KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkanım, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Değerli Bakanım, değerli bürokratlar, basın mensupları; hepinizi saygıyla ve hürmetle selamlıyorum.

Hemen başlıklar şeklindeki sorunları ve önerileri sunmak isterim.

Değerli Bakanım, öncelikle, merkezî sınav sistemiyle yapılan yazılı sınavlarda ilk 100 kişiye girenler arasında mesleğe kanuni engeli olmayanların bence mülakat sınavlarından muaf tutulmasında yarar var. Yani ilk 100 kişiye girmişse eğer mesleki anlamda güvenlik vesaire açıdan mesleğe girmeye engel bir sakıncası yoksa mülakata tabi tutulmadan girmesinde yarar var.

İkincisi, aynı şekilde, yazılı sınavda başarılı olan adaylar arasında yapılacak mülakatta eğer yüksek lisans, ikinci üniversite, yabancı dil gibi ek kriterli olanların "eşitler arasında birinci" kuralı gereğince bence öncelikli olarak seçilmesinde yarar var ama bunları söylerken, öncelikle, kanunen mesleğe engel bir durumunun olmaması kayıt ve şartıyla.

Üçüncüsü, sözlü mülakatlarda psikolojik durumlarının belirlenmesi açısından, hukuk bilgilerini ve aynı zamanda hukuk nosyonunu temsil açısından üniversite öğretim üyesi hocaların mülakatlarda -bulunuyor mu, bulunmuyor mu, onu bilmiyorum ama- eğer yoksa bence bulundurulmasında yine yarar var. Ve akademideki o eğitim bittikten sonra -eğer güvenlik soruşturması devam ediyorsa ona itirazım yok ancak orada sözlü mülakatları bilemiyorum- yani eğer güvenlik soruşturmasında sakıncası yoksa bence -zaten daha öncesinden sınav yapılmış, yazılı ve mülakat- ikinci bir mülakatın olmaması gerekir diye düşünüyorum.

Avukatlıktan hâkimliğe geçişte fakülteden mezun arkadaşlarımızın arasında sınav sorularının zorluğu açısından fark var. Bence, burada sınav eşitliği anlamında adaletsizlik yapılıyor yani burada "Avukatlıktan geçenlere daha basit, diğerlerine daha zor." deniliyor. Bence, bu eşitliğin sağlanması lazım, böyle bir ayrımın olmaması lazım.

Bir başka sorun, nasıl hâkim ve savcı arkadaşlarımız belediye başkanı adayı veya milletvekili adayı oldukları zaman seçilemezse bir daha mesleğe geri dönemiyorsa, bence, geçmişte siyasi parti üyesi olan arkadaşlarımızın da mesleğe kabul edilmemesi lazım. Parti üyeliğini silse dahi, parti üyesi olmasa dahi o anda, geçmişte nasıl olsa böyle bir siyasi yapısı olduğu için adaleti zedeler. Madem hâkim, savcı milletvekili adayı oluyor, belediye başkanı adayı oluyor, biz bir daha mesleğe kabul etmiyorsak, geçmişte olan arkadaşımızı da hâkim, savcı yapmamak lazım.

Gelelim, aynı şekilde, geçmişte, 2011'e kadar, Yargıtay Daire Başkanı olmak için altı yıllık süre gerekiyordu, üç yıla indirildi, bence bunu değiştirmek lazım, yine altı yıla çıkarmak lazım üç yıllık süreyi. Bu, hukuk nosyonu açısından doğru bir hadise değil.

Bir şey daha söyleyeceğim. Evet, şu anda bina yapıldı ancak Değerli Bakanım, perşembe gününden sonra, Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de ve Konya'da oturan Yargıtay üyesi arkadaşlarımız cuma günü Yargıtayda bulunmuyorlar. Yani Yargıtayda bu kadar özlük hakları, bu kadar güvenceleri var, niye cuma günleri, perşembe gününden itibaren herkes evine gidiyor? Pazartesi günü saat onda geliyorlar iş yerine. Yani şu anda Yargıtayın başında bulunan 30-40 Yargıtay üyesi arkadaşımız Yargıtayı yürütüyor; yazık, günahtır yani hakikaten kabul edilebilir bir durum değildir.

Gelelim hâkimlerdeki bu performans sistemine...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bitiriyorum Başkanım.

Son iki dakika, özür diliyorum...

Kişisel Verileri Koruma Kuruluyla ilgili; bir, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun kararlarıyla ilgili, kanunda, para cezası arasında büyük bir nispetlik var. Bu nispetliği verecek cezalarla ilgili bir kriter yok, kararların hepsi mahkemelerden dönüyor, döndüğü için Kişisel Verileri Koruma Kurulunun itibarı sarsılıyor. Kişisel Verileri Koruma Kurulu aynı zamanda kamu kurumlarıyla ilgili istisnai durumda. O konuda Kişisel Verileri Koruma Kurulu, lütfen, bir kanunu...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bitiriyorum Başkanım, özür diliyorum.

Burada kamu kurumlarını istisna etmemek lazım. Maalesef, burada büyük bir sıkıntı var. Avrupa Birliğindeki normlara uyulması lazım ve aynı zamanda...

Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz bitti, başkalarına örnek oluyor, kusura bakmayın.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Peki, teşekkür ediyorum.

Saygılarımı sunarım.