan başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Bakanımıza ve emeği geçen herkese Konya olarak teşekkür ediyoruz.
Sağlık Bakanlığı, süreci etkili bir şekilde yönetmekte, kamuoyu doğru zamanda, isabetle bilgilendirilmektedir. Hükûmet, tarihî nitelikli görevini başarıyla yerine getirmektedir. Kim ne derse desin, kim ne kulp takmaya çalışırsa çalışsın güneş balçıkla sıvanmaz. Türk milleti, yapılan çalışmaları yakından takip etmekte, sağlık hizmetlerindeki başarıyı takdir etmekte, Sağlık Bakanımıza ve Bilim Kurulumuza büyük bir güven duymaktadır. Doktorlarımız, hemşirelerimiz, diğer bütün sağlık çalışanlarımız her türlü takdiri hak etmektedir. Sağlık Bakanımız başta olmak üzere, coronavirüs salgınına karşı fedakârca mücadele ederek canlarını ortaya koyan tüm sağlık çalışanlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Covid-19 salgınında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımıza ve vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ayrıca, tedavi gören kardeşlerimize acil şifalar temenni ediyorum. Cenab-ı Allah, her türlü salgın, afet, felaket ve musibetten Türk milletini, Türkiye'yi ve tüm insanlığı korusun.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlık hizmetlerinin etkili, verimli ve hakkaniyete uygun bir şekilde organize edilmesi, finansmanının sağlanması ve sunulması devletin önemli sorumluluklarından biridir. Günümüzde sağlık, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik durumu olarak tanımlanmaktadır. Koruyucu, önleyici sağlığın geliştirilmesi, erken teşhis ve tedavi yöntemleriyle kişilerin yaşam sürelerinin ve kalitelerinin artırılması benimsenmektedir.
Ülkemizde sağlık hizmetlerine erişimde ve sağlık hizmet kalitesine ilişkin önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Sağlık hizmet altyapısı, hasta yatak kapasitesi ve hasta yataklarının niteliklerinde iyileşme sağlanmıştır. Bu iyileşmeler sayesinde sağlık hizmetlerinden duyulan memnuniyet oranı 2020 yılında yüzde 72,1'e yükselmiştir. Sağlıkta gelişmişlik endekslerinden olan bin canlı doğumda bebek ölüm hızı 2019 yılında 9'ken 2020 yılı itibariyle 8,5'e, yüz bin canlı doğumda anne ölüm oranı 2018 yılında 13,6'yken 2019 yılı itibariyle 13,1'e düşmüştür. Her geçen yıl daha da azalma sağlanan doğumda anne ve bebek ölümlerinin daha da düşürülmesi için anne ve bebek sağlığına yönelik hizmetlerdeki iyileşmeler devam ettirilmelidir.
Bulaşıcı olmayan hastalıkların toplam hastalık yükü içerisindeki payı, yaşlanan nüfusun da etkisiyle giderek artmaktadır. 2019 yılında gerçekleşen ölümlerin yüzde 73'ü dolaşım sistemi hastalıkları, tümörler, solunum yolu hastalıkları ile beslenme, endokrin ve metabolizmayla ilgili hastalıklardan kaynaklanmıştır. Bulaşıcı olmayan hastalıklara neden olan temel risk faktörleri; tütün kullanımı, fiziksel aktivite eksikliği ve dengesiz beslenmedir.
Türkiye Sağlık Araştırması sonuçlarına göre 15 yaş ve üstü obez bireylerin oranı 2016 yılında yüzde 19,6'yken 2019 yılında yüzde 21,1'e yükselmiştir. Her gün tütün kullanan 15 yaş ve üzeri bireylerin oranı 2016 yılında yüzde 26,5'ken 2019 yılında artarak yüzde 28'e çıkmıştır.
Risk faktörleriyle mücadele kapsamında kurulan ve sayısı 211'e ulaşan sağlıklı hayat merkezleri, halk sağlığının korunması bakımından önem arz etmektedir. Toplumda, kanser konusunda farkındalık oluşturmak için eğitimler vermek ve hedef gruba ücretsiz kanser taraması yapmak amacıyla kurulan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri 2020 yılında 283 tarama merkezinde hizmet yürütmüşlerdir.
Kalp damar hastalıkları, kanser, diyabet, kronik solunum yolu hastalıkları gibi ölüm nedenlerinin ilk sıralarında yer alan bulaşıcı olmayan hastalıkların gelişimine neden olan risk faktörlerinin azaltılmasına yönelik koruyucu sağlık programları etkin bir şekilde uygulamaya devam edilmelidir.
Hasta yatak kapasitesi ve hasta yataklarının niteliği açısından sağlık hizmet altyapısı iyileşmiş olup 2019 yılında 28,6 olan on bin kişiye düşen yatak sayısı 2020 yılında 30 olmuştur. Nitelikli yatak sayısının yoğun bakım yatakları hariç tüm yataklara oranı 2019 yılında ülke genelinde yüzde 74,7 iken, 2020 yılında yüzde 78,5'e yükselmiş, Sağlık Bakanlığında ise söz konusu oran yüzde 52,2'den yüzde 76,2 seviyesine ulaşmıştır.
2019 yılında 9,8 düzeyine yükselen kişi başı hekime müracaat sayısı, 2020 yılında pandeminin de etkisiyle 7,2 olarak gerçekleşmiştir.
2020 yılsonu itibarıyla 8.015 aile sağlığı merkezinde bulunan 26.594 aile hekimliği biriminde aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları tarafından birinci basamak sağlık hizmeti sunulmaktadır. Birinci basamak sağlık hizmet birimlerinin daha da güçlendirilmesi, aile hekimlerince sunulan sağlık hizmetlerinin nitelik ve nicelik olarak iyileştirilmesi çalışmaları devam ettirilmelidir.
Hastanelerde hasta yatağı, donanım ve insan gücü kapasitesinden daha iyi yararlanılması, hasta taleplerinin zamanında karşılanması ve hizmet bekleme süresinin asgari düzeye indirilmesi için tam gün tam kapasite çalışma sağlanması, bu kapsamda hizmet veren personelin özlük haklarının da buna göre tanzim edilmesi yerinde olacaktır.
Kemoterapi merkezi ve diyaliz merkezi bulunmayan il ve büyük ilçelerimizde bu merkezlerin kurulması ve aktif hizmet vermesi sağlanmalıdır.
Yaşlı, yatalak ve engelli hastaların bakımı için büyük ve orta büyüklükteki illerimize özel bakım hastaneleri kurulmalıdır.
Sağlık turizmi konusunda ülkemiz mutlaka bir cazibe merkezi hâline getirilmelidir. Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi kuruluşuyla bu alanda önemli bir adım olmuştur. Covid-19 salgını döneminde birçok ülkede açığa çıkan sağlık sektöründeki zafiyetleri de fırsata çevirerek ülkemizdeki sağlık turizmi potansiyeline yönelik projeler hayata geçirilmelidir.
Bağımlılıkla mücadele çalışmaları kapsamında 2021 yılı Eylül ayı itibarıyla toplam 117 Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi ve 20 Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi hizmet vermektedir. Halihazırda 81 ilde yataklı ya da ayakta arındırma merkezi bulunmaktadır. Madde bağımlılığıyla mücadele daha da etkinleştirilmeli; bağımlılıkla mücadele konusunda danışmanlık, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerine kolay erişimin sağlanmasını teminen bu hizmetlerin verildiği merkezlerin sayısı artırılmalı, tüm psikiyatri klinikleri içinde ayrı bir birim açılmalı ve sunulan hizmetlerin kalitesi yükseltilmelidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TÜİK sağlık harcamaları istatistiklerine göre, ülkemizde toplam sağlık harcamasının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2018 yılında yüzde 4,4 iken 2019 yılında yüzde 4,7'e çıkmıştır. Kişi başına sağlık harcaması 2019 yılında yüzde 19,9 artarak 2.434 liraya yükselmiştir. Hane halkı cepten sağlık harcamasının toplam sağlık harcamasına oranı 2018 yılında yüzde 17,3 iken 2019 yılında yüzde 16,7'ya gerilemiştir; 2020 yılı verileri henüz açıklanmamıştır. Sağlık harcamalarının pandeminin devam etmesi, bulaşıcı olmayan hastalıkların hastalık yükü içerisindeki payının artması, sağlık teknolojilerindeki hızlı ilerlemeler, daha kaliteli sağlık hizmeti talebindeki artış gibi sebeplerle yükselmesi beklenmektedir.
Sağlık harcamalarında etkinliğin sağlanması, arz ve talep yönlü düzenlemelerin hayata geçirilmesi önem taşımaktadır. İhtiyaç dışı tetkik, tahlil ve diğer işlemlerin azaltılması için tıbbi verilerin sisteme daha iyi entegre olması sağlanmalıdır. Ortalamanın üzerinde yapılan tetkik ve tahlil işlemlerine ilişkin bir izleme ve bilgilendirme sistemi etkin bir şekilde kurulmalı, işletmeye alınmalıdır. İlaç harcamalarında etkinlik sağlanmalı, akılcı ilaç kullanımı geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. İlaç harcamalarını artıran, ilaçlara karşı direnci güçlendiren ve ilaç yan etkileri üzerinden sağlık kaybına yol açan gereksiz ilaç tüketimini önleyecek tedbirler alınmaya devam edilmelidir.
Sayın Bakanım, bugünlerde eczacıların bazı ilaçların temininde ve hastaya ulaştırma konusunda güçlük yaşadığına dair bilgiler bize de geliyor, bu konuda hızla gerekli önlemleri alacağınıza inanıyoruz.
Yurt içinde ilaç, aşı, serum ve tıbbi cihaz üretimini önceleyen, bunun için uygun AR-GE iklimi yaratan üretim süreçlerinin, kamu alım politikaları ve üretim teşvikleriyle desteklendiği, bütüncül bir ilaç ve tıbbi cihaz stratejisinin geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Tıp fakültelerinde daha kaliteli eğitim öğretim ve sağlık hizmeti sunulması sağlanmalıdır.
Sağlık hizmetlerinde sürekliliği ve erişilebilirliği sağlamak amacıyla, sağlık insan gücünün ülke genelinde dengeli dağılımını temin edecek bir istihdam politikası uygulanmalıdır.
Ülkemizde 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 2019 yılında 193 iken 2020 yılında 205'e yükselmiş, 100 bin kişiye düşen hemşire ve ebe sayısı ise 2019 yılında 306 iken 2020 yılında 342'ye çıkmıştır. Hekim başına hemşire ve ebe sayısı ise 2019 yılında 1,6 iken 2020 yılında 1,7 olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde hekim, hemşire, ebe ve diğer sağlık personeli sayısında son yıllarda önemli artışlar olmakla birlikte, özellikle bazı alanlardaki sağlık personeli açığının giderilmesine yönelik çalışmalar devam ettirilmeli, sağlık personeli sayısı artırılmalıdır. Sağlık personeli okullarından mezun ebelerin, acil tıp teknisyenlerinin, anestezi teknisyenlerinin, sağlık memurlarının ve tıbbi sekreterlerin istihdam sorunu bulunmaktadır. Bunların gerek özel gerekse de resmî kuruluşlarda istihdam edilmesi için gerekli koşullar sağlanmalıdır.
Sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddet, asla kabulü mümkün olmayan bir durumdur ve bu vakaları şiddetle lanetliyoruz. Şiddeti önlemeye dönük düzenlemeler etkin uygulanmalıdır. Şifa dağıtan kardeşlerimize saldıran her kim olursa olsun en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Sağlık çalışanlarının özlük haklarında son dönemde bazı iyileştirmeler yapılmış olmakla birlikte, döner sermayelerde kronikleşen sorunlar çözülmeli, sistem yenilenerek çalışan merkezli ve adaletli bir yapıya kavuşturulmalıdır. Ek ödemelerin emekli aylığına yansıtılması için düzenleme yapılmalıdır. Mevcut yıpranma payı düzenlemesi, sağlık çalışanları lehine revize edilmelidir. Sağlık personelinin de heyecanla beklediği ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2022 yılında düzenleme yapılacağı müjdesi verilen 3600 ek göstergeyle ilgili çalışmada ek gösterge sisteminin tüm boyutlarıyla ele alınması, eşitsizliklerin giderilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, aynı yerlerde ve hizmetlerde, aynı işi yapmalarına rağmen statülerinin farklı olması nedeniyle çalışanlar arasında idari, mali ve sosyal haklar yönünden farklılıklar bulunması, çalışanların motivasyonunu ve çalışma barışını olumsuz etkilemektedir. Sözleşmeliler, vekil ebe hemşireler, aile sağlığı çalışanları umutla kadro beklemektedir. Asli devlet hizmetlerinde çalışanlar kadrolu hâle getirilmelidir. En azından, süresiz sözleşmeliler de süreli hâle getirilerek sözleşmeliler arasında eşitlik sağlanmalıdır. Yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan personel genel idare hizmetleri kadrolarına alınmalıdır. Ayrıca, taşeron işçiler kadroya alınmalarına rağmen, yüzde 70 maliyet şartı nedeniyle hastanelerde bilgi işlemci, laborant, tekniker, kimyager, radyolog olarak çalışan binlerce sağlık personeli kadroya alınmayı beklemektedir.
Sağlık çalışanlarının beklentilerini karşılayacak düzenlemelerin yapılacağına inanıyor, Bakanlığın ve kurumlarımızın 2022 bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.