KOMİSYON KONUŞMASI

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun çok değerli milletvekilleri, değerli basın mensupları, çok değerli Kültür ve Turizm Bakanlığının bürokratları; ben de 2022 yılı bütçenizin hayırlara vesile olmasını diliyor, bu vesileyle herkese saygılarımı arz ediyorum.

Sayın Bakanım, 2018'de geldiğiniz günden bugüne kadar, ben, başta ilimize yapmış olduğunuz hem ziyaret için hem yatırımlardan dolayı zatıalilerinize teşekkür ediyorum. İkinci bir teşekkürüm de gerçekten turizm konusunda, lokasyonlar konusunda müthiş bir deneyiminiz ve müthiş bir akrediteniz var. Hele hele bu pandemiyle birlikte sizin özellikle hem kültür hem turizm anlamında ülkemize yapmış olduğunuz hizmetlerden dolayı ben kendi şahsım adına Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir milletvekili olarak sizlere teşekkür ediyorum.

Yalnızca, kendi hizmetlerine geçmeden önce, ilimle ilgili hizmetlere de geçmeden önce bir iki konuyu da açıklığa kavuşturmak istiyorum. Biraz önce bir milletvekili arkadaş konuştu, keşke ellerine bu metinler verilmeseydi, ben bu konuşmayı dün de aynı şekilde burada yaptım. Bizim...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Elinde metin var mıydı, gördün mü?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Beni dinler misiniz lütfen.

Değerli milletvekili, bizim...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Ama yalan söylemeyeceksin.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ben yalan söylemem. Cümlene dikkat et! Ben hiçbir arkadaşa da şey yapmam. Ama şöyle...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, ikili görüşme, ikili diyalog usulümüz yok, herkesi dinliyoruz, herkes fikrini söylüyor.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Özellikle bu Komisyon çok nitelikli bir Komisyon.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Milletvekillerimize "Ellerine metin veriliyor." diyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Size sıra geldiğinde siz de uyarırsınız, olur.

Kullandığımız kelimelere hep birlikte dikkat edelim, dikkat edelim.

Buyurun.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Değerli kardeşlerim, bu Komisyona gelen milletvekilleri bu devlete iftira atmadan, bu devletin gidişi, devletin Selçuklulardan, Osmanlılardan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşundan bugüne kadar demografik yapı usulleriyle ilgili, milletiyle ilgili, dünyada altı yüz elli yıl boyunca hükmettiği topraklarla birlikte ne olduğu belli devletin bu geçmişi... Burada insanlar konuştuğu zaman da yerlerini hemen konuştuktan sonra terk edip gitmelerini de doğru bulmuyorum. Eğer siz bir fikrin sahibiyseniz, bir fikri toplumunuza, topluluğa veya bir cemiyete bunu söylüyorsanız bunun da arkasında kalmanız lazım. Bu devlet hiç kimseyi durduğu yerde herhangi bir hakarete veya bir tutuklamaya maruz bırakmaz. Bunu net olarak söyleyeyim.

Şimdi, eğer insanlar terörle mücadeleyi kavmiyet mücadelesiymiş gibi saptırmaya çalışıyorlarsa herkes şunu iyi bilsin ki bu cümleleri söyleyen terörün katkısız destekçileridir.

Şimdi, biraz önce özellikle "Kürtlerle ilgili bir kitabı yok, bir kültürü yok." dediklerinde, Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum, yanlarında getirmiş, götürüp hediye verdiler. Bakın, bu "Mem û Zîn" benim ilimde Ahmedi Hani'nin, büyük bir İslâm âlimi, bir Kürt âliminin yapmış olduğu eserdir. Ama şunu söyleyeyim değerli kardeşlerim: Bu ülkede kimsenin Kürt, kimsenin Türk olduğuna bu devlet bakmıyor. Bu devlette, hele hele özellikle AK PARTİ hükûmetleri döneminde hep şuna baktık: Senin kavmiyetinin ne olduğu hiç önemli değil, sen Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşısın, yeter ki vatandaşı ol ve teröre bulaşma. Burada hiç kimsenin bir şeyi yok. Ama şudur: Her devlet kendi milletini, kendi toprağını korumakla mükelleftir. Hiç kimse kusura bakmasın, eğer siz devlete karşı geliyorsanız, yardakçılık yapıyorsanız, devletin camilerine, sokaklarına eğer hendek, barikat kurup da patlatıyorsanız bu devlet kendi vatandaşını, kendi camisini, kendi adliyesini, kendi doktorunu, kendi savcısını, kendi hâkimini korumak zorundadır.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Temiz bir dile davet ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Niye üstünüze aldınız ki ya?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, temiz bir dil kullanmaya çağırır mısınız?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bunda hiç kimse kusura bakmasın.

Şimdi şunu söyleyeyim: TRT Kurdî, bunu kim getirdi? AK PARTİ hükûmetleri getirdi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kimseye hiçbir şeyi olmadı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Yardakçılık." dedi.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Daha önce, bizim burada, bakın, dün bir milletvekili arkadaş -ben arkada oturuyordum- hem de HDP sıralarında Kürtçe konuştu. Bu devlete kimse gelip de... Burada bir sürü polis var, herhangi bir şey söylediler mi? Söylemediler. Üniversitelerde Kürdoloji Bölümünü AK PARTİ Hükûmetleri kurdu ya. Şu anda, burada eğitim yapılıyor mu? Yapılıyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Yardakçılık." diyemez efendim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen bir tamamlamasını bekleyelim, lütfen.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - İki, Kültür Bakanlığı, bütçesinden -demin de söyledim- bakın, bu kitapların bütününü, Melâye Cizîrî gibi kitapların bütününü şu anda kütüphanelere, her tarafa gönderiyor, hem de bedava gönderiyor, kimseden bir kuruş para da almadan. Bunlar bizim devletimizin gerçekleri değerli kardeşlerim, bizim bunu bilmemiz lazım.

Üç, okullarda seçmeli ders Kürtçe şu anda okutuluyor mu? Okutuluyor. Köy isimleri... Yahu, Allah aşkına, daha önce kimse kendi çocuğuna isim veremiyordu. Zozani ismini kim verebiliyordu? Değerli milletvekillerim, ya, elinizi vicdanınıza koyun, yeterli bulmayabilirsiniz, eleştirebilirsiniz ama şu var: Türkiye'de bir gerçeğin altını bizim özellikle çizmemiz lazım, bunu bilmemiz lazım. Bizden önce, demin de söyledim, kim çocuğuna Zozan adını koyabiliyordu ya? Gidiyordu herkes nüfus müdürlüğüne, tekrar geri gönderiliyordu, geri geliyordu. Mahkemelerde ana dilde savunmayı biz getirdik ya.

Necdet Hocam, Değerli Hocam, elini vicdanına koy ya. Geçen gün, geçen hafta Cumhurbaşkanımız Batman'daydı; daha önce, bu devletin cumhurbaşkanları, başbakanları bir ilinize geldiğinde -Allah'ınızı severseniz- hangi cumhurbaşkanını Kürtçe şarkılarla karşılayıp kendilerine Kürtçe hitap edip de sohbet edilebildi? Kız öğrencimiz, üniversite öğrencimiz, çıktı, Cumhurbaşkanımızla Kürtçe konuştu, Kürtçe şarkısını söyledi, beraber şarkı söylediler. Bakın, bunlar bizim ülkemizin gerçekleri, zenginlikleri, bunları getiren AK PARTİ hükûmetleri. Ama şunu söyleyeyim: Eğer bir milletvekili bu devleti farklı şeylerle itham ediyorsa, Necdet Hocam, siz bölgenin akil insanısınız -ben geçen de söyledim- özellikle sizin bunları konuşturmamanız lazım, bunlar doğru değil.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Doğru diyor, doğru diyor.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bakın, Erhan Bey devletten geldi, her zaman için söylerim. Hocam, CHP hocası yani buradaydı, Bülent Bey yoktu. Şimdi, Mustafa ağabey, bakın, yıllarca burada Mecliste. Yani biz bu gerçekleri hep beraber biliyoruz ama kimse nedense bunları dile getirmek istemiyor. Dolayısıyla şunu söyleyeyim: Değerli arkadaşlar, bizim kendi devletimize sahip çıkmamız lazım, bu devlet şöyle veya böyle bizim devletimiz ve şu anda doğru şeyleri yapıyor.

Bakın, bir şeyi daha arz etmek istiyorum. Dedi ya "Ahmedi Hani'nin büstünü kırıyorlar." Ya, Doğubeyazıt benim de ilçem, yıllardan beri belediyesi HDP'de, daha önce BDP'deydi. Ahmedi Hani'nin mezarı orada mı? Orada. Yolu orada mı? Orada. HDP belediye başkanları getirip desinler ki: "Biz bir tane çivi çaktık."

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Çakmadılar abi.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Gelsin benim kafama çakıversin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kayyum atadınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Garo Bey, müdahale etmeyin lütfen.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Kayyum yok, yıllardan beri sizdeydi.

Bakın, değerli kardeşlerim, bizim bunları konuşmamız lazım, bunlar konuşulmadığı zaman... Devlete iftira atmanızı doğru bulmuyorum.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - "Çaktık." diyor.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yok, Hocam, bak, bunlar çok yanlış şeyler. Yani özellikle sizin bunlara hiç şey yapmamanız lazım. Ben bunları doğru bulmuyorum.

Şimdi bir şey daha söyleyeyim: Tabii, sabah da özellikle bu AKM'yle ilgili konuşan birkaç milletvekilimiz oldu. Değerli milletvekilleri, hani AKM İstanbul'da yıkılacağı zaman... Bakın, yıkılmadan önce, şunu size göstermek istiyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, ya.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Önündeki afişleri bilmiyorum, okuyabiliyor musunuz, görebiliyor musunuz? Okudunuz mu? Peki. Bir de şöyle yapayım: Şunu da görebiliyor musunuz? Bakın, bu AK PARTİ'nin getirmiş olduğu vizyonerliktir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hay maşallah, şuraya bak.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Nereden nereye? Sayın Cumhurbaşkanımız dediği zaman...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hay maşallah, şuraya bak, şu haşmete bak.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bak, bak, şimdi, şöyle, şunu da bir daha rica edeyim. Eğer arkadaşlar gösterebiliyorsa benim özellikle istirhamım olur. Bakın, şöyle göstereyim, nereden nereye. (Gürültüler)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hay maşallah! Şuraya bak! Haşmete bak!

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Erzurum'da deprem oldu, yıkılan evler var.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Bardak yoktu, bardak!

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Dolayısıyla şunu söyleyeyim, şunu arz edeyim: Bunlar bizim devletimizin gururu. Yani biz bunları gördüğümüz zaman bizim gerçekten mutlu olmamız lazım değerli kardeşlerim.

Yine, bir şey daha söyleyeyim. Sabah bir arkadaş söyledi, dedi ki: "Yönetilmeyen pandemi." Ya, arkadaşlar, dünyaya baktığınız zaman bu devlet, turizm açısından, sağlık açısından 7'nci ülke. Yine dedi ki: "Ya, hedeflediğiniz turizm sayısına ulaştınız mı?" Bakın, biz kendi nüfus yoğunluğumuza göre daha önceki yani isim verebilirim ama vermem doğru değil...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Çelebi, süreniz dolmak üzere, toparlarsanız...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hedeflenen turist 20 milyondu, 25 milyondu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey'den beş dakika size aktarıyoruz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Benden beş dakika sana.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Eyvallah.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama toparlayalım lütfen.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hedeflenen turist 25 milyon, 20 milyar dolar gelirdi, bakın, gelen turist sayısı 28 milyon olmuş, 22 milyar dolar gelir sağlanmıştır. Dolayısıyla şudur: Eğer bu ülkede ekonomik istikrar, siyasi istikrar olmazsa, değerli milletvekillerimiz, kimse gelmez. Ama hamdolsun bakın şu anda sıkıntı yok bunlarda. Bütün dünyaya baktığınızda hem ekonomik istikrarda sıkıntıları var... İşte, sabah biz geldiğimizde de ben radyoyu dinliyordum işin açıkçası, dolar ve euro bölgesinde şu anda yangın var, fazla dolar var, enflasyon kalıcı hâle geldi. Düşünün İngiltere'de yüzde 4 civarında enflasyonun olacağı ve kalıcı olacağı söyleniyor. Bakın, yüzde 4. (Gürültüler)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Binde 4'lerden yüzde 4'lere geldi.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yani şunu söyleyeyim, şimdi şunu arz edeyim: Bakın, her ne olursa olsun burası biraz önce de söyledim nitelikli bir Komisyon. Biz burada bunları konuşacağız. Ama konuştuğumuz zaman da her ne kadar farklı görüşte olsak da biz; kendi devletimizin geleceğini düşünmek zorundayız.

Yine, ben burada özellikle Sayın Bakanımıza bir teşekkürümü daha söylemek istiyorum. Özellikle millî kültürün tanıtılması konusunda müthiş derecede hem reklam anlamında hem dijital anlamda çok güzel hizmetler yaptınız Sayın Bakanım. Yine, zengin kültürel mirasın tanıtılması konusunda, bir; ikincisi de kazı çalışmalarının yapılması konusunda. Biz Göbeklitepe'ye de gittik, Taştepe'ye de gittik -tabii darısı Ağrı'ya, onu da söyleyeyim- müthiş bir çalışma olmuş. Burada da gerçekten teşekkür ediyorum.

Yine, radyo, televizyon, özellikle RTÜK'le ilgili olarak yapmış oldukları çalışmalardan dolayı ben burada Başkanımızı da gerçekten tebrik ediyorum.

Sayın Bakanım, zatıalilerinizden bir istirhamım var. Tabii, Ağrı, Selçuklulardan ve Osmanlı bakiyesi Türkiye Cumhuriyeti devletinin de bir ili olması hasebiyle özellikle 1071'de Sultan Alparslan'ın bana göre Romen Diyojen'le yapmış olduğu savaşın yüzde 80'i Patnos'un Doğansu köyü, eski adıyla Sultanmut köyünden geçti. Şimdi, o lokasyona baktığınızda en fazla şehidin yattığı yer Doğansu köyü. Ben kendim araştırdım. Tabii, Çanakkale'de bir Alan Başkanlığı var. Acaba bunun bir tanesi de o bölgede kurulursa bunun Ağrı'ya veya Patnos'a verilmesi söz konusu olabilir mi? Çünkü şudur: Özellikle Malazgirt'te devletin çok büyük yatırımı var. Dolayısıyla aynı şekilde Ahlat'ta devletin çok büyük yatırımları var. Ama şudur: Biz bu yatırımları biraz daha bölüştürüp de o bölgelere dağıtma imkânımız olursa bölge halkı açışından da çok büyük bir tarihe ortak olmak anlamında... Yani hatta şunu da söyleyebilirim: Malazgirt Meydan Muharebesi'ni şöyle de değiştirebilir miyiz? "1071 Malazgirt ve Patnos Meydan Muharebesi" olabilir mi? Bunu da takdirlerinize sunuyorum.

Ben, 2022 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığımızın bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyor, bu anlamda hepinize saygılar sunuyorum.