SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanım, Bakan Yardımcılarımız, Komisyonumuzun değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. İçişleri Bakanlığımızın 2022 yılı bütçe görüşmelerinin müzakerelerinin hayırlı olmasını diliyorum.

Türkiye'nin güvenliğini, barışını, huzurunu korumak için terörle amansız bir mücadele ortaya koyan, bir afet olduğunda canhıraş bir mücadeleyle gece gündüz demeden olay yerinden ayrılmayan ve yaraları sarmaya çalışan, uyuşturucu tacirlerine hiçbir şekilde göz açtırmayan, suç örgütlerine yönelik tarihin en büyük operasyonlarını gerçekleştiren, kadına karşı şiddeti önlemeyle ilgili geliştirdiği uygulamayla uluslararası kuruluşlar tarafından başarı ödülü alan bir Bakanlığın bütçe görüşmelerinde terör örgütlerine karşı iki kelam etmeyen, teröriste hâlâ "terörist" diyemeyen, belediye araçlarıyla hendek, çukur açan, bu şekilde hareket eden belediye başkanlarına eleştiri dahi getiremeyenler, uyuşturucu tacirlerinin karargâh olarak kullandıkları metruk binaların derhâl yıkılmasını talep etmek yerine koruma ve kalkan oluşturan...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Biz ne anlatıyoruz, sen ne anlatıyorsun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sıra size geldiğinde cevap verirsiniz, rica ediyorum. Artık yoruldum bu uyarıyı yapmaktan. Herkes kendisine sıra gelince fikirlerini söylesin, karşılıklı konuşma usulümüz yok, rica ediyorum.

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkan, biz "terör" deyince, "terörist" deyince ses HDP'den çıkıyor, buna şaşırmamak gerekiyor.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Başka bir şey...

SALİH CORA (Trabzon) - Yine, değerli arkadaşlar, firari bir müfterinin iftiralarını siyaset konusu yapmaya çalışan kifayetsiz muhterislerin ve yine her afet olduğunda sadra şifa bir söz, çözüm üretmek yerine felaket tellallığı yapanların tek bir amacı vardır: Hükûmetimizin direncini kırmak, mukavemetini kırmak, Bakanlığın motivasyonunu bozma çabasıdır. Bugün burada yapılan konuşmaların özeti bu manadadır, bu minvaldedir. Bu, esasında siyaset sahasına mayın döşemektir; bu, esasında kirli bir düzenektir ama biz artık şunu gördük: Terörle mücadele sadece dağda elinde silahı olanı etkisiz hâle getirmekle olmuyor. Uluslararası güçlerin maddi ve manevi desteğiyle terör devleti kurmaya çalışanları sınır ötesindeki operasyonlarla çökertmekle yetinilmemeli. Biz artık meşru zemin gibi görünen alanlarda hukuk, insan hakları, demokrasi şemsiyesi altında beşinci kol faaliyeti güdenlerle terörle mücadele babında mücadele etmeliyiz. Biz artık "PKK'yı, PYD'yi sırtımıza dayadık." diyenlerle de; 6-7 Ekim olaylarında partisini toplayıp halkı kamu binalarını yakıp yıkmaya davet edenlerle de; çukurlarda, hendeklerde Mehmetçik'i şehit eden teröristleri gözlerinden öpen, onları selamlayanlarla da; "PKK/PYD terör örgütü değildir." diyenlerle de; Afrin Harekâtı'nı işgal olarak yorumlayanlarla da; PKK'lı teröristlerin SİHA'larla vurulmasını alçaklık olarak değerlendirenlerle de; teröristi "aktivist" diye bu yüce çatı altında basın odasına alanlarla da; terörist cenazesine katılıp taziye çadırı kuranlarla da; tezkereye "hayır" deyip PKK elebaşılarının takdirlerini kazananlarla da topyekûn mücadele etmek zorundayız. "Libya'da ne işimiz var?" diyenlerle de Karabağ'daki mücadelemizi karalayanlarla da mücadele etmek zorundayız.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Ne yapacaksın?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sıra size geldiğinde fikirlerinizi söylersiniz. Aynı şeyi, başkalarının size yapmasını istemediğiniz hususları siz de başkalarına yapmayın lütfen. Herkes sırasını bekleyecek, sırası gelince fikirlerini ifade edecek.

SALİH CORA (Trabzon) - Evet, Sayın Bakanım, biliyoruz, sizin terörle cesur ve kararlı mücadele etmenizden rahatsız olanlar vardı. Hakkâri'nin çocuklarıyla geçen günlerde baba evlat gibi şakalaşmanızdan, onlarla cümbüşünüzden gocunanlar var. Kato'da, Gabar Dağı'nda Mehmetçiklerle sabahlamanızdan dolayı keyfi kaçanlar vardır. Tunceli Munzur'da rafting, Şırnak'ta off-road, Yüksekova'da piknik yapmanızdan özellikle terörden medet umanların ciddi hazımsızlıkları var. Diyarbakır'ın yeniden ihya olmasından; Ağrı'da tekstil fabrikası açılmasından; bölgenin terör değil, turizm güzergâhı olmasından, iş ve istihdam kapısı olmasından hayıflananlar vardır. Tüm makamları, unvanları elinizin tersiyle itip görevinizden affınızı istediğinizde 3 milyon kişinin "tweet" atmasından size "Dur, gitme." demesinden, teveccüh göstermesinden dolayı elbette şaşırıp kalanlar vardır. Ne yaparlarsa yapsınlar ne düşünürlerse düşünsünler, bizi bu kutlu mücadelede alıkoymaya çalışanlara asla prim vermeyeceğiz. Diyarbakır Annelerinin HDP il binası önündeki haklı feryatlarına bikayıt kalmayacağız. Eren'e sıkılan hain kurşuna, Yasin Börü'nün vahşice katledilmesine, Necmettin Öğretmene, Aybüke Öğretmene ve nicelerine karşı yapılan hainliklere bir daha asla fırsat vermeyeceğiz; bu cibilliyetsiz terör güruhuna yeniden nefes aldırmayacağız. Onun için doğru bir yoldayız, kutlu bir mücadelenin içerisindeyiz; güçlü, müreffeh ve her yönüyle kendine yetebilen bir Türkiye'nin arifesindeyiz. Artık bir eşikteyiz, geri dönülemeyecek bir yoldayız. Bu nedenle bu mücadeleyi çok daha iyi bir şekilde yorumlamamız gerekiyor. Bugün emperyalist güçlerin Orta Doğu'da umduklarını bulamamasını, bugün Fransa'nın DAEŞ'ten, Amerika'nın PKK'dan, PYD'den umudunu yitirip Balkanlarda üs kurmasını çok iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Bu dünyanın yeniden şekillenmeye çalışıldığı bir dönemde Türkiye'nin de yapmış olduğu mücadeleyi takdir edemeseniz dahi en azından saygı göstermenizi bekliyoruz.

Değerli Bakanım, bu duygularla bütçenizin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.