| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi ç)Hâkimler ve Savcılar Kurulu d)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu e)Kişisel Verileri Koruma Kurumu f)Anayasa Mahkemesi g)Yargıtay ğ)Danıştay |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 24 .11.2021 |
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyeleri, Adalet Bakanlığımızın çok değerli bürokratları, saygıdeğer basın mensupları; Adalet Bakanlığımız ile bağlı kurumların 2022 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyor, bu vesileyle hepinize saygılarımı sunuyorum.
Sözlerime başlamadan önce, istikbalimizin mimarı öğretmenlerimizin de 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. Yine, vefat eden ve sabah bizim de hep birlikte cenaze merasimine katıldığımız İçişleri eski Bakanımız Sayın Hasan Fehmi Güneş'e de Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Bu vesileyle de CHP'ye de başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Sayın Bakanım, sabah gerçekten çok güzel bir sunum yaptınız. Özellikle, seçildiğiniz günden bugüne kadar, bunu bütün samimiyetimle söylüyorum, hem siyasette hem adli ve idari yargıda çok farklı bir üslup getirdiniz. Ben bu konuda da şahsım olarak sizlere teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, 2002 yılında başlayan sessiz devrimle demokrasiyi güçlendirdik. Gerçekten bu ülkede bunu yaptık. İnsan haklarını ve çoğulcu demokrasiyi geliştirdik. Yaşam tarzına müdahaleyi, dinî inanca müdahaleyi, demografik (etnik) yapıyı ret ve inkâr politikalarını tarihin çöplüğüne attık ve korku siyasetini ortadan kaldırdık. Özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde köy yakmaları, köy boşaltmaları yaşanıyordu. Gece belli bir saatten sonra insanlarımız sokağa çıkamıyordu. Şehirler arası yolculuk yapamıyorlardı. Bu korku nedeniyle, birçok insanımız kendi köyünden, mezrasından, yaylasından, ilçesinden büyük şehirlere göç etmek zorunda kalıyordu. Burada hem sermaye göçü hem de nitelikli bir göç vardı. Şimdi hamdolsun terör bitti.
Ve ben kendi ilimle ilgili de bir iki hususa değinmek istiyorum. Neredeyse her ay bir Bakanımızı gerçekten Ağrı'ya yatırımlar konusunda götürüyoruz. Bakın, Ağrı Dağı'mız, Süphan Dağı'mız, Köse Dağı'mız, Aladağlar tırmanışa kapalıydı ama biz birinci ay itibarıyla bunların hepsini tırmanışa açtık. Bu sene inanılmaz derecede, özellikle Ağrı Dağı'na tırmanışlar gerçekleşti ve turizm, iç ve dış turizm burada gerçekten belli bir merhaleye geldi. Diyadin Kanyonu ile Murat Nehri'nde şu anda özellikle ilkbaharda su debisi dört buçuk metreyi geçiyor. Bu sene çok güzel organizasyonlar da yapıldı orada yine Diyadin Mollakara köyünde. İnanın, Ağrı'ya geleniniz var mı bilmiyorum ama daha önce bu bölgelerde eli silahlı insanlar geziyordu ama hamdolsun devletimizin varlığıyla ve teröre geçit vermediğinden dolayı, başını ininden çıkaran teröre, teröristlere İHA'larla, SİHA'larla cevap verildiği için. Ve şimdiye kadar ilk kez o bölgede 160 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirdik. 2 Bakanımızla, Grup Başkan Vekilimizle ilkbaharda gittik, önümüzdeki sene de temelini atacağız. Buradan 20 ton altın, 3,5 ton da gümüş çıkacak; bu devletin bütçesine katkı sağlayacak. Dolayısıyla, şunu istiyorum veya şunu dilemek istiyorum: Cenab-ı Allah bir daha bu ülkeyi terörle sınamasın. Şimdi, bu, bizim, özellikle kendi ilim içerisinde size vermiş olduğum bir bilgi.
Değerli milletvekillerimiz, elbette ki burası Türkiye Büyük Millet Meclisi; burada, bu Mecliste herkes özgürdür, özgürce konuşacak ama -daha önce de bunları hep söyledik, bu Komisyon nitelikli bir Komisyon ve ekonomik ağırlıklı bir Komisyondur; ben de bu Komisyonda sekiz senedir yani 8'inci kezdir bu devletin bütçesini yapıyorum- şöyle: Bu devlet sadece AK PARTİ'lilerin devleti değil veya sadece cumhuru temsil eden MHP'lilerin de devleti değil; bu devlet 84 milyon insanımızın devleti ve 600 parlamenterimizin de devleti.
Şimdi, tabii, sabahtan beri konuşan hatiplerimiz vardı, ben bunların birkaç tanesini vicdanlarınıza havale ediyorum. Evet, biz siyasetçiyiz, siyaset yapacağız ama bizim için ilk önce, birinci derecede gelen devlettir, devleti ebettir. Bakın, şimdi bir konuşmacımız şöyle söyledi: "Demokrasi yok." diyorlar. Peki, tamam; demokrasi yoksa... Sabah Gergerlioğlu konuştu. Onu içeri alan da hâkimdi, dışarı salan da hâkimdi. Ha, demek ki bu ülkede demokrasi varmış, sistem işliyor, bakın sistem işliyor. Şudur, sistem şudur.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Bazen sen cezaevine girsen, bazen ben cezaevine girsem...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Değerli vekilim, ben sizi dinledim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Tiryaki, böyle bir usulümüz yok.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ben sabah sizi dinledim.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Ama hep ben cezaevine giriyorsam orada demokrasi yok.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Tiryaki, katılırsınız, katılmazsınız ama dinleyeceğiz birbirimizi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sistem şu... İşinize geldiği zaman tu kaka, işinize gelmediği zaman alkış. Burada mesele şu: Anayasa ne diyorsa hâkim savcı ona göre karar verir; hâkim savcının el kitabıdır. Diyor ki: "Ya, bu benim, devletin bana vermiş olduğu görev. Burada ne yazıyorsa ben bunu yaparım." Bir yanlışlık mı gördü? Anayasa Mahkemesine gitti, serbest bıraktı, bitti.
İki: Şimdi, demin tecrübeli bir milletvekilimiz şöyle söyledi, dedi ki: "Ya, tek parti; devlet mafya devleti." Ya, bu cümleleri doğru bulmuyorum. Bizi eleştirebilirsiniz ama nihayetinde bu devlet herkesin devletidir. Ayhan Bey'e de söyledim, bana göre bu sözlerin doğru değil ve geri alınması lazım.
Yine sayın vekilimiz ya, öyle bir algı yaptı ki sanki bütün suçlular dediler ki: "Ya, bu ülkede ekmek yok, biz açız, açıktayız; bizi cezaevine alın." Ya, yok böyle bir şey hamdolsun. Bir gün çıkın, ülkede iş gücünde... Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum ya, şu anda Ağrı'da iş gücünde insan istiyoruz. Aha, Abdullah Bey burada. Bakın, 75 trilyon lira parayı 2018'de gönderdik.
(Uğultular)
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bir dakika, bak, bir dakika, beni dinleyin.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, dinleyelim. Katılmak zorunda değilsiniz ama dinleyeceğiz birbirimizi.
Rica ediyorum...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bak, iş gücünde...
2018, 75 trilyon lira para gönderdik. Şu anda 156 bin metrekare bizim kapalı alanımız var. Tekstil -bak hiçbir şey değil- ayakkabı sitesi, toptancılar sitesi, hepsini getiriyoruz. Şudur: Bugün büyükşehirlere gelin işgücü arzı eksik. Diyorsunuz "Ya ben seni göndereyim." diyor ki: "Ya, belim ağrıyor, bana farklı bir iş ver." Çünkü şudur: Okuttuğumuz insanların birçoğu... İş var ama işten ziyade iş gücünde çoğu çalışmıyor.
Dolayısıyla, şunu söyleyeyim: Sayın vekilimiz dedi ki: -Yahu, sanki...- "İnsanlar ekmek bulamıyor, cezaevine girmek istiyor." Bu cümleleri doğru değil.
Yine "Partimizi kapatmayın..." Ya, değerli vekilim, partinizin kapatılmaması konusunda AK PARTİ hükûmetleri zaten bu kanunu çıkardı ama sizin terörle iltisakınız, irtibatınız varsa bu doğru değil.
Yine en can alıcı noktalardan bir tanesi: Bakın, değerli arkadaşlar, değerli milletvekillerimiz; Anadolu'da bir söz vardır, Necdet Hocam, diyor ki: "Biz buğday ile arpa gibiyiz." Yani buğday arpayla birlikte ekilir, biliyorsunuz. Burada Türk'ü de Kürt'ü de Laz'ı da Arap'ı da, herkes bu minval üzerine ekilir. Siz bir gün Çanakkale'ye gidin, Türk de Laz da Acem de Arap da hepsi, çoğunun mezarı bile belli değil, yan yana yatıyorlar. Siz bir gün Sarıkamış'a gidin, aynı, hepsi sırt sırta yatıyor ama değerli arkadaşlar, "Bizim partimize soykırım yapıyorlar." dediğiniz zaman, bu cümle doğru değil; siyasi soykırım. Bak, bu cümle doğru değil.
(Uğultular)
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şöyle, değerli vekilim, bak, şimdi biz hepimiz burada milletvekiliyiz. Bu devlet Selçuklulardan beri... Bugün Selçuklulara baktığınız zaman, Selçukluların tarihine baktığınız zaman Malazgirt var, biz beraber olmuşuz. Kudüs'e baktığında Selahaddin Eyyubi var, oranın fethini gerçekleştirmiş ve bir Kürt'tür. Neydi? Kürt'tü. Demografik (etnik) yapısıyla değil, Müslüman olduğundan dolayı biz bugün onunla övünüyoruz. 1453'te İstanbul'a geldiğinizde Fatih Sultan Mehmet fethetmiştir, Müslüman olduğundan dolayı biz bugün onunla gurur duyuyoruz. Yine, Osmanlı'ya geldiğinizde, Medine'den baktığınızda Çöl Aslanı'yla birlikte Medine Muharebesi'nde, müdafaasında Müslüman olduğu için bugün bütün ümmetin varlığı o insanla, Fahrettin Paşa'yla gurur duyuyor. Dolayısıyla şudur: Bizim bu cümleleri söylememizi ben doğru bulmuyorum. Şudur: Eksiğimiz olabilir mi? Olabilir ama bizim ilk önce kendimizi devletimize karşı ya bizim ne yükümlülüğümüz var? Bizim bunları yapmamız lazım.
Şimdi, özellikle sabah bir milletvekilimiz burada da söyledi. Belediye başkanlarının yani İstanbul'da ne yaptıklarına ilişkin. Bakın, ben hani şurada bir iki tane de fotoğraf göstermek istiyorum, gerçi bunları da çok doğru bulmuyorum ama...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümleler yalnız Sayın Çelebi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Cumhurbaşkanımız da belediye başkanlığı yaptı, AK PARTİ'de birçok belediye başkanı... Ama şöyle: Herhangi bir sıkıntı olduğu zaman hiçbir belediye başkanımız kendi ilini terk edip gidip de kayak yapmadı. Burada, Erzurum'da yaptı. Dolayısıyla şudur: Bizim tek istediğimiz şey şu...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Çelebi, süreniz dolmuştur. Son bir cümle, bir "Hayırlı olsun." deyin, tamamlayalım.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şirin Paşa'dan süre almıştım Sayın Başkanım yani onu özellikle söyleyeyim ama hani karşıya veriyorsunuz, bize vermiyorsunuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dakikasını veriyorum tamam.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yani şunu söyleyeyim...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Neyse iki dakika veriyorum ama toparlarsanız sevinirim, daha çok konuşmacı var.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Eyvallah Sayın Başkanım.
Burada önemli olan şey şu: Biz siyaseten elbette ki birbirimizi eleştireceğiz. Bakın, sizin özellikle bir iki tane cümleniz daha vardı "Cumhuriyet savcısının özgürlüğünü ortadan kaldırdınız." Hiçbir cumhuriyet savcısı başsavcıya bakmaz. Eğer gerçekten kendi iddianamesi varsa burada gereğini yapar. Burada hukuk şuna bakar, hukukçu şuna bakar, farklı bir şey olursa bunu yapar. Ama şunu da isterdim bakın: Şimdi, 2011'de ben milletvekiliydim. FETÖ'cüler çıkıp da İstanbul'da basın açıklamaları yaptıklarında ben şunu isterdim, özellikle CHP'liler çıkıp da "Kardeşim, siz yanlış yapıyorsunuz. Siz bakanlık merkez teşkilatında izin almadan bu açıklamayı yapamazsınız." Keşke deseydiniz ama bugün itibarıyla bunu söylediğinizde...
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Çok dedik, çok.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - ...ben bunlara katılmıyorum.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Diyenler tutuklanıyor.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Saygıdeğer Bakanım, Türkiye özellikle daha gelişecek inşallah. Ben burada sizin şahsınızda 15 Temmuzda gerçekten 10 binin üzerinde olan hâkim savcımızın FETÖ'ye karşı dimdik duruşundan dolayı ben Adalet Bakanımızın riyasetinde bütün hâkim savcılarımıza teşekkür ediyorum. Dolayısıyla Bakanlığımız bütçesinin ben hayırlara vesile olmasını diliyorum, bu anlamda hepinize saygılar sunuyorum.