NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, ben de amatör olarak tiyatro da yapmış birisi olarak tabii, tiyatrolardan bahsetmek istiyorum daha çok. Özel tiyatrolarla ilgili sunumunuzda verdiğiniz destekleri açıkladınız, ben de sordum arkadaşlarıma. Gerçekten hani bu desteklerin önceki dönemlere göre verildiğini, bu anlamda yapılmış işlerle ilgili tabii ki biz takdir etmesini, teşekkür etmesini biliriz, onu söyleyeyim ama yeterli olmadığını, kapanan özel tiyatrolar olduğunu ve bazen tabii ki gerek ayrımcılık konusunda eleştiriler olduğunu gerekse de kriterlerin bu anlamda ölçüsüz olduğunu söylüyorlar. Örneğin, Kadıköy Theatron kapanıyor bu süreçte, pandemi sürecinde destek alamadığı için. Yine, yıllarca bir birikimi olan, sekiz yıllık bir geçmişi olan Moda Sahnesi destek alamadığı için kapatılıyor, yönetmelikteki 8'inci madde gerekçe gösteriliyor, destek alamamasının gerekçesi olarak gösteriliyor. Bu kriterlerden biri de tabii vergi borcu. Zaten pandemi döneminde gelir elde edemeyen, çalışamayan, oyun sahneleyemeyen bu tiyatroların yani vergi borcunun olmaması gibi bir kriter konulması hakikaten absürt bir durum. Bu nedenle bunlar yapılırken siyasi olarak veya başka kriterlerle ayrımcılık yapılmaması gerektiğini buradan bir kez daha vurguluyorum.

Yine söylendi, benim de notlarım arasındaydı yani sanatçıların yüzyıllardır dünyanın her yerinde iktidarları eleştirdiğini, bunu sanat diliyle dile getirdiğini ama hiçbir zaman da sırf bu sebeplerle tutuklanmadığını, yargılanmadığını biliyoruz yani bunun birçok örneği var, ben daha önce de bahsettim, yani Shakespeare'in tiradından tutun geçmişteki Fransız oyunlarına kadar ama bizim ülkemizde maalesef sanatçılar Cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle hiç hoş olmayan görüntülerle adliye koridorlarında süründürülüyor. Ya, Kültür Bakanı olarak, bu sanatçılara en azından bir açıklama yapın, sahip çıkın.

Bakın, Nazım Hikmet'ten bir örnek anlatacağım. Nazım Hikmet Bursa Cezaevindeyken Adalet Bakanlığından bir yetkili gelir ziyarete ve oturur, kaba bir şekilde Nazım Hikmet'i karşısında bekletir. Nazım Hikmet çıkarken "Sizin isminiz nedir?" diye sorar ve der ki: "Beni bütün dünya tanıyor ve tanıyacak, tarihte bilineceğim ama sizin adınızı hiç kimse hatırlamayacak." Evet, sanatçılar her zaman yaşayacaklar, yaptıklarıyla tarihe mal olacaklar ama siyasiler olumsuz örnekleriyle bazen kötü bir şekilde geçecekler tarihe, bazen hiçbir zaman anımsanmayacaklar.

Yine, tiyatrolarla ilgili olarak, evet, şubat ayında bir ilan yapılıyor, nisan ayında sınav yapılıyor, 81 sanatçı ve toplamda 119 teknik personelle birlikte istihdam için yapılan sınav neticesinde nisandan beri açıklama yapılmıyor. Bu da insanlarda "Torpil mi?" "Yine mi liyakatsiz atamalar yapılacak?" kuşkuları uyandırıyor, bununla ilgili bir açıklama bekliyor camia. Liyakatsizlikle ilgili çok eleştiriler var ve şunu da söylüyorlar: Yani -üzgünüm ama burada söyleyeceğim- genel müdürün fiilen yetkisiz bırakıldığı ve siyasilerin tiyatrolarla ilgili kararlarda etkili olduğu özellikle belirtiliyor ve 4/B, 4/C'yle ilgili statü bakımından eşitsizlikler de aşılamayan bir sorun olarak hâlâ devam ediyor. 450-500 civarı 4/B'li olduğu belirtiliyor ve eşit işe eşit ücret sizin kurumunuzda, Bakanlığınızda da uygulanmıyor.

Yine, sanatçı olarak -kamu kurumunda- bir TRT bir de Bakanlığınızda istihdam edilen personel var. Bu iki personel arasında da işte 5200 ek gösterge, birinde 3600 ek gösterge şeklinde bu ek göstergelerde eşitsizlik olduğu, tayini gelen bölge tiyatrolarındaki kişilere bu anlamda herhangi bir yanıt verilmediği, bunun karşılanmadığı söylenen eleştiriler arasında.

Ben, yine, RTÜK'ten de bahsetmek istiyorum. Yani...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümleleriniz olsun lütfen.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Başkanım, o kadar çok şey var ki...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ne yapalım, konuşurken çok hızlı akıyor ama dinlerken o kadar hızlı akmıyor inanın.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Evet, öyle oluyor.

Bir kısmını o zaman Bursa ile İznik, İznik'teki arkeoloji müzesiyle ilgili, Uludağ'la ilgili soru olarak sonra yönlendireyim ama RTÜK'ün de ayrımcı uygulamasını eleştiriyoruz. Özellikle, bir türkü söylendi diye Halk TV'deki "Görkemli Hatıralar"a verilen cezayı da buradan bir kez daha kınıyorum.

Teşekkür ederim.