| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c) Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d) Göç İdaresi Başkanlığı e) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .11.2021 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Bakan, sayın bürokratlar, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, uyguladığınız politikalar partinizin ve Hükûmetinizin siyasal tercihi. Bu siyasal tercihin politikalarını uyguluyorsunuz ve bu politikalar bize göre insan haklarını her kategoride ağır biçimde ihlal ediyor maalesef. Siz başka bir tablo sunabilirsiniz ama gerçek tablo başka.
80'li yılları, 90'lı yılları, 2000'li yılları ve bugünü değerlendirme imkânına sahibim, o dönemleri yaşamış, mücadele etmiş bir insan olarak. Bakın, insan hakları ihlallerini denetlemede ve önlemede değişik mekanizmalar vardır. 80'li, 90'lı yıllarda olan mekanizmalar maalesef şu anda yok ve lağvedilmiş durumda.
Ne o mekanizmalar size söyleyeyim. İlk olarak yargı. İnsan hakları ihlallerinin önlenmesinde önemli bir mekanizmadır. 90'lı yıllarda iyi kötü bir yargı vardı, gidebiliyorduk ama şimdi kurum olarak yargı yok, yürütme organının parçası olan bir yargı kurumu var. İkinci olarak medya. Bakın, 90'lı yıllarda, dışkı yedirme olayını yazabilen merkez medya vardı, yaygın medya vardı ama şimdi işkence olaylarını, kötü muameleleri, yaşam hakkı ihlallerini yazabilen bir medya yok, yaygın medya yok. Üçüncü olarak parlamento. Daha çoğulcu bir parlamento yapısı vardı insan hakları ihlallerini önlemede. Mesela 90'lı yıllarda İnsan Hakları Komisyonu vardı -ki ben şimdi Başkan Vekiliyim- o Komisyonun Başkanı karakollarda işkence aletlerini bulabiliyordu ama ben Başkan Vekili olarak şimdi ne karakollara girebiliyorum ne cezaevlerine girebiliyorum. Dördüncü olarak sivil toplum. Sivil toplum da insan hakları ihlallerinin önlenmesinde, denetlenmesinde iyi mekanizmaydı ama sivil toplumu da maalesef yok ettiniz, tümünü yok ettiniz.
Beşinci olarak akademi. Akademi, insan hakları ihlallerinin önlenmesinde ve bilincin oluşmasında önemli bir mekanizmaydı ama şimdi akademi de ortadan kaldırıldı. Akademisyenler ihraç edildi, barış akademisyenleri bunun en büyük örneğidir. Akademide insan haklarıyla ilgili çalışma yapmak neredeyse imkânsız hâle geldi.
Son olarak, uluslararası mekanizmalar. 90'lı yıllarda bu mekanizmaların raporlarından çekinen ve adının o mekanizmada geçmesini istemeyen Hükûmet vardı ama şimdi bu mekanizmaları yok sayan bir Hükûmet anlayışı var. Eğer olsaydı, "CPT"nin, "Human Rights Watch"un ve diğer kuruluşların, Af Örgütü'nün raporları bu kadar çok Türkiye aleyhine olmazdı.
Bakın, şimdi, siz, pembe bir tablo çizebilirsiniz ama sizin çizdiğiniz tabloyla bütün endeksler sizleri maalesef doğrulamıyor, aksine yalanlıyor. Mesela, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 139 ülke arasında Türkiye 117'nci. Bunu yok sayabilirsiniz, "Türkiye düşmanları." diyebilirsiniz ama tablo bu. Yine, Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye, on beş yılda yani bu Hükûmet döneminde 55 sıra geriye gitti ve 180 ülke arasında 153'üncü. Barış Endeksi'nde keza yine öyle. Dolayısıyla bir şeyi başardınız, Allah var, hakkınızı teslim etmek lazım -yani Hükûmet olarak söylüyorum, şahsınızla ilgili değil- insan hakları ihlallerini Türkiye'nin bir bölgesinden aldınız, bütün Türkiye'ye yaygınlaştırdınız. Türkiye'nin her bölgesi insan hakları ihlallerinden eşit bir biçimde yararlanıyor; hiç kadın, erkek, inanç farkı gözetmeksizin bu ihlaller ağır bir biçimde her tarafta uygulanıyor.
Son olarak şunu söyleyeceğim Sayın Bakan: Bakın, Türkiye'de toplantı ve gösteri özgürlüğünün olmadığının tek göstergesi var bana göre, Cumartesi Anneleri.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümleleriniz alalım.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - İki yıldır bir yerde oturamıyorlar. Galatasaray Meydanı'nda, oradaki heykel tam iki yıldır tutuklu.
Teşekkür ediyorum.